tubacım çok gzüel anlatmışsın hikayeniii.
okadar heyecanlandımki okurken bile.
kendimi hayal ettim okadar birebir olduğu gibi dökmüşsün yaşadıkalrını.
bizde o günelri yaşıcaz inaşşalah
sabırsızlanıyorum bu hikayeleri okudukça
ama dajha var benim minik kızımın gelmesine.
dajha dursunda vaktimiz var
inşallah bizimde burda gülücüklerle sevinç gözyaşlarıyla anlatacağımız gzüel bi hikayemiz olurrrr
sağlıkla büyüsün minik neva
neeş saçmaya devam etsin.
buarad sırtı faaln tüylümüydü
genelde öle oluyomuş ama
Bir doğum hikayesi de ben patlatayım
işte Tuğba ve Neva’nın hikayesi…
Yarım yamalak uyunmuş bir gecenin ardından düştük Çapa yollarına.. nasıl uyunur ki? Büyük ihtimal iç içe olduğumuz son gece olabilir… olmayabilir de…
Yol boyunca konuşmadık.. yol boyunca planlı ve isteyerek kaldığım gebeliğin doğruluğunu sorguladım.. gebelik süresince fark etmemişim üstlenmeye kalktığım sorumluluğu.. şimdi karşıma dikilmişti..
Fakülteye vardığımızda eşim bagajdaki valizi aldı.. içimde gerek olmayacağına dair bir his.. tabii bu histen öte istek..
Usg’den sonra malum verileri tartıştık.. amnios sıvısı az.. açılma yok.. yumuşama yok.. bakterinin belirtileri devam.. haydi nst’ye.. haydaa sancı yok.. kız daha kalacak içerde annesinin duygularının farkında, belli çıkmaya niyeti yok.. sonrasında malum cümle “karar senin..” normal doğum için şansımı deneyebileceğimi ama sezaryen olmamın şu etapta daha mantıklı olabileceğine dair ufak bir muhabbet ettik.. öğrencisi olduğum için samimiyetine, bu operasyondan herhangi bir maddi ve zaman kazancı olmayacağı için iyi niyetine güvendiğim bu alandaki tek hekimdi.. benim ve bebeğimin bulantılar döneminde hayatımızı kurtarmıştı ve yine hiçbir kazancı olmamıştı..
Ayrıca; e baba 2 hafta sonra asker ve 10 gün sonra ev boşaltılacak.. fizyolojik ve psikolojik nedenler.. nedenler..
Hep suyumun geldiğini ve heyecanla sancılarımı takip ettiğimizi ve hastaneye gidişimizin değişik versiyonlarda hayalini kurmuştum oysa ki.. eşimle konuştuktan ve onun bana destek vermesinin ardından tin tin hocanın odasına yeniden girdik..
Sesim titrek;
“hocam ben sectio (sezaryen) olmaya karar verdim.. yani verdik.. ama spinal olsun olur mu?”
Önceden her ihtimale karşı ismim yazdırılmıştı zaten.. bana da aç gel demişti.. doğumhaneye yönlendirdi bizi.. indik.. oradaki hanım değerli eşyalarımı bırakıp içeri girmemi oradan beni ameliyathaneye alacaklarını söyledi.. eşim, ben ve kv şokk..eşim “hemen mi?” dedi çaresiz. Hiç bu kadar çabuk olacağını sanmıyorduk.. öğleden sonrayı bulur diye düşünüyorduk..
İçeri girdim.. ameliyat kostümünü verdiler elime.. sonra lağman felan.. yarım saat kadar bekledim.. bu arada salak bi asistanla sürtüştüm.. kan tahlillerimi getirmemişim diye ekşidi bana cadı.. neyse gireceğim operasyon hakkında formalite gerektirdiği için bilgi verildi.. önerilerde bulunuldu..
