2014 Mayıs Anneleri

BEBEKLERİNİZİN CİNSİYETLERİ NE OLACAK?


  • Ankete Katılan
    513
amin canım ya .. bakalım Allah bi avazda kurtarsın inşallah..

bol yuruyus yapsak ıyı gelır mı acaba.. :44:

eminim annem sık sık yuru diyor 4 normal doğum yapmış ve 3.5 ustu kg bebekler doğurmuş(evde 2 tanesi onlar göz kararı). ama dr bilgi ver kesin ben yuruyuse hız vermek için 34. haftayı bekliyorum sonra gunde 1 saat ağır ağır yuruycem.
 
Kızlar daha önce bir arkadaşa yazdım ama okumayan kaçıranlar için tekrar yazıyorum.

Yırtığı azaltmak için alabileceğimiz önlemler:

1) Kegel egzersizi. Bunu yaptıkça yavaş yavaş vajinayı ayrı, makatı ayrı bir şekilde sıkıp bırakabiliyorsunuz. Yani iki kas grubunu bağımsız hareket ettirme becerisini kazanıyoruz.

2) Az önce anlattığım perine masajı

3) ama ennnn Önemlisiiiii....Normal doğum sırasında, bebeğin kafası cıkmaya basladıgında, perinede ciddi bir yanma olur. Gebe ya ıkınmaktan korkar, o esnada bekler ve doktor sabırsızlanıp kesi atabilir. Ya da fırlatma refleksi dediğimiz, yoğun fırlatma isteği ile çok güçlü bir ıkınma yapar ve bebek aniden hızlı bir şekilde vajinadan çıkar. Şimdi olması gereken, bebeğin kafası yavaş yavaş çıkarken, bizim de bağırmadan, sadece nefesle, hızlı ve sık nefesler ile bebeği yavaşça çıkarmaya çalışmamız. Kendimizi kontrol etmemiz. Bebeğin kafası çıktıntan sonra, bebeğin vücudu içeride bir rotasyon hareketi yapar (yani dönme hareketi) ve omuzlarını rahat cıkabileceği bir pozisyona getirir ve kafasını da yan tarafa cevirdiğini görürsünüz. Orada da sakince bu dönüşünü yapmasını beklemek, ve gelen bir sonraki dalgada ıkınmayı beklemek doğru olacaktır. Ikınmalarda en çok kullanılan nefes, sık ve hızlı... 3 kere mum üflermiş gibi yapın, 1 kere tüyü üfleyerek uzağa gönderdiğinizi düşünün. 3 mum, 1 tüy... Kontrollü ıkınma, yırtık oranını oldukça azaltır.
 





Canlarım, çok teşekkür ederim yorumlarınıza. Ben de duama karşılık gelen kişinin o olabileceğini düşünüyorum. Hem Türk olması (çünkü Türk yatılı yok) hem de o gözlerindeki ifade bana herşeyi anlattı. Benim endişem çok ihtiyacı var diye, fiziken zorlanıp yapmaması gereken bir iş yapıp hastalanması olur, günahına giremem kimsenin. Ablam doktor, onunla konusup bugun tıbbi tarafını da öğreneceğim.
Diğer korkum da, insanlara uzulup sonra uzulecek hale dusmek... Artık doğum tarihlerimiz yaklastı. Kımım kımsem yok. Esım gec gelıyor. Belki bır anda dogumum baslayacak, atlatıp hastaneye gıderken 3 yasındakı oğlumu bırakacagım o tanımadıgım kımseye; dusunun....ıkı gun sonra yıne benı yarı yolda bırakır mı veya kotu bırı cıkar mı dıye korkularım var. Ee korkunun ecele faydası da yok...
Hastalıktan ölüyorum kac gundur hıc gelelım dıyen yok. Yanı tanımadıgım bırıne guvenmek zorundayım( Ama kıme?
 
kızlar okudumda kesi olayını çok büyütenler var ve yazmaya karar verdim 9 yıllık ebeyim 1000 den fazla doğum yaptırdım ama gerekmedikçe hiç bir kadına epizyotomi açmadım zaten o işlem öyle keyfi yapılan bir uygulamada değil...evet illk gebeliklerin genelinde yapılır çünkü onun belli bir anı var eğer gerekiyorsa ve yapılmadıysa inanın gerçekten çok derin yırtıklar oluyor bence bu konuda önemli olan doktorunuza bu konuda güvenmek çünkü bu durum önceden bakarak kestirilecek bir durum değil...
 

