6 aylık evliyim ve boşanıyorum

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Allahın sevdiği kuluymuşsunuz. Adam boşanmak istemese hayatınızın sonuna kadar bu terbiyesizi çekecekmişsiniz yoksa. "Beni yeterince sevmiyor, ben değerli degilim" diye düsünmeyin. Bunun gibiler herkese karşı aynıdır sevgi nedir bilmezler. Kısacası sorun sizde değil onda.
 
2-3 yıldır tanıdığınız bir erkek için babanızı ezip geçerken hiç mi utanmadınız babanızdan?
Ki babanız size can veren, 25 yıl emek veren insan.
Dün tanıdığınız elin oğlu için paspas olursanız böyle 3 kuruşa harcanırsınız.
 
Cevaplarınız için çok teşekkürler, ben yuva kurmaya çalıştım sadece.Sevdiğim için ve bir yuva kurmaya çalıştığım için gururumu ayaklar altına aldım ama bunda utanacak ve suçlanacak bir şey yok. Bu kadar fedakarlık yapmaya mecbur kalmak benim suçum değil. ayrılmayı ben de çok düşündüm ama bu o kadar kolay olmamalı, bir yuva kurmak kolay değil, evliliğin ilk zamanları böyle şeyler olur, zamanla alışacağız birbirimize diye düşündüm. Ona isteklerimi düşüncelerimi anlattım, bir orta yolu bulalım dedim. Tek taraflı çırpındığımı ben de fark ettim, kendime bir yıl süre vermiştim. Bir şeyler düzelmezse boşanırım diye düşünüyordum. Şu an gelse yalvarsa, aynı evde kalmayacağız ailemle dese döner misiniz diye sormuşsunuz, gelip yalvarmayacağına adım gibi eminim ama diyelim geldi. HAYIR, DÖNMEYECEĞİM.
 
Annem 20 yılımı "Sevdiğin insanlara karşı zor olmamak için o kadar basitleşiyorsun ki sana değer vermeye gerek duymuyorlar" diye özetledi .
Daha önce görmüştüm bu yazıyı. Çok hoşuma gitmişti.
Siz bence tam olarak böylesiniz.
Ve bir üstte ki yorumunuza cevaben evet sizin suçunuz.
 