Bir görevli eşliğinde ameliyathaneye gittim.. uzun bir koridoru vardır ameliyathanenin.. sağlı sollu odalarda operasyonlar yapılır.. operasyonumun yapılacağı odanın numarası söylendi.. koridor boyunca ilerlerken geçen yıl öğrenci olarak burada yürüdüğümü hatırladım.. hemen hemen bir yıl sonra o masa da ben yatacaktım..
Benim operasyonun olacağı odaya geldim..ve ameliyathane masasına oturdum.. elime koluma parmağıma birsürü zımbırtı bağladılar.. bütün değerlerim monitordeydi.. tansiyonum çıkıyordu.. kalın iğnesi olan bir kanül takıldı elime ve neredeyse 10 dk içinde 2 büyük serumu boşalttılar damarlarıma.. çok üşüyordum.. hayatımda ikinci defa dizlerim birbirine çarpacak kadar titriyordum üşümekten.. Birazdan anestezi hekimi girdi içeri ve harika bir kadındı.. ikinci annem ilan ediyorum onu.. Bana olan ilgisi ve muamelesi şahaneydi anne gibiydi.. serumlar boca edildikten sonra sıra anestezi işlemine geldi.. sırtıma bir örtü serdi.. boyumu sordu bazı hesaplar yaptı.. neler hissedeceğimin önceden rehberliğini yapıyordu bir yandan da.. belimin biraz yukarısında ince bir iğnenin girdiğini hissettim.. can yakıcı değildi. Yalnız enjekte ettiği madde sıcaktı.. o sıcaklık yavaşça bacaklarıma yayıldı.. beni masaya yatırdılar.. göğsüme kalp ritimimi ölçmek için birkaç prop takıldı.. elinde buzluktan çıkardığı bir cisimle uyuşup uyuşmadığımı kontrol etti anestezi hekimi.. uyuştuğum yerlerde dokunduğunu bile hissetmiyordum. sonra.. çok ama çok güçlü bir bulantı hissi.. öğürmeye ve boş midemi dışarı atmaya çalışıyordum.. anestezi hekimi boynumu tutuyor yüzümü gözümü siliyor tabii benim heves güves yaptığım makyajda yalan oluyor bu arada.. bir yandanda kesilip biçildiğimi görmemem için bir set çekip üzerine kumaşlar atıyorlar.. bulantı ve kusmamı kontrol altına almak için oksijen veriyorlar ve hocanın sesini duyuyorum “ Tuğba ne oldu sana yine?” oksijen görevini yaptı ve bulantılarım geçti. Gözüme tavandaki yuvarlak iri ameliyathane ışıklarından yakmadıklarından birisinin camından yansıyan görüntü takıldı.. aman Allah’ım işi yarılamışlar bile,rahim duvarımı aşmak üzereydiler.. sonra kıllı küçük bir yuvarlak.. hoca elini soktu o yuvarlağı kavradı ve yavaşça çekti.. peşinden kıllı bir sırt, küçük kollar, eller, bacaklar ve ayaklar… o an işte o kısacık an araftasınız.. hangi tarafın cennet hangi tarafın cehennem olduğunu o minikten gelecek ses belirliyor.. ve o kadar tuhaf ki hem ayrılık hem kavuşmayı aynı işte o anda yaşıyorsunuz.. o büyülü anda.. hayatımın en anlamlı, en değerli yaşları o anda gözlerimden süzüldü.. ama hala ses yok.. “neden ağlamıyor” diye haykırdım tabii deli gibi birden.. ben hariç herkes rahat, espriler havalarda uçuşuyor sanki insan kesmiyorlar yemek yapıyorlar, buradan her şeyin yolunda olduğunu fark ediyorum ama artık anne yüreğine sahibim daha somut bir şeyler lazım bana.. sadece hocanın “kızın şu an yüzünü buruşturmakla meşgul” dediğini seçiyorum. Sonra hayatımda duyduğum en güzel ses bir çığlıkla ve ağlamayla geldi.. o an sanki ilk defa bende nefes aldım.. yeniden doğdum.. gözlerimden yaşlar süzülüyordu.. artık cennetteydim.. göbeğimiz kesilmiş ve artık bedenen ayrıydık.. ama hayatımın tam merkezindeydi..
