2013 Mart Anneleri Paylaşım Alanı

Bizim...


  • Ankete Katılan
    472



Bebeklerde Bıngıldak

Genelde anne ve babalar yeni doğmuş bir bebeğin başına dokunmaktan korkarlar. Çünkü her bebek, kafasının üst kısmında yumuşak bir bölümle doğar. Anne ve babaları endişelendiren bu yumuşak doku "bıngıldak" olarak adlandırılır ve dokunulduğunda hafifçe içeri çöker.



Bazı anneler, bebeğin beynine zarar vereceği korkusu ile bu bölgeyi yıkamaktan bile çekinirler. Halk arasında da dokunulmaması gereken hassas bir bölge olarak bilinir. Oysa bıngıldaklar dokunmaya karşı oldukça dayanıklıdır. Çok sert bir darbe almadıkça, bıngıldağa dokunmanın bebeğe hiç bir zararı yoktur.

Bıngıldak nedir?

Bilindiği gibi, beyin dokusu kendini saran beyin zarları ve kafatası ile korunur. Kafatası ise birden fazla kemikten oluşur. Anne karnındaki dönemde bu kemikler arasında birleştirici dokular ve baklava dilimi şeklinde yumuşak bölgeler vardır. Bu kafa kemiklerinin birleşme noktalarının arasındaki bağ dokudan oluşmuş bölgeler bıngıldaktır ve bebeğin kafasında 6 tane bulunur. Önde bulunan büyük ve arkadaki küçük olan elle kolayca farkedilir. Fark edemediğimiz diğer bıngıldakları ve arkadaki küçük bıngıldak doğumdan sonraki 2 ile 3 ay arasında kapanır.

Ön tarafta bulunan ve daha geç kapanan bıngıldağa 'ön bıngıldak' denir. Bıngıldağın üstü saçlı deri ve deri altı yağ dokusu ile kaplıdır. Öndeki bıngıldak, alnın hemen üzerinden başlar ve genişliği beş santimetreye kadar varabilir. Şekli baklava dilimine benzer. Bu bıngıldak bebek 6 aylıkken kapanmaya başlar, 18 aylık olduğunda tamamen kapanır. Ön bıngıldağın 4. aydan önce kapanması beyin gelişimini ve büyümesini engelleyebileceği için dikkatli olunmalıdır. Bıngıldakların geç kapanması ise, bir hastalık belirtisi olabilir. Tiroit hormonu eksikliği ya da D vitamini yetersizliğinde bıngıldaklar geç kapanabilir.

Bıngıldağın görevleri :

Bıngıldağın iki önemli görevi vardır. Bunlardan biri, doğum esnasında bebeğin oldukça dar olan doğum kanalından kolayca geçmesini sağlamak. Diğeri ise bebeğin beyninin dışarıya doğru rahatça büyümesine imkan sağlamak.

Bebeğin doğarken kafatası kemikleri tam oturmamış ve son şeklini almamıştır. Dolayısıyla ayrık kafatası kemikleri ve arasındaki esnek doku sayesinde zarar görmeden bu kanaldan geçer. Bıngıldak olarak adlandırdığımız bu boşluklar sayesinde, kafatası kemikleri birbirine yaklaşarak hatta üst üste binerek doğum esnasında kanalın şeklini alır. Bebeğin beyni de bu sıkışmalardan dolayı hasar görmez.

Ayrıca, ilk 2 yılda çok hızlı olan beyin büyümesine kafa kemiklerinin büyümesi uyum sağlayamaz. Bu yüzden kemikler arası birleşme yerleri ve bıngıldak sayesinde kafa büyür ve beyin dokusuna zarar gelmez. Bıngıldaklar olmasa, kafatası kemikleri büyüyemeyeceği için beyin de küçük kalır. Kafatasının büyümesi sadece beynin büyümesiyle olur.

Bebeğin beyni koruyucu bir zar ile bu yumuşak bölgede korunma altına alınmıştır. Bu koruyucu zar sağlamdır. Çok ağır bir darbe almadıkça bıngıldağa dokunmanın zararı olmadığı gibi, çarpma türü küçük darbelerde de hasar görmez.

Bıngıldakta şişme veya çökme

Bıngıldak normalde düzdür. Bebek ağladığında sivrileşebilir. Ayrıca bu yumuşak bölgede nabız atışı hissedilebilir ve bu endişelenilecek bir durum değildir. Bununla beraber, eğer bir şişlik ya da çökme farkedilirse, özellikle bebeğin normalden farklı davranışları olduğu gözlenirse hemen doktora götürülmelidir.

İshalli ya da kusma gibi vücudun sıvı kaybına neden olan durumlarda bıngıldakta çökme meydana gelir ve bebeklerde içine doğru çökmüş bıngıldak, bebeğin su ihtiyacı olduğunu gösterir. Acilen bebeğe yeterli miktarda su verilmelidir ve ishali ya da kusmayı önlemek için doktora gidilmelidir.

