Prof. Dr. Sabiha Paktuna Keskin’den….
ilgimi çeken bölümler...
Süt çocukluğu dönemi sonuna kadar olan ilk 18 ayda anne ile çocuk görsel, sözel, dokunsal ve hatta koku olmak üzere yoğun temas ile içi içe yaşamalıdır. İyi bir bağlanma için süre değil, birlikte iken etkileşimin kalitesi önemlidir. Anne ya da ona bakan kişi endişelerini engellemeli, sıkıntılarını gidermelidir. Acıkınca hemen beslemeli, altını kirlerince hemen bezini almalı, ağlayınca hemen kucağına alıp şefkat göstermelidir. Bu dönemde yapılan bu yaklaşım asla çocuğu şımartmaz. Bu kendinden başkalarını sevmenin temelini oluşturur ve ruhsal sağlığı yerinde bir kişilik oluşturur.
Yaklaşık ikinci yaşın sonlarına kadar bir noktayı net ve tek görebilme yeteneği gelişmez. O nedenle hareketli objeleri izlemesi ve hatta arabada giderken dışarıya bakması mümkün olduğunca engellemelidir. Yine ikinci yaşın sonuna kadar doğal olarak hipermetroptur. Yani yaşlılıktaki gibi yakını net göremez. Onunla ilişki kurarken ya da ona oyuncağını en az 30-35 cm mesafeden göstermelidir.
İlk bir buçuk yılın sonunda psikanalitik gelişmenin oral yani ağız döneminin doyurulması gerekir. Yani bu dönemin sonuna kadar çocuk emecektir. Hatta emmesi teşvik edilerek ( anne sütü yoksa yalancı emzik verilerek) bu döneme ait haz prensibi doyurulmalıdır. Bu şekilde klendine ve başkalarına güvenen, iyimse, geleceğe umutla bakan, almak kadar kıskanmadan vermeyide bilen bir kişiliğin temeli atılır.
ısırgan tohumu kullnılmamalıymış süt için.ibrahim saraçoğlu dedi.
onun yerine şöyle bir tarif verdi
2-3 adet havuç yarım litre suda 10 dk haşlanacak suyu alıncak
6 tane kuru incir yarım litre suda 15 dakika haşlanıp suyu alıncak.
etti elimizde iki su.ılınınca bu iki suyu öpüştüreceğiz,karıştırcağız içeceğiz.bir seferde 1 bardak.
ben ki hiç rağbet etmezdim böyle şeylere.ne hallerdeyim düşün.niye kaçıyo bu süt bilmiyom.hergün sağdığım mikterın yarısını sağabiliyorum.niye niye niye???
ip atlama hareketini yapsak dikişlerimize bisi olurmu acepp??
ben bogazdan kesemıorum aklım hep yemekte hareketsizlikte diz boyu .. napcam bilmem galiba bunalımıın asıl sebebi bu siskoluk ve kendini begenmemelik..kollar bıngıl karın kalca bıngıl bi baldırlar zayıf oda sallamaktan :))
Selinin iyi olmasına sevindim. Arabanızıda iyi günlerde kullanın canım.günaydın.....
geçmiş epey birikmiş bugün işlerim çok yoğun okuyamadım....
cumartesi günü dr. a gitmiştik...dr. kan tahlili yaptı şükürler olsun kan durumu iyiymiş demir ilacını kullanma zaten tadıda kötü dedi....
eskişehire gitmişken biraz çarşıda gezindik seline bebek arabası aldık biz hala almamıştık biraz geç kaldık ama olsun ne yapalım....
sonra eve dönerken istanbuldan bi akrabamız gelmiş bizi çağırdılar onlara gittik eve gelmemiz 22,30 u buldu selin ilk defa bi kalabalıkta ses çıkarmadı herkese gülücükler saçtı... hastanedede hiç ağlamadı muayene sırasında dr. karnını bastırınca ağlamaya başladı sadece....
