- 8 Mart 2011
- 25.897
- 28.124
- 798
kızlar ya hiç işim yok, asistanı olduğum şahsiyet de gitti, ben de giidip uyusam mı mescidde acaba
biz üniversiteyken ders araları gidip uyurdukuyandıktan sonra hemen açılabiliyorsan uyu tatlım ama ben baya mars oluyorum biraz uyuyup uyandığımda bile
ben bu pazar meselesinde söylüyorum sıkıntı yapmıyorum .. evlerimiz yakın .. pazarda yakın .. arabayla kv ve kp gidiyorlar .. akşamda biz uğrayıp alıyoruz .. başıma bir iş çıkartamıyor kv .. eşim sayesinde oda .. konuşturmaz annesini bana karşı, taleplerine de dur demesini biliyor
YOk sen şanslısın canım.
Misal bak ben akşam koştur koştur eve gittim.
Evde yemek yoktu, çorbamı yaptım, yemeğimi hazırladım.
Eşim geldi, sağolsun ben ne yapayım nasıl yardım edeyim diye sordu, ama onun yapacak birşeyi yoktu zaten.
Ben toparladım mutfağı falan sonra yemeğimizi yedik.
Yemekte dediği laf şu "bu akşam fener maçı var babamı da çağırayım beraber izleriz" dedim maç kaçta "saat 10'da" dedi.
Maçın bitmesi 11, ben daha bir yemek daha yapıcam, sonra banyo yapmam lazımdı, sonra hangi ara dinlenicem.
Bir de bütün işlerimin içerisinde kayınpedere çay & kahve yap, hizmet et, meyve çıkart vs.
"Sen bilirsin" dedim soğuk bir sesle. Ben "gelmesin" demek istemedim, istedim o düşünsün.
Çünkü salı akşamı kv, çarşamba akşamı annemdeyiz, perşembe de dolayısıyla evimde oturmak istiyorum.
Neyseki anladı çağırmadı babasını, fakat her daim böyle "çağırayım, arayayım, gidelim" hep bu modda.
Ben "hadi o zaman gidelim" falan desem, tamam artık biz onlardan onlar bizden çıkmayacak...
mesela şimdi gitsem 4.30'da falan gelsem ne manyak olur yeaa
souvvenır görüntü ne hoş öyle..
normal enginarı yaparlar değil mi tatlım o görüntü ile..davetler için çok şık bir zeytinyağlı gibi görünüyor
benim böyle böyle işlerim var rahat edemem çağırmayalım deseydin ne derdi eşin canım :26: bence bir iki bozulurdu sonra seni anlardı .. sonuçta işten eve gelip neleri yetiştirmeye çalıştığını o da görüyorduree yanında rahatta edemeyeceksin
ne karar verdin
benim böyle böyle işlerim var rahat edemem çağırmayalım deseydin ne derdi eşin canım :26: bence bir iki bozulurdu sonra seni anlardı .. sonuçta işten eve gelip neleri yetiştirmeye çalıştığını o da görüyorduree yanında rahatta edemeyeceksin
Canım dememde sorun yok, derdim. Fakat onun kafasında şöyle birşey oluşmasını istemiyorum "anne ve babamı istemiyor".
Çünkü neden bilmiyorum sanki böyle düşünüyormuş gibi geliyor, birşey anlatırken ifade ederken mecburen öyle ya da böyle annesinden veya babasından konuşmak gerekiyor. Geçende kuzenine gittik, evini değiştirdi, mobilyalarını ve perdelerini yeniledi. Ve ben kızın perdelerine bayıldım, benim evimdekilerden çok daha güzel ve çok daha uyguna almışlar. Onu konuştuk eşimle, dedim perdeleri ne kadar hoş olmuş, demekki istenildiğinde hem uygun fiyata hem de kaliteli perde bulunabiliyormuş, illaki Persan'a gitmek gerekmiyormuş diye. dedi sen beğenmiyor musun kendi perdelerini, dedim bir defa rengi uymuyor koltuklara ve çok basit kaçıyor.
E biizimlemi yaşayacak yine alırız dedi. Dedim senin 1000 TL kenara koyacağın varsaydı, o parayı kenara koyamayacaksın.
Sorun o, eğer seçim bana bırakılmış olsaydı 1 kere alınır, yıllarca kullanıılırdı, fakat bak şimdi ev dayandı döşendi, herşeyimiz var, annen mi oturuyor bu evde yoksa sen mi oturuyorsun dedim, dedi biz oturuyoruz, ama annenin zevki neden bizim evimizde o zaman diye sorunca kaldı. Dedim ben annenin evine ne kadar müdahale edebilirim veya beni ne kadar ilgilendirir. Bir düşünmek gerek diye konuştuk. Haklı buluyor beni bulmuyor değil, fakat bu mevzular geçtikten sonra da benim alıngan olduğum, kırıldığım durumlarda "istemiyorsun" oluyor.