Bıngıldağın olduğundan fazla çıkıntılı durması ise, kafa içi basıncının arttığına işaret eder. Bu şişme, menenjit denilen beyin zarı iltihapları ve hisrosefali denilen beyin omurilik sıvısının arttığı durumlarda olur ve kesinlikle doktor kontrolü gerekmektedir.

Alıntı
 


Sık sık kusuyor, salya akıtıyor ve hıçkırık tutuyorsa...

BEBEKLİ annelerin yavrularının kusma, hıçkırık ve salyasından çoğu şikâyetçidir. Bebeğin boynuna astıkları önlük, hemen hiç kuru kalmaz: Ya devamlı salyaları akar, ya da süt içtikten sonra sık sık kusarlar. Anneleri üzen ve endişelendiren bu sıkıntıların nedenlerini doktorunuza sorduk. Bakın bu konuda ne diyor:

Soru: Bebeğin tükürmesi ve salyasının akması,endişelenecek bir şey midir, doktor?
Cevap: Eğer bunun miktarı pek az ise, bebeğin gelişmesinde bir aksaklık yaratmıyorsa, hayır.


soru: O halde bu olaya "normaldir" diyebilir miyiz?
Cevap: Bir ölçüde evet. Genellikle altıncı aya kadar sık görülen salya akışı, giderek azalır, en sonunda kendiliğinden geçer.


Soru: Peki, bu duruma karşı anne bir şey yapamaz mı?
Cevap: Bebeğin mamasını, ya da sütünü, biraz yulaf ezmesi ya da mısır nişastasıyla kıvamlandırabilir. özellikle bir konuya dikkat etmesi yararlı olur: Bu da, bebeğin altını, emzirmeden veya mama vermeden önce değiştirmektir. Çünkü bebek bu işlem sırasında sağa-sola döndürülüp, çok hareket ettirildiğinden, mamasını hemen az önce yemişse, bunun bir kısmını çıkarması olağandır. Yine bebeğe mamasını yedirdikten sonra bir süre başının altına alçak bir yastık koyarak yükseltmek de, kusmasını önleyen bir çare olabilir.


Soru: Bebeğin kusması, nelerin belirtisi olabilir?
Cevap: Kusma genellikle önemli bir belirtidir. Bir hastalığın habercisi olabilir. Süt çocukları mide-barsak yolunda olsun, ya da bir başka bölgede olsun, hastalıklara genellikle kusmayla tepki gösterirler. Özellikle kusmayla birlikte ishal de görülürse, durum daha tehlikeli sayılabilir. Bunun sonucu, bebeğin su kaybı ve buna bağlı olarak tuz eksilmesi, metabolizmasını felce uğratabilir. Bu da hayatî tehlike yaratabilir. Böyle bir durumda, hemen doktora giderek tedaviye başlamak en doğru yoldur.


Soru: Öyleyse, kusmanın nedenini mutlaka bulaşıcı bir hastalıkta mı aramak gerekir?
Cevap: Bazı durumlar dışında, evet. örneğin, bebek daha doğumunu izleyen ilk günlerde kusmaya başlamışsa, mide-barsak kanalındaki bir tıkanıklıktan kuşkulanmak gerekir. Bir başka olasılık da, mide çıkışını kapatan mide alt kapakçığının fazla gelişmesi sonucu, sindirilen besinlerin mideden çıkamayışlarıdır.


Soru: Peki, ya bebeği hıçkırık tutarsa ne yapmalı?
Cevap: Genellikle hıçkırık, zararsız bir kas seğirmesidir. Ancak çok sık tekrarlıyorsa, her emzirmeden, ya da mamadan sonra görülüyorsa, bebeğin doktor kontrolünden geçmesi gerekir. Bebeği her beslenmeden sonra karın üstü yatırmak da, yararlı olabilecek bir yoldur.

Sonuç olarak, bir tavsiyemiz daha var: Zararsız gibi görünen kusma ve salya akışını, anne titiz bir gözle izlemelidir. Çünkü bebek, vücut ağırlığının % 20'sini, günlük beslenmesiyle sağlamaktadır. Bunun en ufak bir kısmını bile kaybetmemesi doğru olur. Bu yüzden anne, fazla telâşlı ve evhamlı olmamalı, ama gerektiğinde de doktora danışmaktan, sormaktan çekinmemeli, belirli aralarla bebeğini kontrole götürmeyi de unutmamalıdır

Alıntı
 


Dümdüz bir karına giden yol!

Karın kaslarınızı sıkılaştıran bu egzersizlerle yağlarınızdan kurtulun!