ama gecemiz zehir oldu... selin yarım saatte bi kalkıp ağlamaya başladı sebepsiz... ağlıor yanına gidip sallıyoruz uyuyor sabaha kadar hiç uyuyamadık ne derdi vardı anlamayadık..... dünde o huysuzluk devam etti zaten cumartesi gününün yorğunluğu ve uykusuzluğu vardı birde misafirler geldi üstüne tam oldu... sanırım nazar değdi seline hiç öyle yapmazdı hastanede çok seven oldu oturmaya gittiğimiz evdede öyle... dün akşam komşumuz yaşlı bi teyze var ona okutmaya götürdük sanırım birazda o iyi geldi bu gece de yine mızırdadı ama önceki geceki gibi değildi....
bizden hafta sonu özeti haberleri böyle... işlere dönmem lazım canım her ne kadar istemesede zaten yorğun olarak yeni bi haftaya başladım allah sonumuzu hayır eyleye....
Paylaşım için teşekkürler. Benimde arabadan arabaları takip etmesi hoşuma giderdi artık baktırmıycamProf. Dr. Sabiha Paktuna Keskinden .
ilgimi çeken bölümler...
Süt çocukluğu dönemi sonuna kadar olan ilk 18 ayda anne ile çocuk görsel, sözel, dokunsal ve hatta koku olmak üzere yoğun temas ile içi içe yaşamalıdır. İyi bir bağlanma için süre değil, birlikte iken etkileşimin kalitesi önemlidir. Anne ya da ona bakan kişi endişelerini engellemeli, sıkıntılarını gidermelidir. Acıkınca hemen beslemeli, altını kirlerince hemen bezini almalı, ağlayınca hemen kucağına alıp şefkat göstermelidir. Bu dönemde yapılan bu yaklaşım asla çocuğu şımartmaz. Bu kendinden başkalarını sevmenin temelini oluşturur ve ruhsal sağlığı yerinde bir kişilik oluşturur.
Yaklaşık ikinci yaşın sonlarına kadar bir noktayı net ve tek görebilme yeteneği gelişmez. O nedenle hareketli objeleri izlemesi ve hatta arabada giderken dışarıya bakması mümkün olduğunca engellemelidir. Yine ikinci yaşın sonuna kadar doğal olarak hipermetroptur. Yani yaşlılıktaki gibi yakını net göremez. Onunla ilişki kurarken ya da ona oyuncağını en az 30-35 cm mesafeden göstermelidir.
İlk bir buçuk yılın sonunda psikanalitik gelişmenin oral yani ağız döneminin doyurulması gerekir. Yani bu dönemin sonuna kadar çocuk emecektir. Hatta emmesi teşvik edilerek ( anne sütü yoksa yalancı emzik verilerek) bu döneme ait haz prensibi doyurulmalıdır. Bu şekilde klendine ve başkalarına güvenen, iyimse, geleceğe umutla bakan, almak kadar kıskanmadan vermeyide bilen bir kişiliğin temeli atılır.
Nurdanın bu lafı beni çok üzmüştü ya canım kıyamam ona.Teoş beyler bugün nasıllar acabasanmam.. acırsa bırak.. kendını dınle bı bakalım..
şu süt bıraz fazlalassın da.. valla hı cbısı gozumde yok..
Nurdan ın bı lafı vardı, deseler kı mok ye artaacak.. haketen ona dondu durumum.
Amanıııın. Çok geçmiş olsun Belma. Müdürüne de diyecek laf bulamıyorum.Sen özel kurumda değilsin değil mi ?Allahından bulsun3 gündür neler çektim neler :çok üzgünüm: Cuma gününden beri her 6 saatte bir acildeyim. Diş ağrım tavan yapıyor ve ağrı kesici iğne vurduruyorum. 20 lik dişim apse yapmış antibiyotik+iğne verdi doktor. Sabah 4 te gece 2 de ağrılarla hastaneye koştuk. Eşim de mahvoldu ben de.
