kızlar kordon kanı saklatmak isteyen var mı aranızda. araştıran. ben şimdi başladım ilgilenen varsa bana yardımcı olabilir mi?
Merhaba;
Kordon kanıyla ilgili bende baya bir araştırma yaptım. En son Ankara Üniversitesi Tip Fakültesi Hematoloji Bilim Dali Prof. Dr. Muhit Özcan'a mail attım oda bana bir yazı gönderdi. O yazıdaki, önemli yerleri aşağıya kopyalıyorum, karar senin.
Otolog Kordon Kanı Bankacılığı Nedir?: Kordon kanının bebeğin kendisi için saklanması olup, allojeneik kordon kanı bankacılığından tamamen farklı bir kavramdır.
Kordon kanı ne süre saklanabilir?: Kordon kanının otolog amaçlı saklanmasında ilk yanıtlanması gereken soru kordon kanının ne kadar süre ile saklanabildiğidir. Klinik uygulamada günümüzde en çok yedi yıl saklanmış kordon kanı ile başarılı nakil yapılabilmiştir. Şu andaki bilimsel veriler kordon kanının
en fazla 15 yıl saklanabileceğini desteklemekte ve daha uzun saklamaların olanaklı olduğuna ilişkin bilimsel kanıt bulunmamaktadır.
Kordon kanı miktar olarak herkese yeterli olur mu?: Allojeneik kordon kanı nakillerinden elde edilen klinik deneyimler verilen kök hücre sayısının nakil başarısı için çok önemli olduğunu ve genelde kordon kanı naklinin 30-40 kg üzerindeki hastalar için çok uygun olmadığını göstermektedir.
Saklama süresinin yeterince uzun olamayışı ve verilen hücre sayısının azlığı göz önüne alındığında “yaşam sigortası” olarak saklanan kordon kanının tüm yaşam için değil, sadece hayatın ilk 10-15 yılı için kullanılabilir olduğu görülmektedir. Otolog kordon kanı hangi hastalıkların tedavisinde kullanılabilir?: Özel kordon kanı bankalarının broşürlerinde kalıtsal kan hastalıklarının (talasemi-akdeniz anemisi gibi), kalıtsal bağışıklık yetersizliklerinin (immün yetmezlikler) ve kalıtsal metabolik hastalıkların tedavisinde kullanılabileceği belirtilmektedir. Oysa, kalıtsal hastalığa sahip bir bebeğin kordon kanındaki hastalıklı kök hücrelerin hastalığın tedavisi amacı ile kullanılamayacağı açıktır. Saklanan kordon kanının çocukluk çağında en önemli kullanım alanı edinsel aplastik anemi veya lösemi (kan kanseri) tedavisi olabilir. Bilindiği gibi yıllık görülme hızı 100.000’de 5 olan çocukluk çağı lösemilerinin büyük çoğunluğu sadece kemoterapi ile tamamen tedavi edilebilmektedir. Ayrıca eğer kordon kanı saklanmış bir çocuğa lösemi nedeni ile kök hücre transplantasyonu gerekecek olursa, başarısı açısından ilk tercih edilecek kök hücre kaynağı, saklanmış olan kordon kanı olmayıp; varsa doku tipi uygun kardeşinin veya aile dışı bir vericinin kök hücreleridir (allojeneik nakil).
Saklanan Kordon Kanlarına Gereksinim Duyma Olasılığı Nedir: 1993 yılından bu yana tüm dünyaki özel otolog kordon kanı bankalarında saklanmakta olan ve toplam sayısı yaklaşık 150,000 adet olduğu tahmin edilen otolog kordon kanlarının sadece 2 tanesi otolog nakil amaçlı kullanılmıştır. Başka bir deyişle bu zamana kadar otolog kullanım amacı ile saklanan her 75 000 kordon kanının sadece biri transplantasyon amacı ile kullanılmıştır. Gerçekleştirilmiş olan bu toplam iki otolog kordon kanı naklinin ilki başarılı olurken ikincisinde kordon kanı transplantasyonuna özgü bir dezavantaj olan “kök hücrenin hastada çalışmaya başlamasının geç gerçekleşmesi”ne bağlı olarak hasta enfeksiyon nedeni ile kaybedilmiştir.