1. Sırtüstü yatın ve ellerinizi kafanızın arkasında birleştirin.
2. Kalçanız yere dik, dizleriniz de yere paralel olacak şekilde bacaklarınızı kaldırın.
3. Nefesinizi verirken yerden kalkarak karnınıza bakın ve 5 saniye bekleyin.
4. Nefes alarak yavaşça geri yatın.

Not: Herhangi bir fiziksel rahatsızlığı bulunan kullanıcılarımızın bu egzersizleri yapmadan önce doktoruna danışmasını öneririz

Alıntı
 


En yorgun anınızda bile yapabileceğiniz bu hareketler,
hem kan dolaşımınızı hızlandıracak, hem de sizi rahatlatacak!

1)Yan yatarak dizlerinizi bükün ve kollarınızı, avuç içlerinizi birleştirerek önünüze doğru uzatın.

2)Duruşunuzu bozmadan üstteki kolunuzu yavaşça kafanızın üstüne doğru kaldırın.

3)Kolunuz kafanızın üzerine kadar geldiğinde, sırtınızı yavaşça döndürün ve arkanızı yere yaslayın. Kolunuzu yanınıza doğru açarak parmak uçlarınıza doğru bakın.

4) Bacaklarınızı döndürerek ilk pozisyonunuza dönün ve hareketi tekrarlayın.

Not: Herhangi bir fiziksel rahatsızlığı bulunan kullanıcılarımızın bu egzersizleri yapmadan önce doktoruna danışmasını öneririz.

Alıntı
 


doğum Sonrası Nasıl Zayıflanır

Dikkat edilmesi gerekenler:


Aslında hamilelik döneminde uygulanan beslenme programıyla doğum sonrası beslenme planı arasında pek fark yoktur. Süt kalitesinin iyi olması emzirme dönemindeki yeterli ve dengeli beslenme ile bağlantılıdır. Bu dönemde dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır.

Öncelikle emzirmenin yoğun olduğu ilk 6 ayda kilo vermek için hiçbir zayıflama diyeti uygulamayın.

Özellikle yağlı yemekler yapmaktan kaçının. Daha çok ızgara veya buharda pişirme yöntemlerini kullanın.

Emzirme döneminde zayıflama diyeti uygulamayınız. Ancak aşırı yağlı unlu ve şekerli gıdaları çok fazla tüketmemeye çalışınız.

“Sütüm olacak” diye kilolarca tatlı yemenize gerek yok. Çünkü şeker ve şekerli besinler sütünüzü artırmaz.

Aspirin bile olsa doktorunuza başvurmadan ilaç almamalısınız. Bunlar sütünüze geçebilir veya sütünüzün azalmasına neden olabilir.

Doğumdan sonra emzirme döneminiz içerisinde günlük 25-3 litre sıvı almaya özen gösteriniz. Hazır meyve suları ve asitli içecekler yerine az şekerli komposto suyu ve taze sıkılmış meye sularını tercih ediniz.
Hamilelikle birlikte aldığınız fazla kilolardan kurtulmak için ayda 1-2 kilodan fazla vermemelisiniz.

Canınız tatlı yemek istediği zaman sütlü tatlıları tercih ediniz. Böylece hem kilo kontrolü açısından hem de kalsiyum alımı açısından iyi bir tercih yapmış olursunuz.
Şekerli gıdalarda şeker yerine pekmezi tercih ederek kansızlığa karşı önlem almış olacaksınız.

Bazı besinlerdeki gaz yapıcı öğeler sütünüze geçebilir bu da bebeğinizin rahatsız olmasına neden olabilir. Bu besinleri tüketirken dikkati olunuz. Bu besinler arasında; süt yoğurt karnıbahar brokoli lahana yer almaktadır. Yalnız unutulmamalıdır ki gaz yapacak besinler kişiden kişiye değişklik gösterebilmektedir.

Kansızlığa neden olabileceği için yemekler ile birlikte çay tüketmemeye dikkat ediniz. yemek yedikten 1-2 saat sonra açık ve limonlu olarak tüketebilirisiniz.

Kaynaklarda tatlandırıcı kullanmanın bir sakıncası olmadığı söylense bile anne sütü verdiğiniz süre içerisinde tatlandırıcı ve tatlandırıcı ile yapılmış ürünlerden uzak durmaya özen gösteriniz.
Anne sütüne geçtiği için bebeği etkileyeceğinden emzirme döneminde alkol kullanımı sakıncalıdır.