İkinci bir vukuat, cuma müdür saat 15:00 de toplantı var dedi. o saatte çocuğa bakacak kimse yoktu. "Tamam siz gelmeyin" demesini beklerken müdür ne dedi biliyor musunuz "çocuğunu da al gel" akannehir nasıl geleyim dedim, adam inat ediyor illa geleceksin toplantıya diyor Çok üzgünüm çoook Beni getirecek kimse yok dedim. Müdür yardımcıları arabayla gelip aldılar. Toplantıya kızımla katıldık. 2 saat kucağımda. Mızır mızır mızırdandı toplantıda. ben ayakta onu pişpişliyorum, çok durmazsa dışarı çıkıp sonra tekrar giriyoruz, falan filan. Rezalete bakın. Didar çok yoruldu, ben çok hırpalandım, dişim ağrısı bir yandan.... Bugün de müdür gelmiş bana, "e çocuk kalabalığa girmeye alışsın yavaş yavaş" diyor. Ne manyak müdürler var ya. :mymeka:
3 gündür neler çektim neler :çok üzgünüm: Cuma gününden beri her 6 saatte bir acildeyim. Diş ağrım tavan yapıyor ve ağrı kesici iğne vurduruyorum. 20 lik dişim apse yapmış antibiyotik+iğne verdi doktor. Sabah 4 te gece 2 de ağrılarla hastaneye koştuk. Eşim de mahvoldu ben de.
İkinci bir vukuat, cuma müdür saat 15:00 de toplantı var dedi. o saatte çocuğa bakacak kimse yoktu. "Tamam siz gelmeyin" demesini beklerken müdür ne dedi biliyor musunuz "çocuğunu da al gel" akannehir nasıl geleyim dedim, adam inat ediyor illa geleceksin toplantıya diyor Çok üzgünüm çoook Beni getirecek kimse yok dedim. Müdür yardımcıları arabayla gelip aldılar. Toplantıya kızımla katıldık. 2 saat kucağımda. Mızır mızır mızırdandı toplantıda. ben ayakta onu pişpişliyorum, çok durmazsa dışarı çıkıp sonra tekrar giriyoruz, falan filan. Rezalete bakın. Didar çok yoruldu, ben çok hırpalandım, dişim ağrısı bir yandan.... Bugün de müdür gelmiş bana, "e çocuk kalabalığa girmeye alışsın yavaş yavaş" diyor. Ne manyak müdürler var ya. :mymeka:
yav pervin ben öleyim o zaman.doğumdan sonra 5 kilo aldım. şu an tek derdim sütüm.
evet benimmde tek derdim sütüm ama ben dert ediorum bu durumumu ..
rehberliği aşırı derecede önemseyen müdürüne hörmetlerimi sunarım.bir de çocuk kalabalığa alışsın diye bağlamışya koptum.güleer misin ağlar mısın? dişin için geçmiş olsun.çok üzmüş seni.3 gündür neler çektim neler :çok üzgünüm: Cuma gününden beri her 6 saatte bir acildeyim. Diş ağrım tavan yapıyor ve ağrı kesici iğne vurduruyorum. 20 lik dişim apse yapmış antibiyotik+iğne verdi doktor. Sabah 4 te gece 2 de ağrılarla hastaneye koştuk. Eşim de mahvoldu ben de.
