- 12 Eylül 2007
- 7.588
- 15.235
- 498
winston sen 100 mekik falan yazmışsın aletinmi var sehpanmı var direk minderin üsütünde çekmen imkansız 1000 tane boyun fıtığın olurr nası dayanıyosunn biraz anlatırmsın setler halindemi yapıyorsun
@Yakar bacım, valla eskiden "olsun, sonra verirsin, boşver bacım" larla birbirimizi oyalıyorduk, varsın ben kötü winston olayım ama dediklerim doğruydu.Hoş sen benim mekik kankamsın, sana yazmadım ama hafif alındıysan ne mutlu bana.Bizim eritmemiz gereken bol bol yağlarımız varken, şuursuzca bir de "ideal kilomuzdaymış gibi" yeme içme gafletini ben artık anlamıyorum.Hem yersek, hem spora mızmızlanırsak eski yağlar nasıl eriyecek? Biz de el verilmiş yüce insanlardan tövbe haşaa değiliz ya, bildiğin normal insanız.O yüzden gerçeklerle yüzleşip işi sıkıdan almalıyız.Hem baharı geç yaz geldi artık, bu yazda sıcaklarda tuniklerle, siyah siyah kalın şeylerle mi gezeceğiz? (Benim meşhur fitilli kadife pantolonum gibi) En basitinden sağlık yani, daha kalbimize, ayaklarımıza, belimize ne kadar yük bindireceğiz? Biz bu kadar boğazımızı tutamayan iradesiz insanlar mıyız? Yemek için ideallerinden, hedefinden, sağlığından olacak kadar gözü kapalı insanlar mıyız? Ne sana ne bana ne bize yakışır bu tutum.Kimse 1 ay reçel yemedi, tuz kullanmadı, hamur işi yemedi diye ölmez, ama bunları ha babam yiyen insanın ölme riski fazladır.Biz de bunu başarabiliriz bacım.Bizim ne eksiğimiz var başaranlardan değil mi?
@Özgey bacım, geçmiş olsun senin paşana ya.O tombiş surat şimdi eridi mi yani? Maşallah diyeyim çok tatlı bir bebek, umarım hastalığı, sıkıntısı bununla kalır, bundan sonra top gibi sağlıklı bir şekilde büyür.Ben anne değilim ama sokaktaki çocuklar bu ara hep hır hır hırlıyor, burunları akıyor, hasta.Eşim de tipik erkek beyniyle "yaz günü bunların ailesi bu çocukları hasta etmeyi nasıl beceriyor?" diye sözde onları kınıyor ama bilmiyor ki çocuklar için mevsim geçişleri çok riskli ve tam hastalık zamanı.İnşallah kısa sürede atlatırsınız bacım.
@Gırgırına bacım, ben bir iki defa baktım o yarışmaya.Çok üzüldüm ya.Kurbanlık koyunlar gibi öyle özellikle erkekleri t-shitsüz çıkarıyorlar ya basküle, çok üzüldüm ya.Ben baktıkça "beterin beteri var, çok şükür" dedim ama onlara çok üzüldüm ya.
Hepsinin dramı, hayatı, yapamadıkları falan filan beni depresif etti, artık izlemiyorum.
Kilolu olunca şuurun kapanma noktası için kendimce bir tezim var.Freud der ki, beyinde çalışan bazı savunma mekanizmaları vardır. (Yansıtma, yer-yön değiştirme, bahane bulma,polyannacılık...vs.) Bunlar her insanda orta ölçekte çalışmak zorundaymış.Eğer çok çalışırsa şuursuz, şizofren, kendi hayal dünyasında yaşayan biri olurmuşsun, eğer hiç çalışmazsa da kendinden nefret eden intihar meyillisi depresyon içinde biri olurmuşsun.
Kilo işine bunları yerleştirirsek; misal bahane bulma;-ya annem hep yağlı yemek yapıyor ondan şişmanlıyorum, benim metabolizmam yavaş, masa başı çalışıyorum ondan şişmanım, bu markanın 44 bedeni dar yani kalıpları dar ondan giremiyorum, bu elbisede büyük desenler var ondan göbeğim çıktı,benim kemiklerim kalın, siyah giyince 34 beden gibi oluyorum-siyah beni zayıf gösteriyor,benim boyum kiloyu kaldırıyor zaten, ben doğum yaptım doğum kiloları zaten gitmez ki, ... vs vs..
Yani biz mutsuz olmayalım, depresyona girmeyelim diye beyin bunları fazla fazla çalıştırıyor, ee haliyle ne oluyor? Biz bunlara inanıyoruz, bahanelerimiz var ve hayatımıza bir şekilde mutlu mesut, dobiş dobiş şuursuzca kendi hayal dünyamızda devam ediyoruz.
Taa ki, artık bu masalları kendimiz bile yemeyecek hale gelinceye kadar.
Peki sonra ne oluyor? Bu savunma mekanizmalarını direkt kapatıyoruz ve gerçeklerle yüzleşiyoruz.