Merhabalar. 25 yaşındayım ve eşimle iki yıllık birlikteliğin ardından altı ay önce severek evlendik. Eşim tek çocuk, ben üç kardeşim. üniversitede tanıştık ve görüşmeye başladık. Eşim flört döneminde bana düşkündü güzel sözler söylerdi, hediyeler alırdı, beni beğendiğini ve sevdiğini hissettirirdi. Biraz dediğim dedikti ama ben hep alttan aldığımdan önemli sorunlar yaşamadık. Düğün kararı verilip hazırlıklara başlamamızla eşim değişmeye başladı. Her şeyi ikimiz yapalım, aileleri karıştırmayalım, avrupai olsun diye tutturdu. Annemin bana hazırladığı çeyizlere laf etti. Annemle bir gün dışardayken yol üstünde bir düğün salonu vardı.internette görüp beğenmiştim. Anneme oraya gidelim mi dedim yanından geçiyorduk zaten. Gittik ve ben çok beğendim. Daha sonra eşimi götürdüm o da beğendi ve tuttuk. Ama o benim oraya annemle gitmemden çok rahatsız oldu ve başıma kaktı. Bunun gibi ufak şeyleri sorun etti. Kendisi beni bekarken oturduğu evine gelin olarak getirebileceğini, yeni eşya alamayacağını, imkânlarının şu an için buna müsait olduğunu söyledi. Ben ve ailem kabul ettik, mutlu olmak eşyadan daha önemli dedik. Bir kere bile lafını edip onu üzmemeye çalıştık. Neyse evlendik. Eşimin ailesi şehir dışında yaşıyor. Bizi her gün günde üç kere her biri 15-20 şer dakikalık olacak şekilde görüntülü aramaya başladılar. Ve bana "biz normalde oğlumuzu zırt pırt ararız ama yeni evlisiniz diye seyrek arıyoruz" dediler. Her gün bir saat kayınvalidem ve kayınpederim ile görüntülü konuşmak beni sıkıyordu. Güler yüzlü olup konuşmaya çalışsam da bir süre sonra modum düşüyordu. Kendi ailemle de telefonda hal hatır sorarız, farklı bir şey olmuşsa onu konuşuruz ve kapatırız. Ama eşimin ailesi her gün eski hatıralardan, eşimin çocukluğundan, çaydanlığın sapından, kekin içindeki sütten ne bilim her şeyden konuşuyorlar. Bazen bu konuşmalar iki saate uzuyor. 1-2 aylık evliyken Eşim benim telefonda onlar gibi konuşmadığımdan, surat yaptığımdan şikayet etti. Onların bana çok değer verdiğini ama benim bu değeri hak etmediğimi, bencil olduğumu söyledi. Ben de ona konuşmaların çok uzun sürdüğünü, buna alışık olmadığımı, zamanla alışacağımı söyledim. Sen istediğin kadar konuş, ben daha az konuşsam ne olur dedim. O bunu kabul etmedi, ailesine saygısızlık ve onları dışlamak olarak algıladı. Tüm bunlar olurken benim anneme, kardeşime, akrabalarıma kusurlar buldu, onların arkalarından konuştu. Benimse ona dediğim şey " sevmek zorunda değilsin ama bana bunları söylemen beni üzüyor ", tabi ki de bu ona hiçbir şey ifade etmedi. Annemin aldığı çeyizleri beğenmeyip her seferinde yenisini almayı teklif etti. Meyve bıçağı almamış annem, onu söyleyip durdu. Bunlara kırıldığımı söylediğimde beni annecilikle suçladı. Annemi onun önüne geçirdiğimi söyledi. Dört aylık evliyken yine ailesine karşı yeterince sevgi dolu olmadığım için ayrılalım dedi. Ben yapı olarak daha sessiz, içine kapanık biriyim. Onlarla az konuşmam onları sevmediğimden değil, konuşkan biri olmadığımdan. Ki zaten kendi annemle paylaştığımdan daha fazla şeyi onlarla paylaştım. Annemle üç günde bir filan konuşurken onlarla her gün bir saat konuştum. Ayrılalım dediğinde artık ben de çok yorulduğumdan tamam dedim, valizimi topladım ve ağlayarak evden