kendi adıma söyleyeyimki şuan benim genel hissettiklerim şaşkınlık. 3 yıllık evliyim ve hep pozitif olmaya çalıştım. birde gerçekten anne kız ilişkisi olsun istedim klişeler yıkılsın diye. başta kaynana gözü ile baksaydım böyle olmazdı. çok mesafemi bozmamıştım aslında ama kalben çok seviyordum. ama biliyorumki kin tutamam yaşadıklarımı da çabuk unuturum. genel yapım bu çünkü. yaşadıklarım da yanıma kar kalır. :95:
Artık kimyasal bazlı güneş kremlerinin, ki piyasadaki kremlerin hemen hepsi böyle, özellikle çocuklar üzerinde kullanılması birçok ülkede tavsiye edilmiyor...
NTV'den Esra Mert, güneşin zararlı ışınlarından koruduğu iddia edilen kremlerle ilgili doktor görüşlerini de barındıran önemli bir yazı kaleme aldı. Çocuğu olanlar ve kendisi de güneş kremi kullananlar için işte o yazı:
"Kızım Ladin'in 15'nci ay kontrolünde doktorumuz sıkı sıkı tembih ediyor: ''Sakın o güneş kremlerini çocuğunuza sürmeyin. Onların hepsi, toksik madde''. Şaşırdım mı? Hayır, şaşırmadım...
Bu satırları; beyazın da beyazı bir insan, dolayısıyla bir güneş koruyucu tutkunu kaleme alıyor. Daha Ladin doğmadan, Yeşil Ekran'i sunarken, güneş koruyucuların bizi korumak bir yana sağlığımıza zarar verdiğini keşfetmiş ve kimyasal koruyucuları kullanmamaya karar vermiştim. Onların yerine, mineralli fiziksel koruyucuları kullanmaya başladım. Ama zamanla, plajda beni gören kaçmaya; etrafımda eşim dostum kalmamaya başladı. Nedenini yazının devamında bulacaksınız. Sonunda onları da bırakıp, çareyi güneşe mümkünse çıkmamakta, çıkarsam da kendimi ince beyaz kıyafetlerle korumakta buldum. Şimdi ise, bu sorun Ladin'in doğmasıyla daha da önemli bir boyut kazandı.
GÜNEŞ ŞAKAYA GELMEZ!
Güneş zararlı. Bunda hiçbir şüphe yok. Güneşin neden olduğu ölümcül cilt kanseri türleri var. Ve o hiç yaşlanmasın istediğimiz cildimizin yaşlanmasının en büyük nedeni de yine güneş ışınları. Yıllardır bunları dinlediniz ve size güneş ışınlarına karşı koruyucu kremler kullanmanız söylendi. Ama onların sağlığınıza vereceği potansiyel zararlardan, kimse söz etmedi. Gelin şimdi de bunları dinleyin. Ama merak etmeyin, sizi çaresiz de bırakmayacağız, sağlığınızdan olmadan güneşten korunmak mümkün.
İKİ TÜR GÜNEŞ KREMİ VAR
Güneş kremleri ikiye ayrılıyor: Kimyasal ve fiziksel koruma sağlayanlar.
Markası ne olursa olsun, ne kadar para vermiş olursanız olun, piyasada satılan herhangi bir güneş kremini aldıysanız, o krem muhtemelen kimyasal koruma sağlayan bir kremdir. Kimyasal koruma sağlayan kremler, son derece kompleks kimyasallar içeriyor ve deri bu kimyasalları emiyor. Emilen kimyasallar, güneşe karşı bir kalkan oluşturuyor. Ama aynı zamanda da vücudunuza girmiş oluyorlar. Üstelik bu kimyasallar güneş ışığına maruz kalınca, kendi içinde de değişime uğruyor.
Fiziksel koruma sağlayan güneş koruyucular, piyasada mineralli diye satılıyor. Bu koruyucuları deri emmiyor. Cildinizin üzerinde, örtü gibi beyaz bir tabaka oluşturuyorlar. Bu tabaka, güneş ışınlarını bir ayna gibi geri yansıtıyor. Yani aslında bir tişört giymeden çok bir farkı yok.