aman canım 3 dikişin lafı mı olur? :)) Maşallah güzel atlatmışsın...Normal doğumda olabiliyor neticede...Yırtığa da normal diye bakmak, hee ama çok olmassa iyi olur demek daha rahatlatıcı geliyo bana..Ben kendime öyle diyorum en azından..HErkesin de anatomik yapısı bir değil, kiminde az oluyor, kiminde çok... Doğum yaklaştıkça heyecan da artıyor haliyle...hele ki ilk doğum olunca :) Kaç gebeyle doğuma girdim, ama kendi doğumu başka tabi insanın :)))
 



e canım nasıl desem cinsel ilişkisi yasaklanmış hamilelerde yapabilir mi ya kanama olursa yine..
 
Normal dogumdan bahsedilmis ben normal dogum yapan annelere muthis cesaretli anneler diyorum ben 2 kizimida sezeryan ile dogurdum 3. Bebegimide sezeryanle dogurcam insallah mecburiyetten deil benimki keyfiydi cesaret yok bende ama hata yaptim videolarini izledim normal dogum ve cok korktum rabbim tek avazda kurtarsin ay ben suan bunu yazarken bile korkuyorum ama nirmal dogum yapan arkadaslarim dogumda bisi yok sanci uyusturuyor zaten diyolar yani sanci daha betermis dogumdan bilemedim ayy tekrar diyorum Rabbim butun normal dogum yapacak arkadaslara kuvvet versin bide la havle ve la kuvvete illabillahil aliyhil azim bunu sık sık tekrarlayin dogumdayken de bu zikri tekrarlatin iyi gelecek insallah
 
ben ikisinden de çok korkuyorum napıcam bilmiyorum sezeryanda ayılamama korkum var normal doğumda ağrı eşiğim düşük gibi geliyor napacağımı bilmiyorum gerçi doktorumla hiç doğum mevzusunu konuşmadık ama eğer bebek 4 kg üstünde olursa normal doğum riskli sezeryana yönlendiriyoruz dedi son 10 hafta saymaya başlayacağım haftaya ama yine de doğum fikrini kafamda geçiştiriyorum korkak tavuğum :18:
 
güzel hamişler merhaba,
doğum üzerine yazılanları okuyunca, aşağıda normal evde doğum hikayesini paylaşmak istedim. Okurken imrendim ve ağladım. ve bizlere de rabbim kolay bi doğum nasip etsin:)


Her zaman için, hatta hamile kalmadan önce bile, normal doğum taraftarı bir insandım. Bir gün hamile kalırsam bebeğimi doğal bir şekilde bu dünyaya getirmek isterdim. Bunda kendi annemin de bizi, üç çocuğunu, normal doğumla evde dünyaya getirmiş olmasının etkisi büyüktü sanırım. Tamam, normal doğum istiyorsun da evde olsun diye niye fantazi kuruyorsun demezler mi adama? Derler.

Neden evde peki?

Hastalandığında ilaç kullanmaktan ölesiye korkan, hastalıklarına yokmuş gibi davranan ve onların da bu şekilde geçip gittiğini görünce bu tavrını koruyan, hastanelere karşı neredeyse fobisi olan bir insanım. Bir de hastanede doğum yapanların kötü anılarını dinleyince evde doğum yapma isteğim daha da güçlendi. Tamam, istiyorum da başta eşim olmak üzere hiç kimseye kabul ettiremiyorum bunu. Herkes, “Saçmalama, bu devirde böyle şey mi kalmış? Ya sana bir şey olursa? Ya işler ters giderse?” diye söyleyip duruyor. Kabul, işin risk boyutu var. Ama zaten ben de doğuma kadar kontrollerime gitmiş bir insanım. Bebekte de, ben de de bir sorun yok. En son, doktorum normal doğum yapabileceğimi de söylemiş. Benden rahatı yok artık. Merakla kızımın dünyaya geleceği günü bekliyorum.

