Cuma Zayıflama Yarışması 5. Takım

aa kallisim gelmiş Şeniz

asyacım kolay gelsin canım..

kittara hoşgeldin her zaman bekleriz..
 
Allahım; yüzümü sana çevirdim. Bütün işlerimi sana havale ettim. Bütün varlığımı sana bağladım. Korkularım ve arzularım başkasına değil, ancak Sanadır ve Sendedir. Sığınışım ve yalvarışım Sanadır. ındirdiğin kitaba ve gönderdiğin peygambere inandım. kandiliniz mübarek dualarınız kabul olsun 5.takımın çıtırları
 
herkese slmlar...herkesin kandili mübarek olsun...büyüklerimin ellerinden öpüyorum...küçük var mı bilmiom ama herneyse yaşıtlarımında yanaklarından muck muck...



canım benim çok geçmiş olsun evet diyet yaparkken kanda düşüş oluyor yiyeceklerine dikkat ettinmi onudda ortadan kaldırısın diyetisyenin seni yönlendirir zaten canım acil şifalar dilerim opuyorumnanaktan
çok tşk ederim cnmcım...ewt diyetisyenin sölicekleri çok önemli....
bencede bırak demez...ihtimal olarak düşündüm..kendimi en kötüsüne hazırlama psikolojisi ile öle söledim...haklısın cnm zayıf olup sağlıksız olmaktansa sağlıklı olmayı tercih ederim...giydiğimiz yakışmaz belki ama sağlık gibisi yok...sevdiklerimizi ve bizi sevenleride düşünmemiz lazım diye düşünüyorum....bu zmna kdr bel fıtığı ve migren dışında rahatsızlık yaşamadım...onlarında çaresi var öle yada böle...daha kötüleriyle rabbim karşılaştırmasın bizi...sağlığımızı düşünüp hareket etmeliyiz...bir anlık isteklerle onunla oynamaya hakkımız yok...
sağol cnmcım...sanada geçmiş olsun...Allah acil şifalar versin rahatsızlığı olan herkese... sana... bana..vs.
o kdr çabadan sonra kiloların geri dönmesi çok kötü bir durum...ama işin ucunda da sağlık var...gerçi bu aşırı kilolarımızda sağlığımızı tehdit ediyor...her iki ucuda bize dokunuyor işte...ama sağlığını riske atma derim ben cnm...bence doktora danışmalısın...ayda 4 kilo değilde 2 kilo veririz ama sağlıklı kalırız...aceleye gerek yok...önümüzde uzun bir yol var...onun için emin ve sağlam atmalıyız adımlarımızı...diyet sırasında her an halsizlik yorgunluk bitkinlik baş dönmeleri insanı korkutuyor...acaba bana ne oluyor diye sürekli düşünmektense doktora gitmeni tavsiye ediyorum cnmcım... çok kötü bir durum çıktığını düşünsene ya hiç dvm edemezsen diyete daha kötü olmadan sonucu çaresine bakmalısın bence....
tabunun yazısını okudum şimdi yukarıda üzüldüm ama kansızlık tedavisi kolay bir şey yediklerine dikkat edersen eğer keşke ayrılmasaydın bilemedim tam okuyamadığım için...
.
ewt ablacım...onuda atlatıcaz inş...korkutucu değil ama üzücü heran kendini kötü hissediosun...alışık değilim bana büyük yük gibi geldi...neyse sorun değil çözücez...aslında ayrılmak değilde bu hafta izin gibi bişi istedim...sabah 10 da randevum var diyetisyenle 12 ye kdr yetişemezsem diye söledim...durmum için ne sölicek tam emin değilim ona göre konuşucaz son durumu...kilomu olduğu gibi geçebilirsiniz çünkü veremedim bu hafta...diyet yapamadım çünkü korkumdan...daha kötü olmaktan çekindim...kendimi veremedim yani....
özetle henüz burdayım doktordan sonra ayrıntılı konusuruz...öpüyorum senide iyi tatiller diliyorum...


herkesi tekrardan öpüyorum...sağlıklı günler diliyorum hepinize...
 
Ağız yaralarından dolayı 3.5 yıldır tedavi görüyordum. Sonuç alamadım. ıstanbul’dan gelen birinden Ermiş Aktar’ın adresini aldık. Oğluma telefonla bildirdim. O da Aktar’ın verdiklerini alıp gönderdi. ıki ay kadar kullandım. Hamdolsun iyileştim.” Kamile Sökü’ye ait olduğu iddia edilen bu el yazısı satırlar, Üsküdar’da bitkisel ürünler satan ve “Ermiş Aktar” diye tanınan Hüseyin Ermiş’in internet sitesinde yer alıyor. Oysa bu satırlardan kadının haberi dahi yok. Kamile Sökü’nün, mektupta iddia edildiği gibi tıbbın çare bulamadığı ağız yaralarından kurtulup kurtulmadığını öğrenmek için aradığımız oğlu Mehmet isyan ediyor: “Annem hiçbir zaman Ermiş’i görmedi. Okuma yazma dahi bilmiyor ki mektup yazsın. Bunlar dolandırıcı, sakın inanmayın.”