Artık daha rahattım.. plasentamı çıkarıp rahmimi temizlemelerini bana dikiş atmalarını seyrederken muhabbete dahil oldum.. onlar Nevayı hazırlarken “apgar’ı kaç?” diye sordum.. hoca "endişe etme sen 10 10'luk bir kızın var Tuğba".. baya eğlenceli bir vakaydım sanırım onlar için.. benim kafa iyiydi artık tamamen.. hem anestezinin leylalığı, hem anne olmanın leylalığıyla gülerek bir şeyler anlatıp sorduğumu hatırlıyorum.. onlarda gülerek eşlik ediyorlardı.. sonra kuzumu sarıp getirdiler operasyon devam ederken bembeyaz suratlı bal dudaklı bir kız.. kokusunu içime çektim ve hala o anki koku burnumda..
Operasyon bitince tüm ekibe teşekkür ettim, beni uyandırma odasına aldılar.. ayaklarımı oynatmadan yukarı götürmüyorlar.. deli gibi titriyorum.. yawrumu yukarı götürdüler karnı aç, nasıl çabalıyorum bacağımı oynatmak için.. sonra kahramanım anestezi hekimi annem geldibebeği acıkmıştır onun artık odasına götürün dedi.. millet yukarıda heyecanla beni beklemekteymiş bu arada, asansörden çıktığımda etrafıma doluştular.. eşimin yüz ifadesi şahaneydi.. “heey sen çok güzel bir kız görmüşsün” dedim. Gözleri dolu dolu, teşekkür eder gibi “evet çok güzeldi” dedi.. odamıza geldik.. her şeyi çok güzel hazırlamıştı babamız.. kızımı istedim.. yenidoğan servisi bebeği vermek için benim dönmemi bekliyorlarmış.. babamız gitti ve getirdi prensesini..
Allah’ım o ilk an.. kucağımda gözlerini açamayan minik bir prenses.. ve ona o kadar minnettarım ki.. ondan vazgeçtiğim anlarda benden ve yaşamdan vazgeçmediği için.. son ana kadar dayandığı için.. kollarımdaki bu küçük mucize benden çok daha güçlüydü.. ve ben ona hayrandım..
Eşim ve ben ikimizde şaşkındık.. kollarımdaki tatlı mucizeye inanamıyorduk..
bu minik güzel masum şeymiydi benim kaburgalarımı zorlayan, beni boğmaya çalışan, aniden olur olmadık yerlerde beni zıplatıp millete rezil eden..
ben bunları düşünürken aranmaya başladı.. meme tutacak mı? sütüm olacak mı? Diye aklımdan geçerken ağzına dayadığım göğsüme yapışışını görmeliydiniz.. bu işi sanki yıllardır yapıyor da bana öğretiyor gibiydi.. meme ucumu sıktığımda çıkan sarı süt derin oh çektirdi bana.. artık her şey tamamdı.. evet yeni bir hayata başlıyorduk.. taze babamıza dönüp “biraz bencilce olacak ama yakışıklı, iyiki ikimizden kadın olan benim.. hayata dair çok şey kaçırıyorsun..” dedim ve o benim bencilce itirafıma teşekkürle karşılık verdi.. teşekkür itiraf için değil minik prenses içindi tabii..
işte bu bizim hikayemiz efenim.. biraz uzun oldu gevezeliğimi affedin..
sürç-i lisan ettiysem affola..