ÇOCUKLARIN ERGENLİĞE ERKEN GİRMESİNE NEDEN OLABİLİR
Tartışmaya konu olan güneş koruyucular, kimyasal olanlar. En yaygın endişe konusu ise, cinsel gelişim üzerindeki etkileri.
Bu konuyu Ekolojik Kimya Profesörü Hulusi Barlas'a sorduk.
Barlas, son araştırmaların güneş koruyucuların içindeki kimyasalların ostrojen hormonu gibi etki edebildiklerine dair, güçlü kanıtlar ortaya koyduğunu söylüyor. Bu, şu anlama geliyor. Kimyasallar, deri tarafından emilerek çocuğunuzun sistemine giriyor ve sanki östrojen hormonuymuş gibi vücudunu etkilemeye başlıyor. Hormonal dengeyi bozuyor.
Barlas'a göre, bu nedenle hamileler, emziren kadınlar ve çocuklar kimyasal güneş koruyucu kullanmaktan kaçınmalı.
EN BÜYÜK RİSK KIZ ÇOCUKLARINDA
Barlas, en büyük riski ise kız çocuklarının taşıdığını söylüyor. Çünkü östrojen hormonun vücuttaki seviyesi, ergenliğe girme zamanını belirliyor. Dışarıdan alınan bu hormon etkili kimyasallar, vücuda zamanından önce 'ergenliği başlat' mesajı verebiliyor.
GÜNEŞ KORUYUCU YAŞLANDIRIR MI?
Güneş koruyucuları birçok insan, güneşin cildi yaşlandırma etkisinden korumak için kullanıyor. Ancak henüz ispatlanamasa da aynı etkiyi güneş koruyucularının da gösterdiğine dair yaygın bir soru işareti var. Güneş koruyucuların içindeki maddelerin serbest radikal oluşumuna neden olduğundan endişe ediliyor. Serbest radikaller ise cilt yaşlanmasının en büyük nedenlerinden biri olarak görülüyor.
NANOTEKNOLOJİNİN ETKİLERİ BİLİNMİYOR
Nanoteknolojinin en yaygın kullanıldığı alanlardan biri güneş koruyucular. Zira güneş koruyucuların ham maddeleri, cildin öyle kolay kolay emebileceği cinsten değil.
Güneş koruyucunuz cildiniz tarafından kolayca emiliyor ve beyaz bir tabaka, ağır bir his bırakmıyorsa; bilin ki üretilirken nanoteknolojinin bütün nimetlerinden faydalanılmış. Tüm transparan, kolay emilen kozmetikler, nanoteknoloji harikası. Nanoteknoloji bu maddeleri sadece transparan yapmıyor. Moleküler büyüklükleri değişime uğruyor, vücutta birçok farklı noktaya nüfuz eder hale geliyorlar.
Gelin görün ki bu maddeler, başta yukarıda bahsettiğimiz serbest radikaller olmak üzere birçok risk taşıyor. Peki nanoteknoloji sonrası bu maddeler vücudun nerelerine, ne kadar ulaşıyor, yoksa sadece yüzeyde mi kalıyorlar? Ve ulaştıkları yerlerde nasıl etki ediyorlar? Bu sorulara, araştırmalar kesin ve tatmin edici yanıtlar veremiyorlar.
"PARABEN"LERE DİKKAT EDİN, KANSER RİSKİ VAR
Aldığınız herhangi bir kozmetiğin arkasını çevirip bakın, en az bir tane paraben ile biten tuhaf kelime göreceksiniz. Parabenler her yerdeler. Paraben adı verilen kimyasallar, ürünlerin raf ömrünü uzatıyor. Dolayısıyla güneş koruyucuların içinde de bolca varlar. Parabenlerin uzun süreli etkileri bilinmiyor. Kanser riskini arttırdıkları yönünde tartışmalar var.