Hamileliğiniz sırasında “biz artık iki kişiyiz” mantığıyla aldığınız kilolar doğum sonrasında sizi iyice rahatsız etmeye başlar. Çünkü amacınıza ulaşmış; bebeğinizi dünyaya getirmişsinizdir. Geriye kalan fazla kilolarınızdan nasıl kurtulacağınızdır. Ancak doğum sonrasında(eğer emzirmenize bir mani yoksa) en az altı ay bebeğinizi emzireceğinizden beslenmenizdeki ayarlamaları bu koşula göre yapmalısınız. Ayrıca şunu da ilk madde olarak belirtmekte fayda var ki bebeğinizi emzirmek kilo vermenizi kolaylaştıran en etkili yöntemdir. Çünkü emzirme sırasında bazal aaaabolizma hızı denilen vücudun harcadığı enerji normal dönemden daha fazladır. Bu nedenle bu dönemde uygulanan sağlıklı bir beslenme programı ile hem kilo vermek kolaylaşıyor hem de bebeğinizi daha kaliteli sütle beslemiş oluyorsunuz. İlk maddesi emzirmek olan bu 11 maddelik listemiz ise beslenmenizdeki yeni düzenlemeler için size yol gösterici olabilir.

BESLENME PROGRAMI:
1-Kalorilere dikkat!
Şu anda her lokmanız bir zamanlar içinizde gelişmekte olan bebeğinizle paylaştığınız kadar önemli olmasa da besin seçiminiz süt kaliteniz açısından önem taşımaktadır. Özellikle yeni bir anne olarak çok daha fazla enerjiye ihtiyacınız olacak. Bu nedenle eğer emziriyorsanız hamilelik öncesi ağırlığınızı korumak için almanız gereken kalori miktarına günde 400 ile 500 ekstra kalori eklemeniz gerekiyor.
2-Proteinler; beslenmenin yapı taşları

Hamileliğiniz boyunca aldığınız proteinler yavrunuz henüz bir embriyo iken onu sağlıklı bir bebeğe dönüştürmek için gerekli olan hücrelerin meydana gelmesini sağlayacak oluşumda en büyük görevi üstlendi. Şimdi ise yeterli ve dengeli bir beslenme uygulamak için proteinlere ihtiyacınız bulunmaktadır. Enerjinin %15’i proteinlerden gelmelidir. Et tavuk balık yumurta ve kurubaklagiller proteinler zengin olan besinlerdir. Ayrıca bu besinler B grubu vitaminleri demir ve çinko açısından da zengindir.

3-Kalsiyum; gelecek için önemli
Bu dönemde kalsiyum ihtiyacınızı tam anlamıyla karşılamak en çok dikkat etmeniz gereken konulardan biridir. Günlük beslenme içerisinde 3 porsiyon süt ve süt ürünleri tüketmek yeterli olacaktır. Kilo kontrolü açısından az yağlı olanları tercih edebilirsiniz.

4-Doğal vitamin kaynakları sebze ve meyveler
Meyve ve sebzelerde hayati önem taşıyan vitaminler ve mineraller bulunur. Her öğünde mutlaka sebzeve meyve tüketmeye çalışınız. Pişirme şekli vitamin ve mineral içerikleri üzerinde etkilidir. Bu nedenle sebzeler önce yıkanıp sonra mümkün olduğu kadar büyük parçalar şeklinde çiğden olacak şekilde pişirilmelidir.

5-Demir açığınızı mutlaka telafi edin
Vücuttaki demir eksikliği hamilelik döneminde birçok kadının karşısına çözülmesi gereken bir sorun olarak ortaya çıkıyor. Bunun için hamilelikte demir ihtiyacına yönelik beslenmenin yanı sıra doktorun önerdiği şekilde dışarıdan demir takviyesi yapılıyor. Çünkü hamileliğin ikinci yarısında bebeğiniz demir depolarını oluştururken sizin demir depolarınızdan yararlanır. Bu nedenle doğum sonrasında da devam eden demir eksikliğinizi gidermek için öğünlerinizi demir yönünden zenginleştirmek için kırmızı et pekmez yumurta sarısı günlük beslenmeye eklenmelidir.Yiyeceklerle beraber alınan demirin vücutta kullanılmasını önemli ölçüde engelleyen çay tüketimini ise mümkün olduğunca azaltmalısınız. Ayrıca demir emilimini arttırmak için C vitamini içeren besinler ile tüketilmesi daha iyi olacaktır. Salata taze sıkılmış meyve suları gibi.

6-Folik asiti ihmal etmeyin
Emzirme döneminde de tıpkı hamileliğinizde olduğu gibi folik asit yönünden zengin besinler tüketmelisiniz. Folik asit en fazla yapraklı yeşil sebzeler karaciğer böbrek yumurta kabuklu tahıllar ceviz badem fındık fıstık mercimek baklagiller ve taze sıkılmış portakal suyunda bulunuyor.
Hamilelikte ve emzirme süresinde 400-800 mikrogram alınması gerekiyor. Bu miktarı besinlerle karşılamak zor olduğu için vitamin haplarıyla açığı kapatabilirsiniz. Ayrıca folik asit vücutta depolanamadığı için her gün almak gerekiyor.

