Yüz temizleme jeli doğal tarifi evde kolayca yapabilirsiniz. Doğal yüz temizleyici jel tarifi cildi güzelleştirdiği gibi yıpranan makyaj ve dış etkiler nedeniyle yıpranan cildi onarmaktadır. Yüzünüzü sabunla yıkamak, makyajınızı temizlemek, vb. günlük yüz temizleme teknikleri dışında evde kolayca yapabileceğiniz doğal tariflerden yardım alarak sağlıklı bir cilde kolayca sahip olabilirsiniz.
Yüz temizliği konusunda yapılacak ilk işlem cildinizdeki gözenekleri açmaya yöneliktir. Gözenekleri kapalı bir cilt için sağlıktan bahsedilemez. Doğal yüz temizleme jeli yapımı teknikleri ile gözeneklerinizi açarak hücre yenilenme sürecini hızlandırabilir, günden güne gençleşerek zamana meydan okuduğunuzu görebilirsiniz. Sizlerle paylaşacağımız en iyi yüz temizleme jeli tarifleriyle yüzünüzün ışıldamasını sağlayacak birkaç etkiyi bir arada elde edebilirsiniz.
Yarım tatlı kaşığı badem yağı, 4 yemek kaşığı kastile sabunu, 4-5 damla E vitamini yağı ve 9 damla lavanta yağı karıştırılarak demlenmiş 4 su bardağı papatya çayı ile karıştırılarak başarılı bir yüz temizleme jeli elde edilebilir.
1’er çorba kaşığı limon suyu, zeytinyağı ve avokado yağı jel haline gelene kadar karıştırılır. Bu tarif ile cilt temizliği yanında gözenekler ve lekelerle savaşabilirsiniz.
Cildinizi Besleyecek Yüz Maskesi Çözümleri
Tarifini paylaştığımız jeller ile yüzünü tamamen temizledikten sonra evde yüz temizleme maskesi tariflerimizle elde ettiğiniz maskeleri yüzünüze uygulayarak cildinizi nemlendirip beslerken zamanın etkilerini tersine çevirebilirsiniz!
2 tatlı kaşığı bal, yarım avakado ve 2 yumurta bir kabın içerisinde yumurtalar köpürene kadar karıştırılarak kalın bir tabaka halinde cilde uygulandığında pürüzsüz bir cilde sahip olmanıza yardımcı olur.
Yarım su bardağı salatalık posası ve bir adet yumurta karıştırılarak yüze uygulandığında kırışıklıklar azaltılabilir.
1 paket jelatin ısırılarak domatesle birlikte karıştırılıp yüze uygulandığında ciltteki lekelerden kurtulabilir ve ton farklarını yok edebilirsiniz.
Günde sadece 1 dakikanızı plank hareketine ayırarak fit görünüm kazanmak ister misiniz? Öyleyse bu yazımız tam size göre.
Oradan buradan çıkan fazlalıklar artık rahatsız etmeye başlamış olabilir. Kesinlikle canınızı sıkmayın. Size açıklayacağımız yöntem ile tüm vücudunuz çalışacak ve fit bir görünüm kazanacaksınız.
Gün içinde doğru ve sağlıklı bir şekilde yapacağınız plank (şınav) hareketiyle istediğiniz sıklığa ulaşabilecek ve istediğiniz kıyafeti giyebileceksiniz. Böylece kadınların en büyük dertlerinden biri olan fazlalıklara son vermiş olacaksınız.
Son yılların popüler hareketi olan plank hareketiyle fit görünüm kazananların sayısı oldukça fazla. Bu size güzel bir motivasyon olabilir. Bu hareketi yapmakta zamanla zorlansanız ama bir süre sonraki görünümünüze emin olun değecek. Uzun süre spor yapmaktan keyif almayan biriyseniz bu hareket tam size göre.
İşte plank(şınav) hareketi ve uygulanışı
-Yüz üstü pozisyon alın
-Ellerinizi ve ayaklarınızı yerde olacak şekilde koyun
-Parmak uçlarınızda durun
-Bacak, bel ve sırtınızı düz pozisyona getirin
-Omuz ve kafanızı öne doğru indirin
İşte tüm anlatılanların uyguladıktan sonra 15 saniyeyle 2 dakika arasında değişen süre boyunca bu şekilde kalmaya çalışın. Eğer bu hareketleri ilk kez yapacaksanız çok dikkatli olmanız gerekir. İlk denemede 1 dakika boyunca kalmamanız gerekir. İlk denemenizde 15 saniye kalmnız yeterli olur.