Bu arada doğuma neredeyse yirmi gün kala annem yanıma geliyor. Kızımız için yapılacak şeyler var, lavanta keseleri, nevresim takımları vs. Bir de yanımda olsun istiyorum, sonuçta kızımızın ne zaman geleceği belli değil. Doğuma on gün kala artık herkes arıyor. Ne zaman doğuracaksın? Daha gelmedi mi misafirimiz? Ne zaman, ne zaman?... Bir süre sonra bu sorulardan fenalık geliyor evet. Biliyorsun, herkes iyi niyetinden soruyor. Ama bu soruların tek muhattabı sen olunca hiç hoş olmuyor. Bir yandan da, gerçekten de ya ne zaman gelecek bu bebek, diye sorarken buluyorsun kendini. Neyse işte, günler böyle geçiyor.

Annemle biz her gün erkenden kalkıyor, kahvaltımızı yapıyor, kahvaltı masasında doğum üzerine pozitif sohbetler yapıyoruz. Gerçekten de hakkını ödeyemem, bir gün bile olumsuz bir şey anlatmadı annem. Bana büyük bir manevi destek oldu. Evde doğum yapma isteğime olumlu yaklaşan tek kişi o'ydu. Ama o da sonuçta anne, işlerin ters gitmesi durumunda bana ya da bebeğe bir şey olmasından ya da benim o kadar cesaretli olamayabileceğimden korkuyormuş içten içte. Bunu tabii ki doğum gerçekleştikten sonra söylüyor.

Doğuma kadar normal hayatıma devam ediyorum, hamileliğimin bir buçuk ay kadarı bitkisel hayat yaşadığım, mide bulantısından ve kusmaktan ayakta duramadığım, hiçbir şey yiyemeden yattığım doğrudur. Ama mide bulantıları ve kusmalar geçince, o günlerin acısını çıkarırcasına yaşıyorum. Doğum yaptığım güne kadar tüm işlerimi kendim yapıyorum. Düzenli olmasa da pilates ve son haftalarda yürüyüşler yapıyorum. Doğuma 10 kilo fazlayla giriyorum. Yani hareket, hareket, hareket. Çok önemliymiş gerçekten.

Peki, bu sürece nasıl hazırlanıyorum?

Klişe belki ama her şey psikolojik. Yani, insan bir kere zihnen, ruhen hazırlanırsa her şey daha kolay oluyor. Bir kere bu süreci, hamilelikle beraber doğumu olduğu gibi, yani doğal bir süreç olarak görüyorum en başından beri. Sonuçta, bu dünya var olduğundan beri milyarlarca kadın aynı şeyleri yaşadı. Ben de onlardan biriyim. Tamam, insan kendini özel hissetmek istiyor, sanki her şey bir tek onun başına geliyormuş gibi düşünüyor ama aslında öyle bir durum yok. Ben bu satırları yazarken, siz okurken bile kim bilir kaç tane bebek geliyor dünyaya… O kadınlar yaptı, onlar da senin gibi etten kemikten canlılar. Sen de yaparsın. Böyle böyle hazırlandım.

Bu arada doğumun süreçlerini okuyorum; desteksiz doğum hikâyeleri, evde doğumlar okuyorum. Birçoğu, hatta neredeyse hepsi yurtdışından, bunu eşime söyleyince “Sen söyledin, onlar yurtdışındaymış. Burası Türkiye.” diyor. Sanki oradaki kadınlar farklı bir canlı türüymüş gibi. Sanki ben onlar kadar güçlü değilmişim gibi... Onun da bana bir şey olmasından korktuğu için böyle dediğini biliyorum ama yılmak yok tabii ki. Onu da ikna etme çalışmalarım sürüyor hep. Hergün hayalini kuruyorum. Geceleri yatarken, belki de yarın gece burada bebeğimizi uyutmaya çalışıyor olacağım diyorum eşime. Gülümsüyoruz. Son günler çok uzun geliyor. Bir an önce kucağıma almak istiyorum onu. Ama o ne zaman geleceğini biliyor. En çok da onun bu hakkını elinden almak istemediğim için doğal, müdahalesiz bir doğum istiyorum. O ne zaman kendini hazır hissederse o zaman!