''Madem böyle bir risk var, neden kullanılıyor?'' diye hiç sormayın. Raflarındaki ürünlerin, çabucak bozulmaya başladığını bir düşünün. Ticari açıdan bunun doğuracağı sonuçlar, global ekonomiyi sarsacak cinsten olur. Raf ömrü o kadar önemli ki firmalar parabenlerin sağlık üzerindeki etkilerini duymak bile istemiyor. Ama en azından bebek ürünlerinde ''paraben free'' -''parabensiz'' ifadesini daha sık görmeye başladık.
MİNERALLİ KORUYUCULARI KULLANMANIN ZORLUKLARI
Yazının başında, ''mineralli koruyucu kullanıyordum, eşim dostum kalmadı'' demiştim. Zira mineralli koruyucular, fiziksel koruma sağlıyor. Bu da şu demek; cildinizin üzerinde bembeyaz bir tabaka oluşturuyorlar. Kirece bulanmış gibi bir haliniz oluyor. Sosyal açıdan sıkıntılı bir durum. Hatta bu durum, ''Yalıkavak mumyası'' şeklinde yakıştırmalara da neden olabiliyor!
Ama özellikle yaşı küçük çocuklar için, nihayetinde böyle sosyal bir sorun yok.
Bu arada, üstünde mineralli yazıp cildinizde beyaz bir tabaka bırakmıyorsa, o kremlerden de uzak durmak gerekir. Muhtemelen o beyaz tabaka etkisi, nanoteknoloji sayesinde ortadan kaldırılmıştır.
Mineralli güneş koruyucuların zararlı olduğuna dair henüz bir iddia yok. Ama önümüzdeki yıllarda araştırmalar ne gösterir bilinmez. Çocuklarımızın cildine süreceğimiz her şeye, tedbirle yaklaşmak gerekiyor.
Sonuç olarak; kimyasal güneş koruyucuların uzun vadeli olumsuz etkileri halen test aşamasında. Bu test de şuanda dünya genelinde bu koruyucuları kullanan milyonlarca insan üzerinde sürüyor.
Prof. Hulusi Barlas, ''uzun vadeli etkileri ispatlamak, bazen yıllar alıyor, bazen hiçbir zaman mümkün olmuyor'' diyor. Ortaya atılan iddialar ise, son derece ciddi ve hiç de temelsiz değil. Siz siz olun çocuğunuzu bu testin kobayı yapmayın.
İYİ AMA NE YAPACAĞIZ?
Çocuğunuzu 12-17 saatleri arasında güneşe çıkarmayın. Çıkmak zorunda kalırsanız gölgede tutmaya çalışın.
Güneşe çıkarken, ensesini kapatacak, suratını tamamen gölgeleyecek bir şapka takın. Kısa şort yerine, mümkün olduğu durumlarda, ince, uzun, açık renk bir pantolonu ya da uzun kollu ince bir tişörtü tercih edin.
Plaj gibi güneş koruyucunun kaçınılmaz olduğu durumlarda, mineralli koruyucular kullanın.
Çocuklar için üretilen UV filtreli mayolardan faydalanmayı deneyin.
Parabenden uzak durmak için ekolojik/organik sertifikalı ürünler terci edin.
Kimyasal koruyucu kullanmak zorunda kaldığınız durumlarda. Çocuğunuzun vücudunun mümkün olduğu kadar küçük bir kısmına sürün. Mesela iyi bir şapka takıyorsa, suratına a sürmeyin. Kumda oynarken kısa kollu tişört giydirin, sadece kollarına sürün.
