- Konu Sahibi minikcadimm83
- #13.581
Döllenme (yumurta ile spermin birleşmesi) ile başlayan, doğumla sona eren gebelik periyodu, gebe için fizyolojik ve psikolojik değişikliklerle düzenlenmiş doğal bir süreçtir. Döllenmenin olduğu andan itibaren, gebe kadının organizmasında ani, hızlı ve olağanüstü değişim ve dönüşümler başlar. Hormonal, endokrin değişiklikler yanında, kadının kendini algılaması, eşi ile ilişki biçimi, çevrenin algısı, çalışıyorsa iş durumunda değişkenlikler gündeme gelir.
Gebelik bir taraftan neşe, doyum, olgunluk, kendini gerçekleştirme, mutluluk kaynağı olabildiği gibi endişe, kaygılı bekleyiş, yüklenme de yaratabilmektedir. Hamilelikte her üç aylık dönemin (trimester) kendine özgü psikolojik uyum süreci vardır. I. Trimesterde (ilk üç ay), yorgunluk, bulantı, baş dönmesi gibi bedensel duyumlar, duygusal değişiklikler yaşanır. Yeni duruma ve hamile olduğu gerçeğine uyum söz konusudur. Kuşkusuz kadının aile durumu, iş durumu, eşle ilişkisi, hamilelik durumunun yaratacağı yeni güçlükler ve gereksinimler, bu gerçeğe geliştirilen tutumda etkilidir. Bu dönemde duygu ve mizaç değişiklikleri, yemek yeme dürtüsü değişiklikleri görülür. II. trimesterde (ikinci üç ay), genellikle erken dönemlere kıyasla daha bir rahatlama ve psikolojik iyilik eşlik eder. Gebeliğin yolunda gitmesi kadında güven duygusunu arttırır. III. trimesterde (son üç ay), yeni canlı annenin bütün sistemlerini etkilemiştir. Doğumun yaklaşmasıyla birlikte bazı endişeler başlayabilir. Doğumun nasıl olacağına, bebeğin sağlıklı olup olmadığına ilişkin kaygılardır bunlar. Bunun yanında, doğumu takiben çocuğun bakımı, annelik rol ve işlevlerini yeterince yürütüp yürütemeyeceği endişeleri dikkati çeker.
Kadının ruhsal durum ve yaşantısı gebeliğin gidişini etkilediği gibi, gebeliğin kendisi de ruhsal, duygusal yaşantısı üzerinde önemli yansımalar yaratır. Gebelik ailenin yaşamında da önemli bir dönüm noktasıdır.
Hamilelikte gebe kadının ve eşinin bilgilendirilmesi önemlidir. Doğum öncesi hazırlık kadının korku ve kaygısını azaltmaya, doğum sırasında kendi denetimini sağlayabileceğine ait güven vermesi bakımından yararlı olacaktır. Eş desteği kuşkusuz önemlidir. Bu ruhsal tepki ve kaygılar şiddetlenirse veya hamileliği komplike hale getirirse, psikiyatrist ile işbirliği gereklidir. Hamile kadınların, hamilelik, doğum, doğum sonrası dönem konusunda bilgilendirilmesi, eşin kadının yanında katılımı, gevşeme egzersizleri ile doğumu kolaylaştırılması gibi uygulamalarla hamile kadının, korku ve kaygısının endişeli bekleyişin azaltılması, kendi durumu üzerinde denetimini sağlayabileceği duygusunun gelişmesi açısından yararlıdır.
Gebelik dönemindeki emosyonel karışıklıkların psikiyatrik bozuklukların gelişimini, ortaya çıkışını arttırıp arttırmadığı uzun yıllardır tartışılmaktadır. Bu konuda farklı görüşler vardır. Kadınlarda psikiyatrik bozukluklar en sık 18-45 yaş arasında görülmektedir, bu dönem kadının üretken olduğu ve çocuk büyüttüğü dönemdir. Sıklıkla inanıldığının aksine hamilelik duygusal olarak durgun bir dönem değildir. Daha önceden mevcut ya da yeni olarak ortaya çıkan her türden majör psikolojik rahatsızlık, gebelik ve doğum komplikasyonlarını arttırır.
En son çalışmalar, gebeliğe ait psikolojik korelasyonların bireysel faktörlerle ve diğer bazı faktörlerle ilgisi olduğuna işaret etmektedir.