Bu pozisyondayken nefes alıp-vermeleri unutmayın. Plank(şınav) hareketinin etkisini görebilmeniz için nefes odaklı çalışmalısınız.
Yağ Yakıcı Yiyecekler Nelerdir? Yiyeceklerle Yağ Nasıl Yakılır? Bu yazımızda hangi yiyecekler yağ yakmaya yardımcı olur konusunda çok önemli bilgiler ve ipuçları vereceğiz.
Günümüzde birçok kişi yağ yakıcı kürler ile vücut yağlarından kurtulmaya çalışıyor. Bu sebeple düzenli egzersiz veya diyet reçeteleri yanında yağ yakan içecek ve yiyecekleri tüketmek çok revaçta. Özellikle bazı yiyeceklerin yağ yaktırtıcı özellikleri olduğu biliniyor ancak diğer yandan yap yakmada yağ yapıcı yiyeceklerden ve özellikle işlenmiş gıdalardan uzak durmakta fayda var.
Temel prensip olarak şayet bir yiyeceğin içinde amino asitler ve değerli yağlar varsa bu yağların vücut tarafından hem sindirimi hem de kullanımı daha verimli oluyor. Diğer yandan bir yiyecek şayet sindirim sistemini ve mideyi çalıştırıyorsa bu yiyecek kendisi dışında yenen yiyeceklerden alınan yağlarında sindirilmesinde faydalı olabiliyor.
Bunun dışında bazı yiyecekler tok kalmanızı ve gün içinde gereksiz ve yağ yapan gıdalardan uzak durmanızı sağlayarak yağ yakmaya yardımcı oluyor. Bu yiyeceklerin başında özellikle sabah kahvaltısında yenen yumurta ve çiğ kuruyemişler var. Bazı yiyecekler ise örneğin kuruyemişler veya ayva gibi meyveler yavaş sindirildikleri için midenizi ve sindirim sisteminizi yormadan çalıştırıyor ve yağ yakmayı arttırıyor. Diğer yandan mesela şekerli bir içecek mide tarafından ayrıştırılma ve sindirilme sırasında midenizi sanıldığın aksine katı bir kuru yemişten çok daha fazla yoruyor.
Tabi her diyette olduğu gibi yiyecekler yanında yağ yakan egzersizler son derece önem taşıyor. Zira yavaş bir metabolizma ne yerseniz yiyin bilhassa kilo vermenize engel oluyor.
Yağ yakan yiyecekler nelerdir?
Hangi Yiyecekler Yağ Yaktırır?
Yağ yaktırma özelliğine sahip metabolizma hızlandırıcı bazı yiyecekler şunlar:
Doğal (işlenmemiş) peynir
Yulaf ezmesi
Keten tohumu
Yumurta (sabah yenen)
Limon, greyfurt
Bakliyatlar ve özellikle kuru fasulye
Bulgur
Yağsız hindi göğsü
Yağsız kuzu eti
Somon eti
Semizotu
Çiğ ceviz, fındık ve badem
Kinoa tohumu
Yeşil çay
Çok açık siyah çay
Brokoli ve yağsız karnabahar
Yağsız ve bol limonlu yeşil salata
Taze soğan ve sarımsak
Ayva
Acı biber
Kefir
%80 kakao içeren siyah yağsız ve katkısız işlenmemiş çikolata
Dik ve diri göğüsler için maske tarifleri bu yazımızda… Daha dolgun, pürüzsüz ve yeniden toparlanmış göğüsler için doğal yöntemler uygulamak gereklidir. Dekolte bölgesi ve göğüslerin form kazanması, sarkıklığın giderilmesi, ölü hücrelerin atılarak yeniden canlı hücrelerin kazanılması ve ciltteki kolajen üretiminin artırılması için doğal maske tariflerini uygulayınız.
Esnekliğini kaybetmiş ve sarkmış göğüslerde, toparlanma ve hacim kazanma etkisi sunan avokado maskesi için;
2 olgun avokado
1 Çay bardağı beyaz kil
3 çorba kaşığı papatya yağı
1 tatlı kaşığı anason yağı
Avokadolar çatal yardımıyla bir kapta iyice ezilir ve yağlar eklenir. Ardından kil ilave edilerek peeling maske hazırlanır. Elde edilen hamur ile boyun, dekolte ve göğüs bölgesine uygulama yapılır.