28 Ocak akşamı, evde annem, ben ve eşim oturuyoruz. Hala yapılacak işler var bana göre. Ev kızımız için hazır değil sanki. Diyorum ki daha odasındaki mobilyaları bile düzenlemedik, daha nevresimlerini bile sermedik; tabii ki gelmez bu kız, her şeyin hazır olmasını istiyor. Onları da güç bela kaldırıp odasını, şimdilik bizim odamıza koyacağımız karyolasını hazırlıyoruz. Hıh, tamam işte, şimdi oldu, diyorum kendi kendime. Artık gelebilir. Zaten yarın, 29 Ocak onun beklenen doğum tarihi. O gece yatarken karyolasına dokunuyorum. Gülümsüyorum yine. Gece iki gibi uykudan uyanıyorum, zaten son on gündür deliksiz uyku nedir unutmuşum. Kalkıp lavaboya gidiyorum. Çok hafif bir kramp var ama hemen geçiyor. Gelip yatıyorum. Beşe doğru tekrar uyanıyorum. Yine aynı kramp ama önemsenmeyecek kadar hafif, belki de ben vücudumu dinlediğim için hissediyorum. Sabah her zamanki gibi erkenden kalkıyoruz, annemle kahvaltı faslı var. Sonra oturuyoruz annemle, ben son sıralarına geldiğim battaniyeyi, annem de torununa ördüğü yeleği alıyor eline. Sohbet ediyoruz.

Öğlen 12.05’te lavaboya gidiyorum (evet, saati not etmişim), pembe sümüksü bir şey gelmiş. Nişan diyorum, okuduklarımdan. Anneme gösteriyorum. Tamam, evet diye onaylıyor. O an o kadar mutlu oluyorum ki… Büyük gün bugün demek diye. Ama bir yandan da ilk doğumların uzun sürebileceği geliyor aklıma, o zaman bir gün içinde falan gelir herhalde diyorum. Annemle öğle yemeğimizi yiyoruz, annem sürekli soruyor sancın var mı diye. Var gibi, yok gibi, belki de tamamen psikolojik. Tabağımı bitiremiyorum nedense. Kalkıyorum. Örgüye devam ediyorum. Annem de yanımda. Sanki sancılarım başlıyor. Hemen yanıma bir not kâğıdı alıyorum. Sancıları not ediyorum. İlki 12.54’te başlıyor. Bir süre on beş dakika arayla devam ediyor.

Sancılar çok hafif, nedense bana bir temizlik aşkı geliyor. Lavaboları ovuyorum, evi toparlıyorum. Bir yandan da mutluyum deliler gibi. Annem Ahmet’e haber verelim mi, diyor. Yok, daha erken, o şimdi gelirse hemen hastaneye götürmek ister; ben böyle rahatım, diyorum. Sancıları ayakta geçiriyorum, çömelme hareketleri yapıyorum. Her şey çok güzel. Aralarda oturuyorum, örgüye devam, battaniyeyi kız doğmadan bitireyim derdindeyim. Annem de gülüyor, bir gören olsa ne der bize diye. Kızın doğumu başlamış, bunlar örgü derdindeler. Hey Allah’ım!

Saat 2'de sancıların şiddeti bir kademe daha artıyor, ama hala dayanılmayacak bir şey değil. O sırada eşim arıyor, ben gayet normal bir şekilde konuşuyorum. Her zamanki şeyler işte diye geçiştirip kapatıyorum. Hala ayaktayım, evde geziniyorum. Bildiğim duaları okuyorum, kızımla konuşuyorum. Beni yaratanla konuşuyorum. Allah’ım benim yaratıcım sensin. Şimdi bu minik can da benim aracılığımla dünyaya gelecek. O an geldiğinde yardım et bana diyorum, çünkü sen beni en iyi bilensin, bana ancak sen yardım edersin. Öyle güzel geliyor ki bu. Bu arada annem de dualar okuyor. Ev sessiz, sadece ben, kızım, annem ve muhabbet kuşumuz Babuş var. O da sessiz, sanki olacakları hissediyor. Güzel şeyler düşünüyorum, gittiğim güzel bir yeri mesela, bir deniz kenarını. Dalgaların sesini. Güzel anıları.... Sancıları birer dalga gibi düşünüyorum. Evet gitti, bir daha gelmeyecek.

