5,5 yasindaki oglumun kafasi ders almıyor



Evet dediklerinizde haklısınız...oglum 3 yaşından itibaren 3 yıl boyunca kesintisiz okula gitti...acaba diyorum fazla mı yüklendik cocuga da şimdi böyle...

şu bir gerçek ki her cocuk aynı olacak diye bir kural yok...ögretmenimiz kuralcı ve dersi dinleyen yapan cocuk istiyor...gerisi allaha kalmış...okuldan almam için gözüme bakıyor...şimdilik alma gibi bir niyetim yok...

oglum inatçı da bir yapıya sahip...ikna etmek çok güç...inanın dokuz takla atıyorum...

uyaranları farklı...bende uyaranlarını devamlı bulmaya onu yönlendirmeye çalışıyorum hep...

veli toplantısında ögretmen tarafından şikayetleri dinledim...karşılıklı istişare ettik...ögretmenimiz el kasları zayıf dedi çıktı işin içinden...hayir dedim inatla benim oglum inanın bir motoru verin eline bir tornavida oturur o küçükcük vidaları söker takar size geri verir dedim...

ögretmenin tek dedigi "eh bu motoru sòküp takması benim işime yaramaz... egitim sistemi bu buna alışacak "

ne kadar acımasızlık degil mi???
 
BU MESAJI SABAH YAZMIŞTIM AMA GÖRÜLMEDİ HERHALDE BİR KEZ DAHA YAZAYIM İSTEDİM...ödev yaparken dikkatni mi veremiyor yoksa gerçekten algılamakta mı sıkıntı yaşıyor öncelikle bunun cevabını bulmanız gerekli..okul rehber öğretmeniyle bir görüşün derim ben..
1.belki oğlunuz görsel zekaya sahip değildir. anlattığınıza göre siz gösterdiğinizde yapamıyor ama sayıyor.. demek ki işitsel öğrenmelerde daha başarılı..
2. okuldan gelir gelmez ödev için zorlamayın. zira fiziken ve zihnen yorulup geliyor.
3. öğrenmesini kolaylaştırıcı farklı etkinlikler yapın..buzdolabı ve tuvalet kapısının arkasına rakamları büyük büyük yazıp asabilirsiniz..
4. sabırlı olun ve her çocuğun bireysel gelişiminin farklı olabileceğini düşünerek hareket edin..
5. bu sene anaokulunda imiş, bence seneye 1. sınıfa başlatmayın.. yaşı gelmiş olsa bile rapor alıp başlatmayın..
6.tüm gün okulda mı çocuk yoksa öğleden sonra gittiği için mi geç dönüyor??
 


Hiiiiç gerek yok. Sakin olalım yeter.
 

bence sıkıldıgından
 
66 ay mağduruyum!
Öncelikle sayın Başbakan'a şunu belirtmeliyim, bir ihanet veyahut gaflet, dalalet ya da hıyanet içinde değilim. 66 aylık çocukların ilkokula başlamasıyla ilgili çok net, çarpıcı, kişisel, kah gülünç, kah trajik, güldürürken düşündüren bir tecrübem var, onu aktaracağım.
Ben, 66 ayını doldurup okula başlayan bir mağdurum. 70'li yıllarda Türkiye'de durum böyle değildi biliyorsunuz. En bilinçli, en kaloriferli ailelerin çocukları en az 72 ayı doldurduktan sonra okula başlardı.
Diğerlerininki Allah'a emanet, mecbur kalındığında veya ailenin ne zaman durumu olursa...
Ama işte o kaloriferli ailelerden birinin çocuğu olduğumdan, eş dost, komşular, tutturdu "Bu çocuk üstün zekalı, bir yıl erken okula gönderin," diye. Üstün zekalı mıydım? Hiç sanmam. Kendinden 13 yaş büyük abla ve 15 yaş büyük abiyle, ilgi alaka bolluğunda, "Hadi kızım bir de şu marifetini göster," bolluğunda yaşayan çokbilmişin tekiydim büyük ihtimalle.