7-Yağlarlardan uzak durun
Enerjinin %30’u bu gruptan sağlanmalıdır. Özellikle n-3 n-6 ve n-9 yağ asitleri örüntülerine dikkat edilmelidir.n-3 yağ asitleri deniz ürünleri özellikle yağlı balıklarda( somon uskumru) soyayağı kanola yağı yumurta sarısı ve anne sütünde bulunmaktadır. n-6 yağ asiti; soyayağı ayçiçek ve mısırözü yağında bulunmakta n-9 yağ asiti ise fındık ve zeytinyağında bulunmaktadır.

8-İyotlu tuz dostunuz
Hamilelik dönemi vücudun iyot gereksiniminin arttığı bir dönem. Çünkü hamilelikte görülen iyot eksikliği düşük ölü doğum ve bebek ölümlerinde artmaya neden olurken bebeklerde zeka geriliğine sağırlık ve cüceliğe neden oluyor. Emzirme döneminde iyotlu tuz kullanmak iyot ihtiyacını karşılamak için yeterli olacaktır. Tuzu kapalı ve ışık almayan yer saklayınız.

9-Bol bol sıvı tüketin
Doğumdan sonra emzirme döneminiz içerisinde günlük 25-3 litre sıvı almaya özen gösteriniz.Bu miktar sıvının tamamını su ile tamamlayabilirsiniz veya hazır meyve suları ve asitli içecekler yerine az şekerli komposto suyu ve taze sıkılmış meyve sularını tercih ediniz.

10-Vitamin takviyesi gerekebilir
Emzirme dönemi içerisinde doktor tavsiyesi ile ek vitamin takviyesi alınabilir. Bu noktada sebze-meyvede bulunan doğal vitaminlerden daha fazla yararlanabilmek için ;meyve suları sıkıldıktan sonra yarım saat içinde tüketlimeli salata yaparken mümkün olduğu kadar az bıçak ile işlem uygulanmasına dikkat edilebilir. Ayrıca salatanın limonu yemeden hemen önce sıkılmasına dikkat edilmelidir.

11- Enerji için karbonhidrat tüketiniz
Emzirme döneminde hamilelikte olduğu gibi günlük enerjinin %55-60’ını karbonhidratlardan sağlamanız gerekmektedir Burada dikkat edilecek nokta şeker gibi basit karbonhidrat yerine pilav makarna patates ekmek gibi kompleks karbonhidratlar tercih edilmelidir. Kilo kontrolü sağlamak açısından iyi olacaktır.
Siz değerli anneler için doğum Sonrası Nasıl Zayıflanır konusu hakkında bilgi verdik.Zamanla kilo vereceksiniz.Önemli olan sağlıklı bir şekilde kilo vermektir.

Alıntı
 


Bebeğin çok hareketli olması ne anlama gelir?


Kıpır kıpır bir bebeğiniz varsa onun yaramazlığından şikayet etmek yerine durumdan memnun olmalısınız. Çünkü hareketli bebeklerin gelişimleri akranlarından daha öndedir.


Bebeklerin anne rahmine düştükleri andan itibaren hareketlerinin bir anlamı var. Çünkü bebekler hareket ettikçe gelişiyorlar. Bu nedenle çocuklara hareket etmeleri için olabildiğince alan bırakmak gerektiğini, hareket etmenin bir özgürlük, öğrenme aracı olduğunu söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Namık Kemal Akpınar, hareketin vevek gelişimindeki anlamını şöyle açıklıyor:

"Annenin, hamileliğini öğrendiği andan itibaren heyecanla beklediği ilk şey bebeğinin hareketlerini hissetmektir. Anneler bu hissi 'tarif edilemez' bir mutluluk diye tanımlıyorlar. Hamilelik süresince bebeğin hareketleri sürekli takip edilir, belli bir süre hareketsiz kaldığında acaba yolunda gitmeyen bir durum mu var diye endişelenilir. Hatta anne adayının üzüldüğü dönemlerde anne karnındaki bebeğin hareketlerinin de azaldığı, annenin mutluluğunda arttığı, güzel bir yemek sonrası dans ettiği bile söylenir. Gebelik süresince bebeğin anne karnındaki hareketleri gebeliğin yolunda gittiğinin de bir göstergesidir.

Bebeğin hareketliliği doğum sonrasında da tüm hızıyla sürer. Doğum sonrası bebekteki hareketlilik, kol ve bacaklarda, biz erişkinlere göre anlamsız ve istemsiz hareketler şeklinde devam eder. Zamanla sinir sisteminin gelişmesi ile beraber anlamsız ve istemsiz oluşan el-kol bacak hareketleri de azalmaya başlar.