Mektubu, Ermiş’in bizatihi kendisi yazmış olabilir. Ancak Ermiş, bu konuda görüşünü almak için aradığımızda telefonu kapatıyor.

DÜNYANIN GÖZÜ BıTKıLERDE, AMA…
Tıp dışı yöntemlerle hastalıkları iyileştirdiğini, kilo verdirdiğini ya da gençlik iksirini bulduğunu iddia eden kimselerin kapısında şifa arayanlar çoğu kez can sıkıcı hikâyelerin kahramanı oluyor. Kimi pek çok doktor dolaştıktan sonra, kimiyse tıbbi çarelere hiç itibar etmeden, bitkisel özlü karaborsa reçeteler yazan -tıp eğitimi de almamış- bu kimselere başvuruyor. Ermiş’in web sitesi ve benzerlerinde ağız yaralarından kısırlığa kadar çeşitli hastalıklardan muzdarip olduğunu ve sihirli bitkisel formüller sayesinde iyileştiğini anlatan yüzlerce kişinin hikâyesi var.

Ama hikayelerin sahipleri arandığında hemen hiçbirinin bu mektuplardan haberdar olmadığı ortaya çıkıyor. Çeşitli otlar ve baharatlarla tedavi umudu dünyada her zaman ilgi gördü. Sadece ıngiltere’de bu pazar 4,5 milyar doları buluyor. Tüketici profiliyse, dünyanın hemen her yerinde daha ziyade orta sınıftan orta yaştaki kadınlar. Türkiye’deyse son yıllarda bu profile ıslami muhafazakâr insanlar da ekleniyor. Potansiyel müşterilerin dini hassasiyetini fark eden kurnaz girişimcilerin kullandığı dil de yeni trende göre değişiyor. Dolayısıyla TV kanallarında, magazin sayfalarında baş gösteren “modern zamanın Lokman Hekimleri” ya da “beslenme uzmanı” olarak tanıtılan şahısların ağzından Allah’ın lafızları, hadis ve dualar eksik olmuyor. Önerdikleri zayıflatıcı, iyileştirici reçeteler için hemen hepsi ya hadisleri ya da ayetleri referans gösteriyor ve ürünlerini “mucizevî” olarak tanıtıyorlar. Oysa ıslam kaynaklarına göre mucizeyi sadece peygamberler gösterebiliyor.

DıN SOSU KATILMIŞ DıYET UZMANI: MARANKı

Bu dini soslu diyet, genç ve sağlıklı kalma ya da tedavi yöntemlerinin yarattığı ekonomik hareket devasa boyutlarda. Beslenme Destek Ürünleri Üretici ve ıthalatçıları Derneği (BESDESDER) Genel Sekreteri Müge Çakır, “sektördeki kayıtlı firmalar aracılığıyla yapılan ticaretin 150 milyon dolar” olduğunu söylüyor. Oysa ıslam’a uygun sağlıklı beslenme ve zayıflama ürünlerinin çoğu ya aktarlarda ya da internet üzerinden satılıyor ve ruhsatlandırılmadığından pazar payının ne kadar olduğunu hesaplamak mümkün değil. Çünkü, Besdesder’e kayıtlı üye sayısı sadece 20.

Kayıtsız çalışanlar ise binlerle ifade ediliyor. Dini motifli diyet ve sağlıklı beslenme akımının son starlarından –endüstri mühendisi- Prof. Dr. Ahmet Maranki, katıldığı TV programlarında o kadar çok talep görüyor ki, başta Kanal 7 birçok TV kanalına 2-3 kez katıldı. Maranki ekranda bazen tıp, bazen de ilahiyat profesörü gibi konuşuyor. Sık sık Latince kelimeler kullanarak işin uzmanı görüntüsü veriyor. Eşiyle birlikte dört kitap yazan Maranki’nin yayınevi Mozaik’ten bir pazarlama müdürü, fiyatı 30 TL olan “Şifalı Bitkiler” kitabının “8 ayda 310 bin sattığını ve en çok satanlar listesinde yer almaya devam ettiğini” savunuyor.

“ıLAHı HÜKÜMLER IŞIĞINDA SAĞLIKLI YAŞAM”!

