üşengeçlikten kurtulmak istiyorum!!!

louboutin61

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
25 Temmuz 2010
49
1
37
1-Şu an buraya bu yazıyı yazmak bile öyle ağır geliyor ki anlatamam. . Kendimi o kadar yetersiz ve çaresiz hissediyorum ki anlatamam.

2- Dış görünüşümle ilgili takıntılarım var. Kendimi her zaman çok şişman ve çirkin buluyorum. Hiçbir zaman beğenmiyorum kendimi. Bu öyle boyutlara varıyor ki, kendime kıyafet almaya bile gidemiyorum. Dükkanlarda kendime yakışacak hiç birşey olmadığı gibi bir takıntım var. Giydiğim hiç birşeyi üzerimde beğenmiyorum. Ya göbeğimi gösteriyor ya da kalçalarımı. Ki ikisinden de nefret ediyorum. Böyle en bolundan iki pantalonla ve iki kazakla bütün bir kışı geçiriyorum. Her gün aynı şeyleri giymemden erkek arkadaşım o kadar sıkılıyor ki kendisi gidip bana bir şeyler alıyor. O almasa kendime iç çamaşırı bile almak gelmiyor içimden. Sabahları boy aynasına baktığımda, bacakları selülit dolu, göbeğinde yağlar birikmiş kolları bile yağ bağlamış çirkin bi kadın görüyorum karşımda. Ama bu durumu değiştirmek için gerekli hiç birşeyi yapamıyorum. Boğazımı tutamıyorum, tatlıyı bırakamıyorum. Egzersiz yapayım diye, bir sürü cd, dvd, kitap vs aldım. Bir tanesini daha haftada üç kez üst üste yapmayı başaramadım. O gün egzersiz yapmamak için o kadar çok bahane bulabiliyorum ki duysanız şaşar kalırsınız. Çikolatalar, bisküviler, kurabiyeler geliyor arkasından tabi teselli için. Sonra bakıyorum kilo alıyorum diyete başlıyorum, Veriyorum bir iki kilo falan ama sonra yeniden alıyorum. Çok iyi biliyorum ki öyle aç kalarak verdiğin kiloları aynen geri alıyorsun ama napıyım… Düzenli egzersiz yapmaya bir başlayabilsem…. 53 kilo biri iken, 88 kilo oldum ve kendimi duba gibi hissediyorum. 53 kilo iken de kendimi şişman buluyordum ama şimdi o günlerime dönebilmek için her şeyimi veririm. Eski kıyafetlerim üzerime olmadığı için hepsini attım. Sabahları dolabımı açtığımda moralim o kadar bozuluyor ki anlatamam. Çünkü topu topu iki üç pantolonla,bir iki kazak var giyebileceğim….

O kadar istikrarsız bi insanım ki, başladığım hiçbir işi bitiremiyorum. Bitirdiğimeye çalıştığım tek şey okulum ..gerçi okula da gitmiyorum ondan da çok pişmanım. Keşke başka bi bölüm okusaydım, keşke başka bi meslek seçseydim diye kendi kendimi paralıyorum.

Geleceğe karşı büyük bir güvensizlik içerisindeyim. Kendi ayaklarımın üzerinde duramayacağıma inandığım için erkek arkadaşımdan ayrılırsam, ya da ona bir şey olursa napıcam ben diye düşünüp duruyorum.. Kim napsın benim gibi yetersiz, işinin gereklerini yapamayan birini diyip duruyorum ve bunun stresi ile kendimi tatlıya veriyorum. Erkek arkadaşıma baskı yapmaya başladım ne zaman evleneceğiz diye. Çünkü en azından belki evlenirsem bir şekilde güvencem olacağına inandım şu aralar. O ise benim kadar istekli değil. Bu da beni hem üzüyor hem de daha çok korkutuyor.

Çok dağınık ve pasaklı bir insanım. Bir türlü düzenli ve titiz biri olamıyorum. O kadar tembelim ki bazen, evde tek başıma kaldığım zamanlar televizyonun karşısında saatlerce hiç birşey yapmadan oturduğum oluyor. Bir türlü düzenli bir insan olmak için gereken enerjiyi bulamıyorum kendimde. Evde bir oda var, taşındığım günden beri (1.5 yıl oldu) düzenlenmeyi bekliyor. Ve ben o odaya her girişimde kendimden nefret ediyorum. Ne kadar beceriksiz bi insansın sen diyorum ya 1.5 senedir şu odayı düzeltemedin. Ama ne zaman başlasam üzerime bir yorgunluk, bir kırgınlık çöküyor ve dinleniyim biraz diyip bırakıyorum her şeyi öylece.

Kendime olan güvensizliğimin nedenini ben de çok soruyorum kendime. Babam olabilir diye düşünüyorum çoğu zaman. Babam bizi de sık sık döverdi. Her şey yasaktı. Bahçeli bi evde oturuyorduk, o bahçeden dışarı çıkmamız yasaktı, komşu çocuklarıyla oynamamız yasaktı, eve arkadaşlarımızın gelmesi yasaktı. Büyüdükçe bu yasaklar da çoğalarak arttı tabi. Küçükken sürekli ölse de kurtulsam diye dua ederdim. Sanırım 12-13 yaşlarındaydım acı bir gerçeği fark ettiğimde. Ben Allah’tan korkmuyordum babamdan korktuğum kadar. Günah kavramının benim üzerimde en ufak bir etkisi yoktu, oysa, babamın akşam eve geleceği, gene beni aşağılayıp beni döveceği korkusu o kadar büyüktü ki, onu memnun etmek için ne derse yapar ama içimden de nefret yağdırırdım ona. Aramızda hiçbir zaman bir baba-kız ilişkisi olmadı.O kadar cahil ve dar kafalı, despot ve anlaşılmaz bir adamdır ki. Okulda derslerim her zaman çok iyi olmasına rağmen beni taktir etmedi..Hep ezmeye aşağılamaya kalktı.