Halbu ki alakası yok, açıkladığım halde (milyon kere) böyle düşünüyor.
Neyse, kendisi bilir, bende karar aldım bundan sonra koştur koştur gitmeyeceğim eve.
Ben koştururken yorulduğum kadarını o yorulmuyor, bir de üstüne ev toparla yemek hazırla, hakikaten yoruluyorum artık...
ay gidemiyorum ya bişi derlerse diye. kimse de yok gerçi ama, ay bir tırsağım :26:
çok haklısın canım. sen nasıl kabul ettin o kadar karışmasına, gerçekten sabırlıymıssın. ayrıca suna da katılıyorum "bende karar aldım bundan sonra koştur koştur gitmeyeceğim eve.
Ben koştururken yorulduğum kadarını o yorulmuyor, bir de üstüne ev toparla yemek hazırla, hakikaten yoruluyorum artık... " her ne kadar yardım etmeye calışsalar da, olmuyor işte...
Canım dememde sorun yok, derdim. Fakat onun kafasında şöyle birşey oluşmasını istemiyorum "anne ve babamı istemiyor".
Çünkü neden bilmiyorum sanki böyle düşünüyormuş gibi geliyor, birşey anlatırken ifade ederken mecburen öyle ya da böyle annesinden veya babasından konuşmak gerekiyor. Geçende kuzenine gittik, evini değiştirdi, mobilyalarını ve perdelerini yeniledi. Ve ben kızın perdelerine bayıldım, benim evimdekilerden çok daha güzel ve çok daha uyguna almışlar. Onu konuştuk eşimle, dedim perdeleri ne kadar hoş olmuş, demekki istenildiğinde hem uygun fiyata hem de kaliteli perde bulunabiliyormuş, illaki Persan'a gitmek gerekmiyormuş diye. dedi sen beğenmiyor musun kendi perdelerini, dedim bir defa rengi uymuyor koltuklara ve çok basit kaçıyor.
E biizimlemi yaşayacak yine alırız dedi. Dedim senin 1000 TL kenara koyacağın varsaydı, o parayı kenara koyamayacaksın.
Sorun o, eğer seçim bana bırakılmış olsaydı 1 kere alınır, yıllarca kullanıılırdı, fakat bak şimdi ev dayandı döşendi, herşeyimiz var, annen mi oturuyor bu evde yoksa sen mi oturuyorsun dedim, dedi biz oturuyoruz, ama annenin zevki neden bizim evimizde o zaman diye sorunca kaldı. Dedim ben annenin evine ne kadar müdahale edebilirim veya beni ne kadar ilgilendirir. Bir düşünmek gerek diye konuştuk. Haklı buluyor beni bulmuyor değil, fakat bu mevzular geçtikten sonra da benim alıngan olduğum, kırıldığım durumlarda "istemiyorsun" oluyor.
Halbu ki alakası yok, açıkladığım halde (milyon kere) böyle düşünüyor.
Neyse, kendisi bilir, bende karar aldım bundan sonra koştur koştur gitmeyeceğim eve.
Ben koştururken yorulduğum kadarını o yorulmuyor, bir de üstüne ev toparla yemek hazırla, hakikaten yoruluyorum artık...
Teyzemin bir lafı var "nasıl alışırsa öyle gider" dedi hep.
Evlenirken çok nasihat etti bana, dikkat et hal ve hareketlerine.
Yapmak istemediğin birşeyi yapma ki alışmasın, sadece gönlü olsun diye bir kaç sefer yaparsın sonra üstüne kalır demişti.
Hakikaten öyle, ben koştur koştur yetişmeye çalışıyorum, yeni evliyiz herşey çok güzel, onun için birşey yapmak mutluluk tabii ki.
Fakat bakıyorum "eeee sen zaten erken gelebiliyorsun eve" mantığı oluşuyor, ama ben eve nefes nefese geldiğimin farkında değil.
Tek yapmaya çalıştığım "önce varayım yemeği hazır olsun, çorbası ısınmış olsun vs." ama ondan bu fedakarlığı göremiyorum.
Bu da canımı sıkıyor o yüzden alıştırmamak gerek bunu anladım.
Teyzemin lafını arada unutuyorum sanırım ama unutmamak gerekiyor...
Ay ben gene başladım dimi vıdı vıdı
Konu değiştirin bari kızlar
evet zaten en baştan perdelerine halılarına karışmasına müsade etmeyecektin canım .. varsın kırgınlık o zaman olsun .. şimdi böyle her durumda o zamanları hatırlatıyor .. tekrarlamaya devam et bence "gelmesin demem onları sevmiyorum anlamına gelmiyor" cümlesini .. çalışıyorsun, işlerinin belli bir programı var .. akşamlara sığdırmak zorundasın .. bence de koştur koştur eve gitme, eve gidince kendini yoracak kadar iş yapma tatlım, ruh sağlığından önemli değil ..
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?