ayrıldım. Ertesi gün eşim avukatla görüşmüş ve beni aradı, böyle böyle görüştüm, bir an önce bitsin dedi. Ben de birkaç gün beklesek, ben şu an çok kötüyüm dedim. Bir hafta doldu, eşimi çok özledim ayrılık çok zor geldi. " Ben daha çok fedakarlık yapmak, daha çok emek vermek, senle yuva kurmak istiyorum, seni kaybetmek istemiyorum " vs dedim. Sadece Sen bilirsin dedi. Babam da eşim için "bir gelsin konuşalım" dedi. Eşim gelmedi, konuşacak bir şey yok dedi. Babam beni eşimle oturduğumuz eve bıraktı. Bu, babama da bana da çok ağır geldi, gururumuz incindi. Yine de babam bir şey demedi, siz mutlu olun yeter dedi. Ben de sesimi çıkarmadım ve evime döndüm. Döndükten sonra İki ay kadar elimden geleni yapmaya çalıştım, onu sevdim, şefkat gösterdim, evimi temiz düzenli tuttum, yemekler tatlılar yaptım. Ailesi ile yine her gün bir saat görüntülü konuştum. Bir gün yine aramızda bir meseleden tartıştık. Annesine söylemiş, annesi beni aradı noldu vs diye. Ben de anlattım. Annesi beni haklı buldu, biraz konuştuk vs. Akşam annesi kayınpederime anlatmış, bir de kp im beni aradı. Kp im bana bağırdı çağırdı kapattı telefonu. Ben ağlamaya başladım, neden bana böyle yapıyorsunuz, ben size ne yaptım vs dedim. (Evlenmeden önce eşim, çocuklarımız olduktan sonra ailesi ile birlikte yaşamak istediğini söylemişti. Ben de aynı evde zor olur, karşı komşu olacak şekilde daire tutsak demiştim, kabul etmemişti. Onu çok sevdiğimden bunu göze aldım ve teklifini kabul ettim. Evlendikten sonra telefonda bile güler yüzlü olmadın diye benden ayrılmaya kalktığını görünce aynı evde yaşama fikri beni iyice korkuttu. Kayınvalideme de bunu uygun bir dille anlatmaya çalışmıştım, istemediğimi söylemiştim. Kv m de biz zaten sizin yanınıza yerleşmeyi düşünmüyoruz demişti. ) Kv m bizim kavgamız üzerine eşime " X , verdiği sözden pişmanmış " demiş. Eşim bunu duyunca çılgına döndü ve benimle bu nedenle evlendiğini söyledi, o zaman ayrılalım dedi. Artık benim onun için pek bir değer ifade etmediğime iyice kanaat getirmiştim. Valizimi alıp gidecektim ama o bütün her şeyimi topladı, tek seferde git, ikinci kez gelme dedi. Tabak çanak, tencereler, yastıklar, çeyiz olarak getirdiğim ne varsa topladı ve beni ailemin evine bıraktı. Gururum çok incindi, onu çok seviyordum, ama sanırım o beni o kadar sevmiyor. Boşanma sürecindeyiz şu an, eski günlerimizi çok özlüyorum, kendimi sürekli sorguya çekiyorum nerde hata yaptım diye. Yazamadığım pek çok şey yaşandı, eşim beni hep kontrolüne almaya çalıştı, beni kafasında oluşturduğu bir şekle sokmaya, beni değiştirmeye çalıştı. Ve benim isteklerimin hiçbirini önemsemedi. Hep kendi istediği olsun istedi. Çok yorgunum, çok kırgınım, kendimi çok değersiz hissediyorum. ;(
Babanız gelsin konuşalım demiş gelmemiş ya, sonra sizi o eve bırakmış ah nasıl neden gittiniz o eve.hem babanızınhem kendinizin gururunu iki paralık etmişsiniz. Ama iyi ki bitmiş bence şanslısınız erkenden göstermiş yüzünü. Yaşınız genç sizi seven değer veren biri olur hayatınızda, yolunuzu çizersiniz. Neymiş ya bu her gün her gün 1 saat konuşmak, adamla değil tüm aileyle evlenmişsiniz, Adam zaten birey olamamış. Allah kurtarmış barışmak isterse falan sakın, siz ne fedakarlık yaparsanız yapın yetmeyecek, sonu belli.
 