Merhaba arkadaşlar bebişim uyurken anca vakit bulabildim
Şöyle başlıyım hikayeme arife gününden beri hafif aşağı baskılar hissediyordum doktorum bunların olacağını sancıların aralarını takip etmemi söylemişti normal doğummu sezeryanmı diye sorduğumda ona son anda karar varicez gidişata bakıcaz demişti arife gününden itibaren bütün bayram boyunca bu sancılar ara ara devam etti 20 kasım akşamı benim abimlere gittik her şey çok güzel gayet keyifli bir akşam geçirdik saat 23.00 suları bi baskı hissettim saate baktım abimlerden kalktık arabada 23.30 da bir baskı daha sanki içime doğmuştu eşime sanırım bu gece bişeyler olucak dedim oda hayırlısı bakalım dedi ama heyecan dorukta ikimizdede birbirimize yansıtmamaya çalışıyoruz ama heyecan tavan yaptı ikimizdede saat 00.00 da bir baskı daha sancılar yarım saatte bir hafif ve acısızdı ben gayet rahattım yarım saate bir olan sancıdan doğum olmaz herhalde diyordum kendi kendime dolapta yaş pasta vardı bir dilim koyup yiyim dedim oturdum iştahlı iştahlı onu yerken son lokmada sol boşluğuma nefesimi kesen şiddetli bir sancı girdi ssate baktım 20 dakikada girmişti artık ciddiye dönüyor herhalde dedim kendi kendime başladım evin içinde turlamaya aynı sancılar her 20 dakikada bir oluyordu ama ne suyum ne kanama nede bi nişan gelmişti duşumu aldım saat gece 03.30 a kadar böyle sancılar çektim benim sabırsız olan eşim evimize 5 dakika uzuklıktaki hastaneye götürdü çantalarımızıda aldık arabada dursun dedim eşime hastaneye girdiğimizde sancılar 15 dakikaya düşmüştü hemen muayne odasına aldılar ben 1 cm falan diycekler diye beklerken muayne eden ebe 4 cm olduğunu söyledi çok sevinmiştim oğlumda bende çok fazla beklemeden sıkıntıya girmeden kurtuluca diyordum oğlumla konuşuyordum yatışım yapıldı kendi annemler ve kayınvalidem eltim ablamlar abimler herkes yanımdaydı yalnız değildim moral buluyordum zamanın nasıl geçtiğini anlamadım sancılarım 1.5 dakikada 1 e inmişti muayne ediyorrdı 5 cm 6 cm 7 cm derken sancılarım kesildi sabah 8 e doğru doktorumu aradılar nöbetçi doktorun beni muane etmesini istedi nöbetçi doktor beni muayne etti ve bebeğin başının kanala girmediğini çatı kemiğimin eğri olduğunu bebeğin sıkıntıya girdiğini söyledi hakikattende bebeğim karnımın bir tarafında toplanmış kalmıştı sıkışmıştı hemen doktorum geldi oda muayne ettikten sonra nst dede bebeğimin kalp atışlarının 235 e fırladığını görünce 10 dk içinde sezeryana alıyoruz seni dedi doktorum okadar iyiydiki sondada kortuğumu çok aıyor diye duyum aldığımı ve bayıldıktan sonra takılmasını istediğimi söyledim hemen gelip odamada ameliyat önlüğümü giydirdi sondamı taktı hiçte acımadı saolsun okadar çok ilgilendikji benimle doktorum çıktıktan sonra sedye geldi işte bittiğim an o andı sedyeye yatar yatmaz tavana gözlerimi diktim resmen şoka girmiştim sadece ve sadece bebeğimi düşünüyor onunla konuşuyor hırslıyız oğlum sağ salim biebirimize kavuşucaz diyordum ama bir yandanda korku doluydum herkes ağlıyo sarılıyor korkmamamı söylüyordu doktorumda 15 dk sonra bebeğin kollarında dilay korkma diye moral veriyordu işte o soğuk kapıya gelmiştik ameliyathane içeri aldılar herkes benim heyecanımı ve korkumu yatıştırmak için benimle konuşuyordu beni hazırladılar bacağıma soğuk bişey