Kimyasal koruyucu kullanmak zorunda kalırsanız, düşük faktörlü kullanın. 20 faktörle 50 faktör arasında sadece yüzde 3'lük bir koruma farkı var. Ama 50 faktör kullandığınızda, çok daha fazla kimyasala maruz kalıyorsunuz.
geçen de yazdm bekarken hep derdim bi insana nası yaklaşırsan yansıması öle olur..kayınvalideme ii yaklaşırsam ii yansıması olacağını düşündm.olmadı diyemem oldu da..ama işte en ufak bişeyde herşey bozulabilio..çünkü ne kadar ön yargıyla yaklaşmasamda ben gelinim o kaynana..eğer aynı tip bi tartışma oğluyla olsaydı hiç bişe olmazdı.canı oğlu çünkü kıyamaz,kıramaz..ama bana bi güzel kıydı laflarıyla.demekki artık seviyeyi koruma zamanı..sana da peki hala sevyomusun kalben diye sormak istedm...ben sevemiorum da..dedim ya kin de tutamam o yüzden büyük konuşmak istemiorum
ne istiyolar bizden yaa..daha yeni anne olmuşuz düşündüğümüz şeylere bak..bide bana sen de kızından gör dedi..sanki hergün fena gelin gibi davrandım bişe yaptım.seni çok ii olgun bilirdik diyo bi lafımdan dolayı ettiği lafa bak.ben de diyecektim eğer herkes ettiğini buluosa sende etmişsin demekki gelinlerinden çekiosun.ki benden hiç çekmedi.öbürlerinden çekti ama..artık devir değişti.
al işte yaa..oysa bırak herkes nası istiosa öle yapsın..sen saygıda kusur mu ettin hayır..sadece evini bilmek istedin ki insan ister evinde eşiyle yemek ona yemek hazırlamak başbaşa oturmak..biraz anlayış yaa.
Valal canım ben hep annem gibi gördüm kayınvalide diyenlere kızıyordum düşün o kadar çooooook seviyordum..Kalben de dilim de hep seviyorum annem diyordum sonra ne oldu biliyor musun biz her akşam yukarıya çıkmadık..Her akşam yemeğe çaya çağırdılar 1.5 ay boyunca devam etti eşime artık ben evimde yemek istiyorum dedim..Ara da evde yeriz dedi..Sonra biz bu akşam evde yiyeceğiz dediğimde kayınvalidem beni hiç takmadı..Sonra izin alır gibi oldu böyle yüzünü asmalar başladı ben yapamam böyle dedim..Artık çıkmayacağım dedim..Eşimde Allah razı olsun tamam dedi annesinin tavrını gördükten sonra..O dur bu budur hiç iyi değiliz 1.5 sene oldu nerede ise.. Bir kaç haftadır maaşallah iyi sebebi de bir kaç defa oğlumu bıraktım akşam dışarı çıktık eşimle..Yani iyi davranmak da yetmiyor bazen karşındakine..Rabbim hepimizi ayrı ayrı imtahan ediyor..
tövbe tövbeeee bu nasıl laf ya insanı neresinden vuracaklarını iyi biliyorlar , canım sen gönlünü hoş tut, gerisini de boş tut(böyle bir şey var mıydı ama yeni uydurdum güzel oldu haaa:))onun öyle demesiyle mi kızın sana öyle davranacak ne günlere kaldık.
tamam işte onların eline öyle bir koz vermişiz ki herzaman iyiyiz, karşı davranışta hooop hemen kötü oluruz, terazinin kefelerinde ne kadar artılar fazla olsa da hemen eksiler bir anda ağır basar.bak bizim gelinimiz (9 aylık daha yeni evliler abimle şimdi de İnşallah yeğen gelecek) de o kadaaaaar mesafeli ki offf offf yani 6 aylık evlilerken ilk defa tlf da konuştum düşün. Önceleri yaa ne kadar soğuk diyordum. Ben sıcakkanlıyım ya herkesi de öyle bliyorum. Neyse ben KK'yı tavsiye ederim ona, sonra annelik akademisi kitabını söyledim, doğum gününde arayıp kutladım, o beni doğum yaptığımdan sonra özel olarak aramadı bile, eşimle abim ve kendisi konuşmuş. Ama daha sonra beni arayabilirdi değil mi. Daha önceden de tanışmıyoruz zaten isteme- nişan-düğün derken yaklaşık 11 aydır falan tanışmış olduk. Ama samimiyet yok. Ablası konuşkan, annesi bile bizim gelin için o öyle konuşmaz, ablası farklıdır dedi. Şimdi niye mi anlatıyorum bunları gelinimizin yapısı böylee yaa baştan da böyleydi, şimdi ne kadar sitem etsem de haberi olmayacak o mesafeyi ayarladığından benim onları kendisine söyleme, alınma gibi hakkım yok, çünkü samimiyet yok, yüz göz olmamışız. Ahhh benim deli kafam keşke diyorum ben de kendi görümcelerime, eltilerime hatta ve hatta eşimin anneannesine bile me-sa-fe-li olsaymışım, o zaman bu tabir nasıl , nasıl kullanılır, hayata geçirilir bilmiyordum.