Bu faktörler;
• Duygu durum
• Kadınlığa karşı tutum
• Eş ve anne ile olan ilişkiler
• Kültürel tutumlar
• Anneliğe hazırlanma
• Önceki ruhsal hastalıklar
• Önceki çocuğun varlığı ya da yokluğu
• Önceki kürtaj deneyimleri
• Yaşam koşulları
• Gebelikte tıbbi olarak yüksek risklerin olup olmadığı
Hamilelikte ortaya çıkan her komplikasyon ve gebeliği riskli hale getiren her tıbbi sorun, ciddi zorlamalara ve psikiyatrik belirtilere yol açma potansiyelindedir. Pre-eklampsi, hipertansiyon, diyabet gibi tıbbi sorunları olan hamile kadınlarda, bu tür komplikasyonları olmayan hamile kadınlara göre daha fazla psikolojik rahatsızlıklar saptanmıştır. Gebelikte ortaya çıkan tıbbi komplikasyonlar şiddetli fiziksel ve psikolojik reaksiyonlara neden olabilmektedir. Bulantı ve kusmanın ikinci tremesterde de devam ettiği hiperemezis gravidarum nadiren de olsa ortaya çıkan ve psikiyatrik yardım gerektiren bir durumdur.
Hamilelik sırasında ortaya çıkan ruhsal rahatsızlıkların neden olabileceği risk faktörleri şu şekilde sıralanabilir:
• Yetersiz kendine bakım
• Yetersiz beslenme
• ıntihar
• Tedbirsiz davranışlar (hızlı araba kullanma)
• Alkol ve madde kullanımı
• Düşük doğum ağırlığı
• Erken doğum
• Daha önceden mevcut ya da yeni olarak ortaya çıkan her türden major psikolojik rahatsızlıklar gebelik ve doğum komplikasyonlarını arttırır.
Özellikle;
• Gebelik sırasında psikiyatrik hastalığı olanlar
• Kadın hamile olup olmadığını araştırdığı dönemde psikiyatrik ilaç alanlar
• Gebeliği planlayan psikiyatrik hastalık öyküsü olanlar
• Gebe olup, geçmişte psikiyatrik hastalık öyküsü olanlar mutlaka psikiyatrik yardım almalıdır.
Gebeliğe Eşlik Edebilecek Psikiyatrik Bozukluklar arasında en önemlisi depresyon ve anksiyete (kaygı) bozukluğudur.
Gebelik bir taraftan neşe, doyum, olgunluk, kendini gerçekleştirme, mutluluk kaynağı olabildiği gibi endişe, kaygılı bekleyiş, yüklenme de yaratabilmektedir. Hamilelikte her üç aylık dönemin (trimester) kendine özgü psikolojik uyum süreci vardır. I. Trimesterde (ilk üç ay), yorgunluk, bulantı, baş dönmesi gibi bedensel duyumlar, duygusal değişiklikler yaşanır. Yeni duruma ve hamile olduğu gerçeğine uyum söz konusudur. Kuşkusuz kadının aile durumu, iş durumu, eşle ilişkisi, hamilelik durumunun yaratacağı yeni güçlükler ve gereksinimler, bu gerçeğe geliştirilen tutumda etkilidir. Bu dönemde duygu ve mizaç değişiklikleri, yemek yeme dürtüsü değişiklikleri görülür. II. trimesterde (ikinci üç ay), genellikle erken dönemlere kıyasla daha bir rahatlama ve psikolojik iyilik eşlik eder. Gebeliğin yolunda gitmesi kadında güven duygusunu arttırır. III. trimesterde (son üç ay), yeni canlı annenin bütün sistemlerini etkilemiştir. Doğumun yaklaşmasıyla birlikte bazı endişeler başlayabilir. Doğumun nasıl olacağına, bebeğin sağlıklı olup olmadığına ilişkin kaygılardır bunlar. Bunun yanında, doğumu takiben çocuğun bakımı, annelik rol ve işlevlerini yeterince yürütüp yürütemeyeceği endişeleri dikkati çeker.
Kadının ruhsal durum ve yaşantısı gebeliğin gidişini etkilediği gibi, gebeliğin kendisi de ruhsal, duygusal yaşantısı üzerinde önemli yansımalar yaratır. Gebelik ailenin yaşamında da önemli bir dönüm noktasıdır.
