Tatlım kurmuyorsun seni anlamıyor eşin. Ben de bebek tedavisi görüyorum bilirim o duyguyu insanı mahveder yorulursun memur olmasam inan bırakır dinleniridm. Ama evliliği nde belli sorunlar var ben de yaşadım eşimle bunları tamamen geçmedi ama daha iyi durumda . Aile Terapisi aldık ve bize iyi geldi. .o da maddiyat tabi ama 2 seans bile yetti. Eşim de anlayışlı biridir. Gel gelelim jer dönem olur böyle şeyler evlilikte kendini rahatlat eşinin söylediklerini unut bir süreKızlar merhaba,
Bir yıl önce yaşadığım düşüklerden dolayı biraz kafamı dinlemek ve toparlanmak için işimden istifa ettim. Etmeden önce eşime sorduğumda yarım ağız sen bilirsin demişti. Ama ben o zamanlar o kadar kötüydüm ki konforlu yaşamı düşünecek halim yoktu.
O yarım ağız sen bilirsin cümlesinin tam açıklaması 1 ay sonra geldi. Ben şakayla karışık "oh böyle iyiymiş. Galiba bir daha hiç çalışmayacağım" dedim. Vay efendim benim çalışanlardan ne farkım varmış. Çalışanlar aptal mıymış. Arkadaşlarının çalışan eşlerinden örnek verdi. Sen onlardan daha mı üstünsün dedi. Hepsi sadece bu cümlenin üstüne söylendi. O kadar çok konuştu ki kendimi asalak gibi hissettirdi. O an dünya başıma yıkıldı. Bu adam benimle sadece maaşım var diye mı evlendi diye sorguladım. Vicdan azabı çektirmek için değil; gerçekten bu hale düştüğüm için sabaha kadar ağladım. Eşim çok üzüldü. Tipik ben öyle demek istemedim yalanını söyledi. Onun bitmeyen özürleri sonucu zamanla barıştım. Ama o cümleler ciğerime kazındı. Ölsem dahi unutmam.
Birkaç ay sonra bebek için tekrardan hem bedenen hem ruhen kendimi hazır hissettim. Düzenli bir cinsel hayatımız yok. Hiç olmadı. Zaten kaybettiğim iki bebeği de zor yapabilmiştik. Beyefendinin keyfi gelecek, benim yumurtlama günüme denk gelecek vs. Ama ben işi biraktigimdan beri daha bir mutsuz ve keyfi yok. Dolaysıyla vasat altı cinselliğimiz sürünür hale geldi. Tabii bu durumda bebegi denk getiremedim. Ben eşim gerilmesin diye bebeğin olmasını çok istediğimi kendisine hiç söylemedim. Artık dayanamadım geçen gün "böyle söylemek istemezdim ama bebek olabilmesi için düzenli bir ilişkimizin olması gerekiyor" dedim. Bende bebek düşünüyorum ama şimdi zamanı değil. İş durumları nasıl olur, o belli değil daha(terfi beklentisi var) gibi bir sürü şey geveledi. Ben de bir süredir iş arıyorum ama bulamıyorum. Bu arada tam anlamıyla boş kalmadım. Açıköğretimden ikinci üniversiteme başladım. Ikinci sınıfa geçtim. Bir aydır falan da ikinci bir yabancı dil öğrenmeye çalışıyorum. Madem iş yok bu arada eğitimime yön vereyim. En azından hamilelik sürecini bu arada çıksın diye düşünmüştüm. Her hamile ve bebek gördüğümde gözlerimin dolmasını falan geçtim artık durumu mantık çerçevesinde idare etmeye çalışıyorum.
Eşimin bu tepkisinden sonra deli gibi iş aramaya başladım. Artık internetten değil elden cv vermeye başladım. Sürekli başka nereye cv verebilirim diye düşünüyorum. İş bulursam belki artık bebek düşünecek duruma geliriz diye umut ediyorum ama sanki o bu kadar kayitsizken ben de bu kadar çabalarken sanki bu bebek sadece benim bebeğim olacak gibi hissediyorum.
Biraz önce bu konuda konuştuk. Söylediği tek şey: "ben ne desem boş. Sen her şeyi kafanda kuruyorsun zaten."
Gerçekten ben mi kuruyorum?
cocugunun babasinin o adam olmasini istediginden emin misinKızlar merhaba,
Bir yıl önce yaşadığım düşüklerden dolayı biraz kafamı dinlemek ve toparlanmak için işimden istifa ettim. Etmeden önce eşime sorduğumda yarım ağız sen bilirsin demişti. Ama ben o zamanlar o kadar kötüydüm ki konforlu yaşamı düşünecek halim yoktu.
O yarım ağız sen bilirsin cümlesinin tam açıklaması 1 ay sonra geldi. Ben şakayla karışık "oh böyle iyiymiş. Galiba bir daha hiç çalışmayacağım" dedim. Vay efendim benim çalışanlardan ne farkım varmış. Çalışanlar aptal mıymış. Arkadaşlarının çalışan eşlerinden örnek verdi. Sen onlardan daha mı üstünsün dedi. Hepsi sadece bu cümlenin üstüne söylendi. O kadar çok konuştu ki kendimi asalak gibi hissettirdi. O an dünya başıma yıkıldı. Bu adam benimle sadece maaşım var diye mı evlendi diye sorguladım. Vicdan azabı çektirmek için değil; gerçekten bu hale düştüğüm için sabaha kadar ağladım. Eşim çok üzüldü. Tipik ben öyle demek istemedim yalanını söyledi. Onun bitmeyen özürleri sonucu zamanla barıştım. Ama o cümleler ciğerime kazındı. Ölsem dahi unutmam.