Bu sefer ne başlıyor? Bunlar kapanınca "Allahım ben bu kiloları nasıl aldım? Ne kadar çirkinim, yağlıyım, kahretsin, zayıflamam lazım, bunu kendime nasıl yaptım? " faslı başlıyor ve savunma mekanizmaları kapandığı için beyin direkt depresyon yolunu açıyor ve biz farketsek de farketmesek de depresyona girmiş, kendini suçlayan, kendinden ve kilolarından nefret eden bir yola giriyoruz.Buna da zayıflama süreci deniliyor işte.O yüzden dışardan bir sıska "yuuh 90 kilo olana kadar hiç mi aynaya bakmamış bu fil?" derken biz o sırada çoğu kez aynaya bakıyor ama bin türlü bahaneyle kendimizi kandırıyor ve gerçeği farketmiyor oluyoruz.
Neyse kızlar ya Freud Mreud sabah sabah sıktıysa kusura bakmayın.
Uzun zamandır kilo konularında beyin analizi çalışmaları yapıyordum alttan alta, en son Freud ve savunma mekanizmaları bana makul geldi.Tamamen benim fikrim yani.Belki de saçmalamışımdır, kusura bakmayın
işte o hasta edenlerden biri biziz ama günde kaç kere üstü değişir altı hep kuru kıyafetler temiz ama hava değişikliğinden oluyor işte bende öle derdim çocuk yokken bekarken o nanaklar azıcık eridi teyzesi ama anası gibi yuvarlak surat
kayınvalide geçen akşam genemi hasta ettiniz terlimi kaldı ulan anam bakıyor öle denirmi benim sinir telleri attı
ay maşallah hanımlarr işte takım arkadaşı dediğin siizn gibi olur böle insanıı ulan bakk nası az yemiş nası hayır demiş nası dikkat etmiş nası zayıflamış doğumda aldığı kgyubile vermişş nası spor yapmış diye diye beni bölee imrendirip kıskandırdığıız için sizlere teşekkür ederim
geçicem lan sizi yokkk olmadıı yetişicem kızıııım sizee :) he bu daha olasılığı yüksek :)
maşallahhh ekrana azcık tükürdüm merak etmeyin
Ben de işte bunu istiyorum, takım o kadar motive o kadar iradeli o kadar su-spor aşkıyla dolu olsun ki, biz de gizli gizli ya da alenen hasetlenelim, kendimizi sorgulayalım, biz de örnek alalım.
Ben mesela bu mekik şampiyonluğuna yakar bacı sayesinde girdim, baktım sabahın 5lerinde kalkıp mekik çekiyor, dedim zamanım yok, yorgunum deme bak hatun 5te kalkıp mekik çekiyorsa, senin de tırmalaman lazım ve bu hırsı, hasetliği bana yakar bacı verdi
Se_zen bacının doğum yapmış bir anne olarak 50li kilolarda olması beni zaten başından beri hasetlendiren, kendimden utanmamı sağlayan bir şey, diğer şeylerine gerek yok, bu bile beni ölesiye kamçılıyor üleyyn
Keza aynı şekilde seninle ve hezayla başladığım 5 günde 5 kilo diyetinde "bu gacılar 3 patatesle duruyorsa, ben de dururum üleyyn " diye kendimi az yemeğe alıştırmam gene sizlerin sayesinde oldu.
Ejje'nin 150 dakikalık sporları, özgey'in eski sürekli özel spor hocasıyla yorgun argın iş sonrası bile çalışması, dukana aşkla bağlılığı ve istikrarla giden kiloları, suhan'ın spor aşkı ve düzenli beslenmesi, eskiden destinam'ın "sen benden şişkosun" diye beni gaza getirişleri, başkan bacının oyun konsoluyla eğlenceli bir şekilde spor yapışları, hatice'nin minik bebeğine rağmen istikrarla giden kiloları, mattika'nın eskiden her kola, kahve içtiğimde beni azarlayışları, gölge bacının istikrarlı eksilere düşüşleri işte hepsi, herkes beni motive etti. (Len zayıfladım gidiyorum, veda konuşması gibi oldu he)
Yani özetle biz birbirimizi motive eden şahane bir grup olduk.Hepimizin hepimiz üzerinde az çok emeği var diye düşünüyorum.O yüzden yola devam edelim, hep birlikte full gazla, iradeyle devam edip, el ele buralardan gidelim
alkış alkış ıslıkkkkkkkk dah daha daha iyi olmak için azim ve kendimize olan inancımızın artması dileğimle
alkış alkış ıslıkkkkkkkk dah daha daha iyi olmak için azim ve kendimize olan inancımızın artması dileğimle
kesinlikle alkış bencede eskiden spor hocamla yapardım şimdi her akşam eve 1 saat uzaklıkta inip yürüyorum bende şu düzenli mekik çekenlere hastayım valla bu akşamdan itibaren başlıyorum ulen uykusuzluktan ölsemde yapıcam mekik çekicem çekebildiğim kadar
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?