- 1 Haziran 2012
- 519
- 3
- 118
gecmis olsun kubracim insallah cabuk iyilesir minigin, kizinin dogumgunu yarin mi?
benimde evimi 2defa su basmisti eger seninkide musluktan olduysa musluklarin tezgah altinda vanalari var onlari biraz kis belki su basincli geldigi icin
ustur bizede tamirci soylemisti
atayı çarşamba götürücem doktora,bir de kabızlık yine başımızın belası,bir de çocuk cerrahına götürmem gerekicek sanırım
tabii ki sen galip geliceksin arkadaşım,sen 1-0 öndesin bi kere ,ecrin in var senin :)
Yarın yani 2 Ekim benim hayatımın aşkının, hayatımın en büyük anlamının, benim bir tanecik oğlumun, canımın doğum günüüüüü. Acısıyla tatlısıyla, hüzünleriyle mutluluklarıyla, heyecanlarıyla, ilkleriyle birlikte 2. yılımızı dolduruyoruz. Bana hayatın verdiği en büyük armağan. Onunla geçen her gün bambaşka, onun gözlerine baktığım, kokusunu duyduğum, gülüşünü gördüğüm her an benim için bir mucize. Onunla her gün ben de büyüyorum, öğreniyorum, yaşıyorum. Onunla geçen her gün Allah'ı hissediyorum ve sonsuz kere şükrediyorum. O benim aldığım her nefesim, yaşam Rüzgar'ım
2 yıl önce şu sıralar karnımdaydı ve daha doğmasına 24 gün vardı. 2 yıl önce bugün bu saatlerde ben panik içinde bu evde son hazırlıklarımı yapıyordum ağlayarak, çünkü düşlediğim gibi zamanında ve normal bir doğum olmayacaktı. O sabah güle oynaya gittiğim rutin muayineden ağlayarak çıkmıştım. Doktor normal doğum yapabilir miyim diye muayene ederken doğumun başladığını söyledi ve ikinci kötü haberi verdi normal doğum yapamazsın diye. Oysa ki benim en büyük hayalimdi her şeyin normal olması ama olamayacaktı. Uyutulacaktım ve yabancı bir el onu o sıcacık yuvasından çekip çıkaracaktı, annesi derin uykulardayken, böyle mi olmalıydı.
Hem daha hiçbir hazırlığım tamam değildi, hem ben daha hazır değildim, hem o da daha hazır değildi, daha 24 günü vardı karnımda tamamlaması gereken. 2 yıl önce bu saatlerde, doktor "aslında seni şimdi ameliyata alsak iyi olur" dediği halde bunu nasıl olduysa kabul etmeyip ve nasıl olduysa doktoru ikna edip eve dönmenin stresi ile ertesi günü sağ salim getirebilmek için dualar edip hastane çantamı hazırlıyordum. Bir yandan da hiç bir ağrım sızım, kanamam, su akıntısı olmadığı halde artık kasılmaların süresinin 4 dakikaya kadar düşmesini de kabul etmeyip doğumu inkar etmeye çalışıyordum. Artık defalarca hatim ettiğim doğum kitabının aynı satırlarını yüzüncü kez okuyor ve bunlar yalancı kasılmalar, doğum en azından bir kaç gün daha bekleyecek diye kendimi avutmaya çalışıyordum, 2 yıl önce bu saatlerde isyanlardaydım yani. Panik, korku, heyecan, buruk bir mutluluk kısacası karma karışık duygularla dolanıyordum oradan oraya kimse yoktu henüz yanımda eşim hariç, annem ve görümcem yoldaydı bu vakitler nitekim Antalya uzak yerdi herkese öyle ha deyince gelinmiyordu. Gece 1 oldu ve biz hastane yolunu tuttuk, ertesi günü bekleyemedik, ağrım sızım olmasa da bebeğimin durumunu bilmiyordum ve sabahı hastane geçirelim dedik. Hastaneye vardığımızda ameliyathane hazırmış, tüm ekip hazırmış, yeni bir sezeryan olmuş, çok şanslıymışım hemen doğuma girebilirmişim. "Ama olmaz, benim doktorum gelsin, annem de sabah burada olacak, bekleyemez mi?" diye itiraz ettim yine. Ben daha ana kuzusu ana olmaya direniyor. Fakat bir saat içinde soyunmuş, yeşil elbiseye bürünmüş soğuk ameliyathanenin yolunu tutmuştum.