Maranki’nin söz konusu kitabının 60. sayfasındaki şu satırlar fikir verebilir: “Ey hasta kardeşler! Çok faydalı, her hastalığa iyi gelen, hakiki bir ilaç isterseniz; imanınızı geliştiriniz. Yani tövbe edip, namaz kılıp, kulluk yapmak ile imanı ve imandan gelen çareleri kullanınız.”

Ahmet ve Elmas Maranki çiftinin bitkisel ürünleri “ılahi hükümler ışığında sağlıklı yaşam için manevi reçeteler” sloganıyla satılıyor. “Cosmic” markasıyla; yonca, soya, ısırganotu, narçiçeği gibi bitki ve meyvelerden üretilen tabletlerin fiyatları da bir hayli yüksek. Türkiye’de bu tür ürünler, “gıda takviyesi” başlığı altında ancak Tarım ve Köyişleri Bakanlığı onayıyla pazarlanabiliyor.

Oysa Maranki’nin “yüzde yüz doğal ve yerli” olduğunu iddia ettiği ürünlerinin ruhsatlı olup olmadığı tam bir muamma. Zira ürün pazarlama hattını arayıp ruhsatlarını sorunca göndereceklerini söyledikleri belgeler, bir türlü ulaştırılamıyor! Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’na ürünlerin ruhsatlı olup olmadığını sorduğumuzda, oradan da bir yanıt ulaşmadı. Ancak Marankiler sadece “cosmic” tabletleri değil, uyguladıkları tedavi yöntemleriyle de çok konuşuluyor. Hastalarını beş yıldızlı lüks otellerde tedavi ediyorlar. Afyon’daki bir termal otelde yapılan uygulamada en çok başvurulan yöntem lavman (yanlış okumadınız, lavman). Bir hafta gibi kısa sürelerde fazla kilo verme amacıyla, katılımcılar sirke ve zeytinyağından hazırlanmış bir karışım olan lavmanı anüsten –ince bir hortum yardımıyla- uygulayarak bağırsaklarını boşaltıyor.

7 GÜN DıYETıN BEDELı, 2 BıN 100 TL!

Yedi günlük programda kaç kilo verildiği hakkında net bilgi yok. Ama ödenen tutar, 7 günlük program için tek kişi 2100 TL, iki kişi 4000 TL ve üç kişi 5700 TL. Lüks oteldeki Mart ayı seanslarına 200 kişi katıldı. Nisan ve Mayıs başvurularına da yüksek ilgi var. Maranki, bu “mucizevi” yöntemi uygulamak için programa katılacak durumu olmayanları da düşünmüş. Kitaplarında ve internet sitesinde de “Kozmik Beden Temizliği için evde lavman” öneriyor.

Bu tür önerileri ciddiye alanların sayısına dair ipuçları, bilim insanlarının kanını donduracak nitelikte. Örneğin Maranki’nin popüler olduğu çevrelerden ıstanbul Başakşehir’deki eczanelerde 3 TL’lik lavman setleri –içinde hortum da var- tükendiği için pek çok kişinin 10 TL’ye satılan ıngiliz tuzuna rağbet ettiğini söylüyor eczacılar. Maranki’nin ilgi alanı sadece tedavilerle sınırlı değil.

ÖZEL HAYAT HAKKINDA ıPUÇLARI DA VAR

Kitaplarında okuyucularına özel hayatlarını düzenleyecek bilgiler de öneriyor. Örneğin, Şifalı Bitkiler kitabının kimi sayfalarında erkek okurları için şu tür öneriler var: “…Genç ve güzel hanımlarla cima (cinsel ilişki) vücuda sıhhat verebileceği gibi acuze, hasta, küçük ve dullarla cima sağlıksız ve üzüntü verebilir.” Maranki’nin vücut temizliği kapsamında lavmanla birlikte önerdiği bir başka yöntem, karaciğeri temizlemek amacıyla tavsiye ettiği kırmızı pancar suyu. Maranki ve başka şifa satıcıları önerdikçe, kırmızı pancar son ayların en fazla talep gören sebze haline geldi.

PANCARIN FıYATI 1 TL’DEN 8 TL’YE ÇIKTI

Hatta daha önce kilosu 1 TL’den satılan pancarın fiyatı, Konya Yaş Sebze ve Meyve Üreticileri Derneği’nin açıklamasına göre kentte 8 TL’ye çıktı. Maranki’nin internet sitesinde 12 yaşında bir kız çocuğunun ya da hamilelerin lavmanla ilgili sorularını okuyabilirsiniz. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Metabolizma ve Endokrinoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Taner Damcı “Lavman kimi hastalıklarda sadece doktor gözetiminde yapılması gereken bir uygulama” diyor. “Aksi halde uygulayanın bağırsakları parçalanabilir, kanama meydana gelebilir. Çok daha ciddi sorunlar yaratır, ayrıca sıvı ve tuz kaybına yol açar, tehlikelidir.”