10-15 dakika içerisinde kuruyan peeling soğuk suyla yıkanarak temizlenir. Doğal avokado maskesi, cilt lekelerinin yok edilmesinde oldukça etkili ve dekolte çizgilerinin geçirilmesinde idealdir.
Göğüs dikleştirmenin doğal bitkisel yolları
Bal Bakımı
Cilt bakımı için en etkili yöntemlerden olan bal maskesi için;
1 yumurta beyazı
1 tatlı kaşığı mısır nişasta
1 tatlı kaşığı doğal bal
Bir kap içerisinde karıştırılır ve macunsu kıvam elde edilir. Göğüslere ve dekolte bölgesine sürülür. 15-20 dk sonra önce ılık sonra soğuk suyla durulanır. Bal maskesi haftada 2 kez uygulanabilir ve düzenli kullanımlarda kırışıklıkların giderildiği fark edilir.
Göğüs ve Dekolte Bakımı Nasıl Yapılır?
Patates Bakımı
Cildi temizleyen, cildi beyazlatan ve parlak bir görünüm veren patates, göğüsler ve dekolte bakımı için idealdir. Patates maskesi için;
2 adet patates
Blender ile ezilir ve suyu elde edilir. Patates bakımı geceleri yatmadan önce göğüslerin tamamı, dekolte ve boyun bölgesine sürülür. Masaj yaparak sürülen patates suyu, sabah ılık su ile durulanır.
Göğüs dikleştiren ve dekolte bakımı yapan bu maske, her gün uygulanabilir.
Hamilelikte PLT düşüklüğü, trombosit seviyelerinin düşmesine neden olan bir durumdur. Belirtiler, nedenler ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi edinin.
Hamilelik süreci, bir kadının vücudunda bir dizi değişikliğe yol açar. Kan değerleri de bu süreçte etkilenebilir. Trombositler (PLT), kanın pıhtılaşmasında önemli bir rol oynayan hücrelerdir. Hamilelik sırasında bazı kadınlarda trombosit seviyeleri düşebilir. Bu makalede, hamilelikte PLT düşüklüğüne odaklanacak ve belirtileri, nedenleri ve tedavi yöntemlerini ele alacağız.
Gebelikte düşük PLT sıkça karşılaşılan bir rahatsızlık türüdür. Kanın pıhtılaşmasını sağlana kan hücrelerinin normal değerlerin altında olduğunun ölçümü ile tespit edilen rahatsızlık;
Vücutta oluşan morluklar,
Deri kanamaları,
Kesiklerde durmayan kanamalar,
Diş eti kanaması,
Burun kanaması,
Yorgunluk
Hamilelikte PLT düşüklüğü, genellikle semptomlarla kendini göstermez. Ancak, ciddi bir PLT düşüklüğü durumunda, aşağıdaki belirtiler ortaya çıkabilir:
Aşırı kanama: Cilt altında morluklar, burun kanamaları, dişeti kanamaları gibi aşırı kanama belirtileri görülebilir.
Kolay morarma: Hafif darbeler veya sürtünmeler sonucunda bile kolayca morarma meydana gelebilir.
Aşırı adet kanaması: PLT düşüklüğü olan hamile kadınlarda adet dönemlerinde aşırı kanama yaşanabilir.
Trombositlerin dalakta veya kan dolaşımında yıkıma uğraması,
İlaç kullanımı
Gibi nedenlerle ilgili rahatsızlıktan mustariptirler. Doğumdan sonra normal değerlere ulaşabileceği düşünülen trombosit süresinin gebelik döneminde tedavisi yapılabilmektedir.
Hamilelikte PLT düşüklüğü, genellikle gebeliğe bağlı trombositopeni olarak adlandırılan bir durumdan kaynaklanır. Bununla birlikte, PLT düşüklüğüne başka nedenler de yol açabilir. İşte hamilelikte PLT düşüklüğünün yaygın nedenleri:
Gebeliğe bağlı trombositopeni: Hamilelik sırasında, bebeğin büyümesini desteklemek için vücutta daha fazla trombosit kullanılır. Bu da trombosit seviyelerinin düşmesine neden olabilir.
Preeklampsi: Preeklampsi, hamilelik sırasında yüksek kan basıncı ve protein idrarında artışla karakterize bir durumdur. PLT düşüklüğü preeklampsiye bağlı olarak ortaya çıkabilir.
İlaçlar: Bazı ilaçlar, hamilelik sırasında trombosit seviyelerini düşürebilir. Özellikle bazı antidepresanlar ve bazı antibiyotikler bu etkiye sahip olabilir.