OKUYAMIYORUM, YAZAMIYORUM, ANLAMIYORUM
Ama annemler ikna oldu. Boşu boşuna apartman dairesinde bir yıl daha oturup bebek oynamasın, erkenden okula başlatalım dediler. Çok üstün ve eşi benzeri görülmemiş zekama çok da güvendikleri için, sağ olsunlar, bir de yaz tatilini uzatıp, okullar açıldıktan iki hafta sonra, beni birinci sınıfa kaydettiler.
Dikkatinizi çekerim, 11 Mart doğumlu bir sabi olarak, okulların açıldığı eylül ayında tam tamına 66 ayımı doldururken, eğitim hayatıma başladım.
Allah'ım kabusun büyüğü!
Okuyamıyorum, yazamıyorum, anlamıyorum, berbat! Fişler diyorlar, heceler diyorlar, sanki "Doomo arigato gozaimasu" diyorlar! Sanki ortamda Japonca konuşuluyor ve benden başka bütün sınıf Tokyo doğumlu!
Aylar geçti, ben bir "Bugün bayram," yazamadım arkadaş! Ablam iki saat uğraşıyor: "Bugnü beyrm". Abim üç saat ter döküyor: "Buguni byram"! (2012'ye geldik, hala ailede bayramları "Buguni byram" şakası yapılır!) Babam "Benim üçüncü çocuk acaba aptal mı çıktı" diye darlarda! Ezikliğim had safhada. Bazen aklıma esiyor, derste tahtaya gidip renkli tebeşirlerden resim yapıyorum, öğretmen "Hayırdır, delirdin mi, niye kalktın?" diyor. Bugün bayram'ı bırak, niye yerimde oturmam lazım onu bile anlamıyorum!
Şubat tatili geldi. Ankara'ya, eğitimci olan amcamı ziyarete gittik. Babam dert yandı: "Böyle böyle, yapamıyor, okuyamıyor" diye. Amcam şaşırdı, dedi ki "Yapamaz tabii, niye erkenden okula verdiniz? Daha beş yaşında, hazır değil, oyun oynaması lazım!"
Bunun üzerine, olması gereken yaşta gönderilmek üzere, okuldan alındım.

SANKİ BİRİ, BEYNİMDEKİ BİR ŞALTERİ KALDIRDI Sevgili veliler, öğrenciler, değerli okuyucular, şu minimum 72 ay kuralı var ya, onu hangi pedagoglar, hangi eğitimciler çıkarttıysa alınlarından öpmek lazım, bu işi biliyorlar. Yemin ediyorum, mart ayının sonu geldi ve abim yağmurlu ve sıkıcı bir öğle, aylarca "Bugün bayram" yazamayan bana, bir günde bana okuma yazma öğretti! Buharlanmış cama harfleri yazdı, hepsinin ses olduğunu söyledi, "Birleşince kelimeler çıkıyor," dedi ve akşam annemler alışverişten döndüklerinde, söyledikleri her şeyi yazabiliyor, yavaş da olsa gazetede yazılan her şeyi okuyabiliyordum. Çok tuhaf, ama sanki zamanı geldi ve biri beynimdeki bir şalteri kaldırdı!
Ertesi eylülde, yani artık 78 aylıkken, altı yaşını bitirmiş halimle birinci sınıfa başladığım gün, okula çantamda kitapla gittim, sıkılmayayım diye! İlkokul süresince hep sınıf birincilerinden oldum, sonraki aşamalarda da eğitimle ilgili hiçbir problemim olmadı.
Belki şimdiki çocuklar çok bi harikadır.
Belki de ben azıcık gerzektim. Ama ilkokula altı yaşını doldurup gitmek, inanın hayatımda hiçbir kayba sebep olmadı.