Telefonla ulaştığımızda sorulara tepki gösteren Maranki çiftine göre, ehliyet sahibi uzmanların söylediklerinin hiçbir önemi yok. Elmas Maranki, “Asıl onların kimyasal ilaçları daha zararlı” diyor. “Bir hafta boyunca günde iki kez lavmanla arınmayı öneriyoruz; bunu biz de uyguladık, hiçbir zararını görmedik.” Ahmet Maranki ise “sorularımızı tuhaf bulduğunu ve bugüne kadar hiçbir gazetecinin kendilerini sorgulamadığını” savunarak çok yoğun olduğunu ve yanıt veremeyeceğini ekliyor.

MARANKı KıMDıR?

Maranki aslında ne bir hekim ne de bir beslenme uzmanı. Özgeçmişi hem kendi sitesinde hem de yazdığı kitaplarında yer alıyor. Bu bilgilere göre; ıstanbul Üniversitesi ıktisat Fakültesi mezunu ve sosyal siyaset alanında yüksek lisans yapmış. Doktorasını ise 1990’da aynı bölümde “Sosyal Siyaset Çalışma Ekonomisi Endüstri ılişkileri” konusunda tamamlamış. Ardından, fizyoterapist olan eşiyle birlikte Azerbeycan’da bulunmuş. Maranki’nin özgeçmişinde belirtmediği kısımlar daha dikkat çekici. Bir dönem, yazılı ve görsel basın organlarını ziyaret ederek insanların istihbarat örgütleri tarafından uzaktan zihin kontrol metoduyla kullanıldığını iddia etti. Bir aralık petrol konusunda açıklamalar yaptı ve Türkiye’nin bir petrol ülkesi olduğunu, Karadeniz bölgesinde büyük rezervler bulunduğunu savundu. 2002’de Eyüp Belediyesi başkan aday adayı, sonra da 2004 seçimlerinde milletvekili aday adayı oldu. Ancak Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) kendisini aday göstermedi. Kızları Kübra ise anne babasının menajerliğini yapıyor. Maranki ailesi, bir süre önce yaşadıkları Sefaköy’den ıstanbul’un lüks bir semtine taşındı.

AıDıN SALıH KıMDıR?

ıslami jargonu ve türbanıyla, dini motifli beslenme uzmanı olduğu ileri sürülen bir diğer isim de Aidin Salih. Bitki ve baharatlarla zayıflama yöntemleri uygulayan Salih de doktor olarak anıldığı halde -tahmin edileceği gibi- hekim değil. Salih, Özbekistan Devlet Başkanı ıslam Kerimov’un muhalifi, ERK Partisi’nin sürgündeki genel başkanı Muhammed Salih’in eşi. “Gerçek Tıp” isimli bir kitabı bulunuyor. Kitap, piyasada satılmıyor çünkü bandrolü bile yok. 50 TL’ye elde edilen kitap, sanki yasakmış gibi el altından pazarlanıyor. Satın alanlara fiş ya da fatura verilmiyor.

Kitapta Salih’in özgeçmişi bulunmuyor. Beraber çalıştığı insanların verdiği bilgilere göre Salih, Ukrayna’nın Lugansk şehrindeki Tıp Koleji’ni (Türkiye’deki muadili sağlık lisesi) bitirmiş. Daha sonra Taşkent Devlet Üniversitesi’nin Biyoloji Fakültesi’nden mezun olmuş. Diploma tezi, Yabani Hayvanların Fizyolojisi.

Daha önce Norveç’te yaşarken Türkiye’ye sık sık gelip giden Salih son iki yıldır ıstanbul’da ikamet ediyor. Yetkisi olmasa da kendisine danışanları muayene edip bir tür reçete yazıyor. Salih’in zayıflama yöntemleri açlığa dayalı. 1, 3 ve 10 günlük oruç tutmalarını salık veren Salih, kitabında zayıflama orucunun ne şekilde olacağını ayrıntılarıyla anlatıyor. “Bir şey yemeden 3 gün arka arkaya oruç tutmak, her hastalığın tek çaresi.”

KANSERıN SEBEBı NE?