Hareket sistemi nasıl gelişir?

Zamanla üst beyin kontrolünde istemli hareketler olmaya başlar, hareket sistemindeki gelişim de yukarıdan aşağıya olacak şekilde devam eder. Hareket sistemi ile gelişmenin değerlendirilmesinde sırasıyla baş kontrolü, kollarla uzanma, elle tutma çalışmaları, başparmak kontrolünün gelişmesi, destekli oturma, desteksiz oturma, emekleme, sıralama, yürüme, koşma, merdiven çıkma ve inme vardır. Bu gelişim basamaklarının uygun aylarda olmaya başlaması hareket sisteminin gelişmiş olduğunun göstergesidir.

İlk 6 aydaki kol-bacak hareketleri bebeğin kaka yapmasını, gaz çıkışını kolaylaştıran hareketlerdir ve gereklidir.

Bebeğinize geniş hareket alanı sağlayın

Çocuğun emeklemeye başlaması ile beraber, dış dünyayı keşfetme ve öğrenme turları da başlar. İlk olarak etrafındaki, albenisi yüksek oyuncak ve objelere uzanmaya çalışır, zamanla görüş alanındaki uzak noktaları keşfeder. Uzanabildiği çekmeceler merak noktalarıdır. Oralara tutunup kalkmaları, çekmeceyi çekip içindekileri atmaya başlamaları bebeklere sonsuz keyif verir. Bu dönemde bebeğe geniş hareket alanı sağlanması gerekir.

Ortalıkta sivri uçlu, keskin kenarlı eşyalar bulundurmayın, sehpa veya masadan sarkan örtüleri kaldırın. Yürümeye başladıktan sonra da ortamı ani hareketler ve duramaması olasılığına karşı hazırlayın, alanı genişletin.

Hareketli bebeklerin gelişimleri akranlarından önde olur:


Hareketli bebeklerde kilo fazlalığı görülmez, hatta kiloları daha az bile olabilir. Çevreyle ilgili, araştırmacı yönleri algılamaları daha ön planda olduğundan gelişimleri de akranlarına göre daha önde olur. Hareketli bebeklerin yorulmaları sonrasında uykuya dalmaları daha hızlı olur, uyku derinlikleri ve süresi daha fazla olur.

Bebeğiniz yürümeye başladığında dikkat etmeniz gerekenler:

Yürümeye başlayan bebek, özellikle dışarıya çıkıldığında başına buyruk tek başına yürümek ister. Buna dış ortam tehlikelerinden koruyarak kontrollü izin verin.

Parka veya bahçeye çıkıldığında serbestçe davranmasına izin verebilirsiniz.

Özellikle 1,5 yaşından sonra merdiven çıkmak ve inmek isteyecektir. Ellerinden uygun şekilde tutarak izin verin.

Yollarda yürürken çocuğu özellikle sol elinizle, iç tarafta tutun.

Evlerde özellikle diz boyu olan elektrik prizlerine karşı koruyun. Kapaklı korunaklı prizleri tercih edin.

Özellikle mutfak çekmeceleriyle oynayacağından orada sivri-keskin aletler bulundurmayın.

Çocuğunuzu AVM’lerdeki yürüyen merdivenlere tek başına bırakmayın.

Havuz kenarları ıslak olduğundan çocuğun kayıp düşme olasılığı da artar. Onu tek başına bırakmayın. Ayaklarına kaymayan ayakkabılar giydirin."

Alıntı
 


Kabız olan ne yemeli ne yememeli


Doğru ve dengeli beslenme ile kalın bağırsak kanserinin önemli sebeplerinden biri olarak bilinen kabızlığın üstesinden gelinebilir. Toplumda en sık kadınlarda görülen kabızlık, sadece diyet uygulanarak yüzde 60 tedavi ediliyor.İstanbul Cerrahi Hastanesi doktorlarından beslenme ve diyet uzmanı Yasemin Bradley, Batı tipi beslenme şekli olarak tanımlanan fast food yiyecekleri tüketen kişilerde kabızlığın çok sık görüldüğünü belirtiyor.

Yolculuk, hareketsizlik, karaciğer hastalıkları, aşırı yemek yeme kabızlığın başlıca sebepleri arasında sayılıyor. Sağlıklı bir boşaltma 24 saatte bir veya haftada 3 kez oluyor. "Ancak daha uzun süreli boşaltımlar da kesinlikle bir doktora başvurulması gereken bir durum." diyen Dr. Bradley, kabızlık tedavisinde piyasada bulunan laksetif (bitkisel) çayları tavsiye etmediğini; çünkü bu çayların yarardan çok zararlarının bulunduğunu söylüyor. Genelde bu problemle karşı karşıya kalan kişilerin ishal olmasını sağlayan bitkisel çaylar, vitamin ve mineral eksikliğine yol açıyor, bağırsak tembelliği yapıyor.