yapıştırdılar ellerimi bağladılar bacaklarımı dizlerimden bağladılar göğsümden aşağısını batikonla 3 defa sildiler hem heyecandan hemde soğuktan titriyordum nihayet doktorum gelmişti sesini duydum sonrada yanıma gelip yüzünü gösterdi iyi olup olmadığımı sordu kat kat yeşil örtülerle örttüler beni en son anestezi uzmanının elini bana bakıp salladığını hatırlıyorum uyumuşum uyandığımda ise neler yaptığımı eşim anlattı ameliyathaneden çıkarken bebeğimi sayıklayarak ve karnım diye bağrarak çıkmışım odaya girdiğimde ise biraz ekndime gelmiştim bebeğim eşimin kucağındaydı ben hala bebeğim karnım diye canımın acısından ve bebeğimi merakımdan bağırmaktayım eşimin kucağında bebeğimi gördükten sonra onu bana verin diye bağırdım kucağıma aldığımda bütün acımı sancımı unuttum onu doyasıya kokladım kokladım unutulmıycak kokusunu içime doyasıya çektim artık bebeğim kucağımdaydı ben anne olmuştum inanamıyordum ama benim canımdan candı yavrumdu benimdi ben onu 9 ay sabırsızlıkla kucağıma almayı beklemiştim rabbim bu duyguyu bana nasip etmişti benden mutlusu yoktu bebeğim sağlıklıydı ikimizde kurtulmuştuk işte kızlar böyle ben bir anneyim artık en güzel şey en güzel mutluluk
21 kasım 2010 saat 09.30 da bebeğim kollarımdaydı 3.170 gram 50 cm boyunda 37 haftalık dünyaya geldi kuzum şimdi ikimizde çok iyi ve çok mutluyuz hep koyun koyuna ve yan yanayız emirim benimle
Allah anne olmayı bekleyen ve anne olmak için çaba sarf eden bütün arkadaşlarımı tez zamanda bebeklerine kavuştursun inşallah.
Merhaba arkadaşlar bebişim uyurken anca vakit bulabildim
Şöyle başlıyım hikayeme arife gününden beri hafif aşağı baskılar hissediyordum doktorum bunların olacağını sancıların aralarını takip etmemi söylemişti normal doğummu sezeryanmı diye sorduğumda ona son anda karar varicez gidişata bakıcaz demişti arife gününden itibaren bütün bayram boyunca bu sancılar ara ara devam etti 20 kasım akşamı benim abimlere gittik her şey çok güzel gayet keyifli bir akşam geçirdik saat 23.00 suları bi baskı hissettim saate baktım abimlerden kalktık arabada 23.30 da bir baskı daha sanki içime doğmuştu eşime sanırım bu gece bişeyler olucak dedim oda hayırlısı bakalım dedi ama heyecan dorukta ikimizdede birbirimize yansıtmamaya çalışıyoruz ama heyecan tavan yaptı ikimizdede saat 00.00 da bir baskı daha sancılar yarım saatte bir hafif ve acısızdı ben gayet rahattım yarım saate bir olan sancıdan doğum olmaz herhalde diyordum kendi kendime dolapta yaş pasta vardı bir dilim koyup yiyim dedim oturdum iştahlı iştahlı onu yerken son lokmada sol boşluğuma nefesimi kesen şiddetli bir sancı girdi ssate baktım 20 dakikada girmişti artık ciddiye dönüyor herhalde dedim kendi kendime başladım evin içinde turlamaya aynı sancılar her 20 dakikada bir oluyordu ama ne suyum ne kanama nede bi nişan gelmişti duşumu aldım saat gece 03.30 a kadar böyle sancılar çektim benim sabırsız olan eşim evimize 5 dakika uzuklıktaki hastaneye götürdü çantalarımızıda aldık arabada dursun dedim eşime hastaneye girdiğimizde sancılar 15 dakikaya düşmüştü hemen muayne odasına aldılar ben 1 cm falan diycekler diye beklerken muayne eden ebe 4 cm olduğunu söyledi çok sevinmiştim oğlumda bende çok fazla beklemeden sıkıntıya girmeden kurtuluca diyordum oğlumla