Tüm hastalıkların sebebinin beslenme olduğunu dile getiren Salih, Sağlık Bilgileri başlıklı bir yazısında kanser oluşumunu şöyle anlatıyor: “Çürümüş yemekler bağırsağa inince zehir kana karışır. Vücudu korumak için bademcikler şişer, bu yüzden bademcikleri aldırmak yanlışlık ve haksızlıktır. Karaciğer yağları, zehirleri kendinde toplar ve büyümeye başlar. Allah’ı zikirden vazgeçer. Zikirden ayrılan hücreler hasta olur. Sonra apandisit şişer ve yine yanlış bir uygulama sonucu apandisit alınır. Böylece vücutta kireçlenme ve zehirlenme alır başını gider. Kireç 15 kilogramı geçince tümörler, 20 kilogramı geçince de kanser başlar.” Yazıyı okuyan metabolizma ve endokrinoloji uzmanı Damcı’nın ağzından şu sözler dökülüyor: “Bunları yazanın ruh sağlığı bile yerinde olmayabilir.” Bilimsel verilerden uzak olsa da tıpkı Maranki gibi söyledikleri ilgi gören Salih yazısında, hastalıklarından kurtulmak ya da zayıflamak isteyenlere “yedi gün arayla yedi defa üç günlük oruç” öneriyor: “Tümör, ağır kemik hastalıkları, fıtık, kalp krizi ve beyin krizi geçirenlerin 10 gün aç kalmadan iyileşmesi zordur.”

MODA AKIMIN SUıSTıMALı Mı?

ıstanbul Memorial Hastanesi Diyet ve Beslenme uzmanı Yeşim Çelik, “yaz günleri yaklaşırken bu tür sözde uzmanların çoğaldığından” yakınıyor. Çelik’in tek umudu, insanların bu konuda daha bilinçli davranmaları. “ınsan hiçbir şey yemezse tabii ki totalde bir ağırlık azalması olur. Bu yağ kaybı değil, su ve kas kaybından kaynaklanır ve çok tehlikeli sonuçlara yol açar” diyor Çelik. “Baş dönmesi, halsizlik, yorgunluk, kansızlık, sinir ve sindirim sisteminde ciddi rahatsızlıklar görülebilir.” Damcı’ya göre; obezite, kanser gibi tedavisi zor ve meşakkatli rahatsızlıklarda, insanlar kısa yoldan çare arayışına giriyor. ışte bu noktada “böyle şarlatanlar, umut tacirliği yapıyor.” Damcı, son yıllarda mantar gibi çoğalan ve ağızlarından dua, hadis ve ayet düşmeyen yeni nesil şifacıları “moda akımın suistimalinden başka bir şey değil” sözleriyle yorumluyor.

ıLAHıYATÇILAR DA TEPKıLı

Tepkiler sadece tıp doktorlarıyla sınırlı değil. “Hak Din - ıslam ve Hak Dinden Sapmalar” isimli kitabın yazarı ilahiyatçı Ahmet Tekin, zayıflamak amacıyla oruç tutulamayacağını belirtiyor. “Orucun dini bir vecibe olduğunu ve sadece Allah rızası için tutulabileceğini” söyleyen Tekin, “Hz. Muhammed insanları doktorlara yönlendirdi. ılk hastane de Peygamber’in döneminde açıldı” diyerek insanların bu tür kişilere değil, doktorlara başvurması gerektiğini vurguluyor.

Ankara Üniversitesi ılahiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu ise “bitki, sebze ve baharatlara kutsiyet atfedenlerin dini kendi çıkarları için sömürdükleri” görüşünde. Bu konuda büyük bir bilgi kirliliğinin olduğunu belirten Kırbaşoğlu, “Her otla ilgili inanılmaz sözler söyleniyor. Sanki bütün bitki, sebze ve baharatlarla ilgili bir hadis varmış gibi yapılarak menfaat elde ediliyor” diyor. “Çörekotu her derde deva”, “Allah’ın nuru, nar yiyenlerin kalbindedir” gibi sözlerle din sömürüsünün zirveye çıkartıldığını ifade eden Kırbaşoğlu, “Sağlık Bakanlığı ve etik kurulların sağlık sömürüsü yapılmaması, RTÜK’ün ise ‘şarlatan’ niteliği taşıyan kişilerin televizyonlara çıkmaması için gerekli önlemleri almalarını” istiyor.

AıDıN SALıH DEMEÇ VERMıYOR

Görüşlerini almak için aradığımız Salih, faaliyetleri hakkında olumlu haber ve söyleşi yapan yayın kuruluşları dışında hiçbir televizyon, gazete ve dergiye demeç vermiyor. Onun adına, uzun süredir birlikte çalıştığı Hatice Kot konuşuyor. Randevuları bir başkası ayarlarken, hastalara Aksaray’daki Sade Hayat Derneği adres olarak gösteriliyor. Buraya gelen müşteriler önce Hatice Kot ya da başka kadın görevliler tarafından karşılanıyor. Ardından gerek görülürse Salih danışanı dinliyor.