Kabızlık için ne yapmalı?


Günde 3-4 kaşık buğday kepeği öneren Dr. Bradley, kabızlık rahatsızlığı çekenlere şu tavsiyelerde bulundu:


"8-10 bardak arası su içilmeli, kavrulmuş keten tohumu ve susam yenilebilir, yüksek dozda C ve E vitamini, magnezyum minerali, kuru erik, kaysı ve incir, baklagiller, ayçiçeği ve kabak çekirdeği, havuç gibi kök sebzeler, maydanoz gibi yapraklı sebzeler, bütün meyveler, fındık, ceviz mutlaka tüketilmesi gerekiyor.


Neleri yememeli?


Et, süt, yumurta, peynir, özel işlemden geçmiş tahıllar, beyaz ekmek, pirinç, makarna, çay, kahve...


Dr. Bradley'den kabızlık için bazı tarifler:


Limon ve zeytinyağı

1 orta boy limon, 1 kaşık sızma zeytinyağı, 300 mililitre su.

Limonu sıkın. Zeytinyağı ve suyla karıştırıp mikserde 1-2 dakika kadar çırpın. Sabah aç karnına bir bardak için.


Elma kompostosu:

2 yeşil elma

Elmaları kabuklarını soymadan küçük parçalar halinde doğrayın. Üzerini örtecek kadar suyla haşlayın. Üzerine tarçın dökerek sabah kahvaltısında yiyin.


Yarım su bardağı yoğurt

Mercimeği ve lahanayı ayrı ayrı haşlayıp süzün. Lahana yapraklarını ince şeritler halinde kıyın. Diğer tarafta yoğurt, limon, zeytinyağı ve dövülmüş sarımsağı elde veya mikserde çırpıp, bu sosu sıcak mercimek ve lahanayla iyice karıştırın.

Lahana yerine çiğ kıvırcık marul veya rendelenmiş havuç da kullanılabilir.


Mercimek salatası:

1 bardak mercimek

7-8 yaprak beyaz lahana

1 kaşık zeytinyağı

1 diş sarımsak

1 limon

Alıntı
 


Çocuk doğurmayı annelik, çocukların maddi ihtiyaçlarını gidermeyi babalık sanmaktan vazgeçmek zorundayız. Doğurmak annelik, doyurmak babalık değildir. Annenin de babanın da ortak sorumluluğu, çocukların kişiliğini yoğurmaktır.
 
Cnm hematolig bana 40 gun daha yani lohusalik boyunca kullandirdi ama faktorlerine ve ailedeki pihti atma oykulerine bagli olarak. Herkesin farkli olabilir bilmem ama hematologa git bence

ben hematoloğa hiç gitmedim
kan sulandırıcımı kadın doğum doktorum verdi
doğumdan sonra kullan demediği için kullanmadım 40 günü geçti doğum yapalı
dayım 30 yaşında beynine pıhtı attığı için vefat etti
bendede böyle bişey olurmu bilemiyorum
yakınımdaki hastanede hematolok yok ya okmeydenı ya şişlide vardır heralde
bize bi etkisi varmı bu sorunun bunu çok merak ediyorum yani sadece düşüğemi neden oluyo yoksa düşük harici
bizede zararı varmı
doktora gitmem için bebeğimin biraz daha büyümesi lazım malesef
c 677t homozigotum tek bildiğim bu
 
bugün de forumu biz açalım, günaydın anneler ve kuzucukları
biz erken yatıp erken kalkanlardanız, sabah 7, en geç 8 dedi mi ayaktayız. gerçi sonra benim kuzunun kendisi şekerlemelerine devam ediyo ama ben bi uyandı mı bi daha ne mümkün...
 
günaydınlarrrrrrrr
bugün yalnızımmmmmm
gün boyu ikizler ve ben
süper bi üçlü olacağız inşallah

saç kurutma makinası sesi açtım
şimdilik uyuyor numarası yapıyorlar bakalım
 
Gunaydin anneler minik kuzularrr ..bizim bebus kafasina gore takilanlardan:))kimi gun hep uyuyor kimi gun boyunca hic uyumuyor kimi gun cok istahli kimi gun bisiy yemiyor kusuyorr..bugunde istahsiz gunlerden..dun gece 5kez ustunu degistirdim surekli kustusonra bicisini yaptirdik..sampuan kullanamiyoruz henuz cok kopiruyor diye guvenemiyorum sabunla yikiyorum yavrumun gozune ilk sabun kaxti basti feryadi icim yandi..sizin bebekleriniz ne durumdalar?gulucuklere basladilarmi?tepkilere filan?biZimki ben konusunca agzima bakiyor dikkatlice sonra uuu diye seslerle karsiluk veeiyor:))donencesine bayiliyor bir axiyorum gulucuklerle izliyor..cok rahatlik bende buara islerimi yapiyorum..dun annem pusetindeyken gel annanem deyip elleeini uzatto ona fuldu poposunu kaydirdi:)) defalarca tekrarladik..allahim nazarlardan korusunn yavrulaeimizi
Bide bizimki sabahlari mutlu bebek aksama dogru aksiligi huysuzligu tutuyorr uyuyamayincq heleee yanasmayinnn sinirli seyy:))
 