Hamilelikte gebe kadının ve eşinin bilgilendirilmesi önemlidir. Doğum öncesi hazırlık kadının korku ve kaygısını azaltmaya, doğum sırasında kendi denetimini sağlayabileceğine ait güven vermesi bakımından yararlı olacaktır. Eş desteği kuşkusuz önemlidir. Bu ruhsal tepki ve kaygılar şiddetlenirse veya hamileliği komplike hale getirirse, psikiyatrist ile işbirliği gereklidir. Hamile kadınların, hamilelik, doğum, doğum sonrası dönem konusunda bilgilendirilmesi, eşin kadının yanında katılımı, gevşeme egzersizleri ile doğumu kolaylaştırılması gibi uygulamalarla hamile kadının, korku ve kaygısının endişeli bekleyişin azaltılması, kendi durumu üzerinde denetimini sağlayabileceği duygusunun gelişmesi açısından yararlıdır.
Gebelik dönemindeki emosyonel karışıklıkların psikiyatrik bozuklukların gelişimini, ortaya çıkışını arttırıp arttırmadığı uzun yıllardır tartışılmaktadır. Bu konuda farklı görüşler vardır. Kadınlarda psikiyatrik bozukluklar en sık 18-45 yaş arasında görülmektedir, bu dönem kadının üretken olduğu ve çocuk büyüttüğü dönemdir. Sıklıkla inanıldığının aksine hamilelik duygusal olarak durgun bir dönem değildir. Daha önceden mevcut ya da yeni olarak ortaya çıkan her türden majör psikolojik rahatsızlık, gebelik ve doğum komplikasyonlarını arttırır.
En son çalışmalar, gebeliğe ait psikolojik korelasyonların bireysel faktörlerle ve diğer bazı faktörlerle ilgisi olduğuna işaret etmektedir.
Bu faktörler;
• Duygu durum
• Kadınlığa karşı tutum
• Eş ve anne ile olan ilişkiler
• Kültürel tutumlar
• Anneliğe hazırlanma
• Önceki ruhsal hastalıklar
• Önceki çocuğun varlığı ya da yokluğu
• Önceki kürtaj deneyimleri
• Yaşam koşulları
• Gebelikte tıbbi olarak yüksek risklerin olup olmadığı
Hamilelikte ortaya çıkan her komplikasyon ve gebeliği riskli hale getiren her tıbbi sorun, ciddi zorlamalara ve psikiyatrik belirtilere yol açma potansiyelindedir. Pre-eklampsi, hipertansiyon, diyabet gibi tıbbi sorunları olan hamile kadınlarda, bu tür komplikasyonları olmayan hamile kadınlara göre daha fazla psikolojik rahatsızlıklar saptanmıştır. Gebelikte ortaya çıkan tıbbi komplikasyonlar şiddetli fiziksel ve psikolojik reaksiyonlara neden olabilmektedir. Bulantı ve kusmanın ikinci tremesterde de devam ettiği hiperemezis gravidarum nadiren de olsa ortaya çıkan ve psikiyatrik yardım gerektiren bir durumdur.
Hamilelik sırasında ortaya çıkan ruhsal rahatsızlıkların neden olabileceği risk faktörleri şu şekilde sıralanabilir:
• Yetersiz kendine bakım
• Yetersiz beslenme
• ıntihar
• Tedbirsiz davranışlar (hızlı araba kullanma)
• Alkol ve madde kullanımı
• Düşük doğum ağırlığı
• Erken doğum
• Daha önceden mevcut ya da yeni olarak ortaya çıkan her türden major psikolojik rahatsızlıklar gebelik ve doğum komplikasyonlarını arttırır.
Özellikle;
• Gebelik sırasında psikiyatrik hastalığı olanlar
• Kadın hamile olup olmadığını araştırdığı dönemde psikiyatrik ilaç alanlar
• Gebeliği planlayan psikiyatrik hastalık öyküsü olanlar
• Gebe olup, geçmişte psikiyatrik hastalık öyküsü olanlar mutlaka psikiyatrik yardım almalıdır.
Gebeliğe Eşlik Edebilecek Psikiyatrik Bozukluklar arasında en önemlisi depresyon ve anksiyete (kaygı) bozukluğudur.