Ben evlenmedim, haliyle de boşanmadım. Sözlümden ayrıldım, saylanır mı bilmem. Ama hayatımda köklü değişiklikler yapmamı gerektiren bir tecrübeydi. İlk zamanlar kalbim sökülüyor gibi hissetmiştim. 3 yıl oldu, şimdi arada bir hüzünle karışık gülümsemeyle hatırlıyorum.
Ablam boşandığında senin yaşlarındaydı. Onun çocuğu yoktu, ailevi sebeplerle evlenmişti, aile baskısı değil, babam kalp krizi geçirmişti ve nişanlısından ayrılırsa babamın üzüntüden öleceği gibi çocukça bir fikre kapılmıştı nitekim 6 ayda boşandılar.
Şimdi güzel bir hayatı var. Her zaman mutlu mu, hayır. Ama kendi hayatı işte. Keşkelerle yaşamıyor.
Bir evladın var ve anne baba olarak en önemli sorumluluğunuz öncelikle o çocuğa sağlıklı ve huzurlu bir ev vermek.
Hiçbir çocuk kavga gürültünün olduğu evi, yuva olarak benimseyemez, dilinde benimsese psikolojisi benimsemez. İleride sorunlu bir genç yetiştirmek istemiyorsanız ya anlaşarak devam edeceksiniz ya da anlaşarak boşanacaksınız.
Bazı erkekler iyi babadır, kötü eştir. Belki eşin onlardan. Belki de sen kötü bir eştin ve o da sana iyi bir eş olamadı. Bunlar ileride ikinizin de sorgulaması ve ders çıkarması gereken hatalar.
Yapman gereken şey, ortada kurtarılacak bir şey var mı ona bakmak. Eğer varsa da kurtarılmaya değip değmediğine karar vermek.
Eşini seviyor olabilirsin ama saygı duymadığın bir adamı uzun süre sevemezsin.
Senin de hataların vardır muhakkak ama bittiyse de bitmiştir be cundagg, bazen hakikaten kurtarmak için çabalamanın alemi yok. Şimdi debelenip 1 yıl sonra yine aynı yere varacaksanız, bırakın bence, ne sen, ne eşin ne de çocuğunuz yıprasın.
Birbirinizi affederek 10 yıl kaybedebilirsiniz.
Bazen perşembenin gelişi çarşambadan belli oluyor işte.