Hayat işte, doğru doğum doktorumu bulabilmek için hamileliğim boyunca tam 4 doktor değiştirdikten sonra doğuma girecek doktorla, soyunup o masaya yattıktan sonra tanıştım, gözlerimden yaşlar süzülüyordu "Annesini bekleyen sen misin bakalım?" diye gülümsedi bana sımsıcak, sonra elimi tuttu. Odanın ve karnıma bacaklarıma boydan boya sürdükleri o sarı ilacın soğukluğuna inat sımsıcaktı ekipteki herkes. Gözlerim kapanırken soğuktan mı heyecandan mı zangır zangır titriyordum, birazdan uyanacağım ve anne olacağım, Allah'ım ne olur sağlıklı doğsun bebeğim dedim ve her şey karardı. Saat gece 3:15'miş
Büyük acılar içinde ayılmaya çalışırken bir sedyede odama götürülüyordum. Neler sayıkladığımı hatırlamıyorum ama "Bebeğim nerde, iyi mi, bebeğim nasıl, bebeğim?" demiş durmuşum. Odada eşim karşıladı beni "Oğlumuz çok iyi senden önce geldi annesi, seni bekliyor" dedi. Acıdan kıvranıyordum hala, bacaklarımı koparmışlar gibi bir acıydı ya da karnıma tonlarca ağırlığında taşlar koymuşlar gibi eziliyordu belden altım. "Nerde nerde?" dedim filmlerdeki gibi ya da hayalini kurduğum gibi göbeği kesilmeden görüp ilk ağlamasını duyamamıştım belki... ama başımı çevirip yanımda giyinip kuşanıp minik bir sepette yan yatan ve doğrudan gözlerimin içine bakan oğlumun lacivert gözlerin derinlerinde kayboldum bir an tüm acılar uçtu gitti. O gözleri gördüğüm an hayatımda hiç bir şey aynı değildi artık, nefesim kesildi, ilk görüşte aşk bu olsa gerekti. Rüzgar o kadar güzel ve bilge bakıyordu ki o an bana, annesine, yeni doğanların tam göremediğine inanmak imkansızdı. Kimbilir neler görüyordu o an bende. O an hiçbir zaman unutamayacağım ve hayatımın en özel anıydı. Hiç bir şeyin önemi kalmamıştı artık, sezeryan olmamın, ailemden, arkadaşlarımdan uzakta olmamın, doğumun erken olmasının tek önemli şey onun sağlıklı bir şekilde yanımda olmasıydı. Artık yepyeni bir dönem başlıyordu hayatımda bunu o an hissetmiştim.
İşte arkadaşlar 2 yıl önce bugün hayatımın aşkıyla tanışma hikayem. Çok duygusallaştım ve bu duygu yoğunluğumu da sizlerle paylaşmak istedim. Hepinize sevgiler 2 yıl önce bu ay boyunca benim gibi, hayatlarına yepyeni anlamlar katan bebişleriyle kucaklaşan tüm ekim anneleri.