Hamilelikte trombosit düşüklüğü
Trombosit Düşüklüğü Tedavi Yöntemleri
Hamilelikte PLT düşüklüğü genellikle semptomsuz olduğu için spesifik bir tedavi gerektirmeyebilir. Ancak, PLT düşüklüğü belirtileri şiddetliyse veya PLT seviyeleri çok düşükse, tedavi gerekebilir. Tedavi, altta yatan nedenlere bağlı olacaktır. İşte hamilelikte PLT düşüklüğünün tedavi yöntemleri:
İzlem ve takip: Doktorunuz, PLT seviyelerinizi düzenli olarak kontrol edecektir. Semptomlarınızı izlemek ve PLT seviyelerini belirli aralıklarla kontrol etmek önemlidir.
İlaç tedavisi: PLT düşüklüğünün altında yatan nedenlere bağlı olarak doktorunuz ilaç tedavisi önerebilir. Örneğin, preeklampsi durumunda, yüksek tansiyonu kontrol altında tutmak için ilaçlar kullanılabilir.
Kan transfüzyonu: PLT düşüklüğü ciddi ise ve kanama riski yüksekse, doktorunuz kan transfüzyonu önerebilir. Bu, trombosit seviyelerini hızlı bir şekilde yükseltebilir.
İbrahim Saraçoğlu’ndan Trombosit Düşüklüğü Tedavisi
Şifalı tarifleriyle pek çok rahatsızlığa çözüm sunan Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, gebelik döneminde de kullanılabilecek tarifler ve besin maddeleri önerilerinde bulunmaktadır. İbrahim Saraçoğlu trombosit düşüklüğü için;
Haftada en az 3 kez yeşil mercimek çorbası tüketilmesi,
10 gün süre ile günde 1 kez lavanta kürü uygulaması
Önermektedir. Hamilelikte trombosit düşüklüğü tedavisi için de kullanıma uygun olan lavanta kürünün hazırlanışı ise oldukça kolaydır.
1 su bardağı su kaynatılır.
Kaynama sonrası içerisinde 1 tatlı kaşığı lavanta eklenir.
8 – 10 dakika kısık ateşte kaynatılır.
Kaynama sonrası ılımaya bırakılır.
Ilıma sonrası tülbent ile süzülerek yatmadan yarım saat önce tüketilir.
Küre 10 gün süre ile devam edilmesini öneren İbrahim Saraçoğlu ayrıca kürün taze olarak tüketilmesi için her kullanım öncesi hazırlanmasını tavsiye etmektedir.
Kemerli Gelinlik Modelleri 2019 trendleri arasında, farklı tarzlara sahip olarak yerini almaktadır. Gelinliklerde kullanılan kemerler hem şık hem de modern bir hava yaratmaktadır. 2019 gelinlik modelleri ve fiyatları gelin adayları için merak konusu olurken, özellikle 2013 yılında en zarif gelinlik modeli olarak seçilen ve tercih edilen kemerli gelinlik modellerini farklı tarzlara bürünmüş olarak görmek mümkün.
Kemerli Gelinlik Modelleriyle Zarifliği ve Şıklığı Yakalayın
Özellikle bel kısmına yerleştirilen kemerlerle çok daha şık ve tarz bir görünüm kazanan gelinlikler, 2019 yılında tekrar trend haline gelmiştir. Yeni koleksiyonda derin dekolteler dikkat çekerken, kemer ve dantel kullanımına da ağırlık verildiği gözlemlenmektedir. Farklı renk ve desenler 2019 yılında gelinlik koleksiyonlarında yer almıştır. İnce kemer kullanımları zarif bir görünüm sağlarken, kalın kemer kullanımları zengin bir görünüm oluşturmaktadır. 2019 gelinlik koleksiyonlarında gelinlik modelleri kabarık ve kemerli olarak dikkat çekmektedir.