Merhabalar. 25 yaşındayım ve eşimle iki yıllık birlikteliğin ardından altı ay önce severek evlendik. Eşim tek çocuk, ben üç kardeşim. üniversitede tanıştık ve görüşmeye başladık. Eşim flört döneminde bana düşkündü güzel sözler söylerdi, hediyeler alırdı, beni beğendiğini ve sevdiğini hissettirirdi. Biraz dediğim dedikti ama ben hep alttan aldığımdan önemli sorunlar yaşamadık. Düğün kararı verilip hazırlıklara başlamamızla eşim değişmeye başladı. Her şeyi ikimiz yapalım, aileleri karıştırmayalım, avrupai olsun diye tutturdu. Annemin bana hazırladığı çeyizlere laf etti. Annemle bir gün dışardayken yol üstünde bir düğün salonu vardı.internette görüp beğenmiştim. Anneme oraya gidelim mi dedim yanından geçiyorduk zaten. Gittik ve ben çok beğendim. Daha sonra eşimi götürdüm o da beğendi ve tuttuk. Ama o benim oraya annemle gitmemden çok rahatsız oldu ve başıma kaktı. Bunun gibi ufak şeyleri sorun etti. Kendisi beni bekarken oturduğu evine gelin olarak getirebileceğini, yeni eşya alamayacağını, imkânlarının şu an için buna müsait olduğunu söyledi. Ben ve ailem kabul ettik, mutlu olmak eşyadan daha önemli dedik. Bir kere bile lafını edip onu üzmemeye çalıştık. Neyse evlendik. Eşimin ailesi şehir dışında yaşıyor. Bizi her gün günde üç kere her biri 15-20 şer dakikalık olacak şekilde görüntülü aramaya başladılar. Ve bana "biz normalde oğlumuzu zırt pırt ararız ama yeni evlisiniz diye seyrek arıyoruz" dediler. Her gün bir saat kayınvalidem ve kayınpederim ile görüntülü konuşmak beni sıkıyordu. Güler yüzlü olup konuşmaya çalışsam da bir süre sonra modum düşüyordu. Kendi ailemle de telefonda hal hatır sorarız, farklı bir şey olmuşsa onu konuşuruz ve kapatırız. Ama eşimin ailesi her gün eski hatıralardan, eşimin çocukluğundan, çaydanlığın sapından, kekin içindeki sütten ne bilim her şeyden konuşuyorlar. Bazen bu konuşmalar iki saate uzuyor. 1-2 aylık evliyken Eşim benim telefonda onlar gibi konuşmadığımdan, surat yaptığımdan şikayet etti. Onların bana çok değer verdiğini ama benim bu değeri hak etmediğimi, bencil olduğumu söyledi. Ben de ona konuşmaların çok uzun sürdüğünü, buna alışık olmadığımı, zamanla alışacağımı söyledim. Sen istediğin kadar konuş, ben daha az konuşsam ne olur dedim. O bunu kabul etmedi, ailesine saygısızlık ve onları dışlamak olarak algıladı. Tüm bunlar olurken benim anneme, kardeşime, akrabalarıma kusurlar buldu, onların arkalarından konuştu. Benimse ona dediğim şey " sevmek zorunda değilsin ama bana bunları söylemen beni üzüyor ", tabi ki de bu ona hiçbir şey ifade etmedi. Annemin aldığı çeyizleri beğenmeyip her seferinde yenisini almayı teklif etti. Meyve bıçağı almamış annem, onu söyleyip durdu. Bunlara kırıldığımı söylediğimde beni annecilikle suçladı. Annemi onun önüne geçirdiğimi söyledi. Dört aylık evliyken yine ailesine karşı yeterince sevgi dolu olmadığım için ayrılalım dedi. Ben yapı olarak daha sessiz, içine kapanık biriyim. Onlarla az konuşmam onları sevmediğimden değil, konuşkan biri olmadığımdan. Ki zaten kendi annemle paylaştığımdan daha fazla şeyi onlarla paylaştım. Annemle üç günde bir filan konuşurken onlarla her gün bir saat konuştum. Ayrılalım dediğinde artık ben de çok yorulduğumdan tamam dedim, valizimi topladım ve ağlayarak evden ayrıldım. Ertesi gün eşim avukatla görüşmüş ve beni aradı, böyle böyle görüştüm, bir an önce bitsin dedi. Ben de birkaç gün beklesek, ben şu an çok kötüyüm dedim. Bir hafta doldu, eşimi çok özledim ayrılık çok zor geldi. " Ben daha çok fedakarlık yapmak, daha çok emek vermek, senle yuva kurmak istiyorum, seni kaybetmek istemiyorum " vs dedim. Sadece Sen bilirsin dedi. Babam da eşim için "bir gelsin konuşalım" dedi. Eşim gelmedi, konuşacak bir şey yok dedi. Babam beni eşimle oturduğumuz eve bıraktı. Bu, babama da bana da çok ağır geldi, gururumuz incindi. Yine de babam bir şey demedi, siz mutlu olun yeter dedi. Ben de sesimi çıkarmadım ve evime döndüm. Döndükten sonra İki ay kadar elimden geleni yapmaya çalıştım, onu sevdim, şefkat gösterdim, evimi temiz düzenli tuttum, yemekler tatlılar yaptım. Ailesi ile yine her gün bir saat görüntülü konuştum. Bir gün yine aramızda bir meseleden tartıştık. Annesine söylemiş, annesi beni aradı noldu vs diye. Ben de anlattım. Annesi beni haklı buldu, biraz konuştuk vs. Akşam annesi kayınpederime anlatmış, bir de kp im beni aradı. Kp im bana bağırdı çağırdı kapattı telefonu. Ben ağlamaya başladım, neden bana böyle yapıyorsunuz, ben size ne yaptım vs dedim. (Evlenmeden önce eşim, çocuklarımız olduktan sonra ailesi ile birlikte yaşamak istediğini söylemişti. Ben de aynı evde zor olur, karşı komşu olacak şekilde daire tutsak demiştim, kabul etmemişti. Onu çok sevdiğimden bunu göze aldım ve teklifini kabul ettim. Evlendikten sonra telefonda bile güler yüzlü olmadın diye benden ayrılmaya kalktığını görünce aynı evde yaşama fikri beni iyice korkuttu. Kayınvalideme de bunu uygun bir dille anlatmaya çalışmıştım, istemediğimi söylemiştim. Kv m de biz zaten sizin yanınıza yerleşmeyi düşünmüyoruz demişti. ) Kv m bizim kavgamız üzerine eşime " X , verdiği sözden pişmanmış " demiş. Eşim bunu duyunca çılgına döndü ve benimle bu nedenle evlendiğini söyledi, o zaman ayrılalım dedi. Artık benim onun için pek bir değer ifade etmediğime iyice kanaat getirmiştim. Valizimi alıp gidecektim ama o bütün her şeyimi topladı, tek seferde git, ikinci kez gelme dedi. Tabak çanak, tencereler, yastıklar, çeyiz olarak getirdiğim ne varsa topladı ve beni ailemin evine bıraktı. Gururum çok incindi, onu çok seviyordum, ama sanırım o beni o kadar sevmiyor. Boşanma sürecindeyiz şu an, eski günlerimizi çok özlüyorum, kendimi sürekli sorguya çekiyorum nerde hata yaptım diye. Yazamadığım pek çok şey yaşandı, eşim beni hep kontrolüne almaya çalıştı, beni kafasında oluşturduğu bir şekle sokmaya, beni değiştirmeye çalıştı. Ve benim isteklerimin hiçbirini önemsemedi. Hep kendi istediği olsun istedi. Çok yorgunum, çok kırgınım, kendimi çok değersiz hissediyorum. ;(
Bunlara rağmen hala gecmise takilmaktansa geleceginizi mi düşünseniz artık kendi başınıza ama o eş denen sütten kesilmemiş sahsiyetle değil bende 6 aylık evliyken ayrilma kararı aldm o zamandan beri ayrı yaşıyoruz ki hamileydim ayrılırken kimse kendimizden daha değerli değil insan mutlu olmak için evlenir mutlu değilse zorlamak çok anlamsiz
 