Sonrasında lise bitti çalışmaya başladım.Bir mağazada tezgahtarlık yaptım..Sonra biraz kendime güvenim gelir gibi oldu.Fakirdik ve üzerime giyecek 2. bir pantolonumun olmadığı zamanları düşünüp kendimi hep alışverişe veriyordum..Hiç doymuyordum almaya.Sonra 5 yıl çalışma hayatımdan sonra okumaya karar verdim. iki yıllık bir üniversitede okumaya çalışıyorum..Sanki amacım evden kaçmaktı şu an onu hissediyorum.Çünkü okula karşı hiç hevesim kalmadı.. Ama bugün yaşadığım bu sıkıntılar o günlerin izleri sanırım. Çünkü kendimi hiçbir zaman bir güven ortamı içerisinde hissetmedim ben çocukken. Babamın hiçbir zaman yeteri kadar parası olmazdı. Ona o kadar kızardım ki madem paran yok, niye bu kadar çocuk yaptın diye.
. Bu korkular ve isteksizlik 2 yıldırdan itibaren var. Ama ben hep nasıl olsa alışırım, nasıl olsa geçer diye bekledim. Etrafımda kimseye de söyleyemiyorum. Ne aileme, ne arkadaşlarıma. Çünkü bana “bak okuyorsun işte başka şehirde yaşıyorsun ama sen beğenmiyorsun, nankörlük etme, senin yerinde olmak isteyen binlerce insan var bu memlekette” gibi şeyler söylemelerinden korkuyorum. Çünkü maalesef bunlara diyecek bir sözüm yok. Görünüşümle ilgili kendimi beğenmeme vs. hep vardı.....

Erkek arkadaşımla ilgili yaşadığım olaylar yüzünden bir dönem psikoloğa gittim ve bir takım ilaçlar kullandım ama isimlerini hatırlamıyorum. Zaten üç aylık bir süre sonunda bırakmıştım tedaviyi. Ne gibi olaylar yaşadınız derseniz bu o kadar uzun bir hikaye ki. Kısaca söylemek gerekirse kendisi benden 5 yaş küçük yani 19 yaşında şu an .. Bir yandan maddi sorunlarım bir yandan manevi, bir yandan onun sorunları çocukluğu derken ben depresyona girmiştim. Onun bir çocuk olduğu gerçeğini hatırlamıyorum bile şu an. Şu an sanki başlangıcını hatırladığım ama devamını hatırlamadığım bir ilişkinin içindeyim

Görüntümle ilgili takıntılarım var. Mesela hiç kısa etek giyemiyorum.Bacaklarım çarpık ve kaslı Erkeklerin sürekli bana baktığı gibi bir takıntım oluyor giyersem. Rahat edemiyorum. Laf atılmasından nefret ediyorum. Bacaklara bak futbolcu bacağı gibi alay etmelerinden nefret ediyorum. Sırf onun için belki giymiyorum etek. Sırf kimse bana laf atmasın diye bazen yolda tek başıma yürüyemediğim zamanlar oluyor. Çünkü bu toplumun erkekleri bana o kadar itici geliyor ki anlatamam. Yolda yürürken böyle garip garip bakmalar, yanından geçerken anlaşılmaz şeyler söylemeler falan beni çileden çıkarıyor.

Benim de kendimi bulmaya ihtiyacım olduğunu düşünüyorum. Çünkü gerçekten ne istiyorum sorusuna verebildiğim bir cevabım yok. Bunu bulmak istiyorum her şeyden önce.

Bu üç ay içinde sürekli saçma sapan ilaçlara yönleniyorum.Hipnoz bile yaptırmayı düşünüyorum

Ve şimdi eğer hipnozun benim için bir faydası olacağına inanırsam denemek istiyorum. “

Önce amaçlarımı yazmak istiyorum..

1-Kimseden korkmadan kendi öz güvenimle yaşamak istiyorum
2-Hergün düzenli okula gitmek istiyorum

3-Kendine güvenen güçlü ve girişken biri olmak istiyorum.

4-Başladığım bir işi sonunda pişman olmadan bitirmek istiyorum.

5-Erkek arkadaşımla evlenme konusunda, onun da hazır olduğu zamana kadar beklemek için sabırlı olmak istiyorum. Bu konu açıldığı zaman önemli olanın birbirimizi sevmemiz olduğu gerçeğini hatırlamak istiyorum.

6-hayatta tek başıma kalırsam ne yaparım korkusundan kurtulmak istiyorum. Tek başıma da güçlü olabilmeliyim.

7- kendi ayakları üzerinde durabilen, kendi kararlarını verebilen ve bunun sorumluluklarına katlanabilen,bundan korkmayan biri olmak istiyorum.

8-Temiz bakımlı ve düzenli bir insan olmak istiyorum.

