Siteyle çok geç tanıştım ve geçen sene yaşadığım her sorunu yaşayan insanları gördükçe keşke daha erken tanısaymışım diyorum doğumunu bekleyen arkadaşlara sabır diliyorum...
Bebeğim 27 Ekim günü 35*2 doğumlu ve 48 cm 2180 gram doğdu.180 gr kayıpla rabbime şükür ki küveze girmeden taburcu olduk arkasına hemen sarılık geçirip 3 gün hastanede yattık...Ondan sonraki günlerimiz gayet güzel ve sorunsuz ilerliyor... Şu an 6 ay 25 günlük 7100 gr 69,5 cm Çocuk doktorumuzun ve arada fikrilerini aldığımız doktorların da dediğine göre gelişimi gayet iyi görünüyor.
Erken doğum bekleyen ve benimle benzer sorunları yaşayan arkadaşlar için hamileliğimde yaşadığım sorunlardan bahsetmek istiyorum.
Hamileliğimi 10. hafta da öğrendim ve öğrendiğimin üçüncü günü ilk kanamamı geçirdim.çok küçüktü yapılabilecek birşey yok,düşerse düşer, zaten ilk hamileliklerde düşük oranı yüksektir dedi doktorumuz. Ama düşmedi, ikinci kanamamı birkaç hafta sonra geçirdim ve çok yoğundu ve yine yaşama tutundu bebeğim. Üzerine 5. ayıma kadar 2 kanama daha geçirdim ve bu kanamaların sebebinin 5. ayda son kanamamda rahim içerisinde çatlayan bir kılcal damardan olduğunu öğrendik. Yani bebekle alakalı ama doğrudan bebekle alakası olmayan ve büyük bir pıhtı yaparsa bebeğimi de tehlikeye sokacak bir kanama tipiydi...Tüm hamileliğim boyunca yüksek tansiyon, şeker ve en berbatı bulantıyla mücadele ettim. Toplu bir bayandım ve hamileliğimin bittiği güne kadar 20 kilo verdim...Yemek yemek ve koku almak eziyete dönüşüyordu. Doğuma gittiğim gün bile istifra ettim... Sabahları yemek yemem lazım ama canım istemiyor diye uyanmak istemiyordum.
benim deneyimlerim ve tavsiyelerim
Sorunlu hamileliklerin en kötü yanı kendinizi çok dinlemek oluyor ve aslında bu hem bebeğinizin hem de sizin hayatınızı koruyor.
Arada sanki rahim ağzımı bebek zorluyormuş gibi hissediyorsanız doktorunuza gidin. Ben bu şikayetle gittiğimde rahim ağzımda yumuşama tespit edildi ve ilaç başlandı.Bu zorlamaları hissettiğim başka bir günde de (30. haftamda) doktorum suyumun azaldığını gözlemlediğini söyledi; gitmeseydik 15 gün daha bekleyecektik ve bebek tehlikeye girebilirdi..Sonuçta dopler ultrason çektirmemizi istedi. Neticesinde plasentam olması gerekenden çok daha erken yaşlanıp bebeği beslememeye başladı. Doktorum bugün alsak da dışarıda içeride beslendiğinden daha çok beslenmeyecek ama solunum yetmezliği çekebilir, küveze konabilir, azıcık daha bekleyelim diyerek takviyelerle birlikte haftada bir kontrol önerdi...
Bu kontrollerden birinde 33. haftada, bebeğin ciğerleri gelişsin bir iğne yapalım ve haftaya alalım bebeği dedi...Tabi biz bu süreçte sürekli dopler çektirdik ve nst' ye bağlandım.
Gün aşırı eşim akşamları işten geldikçe gidip nst çektiriyorduk, tabi sadece nst değil tansiyon ve şeker sebebiyle haftada en az 3 gün acilde geçiyordu vaktimiz.
Ki tahlillerde kanımdaki iltihap yüzdesi sürekli yüksek çıkıyor, kasıklarımdaki ağrılar da eklenince apandisit teşhisi konuluyordu...