Okurken her bir satırda size kızdım. Ben adamda bir suç göremedim. Suç sizde. Çok fedakarlık, şefkat, alttan almalar adamın bi’ tarafını allahu ekber dağlarına kadar kaldırmışsınız.
Kendinize saygınız yok mu hiç?
En çok üzüldüğüm babanız oldu. Gururum incindi diye belirtmişsiniz, bırakında incinsin incitmek için çabalamışsınız zaten. Sizi sevmeyen, değer vermeyen bir adamı özlemek?
Bence bir destek alın.
 
Cevaplarınız için çok teşekkürler, ben yuva kurmaya çalıştım sadece.Sevdiğim için ve bir yuva kurmaya çalıştığım için gururumu ayaklar altına aldım ama bunda utanacak ve suçlanacak bir şey yok. Bu kadar fedakarlık yapmaya mecbur kalmak benim suçum değil. ayrılmayı ben de çok düşündüm ama bu o kadar kolay olmamalı, bir yuva kurmak kolay değil, evliliğin ilk zamanları böyle şeyler olur, zamanla alışacağız birbirimize diye düşündüm. Ona isteklerimi düşüncelerimi anlattım, bir orta yolu bulalım dedim. Tek taraflı çırpındığımı ben de fark ettim, kendime bir yıl süre vermiştim. Bir şeyler düzelmezse boşanırım diye düşünüyordum. Şu an gelse yalvarsa, aynı evde kalmayacağız ailemle dese döner misiniz diye sormuşsunuz, gelip yalvarmayacağına adım gibi eminim ama diyelim geldi. HAYIR, DÖNMEYECEĞİM.
Gelıp yalvarmayacagına adım gıbı emınım yazmana gerek yok, bizde biliyoruz gelip yalvarmayacagını.

İyi ki de gelip yalvarmayacak sagolsun durusu var. Boylece aılen kurtulacak.
 