Tüm bu bilimsel veriler doğrultusunda ülkemizde olduğu gibi tüm dünyada da “kordon kanı otolog kullanım amaçlı saklanmalı mı ?” sorusu tartışılmaktadır. Bu amaçla özellikle etik ağırlıklı olarak yapılan geniş kapsamlı değerlendirmelerin sonucunda özet olarak, otolog kordon kanının etkinliği ve güvenliği halen kanıtlanmamış olduğu için hekimler tarafından bir seçenek olarak sunulmaması ağırlıklı yaklaşımdır. Ancak aile çeşitli kaynaklardan bilgilenerek bebeğinin kordon kanının saklanmasını talep ettiği zaman da bu konuda bilinen ve bilinmeyenlerin (yukarıdaki bölümlerde vurgulandığı gibi) ayrıntılı olarak açıklanması ve seçenek tedavi yöntemlerinin olduğunun da vurgulanması önerilmiştir. Ayrıca etik açıdan önemli bir konu olarak da doğum hekimlerinin kesinlikle hasta temini için ücret (finders’ fee) almamaları gerektiği vurgulanmıştır. Etik açıdan doğru olmayan “hasta temini için hekimin ücret alma” uygulamasının ülkemizde “kordon kanı toplama ücreti adı altında” yapıldığı kuşkusu bulunmakta olup, bu yaklaşım otolog kordon kanı konusunu daha da sağlıksız hale getirmektedir.
Kordon kanının otolog amaçlı saklanması hakkındaki bu bilimsel gerçeklerin özel otolog kordon kanı bankalarının tanıtımlarında yer almadığı ve NEDEN “yaşam sigortası” veya “bebeklerin doğal sigortası” olarak topluma sunulduğu dikkatle irdelenmelidir. Yazının başında tanımlanan “allojeneik kordon kanı bankaları” kamusal (public) kuruluşlar olup kar amacı gütmemektedirler (non-profit organization). Ancak dünyadaki tüm “otolog kordon kanı bankaları” özel (private) kuruluşlar olup asıl amaçları kar etmektir. Bir otolog kordon kanını saklama ücreti ortalama olarak ilk yıl için 1000-1500 Amerikan Doları ve sonra her yıl için önemli miktarda para talep edilmektedir. Basit bir hesapla dünyada halen saklanmakta olan yaklaşık 150 000 adet otolog kordon kanı için yaklaşık 300 milyon Amerikan dolarından fazla para harcanmıştır. Bu rakamlar otolog kordon kanının önemli bir kök hücre kaynağı olmasının yanı sıra önemli bir rant kaynağı olduğunu da göstermektedir. Saklanan bu kordon kanlarından sadece iki tanesinin nakil için kullanılmış olduğu ve bunlardan birisinin de başarısız olduğu unutulmamalıdır. Türkiye gibi doğurganlık oranı yüksek olan bir ülke otolog kordon kanı açısından önemli bir pazar oluşturmaktadır. Henüz etik ve tıbbi yönleri tartışılmakta iken yasal düzenlemesi olmayan otolog kordon kanı bankacılığı gerçek bir toplumsal tehlike oluşturmaya adaydır. Benzer tehlikeler pek çok başka ülke için de gündeme gelmiş ve bu nedenlerle özellikle bazı Avrupa ülkelerinde otolog kordon kanı bankacılığı tümden engellenmiş veya yasal düzenlemelerle sıkı denetim altına alınmaya çalışılmıştır.
Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi’nin 19 Mayıs 2004 tarihli toplantısından uyarlanan üyelere önerileri (Recommendation 2004:8) arasında; otolog kullanım amaçlı saklanan kordon kanlarının tıbbi açıdan çok nadiren kullanıldığı ve üye ülkelerin sağlık sevislerince otolog kordon kanı bankacılığının desteklenmemesi yer almıştır. Dünyanın en zengin devletlerinde bile, devlet aracılıklı otolog kordon kanı bankacılığı yapılmamakta; aksine mevcut özel bankalar üzerinde ciddi sınırlamalara ve hatta yasaklamalara gidilmektedir.
Ülkemiz için de otolog kordon kanı bankacılığının gerekliliğinin sağlıklı olarak değerlendirilmesi ve en uygun çözüm yollarının araştırılması gerekmektedir. Bu açıdan konu ile ilgili devlet kurumlarının hızla gerekli yasal düzenlemeleri yapması ve ülkemizde giderek artmakta olan otolog kordon kanı bankalarını etkin bir biçimde her açıdan (bilimsel ve ticari) denetlemesi gerekmektedir. Aksi takdirde, yakın zaman içinde “Kordon Kanı Bankası mağdurları” kavramı ile karşılaşılması kaçınılmaz olacaktır. Ayrıca yazılı ve sözlü medya organlarında yer alan bilinçli veya bilinçsiz olarak çarpıtılmış otolog kordon kanı haberlerinin önünün alınması ve reklam panolarında gerçeği yansıtmayan şekilde yapılmakta olan reklamların denetlenmesi için gerekli girişimlerde bulunulması gerekmektedir.
TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ YÖNETİM KURULU