34. hafta suyumda artış gözlemlendiği için ciğerleri gelişsin diye bir hafta ileriye attı doktorum doğumumu ve Amerika'ya tatile gitti çünkü o hafta bayram haftasıydı.
ve bayramın son günü akşama üzeri üzerimde bir ağırlık hissedip uyudum, minik minik asla ağrı denemeyecek kadar küçük kasılmalar hissettim, eşim ihmal etmeyelim dün çektirdik ama gidip nst çektirelim dedi...İyiki gitmişiz...Nst ye bağladıklarında çıkan sonuca göre benim hissetmediğim ama doğumhanedeki kadınları bas bas bağırtan bir ağrı yüzdesi çıktı. Alttan muayeneye göre 2.5 cm açıklık vardı ve gittiğim hastanenin kadın doğumcusu derhal almamız lazım dedi. Doktorumuzu aradık ama ne mümkün ulaşamadık, doktorumuz yerine bir icapçı bırakmıştı ve o bıraktığına göre kesin iyidir deyip oraya gittik. Topu topu 1 saat içinde hastahenede doğuma hazırlanıyordum ve anestezimin nasıl yapılacağına bile karar vermemiştik. Çünkü doktoruma çok güveniyordum ve uyanık olmak istiyordum ama bu doktoru tanımıyor, korkmaktan, hissedeceğimden, ve kalıcı bir psikolojik hasardan korkuyordum...En iyisi hatırlamamak deyip tamamen uyutuldum...Gerisi sadece mutluluktu... Şu an yeniden yaşar mısın bunları deseler razıyım sonucu böyle güzel olduktan sonra
Arkadaşlar yazı uzun oldu ve daha da olacak gibi
Doktor çok önemli bir faktör...Benim doktorum çocukluğumu bilen, abimin iş arkadaşı, eşinin doktoru ve ablamın rahim ameliyatını yapan sağlam bir operatördü...Doktorunuzun iyi bir doktor olmasından ziyade ona güvenmeniz önemli...Ne kadar para veridiğinizin, çalıştığı hastanenin adının duyulmuş yada duyulmamış olmasının zerre önemi yok...Evimiz çalıştığı hastaneye uzaktı, başlarda ayda bir sonra iki haftada bir sonrada her hafta gittik ama bu süreci başka (güvenmediğim) bir doktorla sanırım bu kadar sağlam bir psikolojiyle atlatmam mümkün olmayabilirdi.
Annenizin, kayınvalidenizin kaç çocuk doğurduğu ve nerde nasıl doğurduğu sizi bağlamıyor; Kendi annem bile yaşadığım sıkıntıların çoğunu naz olarak gördü. Yanımda kaldığı son iki haftada yiyemediğimi anlayamadı, ağrım var dedikçe biz hastaneye gittikçe kendiyle kıyasladı ve neslimizin çürük olduğunu şaka yollu da olsa söyleyip durdu...Hatta kızım yazık adam işten yorgun argın geliyor bıktıracaksın kocanı bile dediği oldu...
Eminim ki sizinde etrafınızda bunları söyleyip moralinizi bozan insanlar oluyordur...Zerre önemsemeyin...Ağrınız varsa vardır yada bir farklılık hissediyorsanız kendinizde mutlaka bir sebebi vardır ...Aman susayım demeyin...Ben her ağrım var dediğimde hastaneye gittik ve her defasında bir teşhis kondu ve bebeğimin hayatı defalarca kurtuldu...
İnternette yazan herşeye itibar etmeyin...Doktorunuzun söylediklerinden başkasına inanmayın, günlük tutun, kendinizdeki değişiklikleri not alın ve kontrollerinizde doktorunuzla paylaşın...Ve son birşey suyunuzda azalma varsa, içebiliyorsanız sütün içine tarçın çubuğu bırakıp azıcık kaynatın. Tarçın içerisindeyken ılısın ve için...Tarçının hücre yenileyici özelliği sebebiyle sütteki proteinle birleşince suyunuzu arttırıyor, Doktorumun önerisiyle (ölüm gibi gelse de) bir hafta içtim ve en azından bana 2 hafta kazandırdı...
Herkese hayırlı doğumlar olsun...Öpüldünüz...