Ve kızım bana bir adım daha yaklaştı. Artık her şey ileri doğru gidiyor. Doğumla ilgili okuduklarımdan aklımda kalan, kulağıma küpe olan şey, sancılar düşmanım değil, dostum olduğu ve bana bebeğimi getirdikleri. Böyle düşününce, sancıyı kötü bir şey olarak görmeyince, kendini teslim edince her şey inanılmaz kolay oluyor. Diyorum ki kızım da uğraşıyor şu an bana gelmek için, onun işini kolaylaştırmam gerek. İki kırk beşe kadar bu şekilde dolaşıyorum evde. O sırada hafif bir mide bulantım oluyor ve karnımın üst tarafında bir tekme hissediyorum. Sanırım o ana kadar karnımda çapraz duran kızım pozisyon değiştirip tam kafa üstü durmaya başlamış. Şimdi yürümeyi bırakıyorum, içimden dizlerimin üstüne çökmek geliyor. Koridorda dolanmayı, sallanmayı bırakıp oturduğumuz yere geliyorum. Bir gün önce ortalığı toparlarken eski bir çarşaf vardı, eşimden dolabın yüksek bir rafına koymasını isteyecektim ki ne olur ne olmaz, belki doğumda lazım olur diye geçirmiştim içimden. Sonradan annemin de aynı şeyi düşündüğünü öğrendim. Annem o çarşafı kanepenin önüne sermiş, altına da bir naylon örtü sermiş. Böylece doğum yerim hazır oluyor.

Minderin üstüne dizlerimin üstüne çöküyorum. Sancılar artık biraz daha şiddetleniyor. Bağırmıyorum ama inlemek iyi geliyor, çok tatlı bir uyku geliyor sancı aralarında. Uyumak istiyorum anne, diyorum. Kollarımı ve başımı kanepenin üstündeki yastıklara koyuyorum. Şimdi kızımın baskısını daha çok hissediyorum. Arada tuvalete gitme hissi geliyor. Kalkıyorum ama yürümek de gelmiyor içimden. Tekrar minderin üstündeyim. Annem bir yandan belime masaj yapıyor, bir yandan dualar okuyor mırıldanarak. Ben de güzel şeyler düşünüyorum. Az kaldığını düşünüyorum. Bacaklarımı iyice birbirinden ayırıyorum, içimden böyle yapmak geliyor. Ikınma hissi geliyor. Hafif hafif ıkınıyorum. Bu arada sadece pembe sümüksü sıvı geliyor. Saat sanırım 5'e kadar falan bu şekilde devam ediyor. Sancılar daha şiddetli artık.

Aşağı tarafta bir yanma hissi oluyor, elimi götürüyorum. Yumuşak bir şeye dokunuyorum. Sonra o şey birden patlıyor. Sonunda suyum patlıyor. Annem bebek de birazdan gelir, diyor. Ikınmaya devam et. Artık kızımı hissedebiliyorum. O da kendini itiyor. Elimi atıyorum, kafasını hissedebiliyorum. O an bana bir gülme geliyor. Geliyor anne, geliyor! diyorum gülerek. O kadar muhteşem bir his ki. Acı yok, yanma hissi bile güzel geliyor. Büyük bir haz. Bir ya da iki kez ıkınıyorum ve kızımın kafası çıkıyor. Annem kafası çıktı, durma bir kez daha ıkın, diyor ve çok hafif bir ıkınmayla kızım doğuyor, mindere yumuşak bir iniş yapıyor. Ben doğdu, inanamıyorum doğdu, şükürler olsun! diyorum.