Şimdi o hakkı kendilerine vermişcesine Ayşe zaten alınmaz, samimiyetten canım diyip herşeyi pat çat söylüyorlar, yaa dıdımın dıdısı bile( eşimin evlerinin ordaki komşusu bilee ya) eeee ben mi ne yapıyorum cevap vermeyince ağlıyorum, takıyorum, kuruyorum, ve ben kinleniyorum ama( kötü anlamda değil eğer yaşananları unutmuyorsan bunun adı kin) soğuyorum, kendimi de geri çekiyorum onlardan, anlayana ama anlamıyorlar çünkü biraraya gelince gene aynı ben oluyorum.
Amaa n'olur sen sen ol tabiri caizse tükürdüğünü yalama ben sağolsun eşim yanımda durmayınca bir zamanlar o tükürüğü çoook yaladım. Yani sözüm kararlı ol, istikrarlı ol, bundan sonra ben mi ne yapacağım çatır çatır cevap verecem, küserlerse küssünler amacım da bu..
valla eşim kızdı ben de tamam dedim ölemi artık cevap vermicem.ama sizin gelin en güzelini yapmış.hep derlerdi inanmazdım.mesafeni koru diye.daha neler dedi kayınvalidem.o kadar ağrıma gittiki artık zaten eskisi gibi olmaz.büyük konuşmaım.ah canım ah bugün valla nası canım sıkkın kızı da anneme verdim burda kafa dağıtıom.bide ben böle konuları eşimden başka kimseyle de konuşmam.annemlede..arkadaşlarımla da..kimseye kayınvalidemi kötülemem inan ki..hiç yapmadım.herkese iidir derim.içim daraldı o yüzden.anlatma ihtiyacı duydum
al işte yaa..oysa bırak herkes nası istiosa öle yapsın..sen saygıda kusur mu ettin hayır..sadece evini bilmek istedin ki insan ister evinde eşiyle yemek ona yemek hazırlamak başbaşa oturmak..biraz anlayış yaa.
valla eşim kızdı ben de tamam dedim ölemi artık cevap vermicem.ama sizin gelin en güzelini yapmış.hep derlerdi inanmazdım.mesafeni koru diye.daha neler dedi kayınvalidem.o kadar ağrıma gittiki artık zaten eskisi gibi olmaz.büyük konuşmaım.ah canım ah bugün valla nası canım sıkkın kızı da anneme verdim burda kafa dağıtıom.bide ben böle konuları eşimden başka kimseyle de konuşmam.annemlede..arkadaşlarımla da..kimseye kayınvalidemi kötülemem inan ki..hiç yapmadım.herkese iidir derim.içim daraldı o yüzden.anlatma ihtiyacı duydum
tracy hogg un kitabını ben de aldım hamileyken...bende de bu kadar kalın kitabı okuyamama hastalığı var ayşe arkadaşımya uygulayım diorum da pişt pat yöntemi dior..benim kız üç ses varken gene ağlamaya konsantre olabilio değişik sıpa ben memede uyumasına karşı değilim benimki çoğunlukla öle uyuyo..şimdi memede uyuyan ilerde biberonla uyur.etrafımda biberon emerken uyuyan çok var.ben de çalışcam annem bakcak.öle uyur inşallah diorum.neyse o kısmı anneme kalmış artık zaten ya da kurutma makinesini açıorum ana kucağında sallıorum.makineyi kapatınca ağlıo dediğiniz gibi..iice dalmasını bbekliorum.benim kızımın da gece uykusu fena deil ama gündüzleri pek uyumuo ben artık geleneksel yöntemlere bile geçtim ayakta salladım hadi onu da geçtim geçen annemle battaniyede salladık.napim uyumassa büyümücek..ki bu konuda çok dertliyim anlatıyım şöyleki..