İkinci bir vukuat, cuma müdür saat 15:00 de toplantı var dedi. o saatte çocuğa bakacak kimse yoktu. "Tamam siz gelmeyin" demesini beklerken müdür ne dedi biliyor musunuz "çocuğunu da al gel" akannehir nasıl geleyim dedim, adam inat ediyor illa geleceksin toplantıya diyor Çok üzgünüm çoook Beni getirecek kimse yok dedim. Müdür yardımcıları arabayla gelip aldılar. Toplantıya kızımla katıldık. 2 saat kucağımda. Mızır mızır mızırdandı toplantıda. ben ayakta onu pişpişliyorum, çok durmazsa dışarı çıkıp sonra tekrar giriyoruz, falan filan. Rezalete bakın. Didar çok yoruldu, ben çok hırpalandım, dişim ağrısı bir yandan.... Bugün de müdür gelmiş bana, "e çocuk kalabalığa girmeye alışsın yavaş yavaş" diyor. Ne manyak müdürler var ya. :mymeka:
eyvallah.mutlaka değerlendireceğim bu yazılanları.kendimize uygun olarak bulacağız.Prof. Dr. Sabiha Paktuna Keskin’den….
Çalışan anneler işlerine giderken asla sıvışıp ayrılmamalıdırlar. Çocukla mutlaka vedalaşıp ayrılmalıdırlar. Vedalaşırken gün içinde başka durumlarda yapmadıkları bir mimik ya da davranışı çocukla aralarında bir sembol olarak yapmalı ve akşam iş dönüşü çocukla i,lk karşılaştıklarında yine aynı hareketi tekrarlamalıdırlar. Böylece aralarında sembolleşen ve annenin yokluğunda bile çocuğa kendini hissetirebilecek bir iletişim, bir ilişki, kurmuş olur. Ya da anne mutlaka kendine ait bir kıyafet yada bir yastık ya da bir nevresimi çocuğun yatağında bırakmalıdır.
Annenin yokluğunda çocuğun, annenin devamlılığını algılamasını sağlayacak bir diğer yöntemde annenin çocuğuna bir obje bırakmasıdır. İş dönüşü, bıraktığı objeyi çocuktan ister ve onu birlikte bir yere saklarlar. Ertesi sabah anne yine işe gitmek üzere evden ayrılırken çocukla aralarında sır olarak sakladıkları objeyi yerinden çıkarırlar ve anne yine objeyi çocuğa emanet eder. Bu şekilde somut obje devamlılığını kazanamamış olan 3 yaşın altındaki çocuk beyni anne ile objeyi eşleştirerek annenin dönüşünü herhengi bir kaygıya kapılmadan bekler. Aksi halde ayrılık anksiyetesi ortaya çıkar ki çocuk ya aşırı tepkisel ve hırçın olur ya da içe kapanır.
evet benimmde tek derdim sütüm ama ben dert ediorum bu durumumu ..
3 gündür neler çektim neler :çok üzgünüm: Cuma gününden beri her 6 saatte bir acildeyim. Diş ağrım tavan yapıyor ve ağrı kesici iğne vurduruyorum. 20 lik dişim apse yapmış antibiyotik+iğne verdi doktor. Sabah 4 te gece 2 de ağrılarla hastaneye koştuk. Eşim de mahvoldu ben de.
İkinci bir vukuat, cuma müdür saat 15:00 de toplantı var dedi. o saatte çocuğa bakacak kimse yoktu. "Tamam siz gelmeyin" demesini beklerken müdür ne dedi biliyor musunuz "çocuğunu da al gel" akannehir nasıl geleyim dedim, adam inat ediyor illa geleceksin toplantıya diyor Çok üzgünüm çoook Beni getirecek kimse yok dedim. Müdür yardımcıları arabayla gelip aldılar. Toplantıya kızımla katıldık. 2 saat kucağımda. Mızır mızır mızırdandı toplantıda. ben ayakta onu pişpişliyorum, çok durmazsa dışarı çıkıp sonra tekrar giriyoruz, falan filan. Rezalete bakın. Didar çok yoruldu, ben çok hırpalandım, dişim ağrısı bir yandan.... Bugün de müdür gelmiş bana, "e çocuk kalabalığa girmeye alışsın yavaş yavaş" diyor. Ne manyak müdürler var ya. :mymeka:
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?