Kızım çıkar çıkmaz ağlamaya başlıyor. Önceden dezenfekte ettiğimiz makas ve ip kenarda duruyor. Anneme göbek bağını kesmeden önce biraz bekleyelim diyorum, kızım gözlerini bana dikmiş bakıyor. O görüntüsü sanırım ölene dek hafızamdan silinmeyecek. Öyle güzel bir bebek ki… Göbek bağını ben kesiyorum. Bir ıkınmayla bebeğin eşi de düşüyor. Sonra annem göbeği bağlamaya çalışıyor. Ama o ana kadar gayet sakin olan annemin heyecandan elleri titriyor. O kadar titriyor ki çekiştirmekten ip kopuyor. Sonra ben bağlıyorum. Hemen bir havluya sarıp kucağıma alıyorum bebeğimi. Kenara geçip oturuyorum. Kucağımda, gözlerini dikmiş bana bakıyor. Hoş geldin kızım diyorum. Hoş geldin… Sonra göğsüme koyuyorum. Sütüm henüz yok ama mememi yalıyor, ağzına almaya çalışıyor. O sırada annem ortalığı toparlıyor.


Sonra babasını arıyorum. Hep dalgasını geçtiğim şey gerçek olmuş. Sen işteyken ben doğuracağım, sonra da kapıda kızımla seni karşılayacağım derdim. Arıyorum, kızımız doğdu, evdeyiz, gel hadi, diyorum. Şaka yaptığımı sanıyor. Kızın ağlama sesi duyulunca bizim kızımız mı o, diyor. Evet diyorum, gel hadi. On dakika içinde evde oluyor. Gelip de beni kucağımda kızımızla görünce dizlerinin bağı çözülüyor, yere dizlerinin üstüne çöküyor. Sonra yanımıza geliyor. Bize bakıyor. Ne diyeyim ben sana, dediğini yaptın sonunda diyor. Benle gurur duyduğunu belli eden gözlerle bakıyor, sevinçle. O şekilde birlikte oturuyoruz bir süre. Sonra annem kızımızı babasına bırakıyor. Ben kısa bir duş alıyorum. Üzerimi giyiniyorum. Kızım yine kucağımda. Eşimin ailesine haber veriyoruz. Onlar da geliyorlar. Bir şeyler yiyoruz birlikte.

Sonra bebek ve benim kontrolümüz için evimizin yakınındaki devlet hastanesine gidiyoruz. Bebeğimiz 50 cm ve 3.550 gr doğmuş. Sağlığı gayet iyi. Ben de iyiyim. Yırtığım varmış bir tane, o dikiliyor. O sırada namım tüm hastaneye yayılmış bile. Evde doğuran kadın diye. Büyük cesaret diyorlar, ne var ki diyorum, son derece doğal bir şey. Dikişim doğumhanede atılıyor bu arada. En sondaki kabinde bir kadın doğurmaya çalışıyor, çığlık çığlığa, ebeyle kavga dövüş. Evde doğum yapabildiğime bir kez daha şükrediyorum. Ebe de kaçıncı doğum, diye soruyor. İlk diyorum, bir kez daha şaşırıyor. Ama sonra, boşver, en güzelini yapmışsın, diyor. Dikişim atılınca odaya geçiyoruz. Ne olur ne olmaz diye bir gece orada tutuyorlar.

Gece heyecandan mı, mutluluktan mı bilmiyorum uyuyamıyorum bir türlü. Durmadan kızımıza bakıyorum. Halbuki sancılar sırasında ne kadar uykum gelmişti, bir doğsun bebeğimiz, uyuyacağım, diyordum. Ama gözümü bile kırpmadan sabah oluyor. Sonrasında bebeğimizin kontrolleri yapılıyor ve evimize dönüyoruz. Artık üç kişilik bir aileyiz.

İşte minik Ayşe Ece ve benim doğum maceramız. Gerçekten de iyi bir ekip olduk kızımla ve hayatımdaki belki de en güzel anılardan birini yaşamış oldum. İnşallah tüm anne adayları benimki gibi güzel bir doğum yaşar. Son olarak söyleyebileceğim tek şey, bedeninize ve bebeğinize güvenin. Onlar zaten her şeyi yapıyor. Sizin yapmanız gereken tek şey kendinizi onların eline teslim etmeniz.
 
e canım nasıl desem cinsel ilişkisi yasaklanmış hamilelerde yapabilir mi ya kanama olursa yine..