9- Kendini olduğu gibi kabul eden, doğal biri olmak istiyorum. Alış veriş yapabilmek, kendim için kıyafetler ve ayakkabılar alabilmek ve bunları giyebilmek istiyorum.

10- Hayata olumlu bakabilmek istiyorum.

11-Tembelliği hayatımdan çıkarmak dinç ve dinamik olmak istiyorum.

12- Çok uyuyan biri olmaktan kurtulmak istiyorum.(Günde en az 10 saat uyuyorum ve buna rağmen genellikle uykuya doyamıyorum.)

13- Sabahları erken (mesela 7) kalkabilmek, kalktığımdakendimi dinç hissetmek ve egzersiz yapacak gücü kendimde bularak her sabah egzersiz yapacak gücü kendimde bularak her sabah egzersiz yapmak ve yağlarımı kasa çevirmek istiyorum.

14- Diyetisyene gitmek ve bana vereceği diyeti uygulayabilmek istiyorum.

15- Şeker, pasta, börek, çikolata, çerez, kızartmalar gibi yiyecekleri bırakarak, günde en az iki litre su içerek yalnızca sağlıklı yiyecekler yiyen biri olmak istiyorum.

16- Dudaklarımı yemeyi bırakmak istiyorum.,

17-Özellikle adet öncesi dönemde beni etkisi altına alan, gerginlik, kızgınlık, etrefa karşı nefret ve karamsarlık, umutsuzluk ve tedirginlikten kurtulmak istiyorum.

18- İngilizce yazabilmek istiyorum.Bunun için bir kursa kayıt yaptırdım ama bir kelime bile yazıp gönderemedim. O kursa hemen başlamak ve ödevleri yapabilecek güveni kendimde bulmak istiyorum.

19- Sürekli bu ülkeden gitme fikirleri geliştirmek istemiyorum. Burada mutlu olmak istiyorum.

20-En ufak bir gürültünün beni sinirli yapmasına engel olabilmek istiyorum. (Çocuk,top,müzik,araba,korna, komşu vs. gibi ses kaynaklarına duyarlı olmaktan bıktım usandım.

21- Artık gelecekle ilgili korkularımı bir yana bırakarak mutlu ve huzurlu olmak istiyorum.

22-Yalnız kaldığımda yemek konusunda kendime hakim olmak istiyorum.

23- Vücudumda ki kusurlar düzelsin ve zayıf kendine güvenen bir genç kız olmak istiyorum.
24-ETEK GİYMEK İSTİYORUM.

VE EN ÖNEMLİSİ BURAYA YAZDIĞIM MADDELERİ UNUTUP, BUNLARIN BENİM AMACIM OLDUĞUNU UNUTMAK YANİ TÜM HEPSİNİ YERİNE GETİRMİŞ OLMAK İSTİYORUM..

Şimdi bana yardım edebilir misiniz??Ben yaşamak istiyorum...
 
aynı konuyu iki yere açtınız.

içinizde heves yoksa birşey olmadım mı olmuyor işte.

bence kilolu ve çirlkin değilsiziniz. çünkü bir erkek arkadasınız var sizi beğenen biri var. ve sizi o kadar beğenyor ki her daim yanınızda.

ama silkelenin ve kendinize gelin. kilolu da olsa güzel insanlar giydiğini yakıştıranlar var. ve 88 kilo da dünyanın kilosu değil.

kendinize öyle bir küsmüş ve kilitlemişsiniz ki yüreğinizi bir burada ne desek boş.

şunu her zaman hatırla : biz dünyaya bir kere geliyoruz. mutlu yada mutsuz hergün bir şekilde geçiyor. neden daha güzel olmasın....
hayatta bir şansın var. ve bir tane sen varsın.
bir yerini incilttiğinde hala canın yanıyor üzülebiliyorsan sen de iş bitmemiş demektir.
kendini seviyorsun demektir.

bence bir psikoloğa git. oradan bir diyetisyene. ve birde spora.. daha gençsin. öyle hızlı giderki kilolar.

kendini seversen kendine güveniceksin zamnla.
şuan herşey istediğin gibi gitmiyor o yüzden böyle düşünüyorsun.
tamam üniversiteye bir sürü para döktün ama olmadım mı olmaz. dünyanın sonu da değildir.

aile olarak kuralcı disiplinli de olunsa her bireyin çok kıymetli ve özel olduğu hissettirilmeli.
çocukluğunuzda yaşananlara üzüldüm. ama hepsi eskide kaldı. sen bugünlere ve yarınlara bak.
 
Öncelikle gecenin bu saatinde cevap verdiğiniz için çok teşekkür ederim ..Diyetisyene giittim ama malesef bana yararlı bir diyetisyenle henüz tanışmadım..Hepsi aynı..Devlet hastanelerini bilirsiniz..Günlerce tahlil yaptır sonra olmadık bir sınav tarihine ultrasyonagrafi tetkiki iste..o tarihte sınavım var diyince erteleme..ve sonra başa dönün..sonuç sıfıra sıfır elde var sıfır...heryere gittim belki de..ama herkes erteledi beni..bende bu ertelenenler dünyasında hayatı erteledim galiba..kafam o kadar dolu ki hiç birşeyi söküp atamıyorum.konuştuğum her cümle sanki bana ait değil..duymuyorum konuştuklarımı biliyor musunuz?? Bazen ses kaydı .yaparken bu cümleleri sarkifeden ben miyim diye çok düşünüyorum..tek bildiğim ciddi bir psikiyatriye ihtiyacım war..umarım bu sefer ertelenmem !! Yoksa bu memlekete hayırlı bir insan olamadan gideceğim..
 