2019 Gelinlik Modellerinde Beyaz Terk Ediliyor
Gelinlik denildiğinde akla gelen ilk renk olan beyaz, 2019 senesinde yavaş yavaş terk ediliyor gibi görünüyor. Beyaz renk tabi ki de gelinlikte vazgeçilmez bir tercih, fakat cesur ve renkli tasarımlar koleksiyonlarda yerini çoktan aldı. 2019 gelinlik koleksiyonunda dikkat çeken gelinlik özelliklerinden bazıları;
Renkler daha da canlanıyor,
Metalik renklere ağırlık veriliyor,
Dekolteler ağırlıkta ve daha derin dekolteler tercih ediliyor,
Kemer ya da fiyonk gibi ekler daha da büyüyor,
Gelinlerin etekleri daha da kabarıklaşıyor,
Geometrik desenlere ağırlık veriliyor,
80’lerin trendi kol ve omuz viktoryen tarzı daha modern bir halde geri dönüyor,
Etekleri katmanlı olan gelinliklerin katmanları fazlalaşıyor,
Dantellere ve tüylere ağırlık veriliyor yani klasiklikten uzaklaşmış ya da klasiğin ciddi değişimlere uğrayarak modernleştiği modeller yer alıyor.
Kanda monosit yükselmesi; vücudun inflamasyona ve mikroplara karşı aşırı savunmaya geçtiğini gösterebilmektedir. Monosit nedir merak ediyorsanız; beyaz kan hücreleri içerisinde en büyük olanıdır. Monositlerin vücutta gerçekleştirdiği korumalar şu şekildedir;
Vücuttaki ölü hücreleri temizlemektedir.
Bağışıklık tepkilerini artırmaktadır.
Mikroorganizmaları öldürmektedir.
Yabancı parçaları almaktadır.
Kanda bulunan monositin normal değer aralığı yüzde olarak 1 ila 10 arasında olmalıdır. Farklı ölçüm değerlerinde normal aralık; 200 ila 800 microL, 0.2- 0.8 x10 ^ 9 / L olmalıdır.
Ateşlenme, şişme ve ağrı ile birlikte monosit yüksekliği belirtileri ortaya çıkmaktadır. Kanda yüksek monosit değerleri gözlemlenmesinin farklı nedenleri olabilmektedir. Bu nedenler;
Kanser
Uzun süreli inflamasyon
Depresyon
Öpücük hastalığı
Kızamık
Kabakulak
Obezite
Lösemi hastalığı (uzun süreli)
Lupus hastalığı
IBD hastalığı
Romatoid Artrit hastalığı
Monosit Yüksekliğini Azaltmanın Yolları
Monosit yüksekliği gözlemlendiğinde değerleri normale döndürmek için bazı yollar denenebilmektedir. Bu yollar;
Alkol alımını tamamen durdurma
Omega 3 asitleri içeren gıdalarla beslenme
Akdeniz diyeti uygulama
Düzenli egzersiz yapma
Kilo verme
Monosit Düşüklüğü Nedir, Belirtileri Nelerdir?
Monosit düşüklüğü farklı sebeplerle ortaya çıkabilmektedir. Bu sebepler;
Radyasyon tedavileri
HIZ virüsü
Aplastik anemi
Kemoterapi
Şiddetli gerçekleşen kanama ya da yanıklar
Romatoid Artrit (eklem romatizması)
Düşük monosit değerini arttırmanın yolları arasında; sinir sisteminin tetiklenmesi ya da saunaya girilmesi gibi eylemler yer almaktadır. Bunun yanı sıra B12 vitamini, D vitamini, C vitamini takviyesi alınmalıdır.
Giydiğiniz ayakkabı dar gelip ayağınızı mı acıtıyor? sıkan küçük ayakkabılar nasıl genişletilir makalemiz bu konuda size yardımcı olacaktır.
Ayakabbınızı evde giyin.
Ayakkabınız sizi sıkıyorsa, ayağınıza uygun hale gelen kadar evde giyin.
Bir kaç günde ayakkabınızın genişlemeye başladığını görebilirsiniz.
Kalın Çoraplar Giyin ve Ayakkabıya ısı verin.
Elinde bulunan kalın çoraplardan giyin ve saç kurutma makinesi kullanarak
yaklaşık bir dakika ayakkabıya sıcak hava üfletin.
Soğuyunca aynısını uygulayın, ayakkabılarınız genişleyene kadar buna devam edin.
2 çift çorabı içe içe geçirip, ayakkabılarınızın içine koyun.
Çorapları geceden ayakkabıda bekletin.
Ertesi gün farkı görebilirsiniz!
Yulaf veya herhangi bir tahılı geceden ıslatın şişsin.
Ardından ayakkabılarınızı yulafla doldurun.
Bir kaç gün sonra ayakkabınız giyilmeye hazır vaziyete gelir.
Ayakkabılarınızın içine, genişlemesi için patates koymak da güzel fikirdir.
Islattığınız gazeteleri ayakkabının içine doldurun.