Merhabalar. 25 yaşındayım ve eşimle iki yıllık birlikteliğin ardından altı ay önce severek evlendik. Eşim tek çocuk, ben üç kardeşim. üniversitede tanıştık ve görüşmeye başladık. Eşim flört döneminde bana düşkündü güzel sözler söylerdi, hediyeler alırdı, beni beğendiğini ve sevdiğini hissettirirdi. Biraz dediğim dedikti ama ben hep alttan aldığımdan önemli sorunlar yaşamadık. Düğün kararı verilip hazırlıklara başlamamızla eşim değişmeye başladı. Her şeyi ikimiz yapalım, aileleri karıştırmayalım, avrupai olsun diye tutturdu. Annemin bana hazırladığı çeyizlere laf etti. Annemle bir gün dışardayken yol üstünde bir düğün salonu vardı.internette görüp beğenmiştim. Anneme oraya gidelim mi dedim yanından geçiyorduk zaten. Gittik ve ben çok beğendim. Daha sonra eşimi götürdüm o da beğendi ve tuttuk. Ama o benim oraya annemle gitmemden çok rahatsız oldu ve başıma kaktı. Bunun gibi ufak şeyleri sorun etti. Kendisi beni bekarken oturduğu evine gelin olarak getirebileceğini, yeni eşya alamayacağını, imkânlarının şu an için buna müsait olduğunu söyledi. Ben ve ailem kabul ettik, mutlu olmak eşyadan daha önemli dedik. Bir kere bile lafını edip onu üzmemeye çalıştık. Neyse evlendik. Eşimin ailesi şehir dışında yaşıyor. Bizi her gün günde üç kere her biri 15-20 şer dakikalık olacak şekilde görüntülü aramaya başladılar. Ve bana "biz normalde oğlumuzu zırt pırt ararız ama yeni evlisiniz diye seyrek arıyoruz" dediler. Her gün bir saat kayınvalidem ve kayınpederim ile görüntülü konuşmak beni sıkıyordu. Güler yüzlü olup konuşmaya çalışsam da bir süre sonra modum düşüyordu. Kendi ailemle de telefonda hal hatır sorarız, farklı bir şey olmuşsa onu konuşuruz ve kapatırız. Ama eşimin ailesi her gün eski hatıralardan, eşimin çocukluğundan, çaydanlığın sapından, kekin içindeki sütten ne bilim her şeyden konuşuyorlar. Bazen bu konuşmalar iki saate uzuyor. 1-2 aylık evliyken Eşim benim telefonda onlar gibi konuşmadığımdan, surat yaptığımdan şikayet etti. Onların bana çok değer verdiğini ama benim bu değeri hak etmediğimi, bencil olduğumu söyledi. Ben de ona konuşmaların çok uzun sürdüğünü, buna alışık olmadığımı, zamanla alışacağımı söyledim. Sen istediğin kadar konuş, ben daha az konuşsam ne olur dedim. O bunu kabul etmedi, ailesine saygısızlık ve onları dışlamak olarak algıladı. Tüm bunlar olurken benim anneme, kardeşime, akrabalarıma kusurlar buldu, onların arkalarından konuştu. Benimse ona dediğim şey " sevmek zorunda değilsin ama bana bunları söylemen beni üzüyor ", tabi ki de bu ona hiçbir şey ifade etmedi. Annemin aldığı çeyizleri beğenmeyip her seferinde yenisini almayı teklif etti. Meyve bıçağı almamış annem, onu söyleyip durdu. Bunlara kırıldığımı söylediğimde beni annecilikle suçladı. Annemi onun önüne geçirdiğimi söyledi. Dört aylık evliyken yine ailesine karşı yeterince sevgi dolu olmadığım için ayrılalım dedi. Ben yapı olarak daha sessiz, içine kapanık biriyim. Onlarla az konuşmam onları sevmediğimden değil, konuşkan biri olmadığımdan. Ki zaten kendi annemle paylaştığımdan daha fazla şeyi onlarla paylaştım. Annemle üç günde bir filan konuşurken onlarla her gün bir saat konuştum. Ayrılalım dediğinde artık ben de çok yorulduğumdan tamam dedim, valizimi topladım ve ağlayarak evden ayrıldım. Ertesi gün eşim avukatla görüşmüş ve beni aradı, böyle böyle görüştüm, bir an önce bitsin dedi. Ben de birkaç gün beklesek, ben şu an çok kötüyüm dedim. Bir hafta doldu, eşimi çok özledim ayrılık çok zor geldi. " Ben daha çok fedakarlık yapmak, daha çok emek vermek, senle yuva kurmak istiyorum, seni kaybetmek istemiyorum " vs dedim. Sadece Sen bilirsin dedi. Babam da eşim için "bir gelsin konuşalım" dedi. Eşim gelmedi, konuşacak bir şey yok dedi. Babam beni eşimle oturduğumuz eve bıraktı. Bu, babama da bana da çok ağır geldi, gururumuz incindi. Yine de babam bir şey demedi, siz mutlu olun yeter dedi. Ben de sesimi çıkarmadım ve evime döndüm. Döndükten sonra İki ay kadar elimden geleni yapmaya çalıştım, onu sevdim, şefkat gösterdim, evimi temiz düzenli tuttum, yemekler tatlılar yaptım. Ailesi ile yine her gün bir saat görüntülü konuştum. Bir gün yine aramızda bir meseleden tartıştık. Annesine söylemiş, annesi beni aradı noldu vs diye. Ben de anlattım. Annesi beni haklı buldu, biraz konuştuk vs. Akşam annesi kayınpederime anlatmış, bir de kp im beni aradı. Kp im bana bağırdı çağırdı kapattı telefonu. Ben ağlamaya başladım, neden bana böyle yapıyorsunuz, ben size ne yaptım vs dedim. (Evlenmeden önce eşim, çocuklarımız olduktan sonra ailesi ile birlikte yaşamak istediğini söylemişti. Ben de aynı evde zor olur, karşı komşu olacak şekilde daire tutsak demiştim, kabul etmemişti. Onu çok sevdiğimden bunu göze aldım ve teklifini kabul ettim. Evlendikten sonra telefonda bile güler yüzlü olmadın diye benden ayrılmaya kalktığını görünce aynı evde yaşama fikri beni iyice korkuttu. Kayınvalideme de bunu uygun bir dille anlatmaya çalışmıştım, istemediğimi söylemiştim. Kv m de biz zaten sizin yanınıza yerleşmeyi düşünmüyoruz demişti. ) Kv m bizim kavgamız üzerine eşime " X , verdiği sözden pişmanmış " demiş. Eşim bunu duyunca çılgına döndü ve benimle bu nedenle evlendiğini söyledi, o zaman ayrılalım dedi. Artık benim onun için pek bir değer ifade etmediğime iyice kanaat getirmiştim. Valizimi alıp gidecektim ama o bütün her şeyimi topladı, tek seferde git, ikinci kez gelme dedi. Tabak çanak, tencereler, yastıklar, çeyiz olarak getirdiğim ne varsa topladı ve beni ailemin evine bıraktı. Gururum çok incindi, onu çok seviyordum, ama sanırım o beni o kadar sevmiyor. Boşanma sürecindeyiz şu an, eski günlerimizi çok özlüyorum, kendimi sürekli sorguya çekiyorum nerde hata yaptım diye. Yazamadığım pek çok şey yaşandı, eşim beni hep kontrolüne almaya çalıştı, beni kafasında oluşturduğu bir şekle sokmaya, beni değiştirmeye çalıştı. Ve benim isteklerimin hiçbirini önemsemedi. Hep kendi istediği olsun istedi. Çok yorgunum, çok kırgınım, kendimi çok değersiz hissediyorum. ;(
Elinden gelenin fazlasını sende babanda yapmış allah kurtarmış ilerde çocuk olsa daha sıkıntı olurdu bence .üzülme o üzülsün
 