Öncelikle gecenin bu saatinde cevap verdiğiniz için çok teşekkür ederim ..Diyetisyene giittim ama malesef bana yararlı bir diyetisyenle henüz tanışmadım..Hepsi aynı..Devlet hastanelerini bilirsiniz..Günlerce tahlil yaptır sonra olmadık bir sınav tarihine ultrasyonagrafi tetkiki iste..o tarihte sınavım var diyince erteleme..ve sonra başa dönün..sonuç sıfıra sıfır elde var sıfır...heryere gittim belki de..ama herkes erteledi beni..bende bu ertelenenler dünyasında hayatı erteledim galiba..kafam o kadar dolu ki hiç birşeyi söküp atamıyorum.konuştuğum her cümle sanki bana ait değil..duymuyorum konuştuklarımı biliyor musunuz?? Bazen ses kaydı .yaparken bu cümleleri sarkifeden ben miyim diye çok düşünüyorum..tek bildiğim ciddi bir psikiyatriye ihtiyacım war..umarım bu sefer ertelenmem !! Yoksa bu memlekete hayırlı bir insan olamadan gideceğim..

mesajına baktım saat 05:35....
1-Öncelikle uyku saaatine çözüm bulalım???geceleri muhtelemen uyuyamıyorsun....tamaam uyumadın mı o gece ama gündüz asla ve asla uyuma!çıkm gez yürü marketlere git hani şu büyük marketler var ya..bişi alman şart değil reyonları gez elinde boş arabayla...evde yapılacak iş bul onu yap mesela ertelediğin iş vardır mutlaka evde onlardan sadece 1 tanesini yap maksat;yorul hem de iyi yorul ama sakın u-yu-ma! akşam olunca uykun bastırınca sakın birşeyle ilgilenme ve hemen yat uyu..bun- dedeiklerimi 4/5 gün yap bak nasıl uyku düzenin oturmaya başlayacak...geceleri uykusuz kalma...6 da yatacağına 6 da 7 de kalkmay çalış daha güzel olur senin için...
2- ben de senin gibi üşengecim tembelim hani kelin ilacı olsa kendi başına sürermiş ya....bir kaç gündür yapmaya çalıştığım "ertelemeyi erteleme!" ilkesini uyguluyorum..örneğin elimde bir çorap var onu sonra yerine koyarım dursun şurda diye neresi yakınsa koyuveriyordum oraya..yok kızım dedim bu böyle olmaz..içimden o anda koyuver oraya diyor ya bir tembel ses:"ertelemeyi erteleme!" diyorum yani "o çorabı yerine koymayı erteleme " demeye başladım zorda olsa gidip o çorabı yerine koyuyorum...sen de bunu uygulamaya başla hatta gel beraber uygulayıp destek olduğumuzu arada bir hatırlatalım...
3-diyetisyenden önce hergün yürüyüşe çıkmanı tavsiye ederim sabahları ılık su iç aç karna..yemek hissi gelince dişlerini fırçala macun tadından sonra pek yemek istemezsin....iştahını kapayacak şeylere atla...sık sık atıştır yani öğünleri az ye ama sık ye"azar azar sık sık" ...kendini hazır hissedince gidersin...
4-aynı sorunla karşı karşıyayız ;ben de bir dükkana gidip bişi almak istemiyorum içimden gelmiyor.........ne gerek var dolaptakiler yeter para harcamayım diyorum bi de...psikiyatre gitmeye başladım gerçi yaşadığım ağır şeyler için gdiyorum ama zamanla hayata tutuncam başarıyla inşallah...yoksa çok agresif oldum kendimi ve evdekileri yiyorum ki kızım bunu hiç mi hiç haketmiyor benim vücudum da haketmiyor bence "bir şansı saha hakediyorum o nedenle tedavimi olmalıyım"..sen de bir an evvel psikiyatriden randevu al verdiği ilaç iyi gelicek inşallah...ilgi duyduğun bişi yap evde ;örgü mesela......
kilo dediğin verilir gider 120 nin üstünde kilo verenleri gördüm tv de.....ONLARDAN NEYİN EKSİK?ONLAR ANNNESİNDEN TORPİLLİ Mİ DOĞUYOR SEN DE YAPARSIN!AMA ÖNCE UYKU-ERTELEMEYİ ERTELEME-PSİKİYATRİ-YÜRÜYÜŞ bunları hallet....
 
kendine acımaktan vazgeçmelisin
senden çok daha kötü durumda olanlar var
19 yaşında biri ile ne evlenmesi
evliliğini sağlam temeller üzerine kurmaya çalışmalısın
baban ayrı şehre gitmene izin vermiş
24 yaşındasın
evin sorunlarından uzaksın
şimdi problemi kendinde aramaya başlamalısın
çeşitli ilaçlar kullanma
dr lar tv lerde bangır bangır bağırıyo
hem dengesizlik hemde kilo yapacağını
2- 3 hafta bol su iç ve ilaç kullanma
sonra evli değilsin çoluk çocuk yok
henüz bekarsın
öyle bir yazmışsınki dünyanın tüm yükü omuzlarında
ya baban ölmüş olsaydı
anne ve kardeşlerine sen çalışıp bakmak zorunda kalsaydın
o zaman intiharmı edicektin
silkelen şanslı olduğunu düşün
henüz gençsin ve yolun başındasın
ilk önce az ye
çok fakir aç insanları düşün afrikadakileri
sadece 1 porsyon ye herşeyden
karbonhitratı
yok denicek kadar kes
istersen bununla ilgili
konuma bakıp feyz alabilirsin
sen bir hanımsın
hürsün
sık duş al
az ye
düzenli tertipli olmaya çalış
hipnozda dahil terapi vb
hiç biri işe yaramaz
sen gerçekten istemedikten sonra
 
