Ateş düştüğü yeri yakar bu bir gerçek.Ne söylesek içindeki ateşe değmez,bir umut belki bilinçaltına işler ve seni aydınlığa götürür ümidi bizlerdeki.Benzer şeyler yaşadım.Olayın içinde aldatma yoktu ama annesine ezdirme,annesinin kıskanıp hayatımızı kabusa çevirmesi,sevdiğim adamın nereye harcadığı belli olmayan binlerce liralık borçları,toplumdaki negatif imajı,garip aile geçmişleri,bunları ailemden beni istemelerinden sonra öğrenişim,son ana kadar mücadele edişim ve öle öle vazgeçişim.Olay örgüleri farklı olsa da bu vazgeçiş ve arkasından yaşanan çöküşler ortak sanıyorum ki.Sana -şunu yap- diyemem muhakkak,ama -ben ne yaptım-ancak bunu anlatabilirim...
10 ay rüya gibi süren bir beraberliğin kabusa dönmesinin ardından,mücadele ettim;sevdiğim adamdan vazgeçmemek için prensiplerimden bile vazgeçtim.Olmadı.-Bin kere evlense de oğlum benim kocamdır-diyen sapkın bir anne,ve sevgimize rağmen annesini susturamayan sevdiğim adam;sonunu bilmediğim geleceğim,çocuklarımın öyle ahlak yoksunu bir kayınvalidenin elinde büyüyecek olması,sevdiğim adamın şiddet eğilimi;göremedim önümü.Canı pahasına bizi ayırmaya çalışan kadın,evlensek de durmayacaktı,bıkmayacaktı oyunlardan.Koklaya koklaya,ağlaya ağlaya ayrıldık.Buraya kadar tamam,sanırım seni ilgilendiren kısmı bu enkazdan sıyrılma dönemi...
6 temmuzda son kez gördüm yüzünü,gözlerini.Tam 20 temmuza kadar yataktan hiç çıkmadım.Ağladım,uyudum,yemek yedim,uyudum,ağladım,uyudum.Tam 15 gün böyle geçti.Sonra günlük rutin işlerimi zorla da olsa yapmaya çalıştım.Canım istemese de kimseyi görmeyi,benimle birlikte kan ağlayan ailemle vakit geçirdim.İzlemesem de tv izler gibi yaptım yanlarında oturup.Kk'ya girdim,eşi ve eşinin ailesi topiğindeki bütün hikayeleri okudum.Hep-evlenseydik işte böyle olacaktı-diye pay çıkarmaya çalıştım hemcinslerimin yaralarından.Hep şükür payı çıkarmaya çalıştım.Olmadı,sanki içimde bir alev hiçbirşey söndürmüyor.Herkes uyuduktan sonra sabahlara kadar yatağımda ağlıyorum.1 ay da böyle geçti.Gündüz başka biri,gece tekken başka biri olarak.
Ayrılığın ilk 1.5 ayı tıpkı böyle burada tarif bile edemeyeceğim acılarla geçti.Dipse,dibe vurdum.Her gece ağlayarak Allah'a yalvarıyordum içimdeki acıyı alması için.Atamıyordum,her geçen gün o acı özlemle birleşip daha da büyüyordu sanki.Baktım olmayacak.Acımla barışmayı öğrendim,zorla öğrettim kendime.Acımdan acı çekmemeyi,en olağan tepki olduğunu kendime kabul ettirdim.Ağlamak istediğim zaman ağladım,hatırlamak istediğim zaman hatırladım.Korkmadım acımdan.Sonra bir gün vazgeçmenin en acı karar,ama seni bu noktaya getirenlerden en büyük intikam olduğunu farkettim.Bir tarafım kavuşmaları mahşere bıraktı,bir tarafım da sabırla ilahi adaletin tecellisini beklemeye başladı...
Üstünden tam 83 gün geçti,kokusunu duymadığım 83 gün.Bu 83 gün içinde O'nun barışma çabalarını,yüzlerce kez verip de döndüğü sözleri,çırpınışını izledim.Cevap vermedim,hep sustum hep.Şimdi nasılım?İçimde hep bir boşluk,içimde hep acıyan bir taraf.Ama daha güçlü.Şimdi mağdur olmanın tadını çıkaran,sabırla Allah'ın zalimlerin dersini vereceğine şüphesiz inanan bir ben var.Gülümseyen bir ben.83 gündür uyumadan önce son aklımdan geçen,uyandıktan sonra ilk aklıma gelen hep O.Şimdi uyanmıştır,şimdi işe gidiyordur,şimdi işten çıkmıştır...... yüzlerce O ile başlayan cümle.Ama iyiyim.Yani olması gerektiği kadar işte.Hiçbirşey yaşanmamış gibi olmak da,olmayı beklemek de anlamsız.Acınla barış,zaman bütün yaraları iyileştiriyor...