Annenin aldığı çeyize laf ettiği an ağzına çarpmalıydın
Aşırı aşırı aşırı taviz vermişsin
 
bak guzel kardesim bu adam narsist. laf olsun diye demiyorum. ac oku netten. ve cokca yansitma yapmis. kendi yaptiklarini sen yapiyosun gibi gostermis. aileden birilerinden gunahlarini almiyim ama cok yanlis sekilde akıl almış. fakat bunu anlık ve olaylar uzerinden dusunme. boyle yetismis dusunce tarzi bu. seni secme sebebi zaten sessiz sakin alttan alan bi yapida olman. uzgunum ama seni sevmiyor. normal dusunursen sende onu sevmiyosun. sevdigini saniyosun.normal bi insan boyle birini sevemez cunku. benim ne sucum var diyosun ya bi sucun yok. tek suçun adam bu kadar cirkinlesmisken o eve geri donmen olmus. asla ama asla duzelmez. cocugun olsa elinden alir seni oyle kapiya atar. asla mutlu olamazsin. yasin gencken sakin kendini yakma. bi uzmandan online da olsa terapi al. iliski koclari var sosyal medyada onlarin yazilarini oku. ve lutfen kendine deger ver. sen kendine deger vermiyosun ki adamda versin. boyle gidee ikinciye ayni tipi bulursun. mutlaka degismen lazim. sureklide kimseye alttan alma. karsilikli degilse bu alttan alma isi kullanilirsin. kendine layik sana hak ettigin degeri veren biri elbet karsina cikar. kendine de ailene de bunu yapma hic uzulme.
Nasıl yani adam evleneceği kadını alttan alıp almamasına sessiz sakin bir tip olmasına göre mi seçiyor. Sırf bunun için evlilik yapılır mı :KK57:
 
Cevaplarınız için çok teşekkürler, ben yuva kurmaya çalıştım sadece.Sevdiğim için ve bir yuva kurmaya çalıştığım için gururumu ayaklar altına aldım ama bunda utanacak ve suçlanacak bir şey yok. Bu kadar fedakarlık yapmaya mecbur kalmak benim suçum değil. ayrılmayı ben de çok düşündüm ama bu o kadar kolay olmamalı, bir yuva kurmak kolay değil, evliliğin ilk zamanları böyle şeyler olur, zamanla alışacağız birbirimize diye düşündüm. Ona isteklerimi düşüncelerimi anlattım, bir orta yolu bulalım dedim. Tek taraflı çırpındığımı ben de fark ettim, kendime bir yıl süre vermiştim. Bir şeyler düzelmezse boşanırım diye düşünüyordum. Şu an gelse yalvarsa, aynı evde kalmayacağız ailemle dese döner misiniz diye sormuşsunuz, gelip yalvarmayacağına adım gibi eminim ama diyelim geldi. HAYIR, DÖNMEYECEĞİM.
Evliliğin ilk zamanlarında olur böyle şeyler denen şeyler eşinizin çorabını kirli sepetine atmaması gibi sebeplerle tartışmanız olabilir ancak. Kendinizi bunca ezdirmeniz yüzünden hatalısınız. Bir kaç yıl sonra "Nasıl yapmışım bunları, bu nasıl basiret bağlanmasıdır?" Diye kendinize kızacaksınız. İnsan ömrünün değil 1 yılı 1 günü bile öyle kıymetli ki... Sizi sevmeyen adama "ne istersen yaparım" diyeceğinize bir kaç ay babacığınızın dizinde ağlayın geçer.. Sonra gerçek sevgiyi tadınca bunun hastalıklı bir ilişki olduğunu da anlarsınız. Şu "yuva kolay kurulmuyor" cümlesine de acayip kızıyorum. Kolay kurulmuyor diye ömür boyu çürüyelim mi yani?
 