hayatım inan konunu sonuna kadar sabırla okudum okurken bıle ıcım karardııı

ne kadarda karamsarsın sanırım 24 25 yasındasın hayatın en mutlu en guzel en heyecanlı gececegı zaman bunlar.bende 23 yasındayım halımı gorsen dunya sankı benım elımde hayat doluyum benımde vat erkek arkadasım 3 sene oldu ve hala her sabah sesını duydugumda heyecanlanırım.senın bu karamsarlıgın erkek arkadasınada yansır zamanla onun kendıne hayrı yok bana ne hayrı olsun derrrr
kıloluyum dıyorsun hayır kıloluyum deme verecem deee asla zor bırsey degıl bu
cık dısarıya gez anam gezzzzzz yuru bazen kardesımle tartısıyorum sabahları erken kalkıp yurumeye bayılırım ben yada aksamları kızar bana delımısın sabah sabah nedır bu enerjı derr

baslıgı okuyumca ılk aklıma gelen yaslı hayatın butun yuku uzerınde kocası bırakmıs gıtmıs ne bılıyım hersey geldı aklıma konuyu okudum yaslı teyze degıl genc guzel bır bayan yazmısss

sen dunyanın en guzzel kadınısın asla unutma....sırkelen yaza kadar azmedersen ıstedıgın kıloya ulasırsın sadece ıste yapıcam dee
 
aslında gayet aklı başındasın upuzun bir yazı olmasına rağmen kendini çok güzel anlatmışsın,hissettiklerini istediklerini net bir şekilde belirtmişsin,geriye bunları uygulamak kalıyor.istediklerini elde etmek senin elinde biliyorsun,yani sen bişeye kalkışmadıktan sonra nasıl olacak?kilo vereceksen sen başlayıp zayıflayacaksın,düzenli tertipli olmak istiyorsan sen kalkıp ortalığı düzelteceksin,erken kalkıp uykundan fedakarlık edecek olan yine sensin.iş sen de bitiyo güzelim.içinden gelmiyosa da kendini zorlayacaksın.ilk başlarda bunu daha kolaylaştırmak için hemen bir psikolog yardımı almalısın.evlilik fikrini de şimdilik kafandan atsan iyi olur,19 yaşında biri ile ne evliliği allah aşkına?evlilik öncesi yapman gereken bir sürü şey var onları hallet,önce kendini sev,sonra herşey gelir zaten.sevgiler.
 
canim benim herseyin basi saglik
sagligin yerinde olduktaan sonra inan istersen herseyi basarirsin
sen istemedigin icin olmuyor bunlar yani bu hayati bu sekilde yönlendiren sensin
evliligi kendini iyi hissettigin dönemde yapmalisin
ancak ozaman saglikli bir karar alabilirsin
 
Ben de bütün konuyu okumaya üşendim, inan :KK1:
Şaka bir yana da üşengeçlik gerçekten bir hastalık, üstelik üşendikçe daha çok üşenirsin, virüs gibi yayılır hayatının her alanına.
Sebebi genelde yetiştirilme şeklimizle ve çabalarımızdan sonuç alamamakla ilgili.
Yetiştirilme şeklimiz "sen dur, ben yapayım" şeklinde ise her zaman işi yapacak başkalarının olduğunu düşünürüz.
Çabalarımızdan sonuç alamadığımız bir işse de ister istemez yılgınlığa kapılırız.
Eğer bir işe üşenmek istemiyorsan düşünmeden yapacaksın.
Düşünmek yapmaktan daha zor çünkü, düşündükçe yapmak daha zor geliyor insana.
Örneğin sabah kalktın, spor yapmak istiyorsun ama üşeniyorsun, o zaman kalkar kalkmaz düşünmeden yap, zamanla alışkanlık halini alır zaten.
Düşündüğün zaman yapmaya karşı da bir direnç oluşturuyorsun, ya da düşüncelerini kontrol altına almalısın.
Düşüncelerinde olumsuz yargılar olmamalı, mesela aman spor yapsam da ne oluyor ki, bu ders çok zor çalışsam da başaramam vs. gibi.
Üşengeçlikten kurtulmanın önemli yolu hareket etmek ve her hareketinin kendine ve başkalarına faydalı olduğunu düşünmek.
Eskilerin dediği gibi, üşenenin çocuğu olmaz :KK1:
 
Cevap yazmaya üşenme ama :) Ben bir pazar günü evde kalayım nasıl üşengeç oluyorum anlatamam,bence insanı dinç tutan sabah erken uyanmak düzenli olarak iş varsa işe okul varsa okula gitmeli...Bir ikincisi diyetisyen sadece sana bir liste verecek sana uygulayacaksın ama birazda insan kendi kendinin dktoru olmalı :) en azından saat 6 dan sonra yemek yemeyi bırakabilirsin :)
 