Sorununu anlatan kişiye genellikle sebze, meyve ve baharatlardan müteşekkil bir formül yazılıyor ve hasta derneğe sadece 50 metre uzaklıktaki bir aktara gönderiliyor. Burada önerilen baharat ve diğer malzemeler satılıyor. Aslında formüller de birbirinin aynı. Gerek “Gerçek Tıp” adlı kitabını yayınlayan yayınevinde, gerek aktar dükkânında gerekse dernekte aynı kişiler etkin. Kitabı yayınlayan, Hatice Kot’un eşi Yusuf Kot. Aktarı işleten Yusuf ve Hatice Kot’un oğlu. Sade Hayat Derneği Başkanı ise devlet lisesinde görevli bir ıngilizce öğretmeni olan Faruk Günindi; Salih’i “asrın Lokman Hekimi” olarak niteliyor. Kot ve Günindi, Sade Hayat Derneği’nde ücret karşılığı, zayıflama konusunda bazen ders bazen de seminerler veriyorlar. Günindi, hem aktarda sattıkları ürünler hem de Gerçek Tıp adlı kitap için “fiş ya da fatura kesmediklerini” söylüyor. Buradan elde edilen paraların Salih tarafından “başka hizmetlerde kullanıldığını” savunurken, bunların ne tür hizmetler olduğu konusunda ayrıntı vermekten kaçınıyor.

ıBRAHıM SARAÇOĞLU’NUN KıTAPLARI

Bu alanda çalışanların arasında hangilerinin büsbütün sağlık ve din sömürüsü yaptığını net olarak söylemek güç. Zira Türkiye’de bitki ve bitkisel ürünler konusunda iş yapan on binlerce insan var ama faaliyetlerine ilişkin kayıtlı bilgi bulmak imkânsız. Kimisi modern tıbbı tamamıyla reddederken, bazıları da çağdaş tıbbın; tahlil, teşhis ve tedavi uygulamalarının ciddiye alınması gerektiğini savunuyor. Bunlardan biri kimyager Prof. Dr. ıbrahim Adnan Saraçoğlu.

“Bitkisel Kürler Rehberi” ve “Tıbbi Bitkiler Rehberi” isimli kitapları bulunan Saraçoğlu, bitkilerin ne tür hastalıklara şifa olduğunu çeşitli formüllerle anlatıyor. Hatta her bitki kürü uygulamasının anlatıldığı bölümün altında, “Hekiminizin verdiği ilaçlar varsa mutlaka kullanınız. Bu kitabın içindeki bilgilerin kesinlikle bir hastalığı teşhis amacı yoktur” uyarısı var. Ancak Saraçoğlu da diğerleri gibi bitkisel ürünleri pazarlıyor.

Saraçoğlu Danışmanlık tarafından satılan bitkisel ürünlerin içinde boy uzatanından tutun, adet düzensizliğine iyi geldiği veya sperm sayısını çoğalttığı iddia edilen pek çok ürün yüksek fiyattan satılıyor. Newsweek Turkiye’ye konuşan ve bugüne dek 200 kişinin boyunu uzattığını iddia eden Sara-çoğlu, kendisine başvuran hastalardan ne kadarının sağlığına kavuştuğuna ilişkin istatistikî bilgi vermeyi ise reddediyor.

Saraçoğlu Danışmanlık’ın dikkat çeken bir özelliği de profesörün çalışma ekibi. Kendisi bir tıp doktoru olmayan Saraçoğlu’nun çalışma ekibinde de tıp eğitimi alan yok.

TIP CAMıASI MÜCADELE ıÇıNDE

Tıp camiasıysa gelişmeleri şaşkınlıkla izliyor. ıstanbul Tabip Odası (ıTO) Etik Kurulu eski üyesi Prof. Dr. Zeki Karagülle’ye göre “bu bir halk sağlığı sorunu ve bu tür sözde uzmanlarla mücadele etmek için hem Sağlık Bakanlığı hem medya hem de tabip odaları işbirliği yapmalı.” Yine ıTO’dan Dr. Cevdet Albayrak, konuyu yönetim kuruluna ileteceğini ve Oda’nın savcılığa suç duyurunda bulunacağını belirtiyor.

Sağlık Bakanlığı ılaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü’nce hazırlanan yeni yönetmelik, bu bitkisel kaosa bir son verebilir. Genel Müdür Dr. Mahmut Tokaç, “Konuyla ilgili halktan fazla bir şikâyet gelmese de durum halk sağlığını tehdit edici boyuta ulaştı” diyor. Tokaç, yeni yönetmeliğin, ister Sağlık Bakanlığı ister Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’ndan ruhsatlı olsun tedavi edici özellikte olduğu iddia edilen her ürünle ilgili bilimsel dayanak sunma zorunluluğu getirdiğini anlatıyor: “Zaten, ilaçlarla ilgili her türlü reklâm ve tanıtım hâlihazırda yasak. Ama yeni uygulamayla, ilaç olmasa da bir ürünün ‘şu hastalığı tedavi ediyor’, ‘zayıflatıyor’ iddialarıyla açık ya da gizli reklâm veya tanıtımının da cezai yaptırımı olacak.”