Cevaplarınız için çok teşekkürler, ben yuva kurmaya çalıştım sadece.Sevdiğim için ve bir yuva kurmaya çalıştığım için gururumu ayaklar altına aldım ama bunda utanacak ve suçlanacak bir şey yok. Bu kadar fedakarlık yapmaya mecbur kalmak benim suçum değil. ayrılmayı ben de çok düşündüm ama bu o kadar kolay olmamalı, bir yuva kurmak kolay değil, evliliğin ilk zamanları böyle şeyler olur, zamanla alışacağız birbirimize diye düşündüm. Ona isteklerimi düşüncelerimi anlattım, bir orta yolu bulalım dedim. Tek taraflı çırpındığımı ben de fark ettim, kendime bir yıl süre vermiştim. Bir şeyler düzelmezse boşanırım diye düşünüyordum. Şu an gelse yalvarsa, aynı evde kalmayacağız ailemle dese döner misiniz diye sormuşsunuz, gelip yalvarmayacağına adım gibi eminim ama diyelim geldi. HAYIR, DÖNMEYECEĞİM.
Canım bu adam seni çok sindirmiş. O özledim dediğin güzel günler de sen onu alttan aldigin için güzeldi. Sakin bu kararından vazgeçme nolur. şansliymişsin ki cocugun yok boşan bi an once ve kurtul. Benim de erkek arkadasim boyleydi evlenme yoluna girmistik ilk bastan beri bi problem oldugunun farkindaydim sonra kendisine bipolar teshisi koyuldu cok cabaladim onun icin bizim icin ama karakter iste olmayinca olmuyor. Ezdirme kendini sen kimseden degerli degilsin bi daha gelmiceksin bu dünyaya
 
Annenin aldığı çeyize laf ettiği an ağzına çarpmalıydın
Aşırı aşırı aşırı taviz vermişsin
Avrupai beyzadenin ailesi hanlar hamamlar yapmış ya öyle konuşması normal. Ben iki ailenin yaptıklarının kıyaslanmasından yana asla değilim ama konu sahibinin annesi elinden geleni yapmışken bu ne hadsizlik yahu?
 
Cevaplarınız için çok teşekkürler, ben yuva kurmaya çalıştım sadece.Sevdiğim için ve bir yuva kurmaya çalıştığım için gururumu ayaklar altına aldım ama bunda utanacak ve suçlanacak bir şey yok. Bu kadar fedakarlık yapmaya mecbur kalmak benim suçum değil. ayrılmayı ben de çok düşündüm ama bu o kadar kolay olmamalı, bir yuva kurmak kolay değil, evliliğin ilk zamanları böyle şeyler olur, zamanla alışacağız birbirimize diye düşündüm. Ona isteklerimi düşüncelerimi anlattım, bir orta yolu bulalım dedim. Tek taraflı çırpındığımı ben de fark ettim, kendime bir yıl süre vermiştim. Bir şeyler düzelmezse boşanırım diye düşünüyordum. Şu an gelse yalvarsa, aynı evde kalmayacağız ailemle dese döner misiniz diye sormuşsunuz, gelip yalvarmayacağına adım gibi eminim ama diyelim geldi. HAYIR, DÖNMEYECEĞİM.
Bosandigin ve adam gibi bir adamla karşılaştığın zaman anlayacaksın yaşadığın izdirabi insan işin içindeyken farketmiyor aptal gibi oluyor kendini kandırıyor vs....
1 saat görüntülü konuşmayı bırak 5 dk günde konuşmaktan sıkılırım sen nasıl dayandin yazık değil mi sana ... 1 ayda tam 1 günden fazlasını onun ailesiyle görüşerek geçiriyorsunuz kesintisiz ..

Adam olan evde yaşadığı mahrem şeyleri ailesine anlatmaz en ufak şeyi dahi anlatmaz ayrılır hayatına bakarsan hayatının en güzel şeyini yapacaksın umarım gelip seni ikna etmez....

Yazmaya üşendim adam baştan başa hata ya iyiki hamile felan kalmadın
 
Adam boşanıcaz demiş sen gittiğin eden geri dönmüşsün. Adamda bu nasılsa blöf yapıyor diye üzerine çok gelmiş sabrını zorlamış.kalman için sebep böyle bir insanı sevmiş olman olmamalı.senin kdınlık gururun daha önemli.
 
Avrupai beyzadenin ailesi hanlar hamamlar yapmış ya öyle konuşması normal. Ben iki ailenin yaptıklarının kıyaslanmasından yana asla değilim ama konu sahibinin annesi elinden geleni yapmışken bu ne hadsizlik yahu?
İşte bu dünyada başka erkek yok son koca olabilecek ünvana sahip erkekle evlendiğini sanmakla alakalı birşey malesef
Yoksa insan neden yapar kendine bunu
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
X