BİR YIL DAHA OYNASIN, HAYAL KURSUN 66 ay mı, bir yıl sonra mı tartışması benim için kişisel olarak denenmiş, sonuçları görülmüş bir hikayedir.
Hayatımda kendimi başarısız, aptal ve ezik hissettiğim tek dönemdir o 66 aylıkken yaşadığım dört ay! Devam etseydim ne olurdu? Bilmem. Belki hep başarısız bir öğrenci olarak hayat boyu topal sakat yürüyecektim. Belki okulun ikinci dönemi kendime gelip açığı kapatmaya çalışacaktım.
Ama bir yıl sonra, altı yaşında başladım okula, ne kaybettim? Bence hiç.
Göndermeyin arkadaş! Bir sene daha oynasın, hayal kursun, resim yapsın!
Gidip zorlanacağına, daralacağına, kendini başarısız, salak, ezik hissedeceğine, bir yıl sonra gidiversin.
En kötü, benimki gibi bir hayatı olur işte!

linki açayanlar için Gülse Bİrsel yazısı...
 
cnm üzme kendini.
ben 5,5 yaşında ağlayarak okula başladım. yani illa gidicem diye ağladım.
gelgelelim ki kalem tutmayı zor beceriyordum. öyle ufak tefekte değildim yani.
zor anlıyordum. annem bıkmadan usanmadan ikiz bebekleri olmasına rağmen uğraştı. neyse başardım.
üniversiteyi de okudum, kpss yide hallettim. (kendini öven smile ) şaka bi yana çok sıkmayın yavruyu. yavşa yavaş.
oyun şeklinde öğretin. bilginiz var mı bilmiyorum montessorri tekniğini inceleyin.
reklama girmez umarım özellikle montesorri ile öğreniyorum grubu var malum sosyal ağda mutlaka üye olun. onlar size yardımcı olur.
 
öğlen okula gidiyor.dikkatini vermiyor.ders esnasında karnı acıkıyor(tok aslında)susudım diyor,tuvaleti geliyor bunun gibi gönlu yok yani.ama boyama yapmaya bayılıyor resim çizsin hamurlarla da kabiliyetli
 
Hiç pes etmeyin baştan baştan baştan tekrar tekrar anlatın lütfen
Benim annem öğretmen annem ders çalıştırırken hiç anlamazmışım matematiği diyor ki aptal gibi yüzüme bakardın
Tekrar tekrar tekrar anlatmış hep..Sonra sorarmış yine unutmuşum...
Sonra birden bir açılmışım açılış o açılış zaten okulda da sınıfta da matematikte hep en iyilerden oldum.Her çocuğun sanırım gelişim zamanları tam da aynı dönemlerde olmuyor o yüzden siz devam edin bıkmadan yılmadan , çocuk üzerinde baskı kurmadan.İnşallah düzelir.Allah yardımcınız olsun..
 
tesekkür ederim.birazda tahammulsüzüm gecen sene de krese gitti orada yıne 20 ye kadar sayıyordu şimdi hiç bişey sdece 10 a kadar sayıyor 10 dan sonrası karmaşık olarak sayıyor.ingilizce de nesneleri biliyordu şimdi hiç bişey hatırlamıyor çok üzgünum gercekten
 
ben hala cocukları sıkıstırmayın dıyenlerı anlamıyorum
evet sıkıstırma ama ogrendıklerının uzerınden mutlaka gecın derım sana ben
 
evet işte ben de aynıymışım öğrenir tekrar unutur sonra öğrenir yine unutur böyle böyle gitmiş bir zaman
sonra birden normale dönmüşüm ki zeka ile ilgili hiçbir sıkıntım da yok ,yani gelişimiyle ilgili sanırım o yüzden dedim hiç ümitsizliğe düşmeyin..
Olmadı içiniz rahat etmediyse ,pedagoga gidin sizi yönlendirsin
Ayrıca bir arkadaş disleksi demiş disleksi sözel ve dil öğrenmede sorun oluyor genelde onu da çok uğraşırsanız toparlarsınız
kardeşim disleksiydi yine annem çalıştırarak aştırdı onu da şu an tıp okuyor hatta..Çocukken küçüğe ne kadar emek verirseniz ileride o kadar karşılığını görüyorsunuz emin olun..
 
ben hala cocukları sıkıstırmayın dıyenlerı anlamıyorum
evet sıkıstırma ama ogrendıklerının uzerınden mutlaka gecın derım sana ben
aynen bende sıkıştırmadım daha küçük öğrenir dedim sonuç ortada maalesef elini çekmiceksin çocukdan.bie de telefonlarımızla çok oynuyordu baş edemedik,tv derken ipin ucu kaçmış
 
geç ögreniyor farkındayız bunu gecen sene de renk konusunda aynı sorun yasandı şimdi sayılarda seneye de alfabede olur mutlaka
 