bugün moralim çok bozuk kayınavlidemle tartıştım.hiç böle bişe olmamıştı ama artık canıa tak ettii..çocuk doymuo bi toparlanamdı uyumadı büyümez daha zayıf..e dün doktora gittim kızım 2 ayda 2 kilo yani ayda 1 kilo alıo..doktor çok ii dedi.ben günde 90 cc de mama veriorum gerçekten kızım bazen doymuo ama ben zaten mama veriorum ağlamasına dayanbilir miyim..dedim ki kaç sefer anne bak zayıf demeyin çocuk normal..mama da veriorum emziercem diye göğsüm bile iileşmedi üzülüyorum kafaya takıorum demeyin.yavrum 2 aylık 5 kilo zaten 3 kilo doğdu zayıf mı kızlar..onlar zayıf dedikçe ben mama süt allah ne verdiyse artık sinir yaptım.evde uyusun yesin habire uğraşıorum.ama artık sanki çocuğa bakamıo muamelesi görmek istemiorum.biz öle demioruz toparlansın dioruz dio ama zaten çocuk ii..siz beni sinir etmekten başka bişe yapmıosunuz.o kadr çok sölediler ki artık kayınvalidemin her önerisi bana batmaya başladı.2 kat giydir dese tek kat giydiresim gelio uyut dese uyandırasım gelio..uzaktan talimat bunlarda..gel yardımcı ol o zaman hep annem gelio..bide beğenmio.geçen bana yanımda bebişin bi malzemesini, unuttum die sen nası annesin dedi..e bende dün artık cinlerim tepeme çıktı çok basit şeyler belki ama içimdekileri boşalttım.doğru mu yaptım bilmiorum.konuda haklıyım ama içinde kalsaydı diorum.bi sürü de laf duydum ve çok kırıldım.bundan sonra eskisi gibi olmıcam.emzirirken bazı laflar bana çok ağır geldi.çok ağladım.artık uyumlu gelin olamıcam.demekki bazen de gelinlik yapmak lazımmış diorum.anne kız olmak imkansızmış.bi anda bi kalemde siliverirler adamı.o kadar sinirliydim ki ne zamandır lohusalıktan mıydı neyden ama artık kimse için kendimi üzmicem sütüme zarar gelmesine izin vermicem.kimseyi takmıcam.ama lafda sölemicem.samimi olmıcam.bitti artık.
kayınvalidenin iyisi yoktur zaten. benimki de sözüm ona iyidir. ama daha lohusalıgımın 2. gununde evdeki ilk günümde eşim mutfaktayken başbaşayken onla hemenb fırsattan sitifade bana ayy bu kiloları nasıl vericen sen ya veremezsen napıcan demişti...kendi de kısa ve şişman bu arada. boy 155 kilo 79 düşünün yani. boğasım gelmişti.
ne düşünerek sordu bunu merak ediyorum? sende keşke anne siz şimdi napıyosanız bende onu yapıcam deseydin..kayınvalidenin iyisi yoktur zaten. benimki de sözüm ona iyidir. ama daha lohusalıgımın 2. gununde evdeki ilk günümde eşim mutfaktayken başbaşayken onla hemenb fırsattan sitifade bana ayy bu kiloları nasıl vericen sen ya veremezsen napıcan demişti...kendi de kısa ve şişman bu arada. boy 155 kilo 79 düşünün yani. boğasım gelmişti.
12 kullanıcı online ses verin bakemmmmbenim akşama misafir de var ama hala buradayım fena bağımlılık yapıyorrr
ayy cnm ne tesadüff:)inş. bklm haftaya belli olucak.Dikkat ettim ve bu kadar da olmaz dedimCanım bizim oğlanın da adı Metehan ve doğum tarihi 8 mart..