Canım ben soruyu yanlış anlamışım ilişkiye girilebilir mi diye. Perine derisini arkaya ve yanlara doğru esnettiğimiz için, bence sıkıntı olmaz, içeriye doğru baskı uygulamıyoruz çünkü. Ama doktoruna danış yine tatlım, ben yanlıs yönlendirmiş olmıyım. En iyi cevabı seni takip eden doktorun verir :)
 
Son düzenleme:
cnm gözlerim doldu okurken bile ama b en normal doğum yaptım yinede herşeyi donanımlı bir hastane olmasını tercih ederim o anda olmıycak bir sorun olabilir kordon dolanabiliri bilmiyorum belki annesi ebeydi bilemiyorum ama o cesaret her annede yoktur sanırım Allah bir avazda kurtarır hepimizi inş bana doktorum cok korkuyorum bunda dedim ilkinde anlamamıştım dedi ilk hamilelik güzel geçer zor doğum olur ikincide hamilelik zor geçer doğum kolay olur dedi inş dedim bakalım yaşayınca görürüz yengemin 3. bebeğinde hiç hissetmedim bile cok rahattı dedi doğum kolay oluyo sanırım2. 3.de
 
Böyle pozitif bir hikaye paylaştığın için çok teşekkür ederim...Ben de heyecanla okudum.

Sonra kendi annemi düşündüm..Benim ki doğurduktan sonra bana haber verin, benim kalbim var, tansiyonum var, dayanamam diyooo heheh evde fln doğurdugumu hayal edemedim... Annem acillik olurdu
 

aynen benim annemde öyle doğursun sonra beni çağırın diyo dayanam diyo kadının cesaretine hayran kaldım ama ben yapamazdım hele annem beni öyle görse zaten onu hastaneye kaldırmak zorunda kalırdık
 
Keske bende normal dogurabiliyor olsaydim Annem 25 hillik ebe hemsire yillarca evde dogumlara gitti. Kesin S Bende evde dogururdum annemin hastalari o kadar kolay dogum yaprdiki Güle oynaya giderlerdi... Annemin nami meshurdu Antalyada tecrubesi vardi tabi birde evimiz hastanesine cok yakindi...
Hikayeyi okurken gozlerim doldu canim tesekkurler.

Ben de biraz once oglumu okula biraktim o kadar alakasiz bir müzik ciktiki radyoda birden kizimin dogduktan sonraki günlerin hayalini kurdum oglum kizim esim falan cik duygulandim basladim ağlamaya :S Bu hamilelik beni iyice duygusallastirdi :/
 

utanırım ben ya neyse canım cesaret edersem sorarım teşekkürler :)
 

canım evde doğum yapmak bana göre büyük cesaret zaten çevremde de yaptıracak kimse yok. Ama hikayeyi okuyunca inanılmaz duyulandım. Devlet hastanesinde yapmak istemiyorum hiç iyi hikayeler duymadım. Tabiki gönlümden geçen normal doğum ve doktorumla da bu konuda hemfikiriz. Rabbim bize güç verir kolay doğumlar yaparız inşallah.
 

canım okudum bakıcı ile yaşadıklarını ve ben tabiki yine ağlıyorum bu aralar herşeye ağlıyorum inanılmaz duygusalım inşallah bu kişi doğru insandır gönlümden de ve yazdıklarından anladığım kadarıyla temiz birine benziyor. Dualarım seninle herşey bir an önce yoluna girer ve bundan sonrası için gönlün rahat olur inşallah:)
 

aynen benim annemde öyle doğursun sonra beni çağırın diyo dayanam diyo kadının cesaretine hayran kaldım ama ben yapamazdım hele annem beni öyle görse zaten onu hastaneye kaldırmak zorunda kalırdık

ne kadar şanslısınız ya .. benım annem de yapabılse kendı dogurcak.. dogumuma da gırecekmıs.. kuzusunu ılk o gorecekmıs..

yıldım yıldım.. daha hamıleyken yıldırdı benı :))) tamam dıyorum ne ıstıyosa .. bi çocukta o başımda.. :) o olsun bu olsun su olsun! aa hayır ole olmaz... herseye bı lafı bı gorusu var.. cok heyecanlı.. onun heyecanından ben heyecanlanamıyorum.. :)) canım annem ya :))
 
paylaşımını okuduktan sonra evde doğurasım geldi.aslında benim öyle bi şansımda var.etrafımda kaç tane öyle evde doğuran var ama eşim hayatta kabul etmez.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…