Cevap yazmaya üşenme ama :) Ben bir pazar günü evde kalayım nasıl üşengeç oluyorum anlatamam,bence insanı dinç tutan sabah erken uyanmak düzenli olarak iş varsa işe okul varsa okula gitmeli...Bir ikincisi diyetisyen sadece sana bir liste verecek sana uygulayacaksın ama birazda insan kendi kendinin dktoru olmalı :) en azından saat 6 dan sonra yemek yemeyi bırakabilirsin :)

Kesinlikle, erken kalkmak da çok önemli.
Güne geç başladığınızda 1-0 yeniksinizdir zaten, geç kalkmak ve düzensiz/fazla uyku baş ağrısı miskinlik halsizlik gibi birçok rahatsızlığı beraberinde getirir.
Ayrıca geç başladığınız gün bereketsizdir, neye elinizi atsanız akşam oluverir, hiçbir şey yapamazsınız.
Böylece yapmanız gereken işler bir sonraki güne kalır ve böyle böyle işler biriktikçe daha da güçleşir.
"Üşeniyorum öyleyse yarın"ların yarını gelmez :96:
 
şuanda işyerindeyim akşam gözümde 3 tane arpacıkla uyudum ve sabah kalktım gözüm kapanıyo arpacık yüzüden ama yinede işteyim
çünkü burda olmak zorundayım bana ihtiyaçları var :KK6:
işte anahtar kelime bu sana kimin ihtiyacı var ???
yazdıklarından yola çıkarsak .....
sana okulunun ihtiyacı var sana bişeyler anlatmak için her sabah gelen hocaların var ,
o düzenlemediğin odanın sana ihtiyacı var çünkü bunu ancak sen yapabilirsin ,
kmbilir senin çevrende yardım edebileceğin kaç kişi vardır onların sana ihtiyacı var ,
sana su satan bakkalın, simit aldığın simitcinin
hafta sonları tam tembel tembel otururken yapacağın şeyleri düşün,,,
çocuk esirgeme kurumunda sadece senin tatlım diye sevmene ihtiyacı olan çocuklar :nazar:
bayramda hatırlaman gereken yaşlılar :KK12:
bak liste çok uzun
hayata bir defa gelirsin ve kimse seni şişman olarak değil ne kadar iyi, merhametli ve akıllı olduğunu hatırlayacak yada tersini :KK16:
hemen kendine gel ve hayatını planla hiç birşey için geç değildir ve hiç bir şey erken ,, ölümden başka :KK3:
 
siz boş boş oturmaktan kendinizi düşüncelere kaptırmışsınız. insanın kendi kendini dinleyip hiçbir meşgalesi olmadan yaşaması kişiyi depresyona sokuyor kii, aynı problemleri annemde yaşadık biz. kendinize önce sıkı bir tokat atın ve silkelenin. okulunuza gidin, kendinize bir iş bulun ve hemen bir spor salonuna kayıt olun. çünkü yazdıklarınızdan 3 te ikisi görünümüzle alakalı problemleriniz. zaten bu tempoda çalıştığınızda aklınıza bu tür düşünceler gelmeyecek, ayrıca şöyle söyleyeyim işleyen demir pas tutmaz. ne zaman 3 -5 gün tatil olur ve ben evde otururum. kafayı yerim, üstüme ağırlık çöker,kesin hasta olurum,saçma sapan düşüncelere kaptırırım kendimi ama çalışmak birşeyler üretmek insanın kendine olan güveninide yerine getiriyor. ayrıca erkek arkadaşım dediğiniz kişi sizden 5 yaş küçük 19 yaşında birinden ne gibi bir güvence bekliyorsunuz o çocuğada yazık gençliğinin baharında psikolojik sorunlarınızla uğraşıyor. benim tavsiyem kendi yaşınıza uygun birini bulmanız 19 yaşında birinden ne gibi bir kocalık bekliyorsunuzki. kendi kendinizin doktoru olun lütfen.
 
tatlım bu anlattıkların sağlık kitaplarından okuduğum kadarıyla depresyon belirtisi
geçmişte yaşadığın ve şu dönemde yaşadığın herşey seni böyle olmaya itiyor
bir dönem depresyon hapları kullandım ama doktorun bana dediği seni haplar değil sadece kendin iyileştirebilir
bende senin gibiydim sabahları yüzümü yıkamak bile zor geliyordu
ne yaptım odamı düzenledim önce ilişkimi düzenledim kendime daha sakin olmak için söz verdim o gün bugündür kavga etmiyoruz genelde kavgaları ben çıkartırdım
aynaya baktığımda kendimi beğenmezdi
kuaföre gitiim saçımı boyattım kestirdim eve geldim dolabı boşalttım
giymediğim herşeyi topladım attım
baktım birşey kalmadı alışveriş yaptım öyle çok şeyler değil bir iki parça
başkalarının beni sevmesi için kendimi sevmem gerekiyordu kendime bakmaya başladım
evde oturmakta insanı tembel yapıyor işe başladım uykum düzene girdi erkenden yatıyorum erkenden kalkıyorum
dağınıklık konusunda pek birşey diyemem senden farkım yok arada bir ilham geliyor topluyorum odamı ama 2 haftaya aynı halini alıyor malesef
ayda bir kerede olsa kendin için birşey yap hoşuna giden şeyler mesela sinemaya git futbol maçına bilet al bende sevmem futbolu ama çok stres attırıyor borling oyna vs...
herşey senin elinde ama asla kendini küçümseme önce bunun için kendine söz ver
ben yaparım de yapmalıyım de kendini nasıl hırslandırabiliyorsan öyle hırslandır
kilo problemin için sevgilinle çık park park gez arada oyun olsun diye koş zamanla spora başlarsın zaten
ama yine söylüyorum önce kendini sev
 