kizlar yaaa oglumun yine atesi var dun aksam uzerinden beri 37.6 oluyordu en fazla distendir dedim ates dusurucu verdim ama bu aksam 38.6 oldu banyo surup falan dusurdum ama simdi tekrar surup vermeme ragmen 38.2 yirmi dakika sonra yine olcecegim eger dusme yoksa acile gidicez, ben sabaha kadar bekleyip poliklinige gitmek istiyordum eger yine bogaz enf.sa arastirilmasini istiycektim bu kacinci oldu bu yaz artik unuttum moralim cok bozuk dokunsalar aglayacagim neden neredeyse 15gunde bir atesleniyor offf offf
kizlar yaaa oglumun yine atesi var dun aksam uzerinden beri 37.6 oluyordu en fazla distendir dedim ates dusurucu verdim ama bu aksam 38.6 oldu banyo surup falan dusurdum ama simdi tekrar surup vermeme ragmen 38.2 yirmi dakika sonra yine olcecegim eger dusme yoksa acile gidicez, ben sabaha kadar bekleyip poliklinige gitmek istiyordum eger yine bogaz enf.sa arastirilmasini istiycektim bu kacinci oldu bu yaz artik unuttum moralim cok bozuk dokunsalar aglayacagim neden neredeyse 15gunde bir atesleniyor offf offf
Yarın yani 2 Ekim benim hayatımın aşkının, hayatımın en büyük anlamının, benim bir tanecik oğlumun, canımın doğum günüüüüü. Acısıyla tatlısıyla, hüzünleriyle mutluluklarıyla, heyecanlarıyla, ilkleriyle birlikte 2. yılımızı dolduruyoruz. Bana hayatın verdiği en büyük armağan. Onunla geçen her gün bambaşka, onun gözlerine baktığım, kokusunu duyduğum, gülüşünü gördüğüm her an benim için bir mucize. Onunla her gün ben de büyüyorum, öğreniyorum, yaşıyorum. Onunla geçen her gün Allah'ı hissediyorum ve sonsuz kere şükrediyorum. O benim aldığım her nefesim, yaşam Rüzgar'ım
2 yıl önce şu sıralar karnımdaydı ve daha doğmasına 24 gün vardı. 2 yıl önce bugün bu saatlerde ben panik içinde bu evde son hazırlıklarımı yapıyordum ağlayarak, çünkü düşlediğim gibi zamanında ve normal bir doğum olmayacaktı. O sabah güle oynaya gittiğim rutin muayineden ağlayarak çıkmıştım. Doktor normal doğum yapabilir miyim diye muayene ederken doğumun başladığını söyledi ve ikinci kötü haberi verdi normal doğum yapamazsın diye. Oysa ki benim en büyük hayalimdi her şeyin normal olması ama olamayacaktı. Uyutulacaktım ve yabancı bir el onu o sıcacık yuvasından çekip çıkaracaktı, annesi derin uykulardayken, böyle mi olmalıydı.
Hem daha hiçbir hazırlığım tamam değildi, hem ben daha hazır değildim, hem o da daha hazır değildi, daha 24 günü vardı karnımda tamamlaması gereken. 2 yıl önce bu saatlerde, doktor "aslında seni şimdi ameliyata alsak iyi olur" dediği halde bunu nasıl olduysa kabul etmeyip ve nasıl olduysa doktoru ikna edip eve dönmenin stresi ile ertesi günü sağ salim getirebilmek için dualar edip hastane çantamı hazırlıyordum. Bir yandan da hiç bir ağrım sızım, kanamam, su akıntısı olmadığı halde artık kasılmaların süresinin 4 dakikaya kadar düşmesini de kabul etmeyip doğumu inkar etmeye çalışıyordum. Artık defalarca hatim ettiğim doğum kitabının aynı satırlarını yüzüncü kez okuyor ve bunlar yalancı kasılmalar, doğum en azından bir kaç gün daha bekleyecek diye kendimi avutmaya çalışıyordum, 2 yıl önce bu saatlerde isyanlardaydım yani. Panik, korku, heyecan, buruk bir mutluluk kısacası karma karışık duygularla dolanıyordum oradan oraya kimse yoktu henüz yanımda eşim hariç, annem ve görümcem yoldaydı bu vakitler nitekim Antalya uzak yerdi herkese öyle ha deyince gelinmiyordu. Gece 1 oldu ve biz hastane yolunu tuttuk, ertesi günü bekleyemedik, ağrım sızım olmasa da bebeğimin durumunu bilmiyordum ve sabahı hastane geçirelim dedik. Hastaneye vardığımızda ameliyathane hazırmış, tüm ekip hazırmış, yeni bir sezeryan olmuş, çok şanslıymışım hemen doğuma girebilirmişim. "Ama olmaz, benim doktorum gelsin, annem de sabah burada olacak, bekleyemez mi?" diye itiraz ettim yine. Ben daha ana kuzusu ana olmaya direniyor. Fakat bir saat içinde soyunmuş, yeşil elbiseye bürünmüş soğuk ameliyathanenin yolunu tutmuştum.