Bu arada inşallah annesini çok çok emer de kiloları alır Metehan..
şuan tam 6 kg. 3 ay 1 haftalık.yoksam aynı kişimisiniz hıııı.
life city canım kaç kg yazsaydın anlardık ama bence doktor ne diyorsa doğrudur canım. sonuçta zayıf görse bişey söylerdi. İnşallah dediği kadar kilo alır1 haftada.
slm kızlar nasılsınız ben yorganları yastıkları güneşlettim naftalin koyarak aralarına tekrar yerlerine koydum..eşimin eski eşyalarını attım ayy ne ilginç adam ya hiçbişeyini atmak istemiyo ilerde lazım olabilir diyeyaşlanınca kesin çöpleri bile atmaya kıyamaz size bir örnek vereyim bekarken evde giydiği pijaması dizleri yırtılmış ama köye gittiğinde bahçeye gidince giyecekmiş o nedenle saklıyomuş köye 2 yıldır gitmediği halde..bunun gibi 2 çöp poşeti dolusu kıyafet attım..bazanın altı ferahladı..annesine benziyo bu huyu kaynanamda sapı yanmış dibi tutmuş tencereleri atmaz lazım olur diye evi hurdalık eşyalarla dolu siz ne yaptınız? nasılsınız?
çocuklarınla mutlu ol noluyosun yaa...mutlu yuvaları var die sevin dimi..yok oğlu gitti ya..benim kayınvalidem de bizim düğünde bi ağladı bi ağladı benim annem o kadar ağlamadıaaa olur mu şekerim ben oğlunu aldım kıymetlisinivalla çok kafaya taktım ağladım kızdım eşimle tartıştım bir kaç defa onlarla tartıştım yok kadın değişmiyor..Benim kayınvalidem insanları yönetmeyi gözde olmayı sever..Beni de istediği gibi yönetemedi doğal olarak eşimi de yönetemedi acı veriyor bu ona..Benim annem bizi el ele görsün hemen gözleri dolar Rabbim mutluluğunuzu bozmasın der kayınvalidem ise göz altından pis pis bakardı çocuk olduktan sonra o bakışları yok denecek kadar az..Ama şimdi de oğlumu severken ben bakıyor muyum bakmıyor muyum dieee
öle yapmaya çalışıorum cnm..ama bugün kızımla bile doğru dürüst ilgilenemedim.şöyle bi rahat insan olsam da hiç bişeyi kafaya takmasam..yuhhh be kadın ayda 1 kg alıyormuş zaten daha ne istiyorsun,
canım adı üstünde kaynana,sen güler yüzlü oldukça o senin üstüne gelmeye devam edecek,
ne derse desin hee de geç,allah korusun üzüntüden sütün geri gitmesin kuzunu düşün.
eşine gelince de annesiya ona cevap vermek istesede verememiştir,
sen bebeğine odaklan boşver boş boğazları acnımm
kayınvalidenin iyisi yoktur zaten. benimki de sözüm ona iyidir. ama daha lohusalıgımın 2. gununde evdeki ilk günümde eşim mutfaktayken başbaşayken onla hemenb fırsattan sitifade bana ayy bu kiloları nasıl vericen sen ya veremezsen napıcan demişti...kendi de kısa ve şişman bu arada. boy 155 kilo 79 düşünün yani. boğasım gelmişti.[/QUOTE
hay allahım ya lohusa insana sölencek laf mı şuay hepsi bi değişik buNLARIN YAA
teyzeleri bugün oğlumun 100.gününe çabuk geçiyo zaman
çocuklarınla mutlu ol noluyosun yaa...mutlu yuvaları var die sevin dimi..yok oğlu gitti ya..benim kayınvalidem de bizim düğünde bi ağladı bi ağladı benim annem o kadar ağlamadıvalla ben de bugün bastıım yeri bilmiorum.hiç bu duruma düşmek istemezdim.bi tonda laf yedim.kafam kazan gibi
hay allahım ya lohusa insana sölencek laf mı şuay hepsi bi değişik buNLARIN YAA
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?