Kuruyana kadar içinde kalsın.
Kuruduğunda çıkarıp ayakkabınızı kullanabilirsiniz.
Magnezyum minerali, vücut için gerekli olan ve eksikliğinde çeşitli sağlık sorunlarına neden olan değerli minerallerden biridir. Kemik ve iskelet sisteminin ideal biçimde gelişmesi ve devamlılığı için günlük magnezyum ihtiyacı karşılanmalıdır.
Diş ve diş yapısının oluşması, gelişmesi ve güçlü olması için en gerekli mineraldir. Kas gevşetici etkiye sahip olan magnezyum, stresin önlenmesinde de oldukça etkilidir.
Günlük beslenme alışkanlıklarına katılması gereken magnezyumun faydaları arasında;
Regl sancı ve belirtilerini hafifletmesi
Sinir sisteminin ideal biçimde çalışması
Kalp kaslarının nitelikle çalışması
Kemik ve diş yapısının sağlıklı kalması
Vücutta enerji üretiminin yapılması
Gibi olumlu etkileri bulunuyor. Magnezyum ihtiyacı doğal besinlerle karşılanmalı ve diyet listelerinde, magnezyum bakımından zengin besinler tüketilmelidir.
Magnezyum Minerali Hangi Besinlerde Bulunur?
Yeşil yapraklı sebzelerde yoğun şekilde bulunan magnezyum, salata bitkilerinde ve sebzelerde bulunur. Kakao, yer fıstığı, kayısı, buğday, buğday kepeği ve baklagillerde yüksek oranda bulunmaktadır.
Günlük magnezyum ihtiyacı için ayrıca; esmer pirinç, incir, bulgur, susam ve yağlı tohumlarla beslenme programı hazırlanmalıdır.
Magnezyum Eksikliği
Magnezyum ihtiyacının karşılanmaması sonucunda, magnezyum eksikliği oluşmaktadır. Bu, kas zayıflamalarına ve direnç kaybına neden olur. Ayrıca;
Iştahsızlık
Uykusuzluk ve yorgunluk
Halsizlik
Kas seğirmeleri
Yüksek tansiyon
Boşaltım bozuklukları
Hiperaktivite
Stres ve depresyon
Kalpte ritim bozukluğu
Böbrek taşı
Safra kesesi sorunları
Gibi sorunlara ve hastalıklara neden olmaktadır. Yetişkinlerde ortalama olarak 25 gr magnezyum bulunmaktadır. Bu oranın altında olan magnezyum, sağlık sorunlarına neden olur. Günlük magnezyum ihtiyacı ise 300- 350 mg olarak belirtilmektedir
Diyet listelerini oluştururken, uzman kontrolünde program hazırlanmalı, günlük vitamin ve mineral ihtiyaçları ideal seviyede ve doğal besinlerle alınmalıdır. Minerallerin eksiksiz olması zaten doğal olarak formda olmanızı ve fit kalmanızı sağlar.
Evde yapılan doğal maske yöntemleri ile çillerin görünümünü azaltabilirsiniz. Limon, cilt bakımında ve temizliğinde kullanılan en temel doğal yöntemlerden biridir. Çillerin geçirilmesi için de kullanılan limonu, pamuğa sıkarak cilt yüzeyini silin. Ortalama 10 dk beklettikten sonra ılık su ile yüzünüzü yıkayın.
Sadece çiller için değil cilt lekelerinin geçirilmesi için de limon, en ideal yöntemlerden biridir. Ancak limonun yapısı oldukça asidik olduğu için 10 dakikadan fazla bekletilmemesi ve sıklıkla yapılmaması gereklidir. Haftada 1 veya 2 kez uygulanabilir.
Çil ve cilt lekelerinin geçirilmesi için uygulanan yöntemlerden biri de keten tohumudur. Doğal yöntemlerle çillerin geçirilmesi için; saf su içerisine bir miktar ekleyin ve iyice kaynatın.
Ortalama 5- 6 dakika kaynadıktan sonra süzgeç yardımıyla süzerek, suyunu temiz bir kaba alın. Pamuk ile keten tohumu suyunu, yüzünüze uygulayın. Cildin uygulamadan önce iyice temizlenmesi, makyaj ve kozmetik kalmaması gereklidir.
Kaynamış keten tohumu suyunu ılık olarak kullanın. Özellikle çillerin yoğun olduğu bölgeye sürün. 15- 20 dakika beklettikten sonra ılık su ile durulayın.