Ben de bütün konuyu okumaya üşendim, inan :KK1:
Şaka bir yana da üşengeçlik gerçekten bir hastalık, üstelik üşendikçe daha çok üşenirsin, virüs gibi yayılır hayatının her alanına.
Sebebi genelde yetiştirilme şeklimizle ve çabalarımızdan sonuç alamamakla ilgili.
Yetiştirilme şeklimiz "sen dur, ben yapayım" şeklinde ise her zaman işi yapacak başkalarının olduğunu düşünürüz.
Çabalarımızdan sonuç alamadığımız bir işse de ister istemez yılgınlığa kapılırız.
Eğer bir işe üşenmek istemiyorsan düşünmeden yapacaksın.
Düşünmek yapmaktan daha zor çünkü, düşündükçe yapmak daha zor geliyor insana.
Örneğin sabah kalktın, spor yapmak istiyorsun ama üşeniyorsun, o zaman kalkar kalkmaz düşünmeden yap, zamanla alışkanlık halini alır zaten.
Düşündüğün zaman yapmaya karşı da bir direnç oluşturuyorsun, ya da düşüncelerini kontrol altına almalısın.
Düşüncelerinde olumsuz yargılar olmamalı, mesela aman spor yapsam da ne oluyor ki, bu ders çok zor çalışsam da başaramam vs. gibi.
Üşengeçlikten kurtulmanın önemli yolu hareket etmek ve her hareketinin kendine ve başkalarına faydalı olduğunu düşünmek.
Eskilerin dediği gibi, üşenenin çocuğu olmaz :KK1:
inanır mısın cevap yazmaya üşendim...:) sabah 9 gibi yattım hiç uyumuorum zaten geceleri..akşam bir uyandım ki saat 17:30 öğrenci olduğum için ev arkadaşım bağırdı dışarı yemek yemeye çıkıorum birşey ister misin??

hayır saol dedim ve kalktım..önce kadınlar klübünü açtım okudum:) yazmaya üşendim..sonra gittigidiyora baktım..neler var açık arttırmada diye :KK70:

ve şöyle silkelendim ve dün geceden kalan mutfak dolusu bulaşığı yıkamalıyım...

ev arkadaşım gelince temiz bir mutfak görsün :))

üşenme dedim zorladım kendimi ve gittim yıkadım :KK70:

sonra dedim üşenmeyeceksin gidip kadınlar klubüne cevaplar yazacaksın :))

şimdi yazıyorum ama birşeye üşendiğimi yine hatırladım..

bulaşıkları sadece yıkadım..
hala durulanmayı bekliyorlar...

ben yine yanlışımı yaptım..
bir işi tam yerine getirmeden başka işe başladım..

işte görüldüğü gibi...

psikolojim biraz karışık..:s
şöyle bir düşününce saat akşamın 7si olmuş bu saatten sonra yapılacak tek şey internette sörf yapmak olacak..

ve yine gün bitti

ben yine sıfıra sıfır elde var sıfır tarzı yaşamın tam ortasındayım..
 
en çok sizin yazdıklarınız hayat dolu:))deniz kenarında yaşıyorum sayılır ..karadeniz sahili upuzun uçsuz bucaksız..bu güzelliklerin farkında olup yaşayamamak ne acı biliyo musun??

kendime öyle kızıyorum ki sahilde uzun bir yürüyüş yapmak için bile yanımda birinin olması gerektiğini düşündüğüm için..tek başıma kapanıorum odaya..biri beni tetiklemezse dışarı hiç çıkmayacağım neredeyse...

aslında bir gerçeği atlayarak anlattım..

herkes bana sen neden psikoloji okumadın derdi..
insanlar üzerinde oldukça iyi etkilerim var..

ikna kabiliyetim oldukça yüksek..
eğlenceli de biriyim..

herkesin sorunlarına derman olabilecek en azından inanılmaz iç ferahlatacak büyük bir kaostan çıkarabilecek kadar da pozitifim..

herşey bu noktada başlıyor..

fazla iyiyim...

kendimden başka herkesi çok fazla düşünürüm..

bir örnek vereyim..öğrenci olup cidden kredi kartı mağduruyum..3500 kadar

sonra avea faturam telefonun gprs ini açık unuttuğum için 1800 lira geldi

bunların hepsi üniversiteye hafif sorunsuz koskoca bir mutluluk içinde olduğum an oldu..

artık hiç derdim yok dediğiniz anda birden bir patlama oluyor..

para sıkıntısından saçlarım dökülmeye başladı..
sonra stressden 1 yılda 18 kilo aldım..

erkek arkadaşımda benim stresimden etkilendi..ve beni artık görmezden gelmeye başladı..

tüm arkadaşlarımın en büyük dertlerinde ben onlar için savaşmaya kalktım..

hep yanlarında hatta önlerinde oldum..

beni bir duvar sandılar...

ruhsuz , hiç üzülemez fazla mutlu hiç derdi yok !!!

oysa bir kere sormadılar senin hiç derdin yok mu diye..

sadece anlattılar..
birgün odama kapandım yalnız kalmak kimseyle konuşmamak, içten içe çığlık atıp öfkemi dertlerimi dindirmek istedim..

aradan bir kaç gün geçti ve kimse neyin var senin demedi..

onlar için duvardım sadcee...

o kadar çok ihanete uğradım haddi hesabı yok...
hep çok sevdiklerim terketti beni

hep onlar sırtını dönüp çekti gitti

hep onlar benim kendimin ne kadar değersiz olduğunu hissettirdiler..