Hayat işte, doğru doğum doktorumu bulabilmek için hamileliğim boyunca tam 4 doktor değiştirdikten sonra doğuma girecek doktorla, soyunup o masaya yattıktan sonra tanıştım, gözlerimden yaşlar süzülüyordu "Annesini bekleyen sen misin bakalım?" diye gülümsedi bana sımsıcak, sonra elimi tuttu. Odanın ve karnıma bacaklarıma boydan boya sürdükleri o sarı ilacın soğukluğuna inat sımsıcaktı ekipteki herkes. Gözlerim kapanırken soğuktan mı heyecandan mı zangır zangır titriyordum, birazdan uyanacağım ve anne olacağım, Allah'ım ne olur sağlıklı doğsun bebeğim dedim ve her şey karardı. Saat gece 3:15'miş
Büyük acılar içinde ayılmaya çalışırken bir sedyede odama götürülüyordum. Neler sayıkladığımı hatırlamıyorum ama "Bebeğim nerde, iyi mi, bebeğim nasıl, bebeğim?" demiş durmuşum. Odada eşim karşıladı beni "Oğlumuz çok iyi senden önce geldi annesi, seni bekliyor" dedi. Acıdan kıvranıyordum hala, bacaklarımı koparmışlar gibi bir acıydı ya da karnıma tonlarca ağırlığında taşlar koymuşlar gibi eziliyordu belden altım. "Nerde nerde?" dedim filmlerdeki gibi ya da hayalini kurduğum gibi göbeği kesilmeden görüp ilk ağlamasını duyamamıştım belki... ama başımı çevirip yanımda giyinip kuşanıp minik bir sepette yan yatan ve doğrudan gözlerimin içine bakan oğlumun lacivert gözlerin derinlerinde kayboldum bir an tüm acılar uçtu gitti. O gözleri gördüğüm an hayatımda hiç bir şey aynı değildi artık, nefesim kesildi, ilk görüşte aşk bu olsa gerekti. Rüzgar o kadar güzel ve bilge bakıyordu ki o an bana, annesine, yeni doğanların tam göremediğine inanmak imkansızdı. Kimbilir neler görüyordu o an bende. O an hiçbir zaman unutamayacağım ve hayatımın en özel anıydı. Hiç bir şeyin önemi kalmamıştı artık, sezeryan olmamın, ailemden, arkadaşlarımdan uzakta olmamın, doğumun erken olmasının tek önemli şey onun sağlıklı bir şekilde yanımda olmasıydı. Artık yepyeni bir dönem başlıyordu hayatımda bunu o an hissetmiştim.
İşte arkadaşlar 2 yıl önce bugün hayatımın aşkıyla tanışma hikayem. Çok duygusallaştım ve bu duygu yoğunluğumu da sizlerle paylaşmak istedim. Hepinize sevgiler 2 yıl önce bu ay boyunca benim gibi, hayatlarına yepyeni anlamlar katan bebişleriyle kucaklaşan tüm ekim anneleri.
kizlar yaaa oglumun yine atesi var dun aksam uzerinden beri 37.6 oluyordu en fazla distendir dedim ates dusurucu verdim ama bu aksam 38.6 oldu banyo surup falan dusurdum ama simdi tekrar surup vermeme ragmen 38.2 yirmi dakika sonra yine olcecegim eger dusme yoksa acile gidicez, ben sabaha kadar bekleyip poliklinige gitmek istiyordum eger yine bogaz enf.sa arastirilmasini istiycektim bu kacinci oldu bu yaz artik unuttum moralim cok bozuk dokunsalar aglayacagim neden neredeyse 15gunde bir atesleniyor offf offf
kübracım günaydın,nasılsın,toparlanabildin mi biraz?
günaydın canım,iyiyim hallettim annemle beraber evi, sen nasılsın tatlım nasıl oldu belin
daha iyiym canım ben de ..iyi bari halletmene sevindim:)
ecrin nasıl oldu?
kızlar aşımız var cumartesi günü hemde kontrolumuz
sizlerde unutmayın...
2.5 ay önce rutin kontrol için gitmiştik 2 yaşında gelin göz ve diş muanesi için yönlendiricem demişti bide aşı tabi
sizler ne yapacaksınız?
benimde tek sorunum çizgi film izlemek istiyor sürekli dikkatini dagıtsamda unutmuyor
artık bu durum yüzünden sinirimden hüngür hüngür aglıyorum
doktora soracagım bakalım tavsiyesi ne olucak.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?