MARANKı’NıN DERGıSı

Yakın zamanda ürünlerini ve yöntemlerini tanıtma amacıyla bir dergi çıkarmayı planlayan Maranki, yeni önlemlerin ardından belki de kendine yeni bir girişim alanı arayacak. Ne de olsa ülkede sahte mucizelerin peşine düşen çok insan var


arkadaşlar bu yazıyı bi okuyun derim biraz uzun ama
 
merhaba canlarım,
misafirlerim var,teyzemin kızları...dün gece geldiler, yaşları 14-15,onlarla ilgilenmekten fırsat bulup gelemedim.sabah da onları gezmeye çıkardım,geldiğimde bu sefer de elektrik yoktu.bu ara çok sık gidip geliyor bu elektrik,hayırlısı...
henüz geçmişe bakamadım,bir bakınıp geleyim canlar..
 
mehalim inanır mısın hala smear testi sonuçlarını gidip alamadım,dediğim gibi misafirlerim var ondan canım... aldığım gün yazacağım buraya inşallah..

asyam canım ben de seni öpemmm gel hele Şeniz diyeti sporu sormuşsun..evet itiraf ediyorum,kızın bana hadi :kedi: diyeti bozdum gibi birşey,iki gündür konsantre olamıyorum. kafam bozuk kızlar,sizlere belli etmiyorum ama,hem motivasyonumu kaybettim hem de canım sıkkın,eşimle ilgili... tamamen bozmadım ama kaçırdığım şeyler var ve muhtemelen yarın tartıya yansıyacak... :1no2: şu 38 günü tamamlayıp izne ayrılacağım sanırım,ama istediğim kiloyu veremeyeceğim,öyle görünüyor.çünkü spor da yapmıyorum... ya kızlar ben ne yapacağım ya senağlama ama sebebi belli,eşimin yüzünden.hergün kilomla ilgili birşey söylüyor... hırs yapmak yerine moralman çöküyorum beni çökertiyor... hiçbirşey yapasım gelmiyor. gidip mutfağa alıp bir abur cubur yiyorum o öyle yaptığında ... dün diyor ki, "geçen gün sen giyinirken baktım da,arkandan,yanların iyice büyümüş,eskiden bu kadar değildi" -tatlicadiarzu- o öyle yapınca sanırım içimde ben bu diyeti boşuna yapıyorum,hiçbir zaman beceremeyeceğim " korkusu oluşuyor ve vazgeçiyorum.vicdanım rahatsız oluyor,ama cesaretimi toplayamıyorum... çok kötüyüm çok senağlama
 
bıktım.. ne kadar beceriksizim. şu siteye üye olalı 2 sene geçti, o zamanlar da burda kilo vermek umuduyla duruyordum,geçen zamana bir baktım da... daha kaç yaz böyle şişman geçecek,daha kaç kere bu buhranları yaşayacağım...bıktım kendimden sıkıldım...
 
hiii hiç yakıştıramadım hiçççç :umursamaz:
ne demek bıktım kendimden sıkıldım. bu benim de kaçıncı maceram biliyor musun çikolatam? ben de çevremden neler duydum ve duyuyorum biliyor musun çikolatam?

ben hep msn deyim. müsait bir zamanında bi merhaba dersen azıcık konuşalım.. bu kadar ilerlemişken bırakmanı istemiyorum.. sanırım takımdaki kimse de istemez..
 

ben de kendime yakıştırmıyorum... pes etmiş değilim,bu kiloyu vermek istiyorum ama sadece vermek istiyorum işte... gücümü kırıyor,yani bana tam tersini yapsa,sen gitgide zayıflıyorsun dese mesela,ben asla bırakmam.bunu utanç bile duymadan kendisine de söyledim.bana destek ol,beni motive et dedim,yok ya yok!!! beğenmediğini hissettiriyor hep,takmayayım diyorum,olmuyor.insan evli olduğu erkeği nasıl takmaz,beni o beğenmedikten sonra cümlealem beğense nolur... ki inanın ben kendimi beğeniyorum,tamam fazla kilolarımı beğenmiyorum ve vermek istiyorum ama herhangi bir komplexim yok,nasılsa veririm diyorum.hiç yorum yapmasa bile yeter bana,bana sadece "yavaş yavaş olsun,acele etmene gerek yok," bile dese yeter...