konuşuyordum yatışım yapıldı kendi annemler ve kayınvalidem eltim ablamlar abimler herkes yanımdaydı yalnız değildim moral buluyordum zamanın nasıl geçtiğini anlamadım sancılarım 1.5 dakikada 1 e inmişti muayne ediyorrdı 5 cm 6 cm 7 cm derken sancılarım kesildi sabah 8 e doğru doktorumu aradılar nöbetçi doktorun beni muane etmesini istedi nöbetçi doktor beni muayne etti ve bebeğin başının kanala girmediğini çatı kemiğimin eğri olduğunu bebeğin sıkıntıya girdiğini söyledi hakikattende bebeğim karnımın bir tarafında toplanmış kalmıştı sıkışmıştı hemen doktorum geldi oda muayne ettikten sonra nst dede bebeğimin kalp atışlarının 235 e fırladığını görünce 10 dk içinde sezeryana alıyoruz seni dedi doktorum okadar iyiydiki sondada kortuğumu çok aıyor diye duyum aldığımı ve bayıldıktan sonra takılmasını istediğimi söyledim hemen gelip odamada ameliyat önlüğümü giydirdi sondamı taktı hiçte acımadı saolsun okadar çok ilgilendikji benimle doktorum çıktıktan sonra sedye geldi işte bittiğim an o andı sedyeye yatar yatmaz tavana gözlerimi diktim resmen şoka girmiştim sadece ve sadece bebeğimi düşünüyor onunla konuşuyor hırslıyız oğlum sağ salim biebirimize kavuşucaz diyordum ama bir yandanda korku doluydum herkes ağlıyo sarılıyor korkmamamı söylüyordu doktorumda 15 dk sonra bebeğin kollarında dilay korkma diye moral veriyordu işte o soğuk kapıya gelmiştik ameliyathane içeri aldılar herkes benim heyecanımı ve korkumu yatıştırmak için benimle konuşuyordu beni hazırladılar bacağıma soğuk bişey yapıştırdılar ellerimi bağladılar bacaklarımı dizlerimden bağladılar göğsümden aşağısını batikonla 3 defa sildiler hem heyecandan hemde soğuktan titriyordum nihayet doktorum gelmişti sesini duydum sonrada yanıma gelip yüzünü gösterdi iyi olup olmadığımı sordu kat kat yeşil örtülerle örttüler beni en son anestezi uzmanının elini bana bakıp salladığını hatırlıyorum uyumuşum uyandığımda ise neler yaptığımı eşim anlattı ameliyathaneden çıkarken bebeğimi sayıklayarak ve karnım diye bağrarak çıkmışım odaya girdiğimde ise biraz ekndime gelmiştim bebeğim eşimin kucağındaydı ben hala bebeğim karnım diye canımın acısından ve bebeğimi merakımdan bağırmaktayım eşimin kucağında bebeğimi gördükten sonra onu bana verin diye bağırdım kucağıma aldığımda bütün acımı sancımı unuttum onu doyasıya kokladım kokladım unutulmıycak kokusunu içime doyasıya çektim artık bebeğim kucağımdaydı ben anne olmuştum inanamıyordum ama benim canımdan candı yavrumdu benimdi ben onu 9 ay sabırsızlıkla kucağıma almayı beklemiştim rabbim bu duyguyu bana nasip etmişti benden mutlusu yoktu bebeğim sağlıklıydı ikimizde kurtulmuştuk işte kızlar böyle ben bir anneyim artık en güzel şey en güzel mutluluk
21 kasım 2010 saat 09.30 da bebeğim kollarımdaydı 3.170 gram 50 cm boyunda 37 haftalık dünyaya geldi kuzum şimdi ikimizde çok iyi ve çok mutluyuz hep koyun koyuna ve yan yanayız emirim benimle
Allah anne olmayı bekleyen ve anne olmak için çaba sarf eden bütün arkadaşlarımı tez zamanda bebeklerine kavuştursun inşallah.
fundacım gerçekten kolay bi doğum olmuşşş
darısı hepimizin başına
gerçi benimki sezeryan ama
hepimzie sağlıkla kavuşmak nasip olur
minik beyzacık da sağlıkla büyüsün inşallah
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?