öyle şeyler aşıladılar ki bana tek bildiğim şey kendine faydası olmayan değersiz bir insanım..

küçük yaştan beri hep kendi ayaklarım üzerinde durmaya çalıştım..

kafede mağazada dershane de okulda çalıştım..

çalışma hayatımda hep çok başarılıydım..

kendime fzla güvenirdim..

çünkü ince keskin bir zeka yapım vardı..
oysa şimdi öyle değilim..

gerçi hala şu an hem okuyup hem de yurtdışından ithalat yapıyorum..

kendi paramı ufakta olsa kazanıyorum..

ama bu işlerde durdu..

küçücük bir sermayem yok..

1000 liralık bir sermaye beni belki hayatımın kadını yapacak..
ama yok bulamıyorum..

borç ödemeye çalışmaktan , okula öğrenci evine para yetiştirmeye çalışmaktan iş yapacak sermayeyi bulamıyorum..

bide üstüne üstlük sürekli kendime olan güvenim azalıyor..

kazanabilme umudumu kaybediorum..

kilo problemim var..

stres bende kilo yaptı..
vermeye çalıştım ama benimle beraber bana destek biri olmayınca yapamıyorum..

olmuyor gerçekten çok denedim..

aslında 3 yıl önceki fotoğraflarıma bakınca inanamıyorum...

çok güzelmişim !!!

belki o yüzden psikolojim çöktü...

şimdi çok çirkinim ...
 
Bende üşenirim herşeye ama bu istekle alakalı bende çaba sarfedesim gelmiyor.Böylesi daha iyi ve eğlenceli :KK1:
 
Dönem dönem herkes yaşar bu yazıdıklarınızın bir kısmını bana kalırsa...
Çok zor baş etmek ama tek çare zorlamak kendinizi, salmamak bir şekilde mecbur etmek kendimi yapmaya sorumluluklarımızı gerçekleştirmek için..
Eğer yardım alabilirseniz hiç kaçırmayın profesyonel bir yardım işinizi kolaylaştırır...
 
dönem dönem benzer şeyleri ben de hissediyordum. 20'li yaşlara gelince geçti. ben beşirli'den yenimahalle'ye kadar yürüyerek kilo vermiştim bir zamanlar. iradeli olmaktan başka bir çaren yok. kendi yaptıklarımı söyleyeyim, uygularsan işe yarar. her şey senin elinde. boyunu bilmiyorum ama kaç olursa olsun 88 kilo fazla. unutma bir kez genç olacaksın, bir daha bu yaşlara dönemeyeceksin. kendini kısır bir döngünün içine sokmuşsun. şişmanım, dışarı çıkmayayım, kıyafet almayayım, kendimi eve hapsedeyim, asosyal olayım, bunalıma gireyim daha da şişmanlayayım. içinde bulunduğun durum bu. kırmak da senin elinde.

ben yürüyüş yaptım. kola, nutella, ekmek, tereyağ, çiçek yağı, cips, her türlü abur cubur yok. kırmızı eti de abartmamak kaydıyla ye. evde ne pişiyorsa hepsinden azar azar yersen inan bana kilo vereceksin. bir de sakın uzun vadeli düşünme. 88-85-80 böyle hedefler koy kendine. bak ben 60 kiloyum. tombiş bir kızım. boyum kısa. kendini beğenmişlik gibi olacak ama yıkılıyorum :KK1: kendine güven biraz. trabzonlusun sen hemşehrim. :KK51: bak çok güzelmişim diyorsun. sen yine aynı kişisin. bu döngüyü kır.

diğer saydıklarının -pasaklılık kısmı hariç- hepsi bende de var. depresyon olduğunu düşünüyorum ben. aynı durumdayım. kel-merhem olayı yani. sanırım oranın da çözümü iradeli olmak. ben de kpss derdiyle uğraşıyorum. iş hayatına başlayınca geçeceğini düşünüyorum. çalışmayı çok seviyorum. işkoliğim hatta. işsizlik beni deli ediyor. kendini yazıyla ne güzel ifade etmişsin. potansiyelini ve şu yaşını harcama. kendine gel.
 
bence o kadar da yeteneksiz değilsin...
bir erkek arkadaşın var, aileni geride bırakıp üniversiteye yazılmışsın.. buna ben cesaret edemezdim... tanımadığın bir şehirde beğenmiyor bile olsan kendine hayat kurabilmişsin... İşe ilk önce uyku düzeninden başla uykusuzluk da insanı uyuşşuk yapabiliyor :KK68:

gelelim yeme alışkanlığına...
günde çok öğün ama az miktarda yemeye çalış..2 yerine 5 öğün ye ama az az ve doyurucu şeyler ye...
canın tatlı bişeyler çektiği zaman meyve ye..


aklıma geldikce yazarım ben :))

bak buraya yazabilmen de büyük başarı... demekki içinde bazı şeyleri uyandırabilmişsin :KK9:
 
X