İnşallah atanabilirsem öğretmen olacak biri olarak size tavsiyem çocuğun üzerine bu mevzuda çok gitmeyin. Sözel zekası sayısal zekasından yüksek olabilir bu yüzden sayılara ve rakamlara karşı ilgisiz olabilir. Oğlunuz ilerde sözel bir bölümde çok büyük başarılar elde edecek bir çocuk olabilir. Size düşen görev çocuğunuzun neye ilgisi olduğunu anlamaya çalışmak. Unutmayın Einstain ve Edison gibi dahilerin hepsi gerizekalı bu çocuk derslerden birşey anlamıyor diye okuldan atılmıştı. Oysa onların tek sorunu üstün zekalı olmalırıydı. Derslere kafası basmayan çoğu çocuk pratik zekası, IQ seviyesi çok yüksek diye teorik derslerde başarısız olur, oğlunuzu özellikle oynadığı oyunlarda gözlemleyip ilgisinin ne yönde olduğunu algılamaya çalışıp o yönde yönlendirmelisiniz
 
bunu yazacaktım ama yanlıs anlasılır dıye yazmamıstım
kendımızden ornek verelım
bız aksamları neredeyse o yatana kadar tv hıc ama hıc acmıyoruz
ben tvde yararlı programlar olduguna ınanmıyorum
telefona gelince mutlaka telefonunuzu saklayın ,kapatın servıste vs dıye soyleyın
yada oyun varsa silin.
çünkü mutlaka ipin ucunu kacırma pesındeler

rakamları nasıl ogretıyorsun
rakamların boyama sayfalarından denedınmı alta sayısı kadar nesnelerı fılan oluyor
 
evet bunu nasıl anlayabiliriz mesela?
 
Benim de 2010 lu kizim var.krese gecen sene de gitti.bu sene de gidiyor.
gecen sene 10 a kadar sayma ing. Kelimeler sayilar sarkilar ogrendi.unuttuklari oldu tekrar ettikce hatirladi.
ilk veya tek cocuksa daha cok oluyor sanki.oglum da bazen yasamistim ozellikle 1. Siniftaki "el,el ele" kisminda tansiyonum duserdi. Sınıflarında en kucuk oglumdu.hizlandirarak calistik.okumaya gecti start verdi.
ilk toplama islemini bizimkisi yapti buyudukce acildi hep dereceye girer sinavlarda.
calistiktan sonra dikkati dagildiysa az zaman verin tekrar baslayin.yada oyunla gorselle destekleyin.
En basiti dolaptan sayarak yumurta versin veya sepete elmalari sayarak koysun.camasir asarken sayarak mandal versin vs.
kizim abisinden ilham aliyor galiba hirs yapiyor herseye.
 
evet bunu nasıl anlayabiliriz mesela?
Mesela çocuk sürekli resim çiziyordur resim çizmeyi çok seviyordur ama anne babası bunu görmezden gelerek onun matematikte türkçede çok başarılı olmasını bekler bu yüzden ileride belki ünlü bir ressam olacak çocuğun yeteneğini gölgelemiş olur. Yada çocuk mesela sürekli öğretmencilik oynuyorsa öğretmen olmaya karşı ilgilidir. Doktorculuk oynuyorsa buna karşı ilgilidir. Birşeyleri tamir etme, parçalayıp yeniden yapıştırma ile ilgileniyorsa teknik zekası yüksektir mesleğe yönlendirilebilir. Sürekli şarkı söylüyordur şarkı söylemeyi çok seviyordur şan dersleri aldırabilirsiniz ilerde güzel sanatlarda müzik yada müzik öğretmenliği okuyabilir. Çocuğunuzun oynadığı oyunlar yada merakları onun iç dünyasını yansıtır. Herşey matematik demek değildir. Bir insan en çok meraklı olduğu mevzuda başarı sağlayabilir.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…