günaydın kızlar :) ben hata yapıyorum biliyorum ama sizce ne yapmalıyım benim kızım sadece yanımda uyuyor arada mızırdanınca memeden iki cuk cuk alıyor yanımda devam edyor gece 1 den sabah 8 e kadar böyle uyutabiliyorum beşikte ise en uzun uykusu belki 1 saattir hep cırlıyor al emzir salla olmadı memede uyut bidaha koy 5 dakika sonra yine gözleri açıyor bende son 1 haftadır böyle uyuyorum kızım 51 günlük oldu 5.600gr ilk günler yanımda hayatta yatıramazdım korkardım yatak geniş kızım sere serpe yatıyor ben korkumdan hazırolda yatıyorum babamız salona geçti bi süreliğine çünkü nehir hanım bensiz uyumuyor geceleri uğraşıcak gücüm kalmıyor ne yapmalıyım sizce beşiğine zorlamalımıyım
 
az önce bebeklerimin ikisi birden ağlamaya başladı
biberonlarında sütü
bir ona veriyorum bir diğerine
kimin ağzından biberonu çeksem basıyor çığlığı
sonra gaz derdimiz var tabi
bir onun bir diğerinin derken inanın ter kı....dan çıktı
fonda baby got colic denen iğrenç gürültü hem de son ses
evimizi hayal edin kızlar
kızım uyudu
oğlum koynumda bana bakıyor
az önce bir gülücük attı farkında olmadan
içimin tüm yağları eridi şu an
rabbim acılarını göstermesin
 

canım o hatayı benim kardeşim yaptı
kızı şu an 14 aylık
hala kardeşimden ayrı mümkün değil yatmıyor
benimkiler de beşiklerini sevmiyor
ben de koltukta yatırdım bugün ikisini de
ama itiraf etmeliyim ki onlarla yatmanın da tadı ayrı

çalışmaya başlayınca gece uykusu senin için daha önemli olacak
bence yol yakınken önlemin, almaya çalış
kokuna alışırlarsa biraz zorlaşır işin
 

Canım kokunun sindiği bir kıyafeti beşiğine koy yatır, her ağlamasında kucağına al sakinleştir ama tekrar beşiğine yatır. 1-2 gün belki inat eder ama alışması uzun sürmez. Yol yakınken alıştırmaya bak. İlerde çok zor olur bıraktırması. Yalnız beşikte çok ağlamasına izin verme muhakkak döşüne al sakinlesin sonra geri yatır. İnşallah başarılı olursun, Allah yardımcın olsun.
 
merhaba hanımlar ve bebişleri
kızım bizi şaşırttı bu gece çok rahat bi gece geçirdim kendimi çok dinç hissediyorum sabah bi çok işimi hallettim emdikten sonra hemen uyudu 2. kalktıgındada emdi kakasını yaptı değiştirdik altı açıkken çok mutlu olduyo değişik sesler çıkartmaya çalışıyo bazen defelarca ağzını açıp kapatmasına ragmen ses çıkmıyo :) keyfi yerindeyken onunla vakit geçirmek çok çok çok güzel çok çok özel
ağlama krizlerimizi kontrol altına almaya çalışıyoruz o ne isterse onu yapmaya çalışıyorum sadece 1-1buçuk saat olmadan meme vermiyorum 2 saat oldu hadi emzireyim demiyorum
1 ayda 1200 gr almışız ilk 4 günde 500gr vermiştik 15 günde doğum kilomuza ulaştık kilolu bi çocuk olacak sanırım gerçi bende babasıda öyle dombiliymişiz
bu arada dışarda iş makinesi çalışıyo şu beton taş kırma makinesi ev titriyo resmen çok yakında ama banamısın demiyo kızım
 

evet canım ireleyen zamanlarıda var bu işin dimi ben günü kurtarmaya çalışıyorum resmen ileride zor olur bide benim kızım resmen anneci memekolik diyorum ben hep benim üstümde gidip yatıyorum eşim annem ablam susturamıyor hemde altıda temiz karnıda tok bacağınıda tepmiyorken ben gelip alıyorum susuyor kokuma alıştı sanırım bide ben konuşunca onunla gülüyor resmen şimdide gülüyor :)bu herşeye bedel
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…