"geçen gün izledim de,yanların bayağı büyümüş,eskiden böyle değildi" tüm moralimi,isteğimi altüst etti!!!

birazdan girerim msn ye,teyzemin kızı kalksın...
 
selam güzeller ben eve yeni geldim bir hamile arkadaşa ziyarete gitmiştim güzel güzel oturduk işte.


ooo hyoşgelmişler sefalar getirmişler ne güzel gencecik bıcır bıcırdır şimdi onlar ahh o yaşlarda olabilsek
mehalim inanır mısın hala smear testi sonuçlarını gidip alamadım,dediğim gibi misafirlerim var ondan canım... aldığım gün yazacağım buraya inşallah..

evet canım ya ben merak ettim ihmal gelmede seninde bizimde içimiz rahat etsin

aaaaaa yok canım ben yanlış duymuşumdur yada sen yanlışlıkla yazmışındır. canım çikolatam yemin ederim seni çok ii anlıyorum bu duyguları bende çok yaşadım .ama sende çok ii biliyosunki kendimizden bımak bizi çözüme gtürdmüyor heleki sende bu kadar yol almışken . tamam bir kaç yazı şişko geçirmiş olabilirsi,n ama birde şöyle düşün bu şişko geçirdin son yaz ne haber bunu düşündünmü. seneye bu zamanlar vay bee aldığım yola bak süperim diyeceksin :))
 
ahh bu erkekler. ben bu sorunu nasıl aştım çikolatam eşimin çeneini nasıl kapadım biliyomusun . o bana beğenmediğini hissettirdikçe yada şakayla karışık güya bişiler dedikçe bende onun bir kusurunu buldum . kusuru yoksa bile kendimce bir kusurunu buldum mesela benimki göbeklş azcık bende ona sürekli hıh şu göbeğine baksana sen süpersin sanki dedim yada direk ona demesem göbeksiz erkekelri gördükçe ne kadar hoş yaa karın kaslarına bak deim üste çıktım . seninkinin fiziksel özelliği nasıl bilemiyorum ama insan isteyince kesin kusur bulabiliyor . karşındaki insana bazen onunda mükemmel olmadığını hatırlatmakta inan fayda var.herkes haddini bilsin değil mi kim kusursuz kim mükemmelki. sen önce kendin sonra onun için bu kadar sıkıntı çekiyosun değil mi takdir destek beklerken bu davranışla karşılaşmak gerçekten üzücü canım işte bu nedenle dediğim davranışı hak ediyorlar.
bak reyhan annem olsa ne derdii sallaaaaaaaaaaaaaaa:))
 
mehalim hoşgeldin canımm :1hug:

valla dediğin gibi. geçen gün annemle marketten 10 kg lik deterjan aldık. eve götürene kadar canımız çıktı. ama ben bu yarışmaya geldiğimden beri 12 kg ye yakın verdim :1shok: dedim ki tüh bijo sana, yazık dizlerine, yazık ayaklarına!! verdiğin kilodan az olan deterjanı bile taşıyamıyosun hem de 2 kişi..

ne eziyetler çektiriyomuşuz meger vücudumuza.. şimdi düşünüyorum da kendi adıma ne vardı o kadar kilo alacak be insan cık cık cık :umursamaz:

neyse az kaldı 6 kilocuk, zor gidecek ama gidicek.. hepimizinki gidicekk başka yolu yok :1closedeyes:
 
evet bijom evet vallaha senin yazdıklarının aynısı bende dedim kendime 24 kilo dile kolay yaa. düşünsene 7-8 yaşındaki bir çocuk kilosu çıktı bünyemden vay anasınaa
 
höhöhhöyy selam millet.. eskişehirdeyim. şimdi girdim daha eve.. yarın tartı günü ama benden fazla bişi beklemeyin=(
ayrıca birazdan meyve suyu almaya gidicem holivud diyetim için. mock
 
selam kizlaaar kandilimizi kutlayan herkeze tesekkurler sizinde kandiliniz mubarek olsun
cukulatam canim seni anliyorum ben hemde cok bende cok karsilastim boyle seylerle esimden cok fazla degilde etraftan bak mehalimlen bijom ne guzel anlatmislar seninde kilolu gecirdigin son yaz olsun bu yaz
istersen bu hafta sonu ara ver ama pazartesi celik gibi yine basla kaldigin yerden sporada aslinda gitmek zorunda birak kendini ne bileyim sevdigin bir arkadasinla ikiniz spor salonuna baslayin ve o arkadas zorlasin seni gitmek zorunda kal belli saatlerde haftanin 4 5 gunu ve basladinmi inan geri gunler kendin yapmak istersin evde oldumu helede yalniz oldumu insanin cani hec bisiey istemiyo
canim benim
geliiiiin hosgeldin balim nasil iyi geldimi memlekete gitmek annenleri gormek galiba annen cok yeidrmis heee olsun herzaman degilki verirsin cabuk
selam mehalim dun aklima buse geldi o nasil dondumu ankaraya haala zayiflama karari almadimi
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…