Birkaç ay sonra bebek için tekrardan hem bedenen hem ruhen kendimi hazır hissettim. Düzenli bir cinsel hayatımız yok. Hiç olmadı. Zaten kaybettiğim iki bebeği de zor yapabilmiştik. Beyefendinin keyfi gelecek, benim yumurtlama günüme denk gelecek vs. Ama ben işi biraktigimdan beri daha bir mutsuz ve keyfi yok. Dolaysıyla vasat altı cinselliğimiz sürünür hale geldi. Tabii bu durumda bebegi denk getiremedim. Ben eşim gerilmesin diye bebeğin olmasını çok istediğimi kendisine hiç söylemedim. Artık dayanamadım geçen gün "böyle söylemek istemezdim ama bebek olabilmesi için düzenli bir ilişkimizin olması gerekiyor" dedim. Bende bebek düşünüyorum ama şimdi zamanı değil. İş durumları nasıl olur, o belli değil daha(terfi beklentisi var) gibi bir sürü şey geveledi. Ben de bir süredir iş arıyorum ama bulamıyorum. Bu arada tam anlamıyla boş kalmadım. Açıköğretimden ikinci üniversiteme başladım. Ikinci sınıfa geçtim. Bir aydır falan da ikinci bir yabancı dil öğrenmeye çalışıyorum. Madem iş yok bu arada eğitimime yön vereyim. En azından hamilelik sürecini bu arada çıksın diye düşünmüştüm. Her hamile ve bebek gördüğümde gözlerimin dolmasını falan geçtim artık durumu mantık çerçevesinde idare etmeye çalışıyorum.
Eşimin bu tepkisinden sonra deli gibi iş aramaya başladım. Artık internetten değil elden cv vermeye başladım. Sürekli başka nereye cv verebilirim diye düşünüyorum. İş bulursam belki artık bebek düşünecek duruma geliriz diye umut ediyorum ama sanki o bu kadar kayitsizken ben de bu kadar çabalarken sanki bu bebek sadece benim bebeğim olacak gibi hissediyorum.
Biraz önce bu konuda konuştuk. Söylediği tek şey: "ben ne desem boş. Sen her şeyi kafanda kuruyorsun zaten."
Gerçekten ben mi kuruyorum?
Ya ne kadar kolay söylemesi 120.000 kişi her sene boşaniyor ve bunların 30.000 bin küsuru tekrar evleniyor son çözüm o olmalı dile kolay. Tabi ki kadın ezilmesin tabi ki dik dursun ama psikolojik ve fiziksel şiddet yoksa saygısızlık yoksa arada sevgi varsa hemen boşanmak doğru değil.Boşanmak diyede bir yol var.
Ağzıniza sağlık doğru cinsel hayat çocuk derken Güme gidiyorBen böyle konuları okurken Türk kadını için çok üzülüyorum. Evlilik kaygısıyla aşkın sevgililiğin tadını çıkaramıyorlar sonra çocuk diye cinsellik bir tür tıbbi gerekliliğe dönüşüyor. Biraz akışına bıraksanız anın tadını çıkarsanız. Bunu yapıcaz çocuk olacak diye düşünmeden cinselliği yaşamaya çalışsanız belki cinsel hayatınız yoluna girer. Yani erkek için de zevk alacak değil yumurtlama gününe denk getirilen bir tıbbi gereklilik olarak sevimsiz geliyordur böyle cinsellik. Ayrıca her şakanın altında bi gerçek yatar eşiniz hakikaten artık çalışmayacağınız elektriği almış olabilir sizden. Tamam siz de depresyon halinde işe sürüklenecek değilsiniz ama sakin bir şekilde durumum bu olmadığını anlatsanız
Cinsellik içinse bebek konusunu ertelendi erkekler stresli ise bir de zorunluluk için yapmazlar ben de yapmam şahsen iyi hissetmem kendimi bir kez denedim hem de aşılama iğnesi olurken bile zorla istemedim yapmakKızlar merhaba,
Bir yıl önce yaşadığım düşüklerden dolayı biraz kafamı dinlemek ve toparlanmak için işimden istifa ettim. Etmeden önce eşime sorduğumda yarım ağız sen bilirsin demişti. Ama ben o zamanlar o kadar kötüydüm ki konforlu yaşamı düşünecek halim yoktu.
O yarım ağız sen bilirsin cümlesinin tam açıklaması 1 ay sonra geldi. Ben şakayla karışık "oh böyle iyiymiş. Galiba bir daha hiç çalışmayacağım" dedim. Vay efendim benim çalışanlardan ne farkım varmış. Çalışanlar aptal mıymış. Arkadaşlarının çalışan eşlerinden örnek verdi. Sen onlardan daha mı üstünsün dedi. Hepsi sadece bu cümlenin üstüne söylendi. O kadar çok konuştu ki kendimi asalak gibi hissettirdi. O an dünya başıma yıkıldı. Bu adam benimle sadece maaşım var diye mı evlendi diye sorguladım. Vicdan azabı çektirmek için değil; gerçekten bu hale düştüğüm için sabaha kadar ağladım. Eşim çok üzüldü. Tipik ben öyle demek istemedim yalanını söyledi. Onun bitmeyen özürleri sonucu zamanla barıştım. Ama o cümleler ciğerime kazındı. Ölsem dahi unutmam.
Birkaç ay sonra bebek için tekrardan hem bedenen hem ruhen kendimi hazır hissettim. Düzenli bir cinsel hayatımız yok. Hiç olmadı. Zaten kaybettiğim iki bebeği de zor yapabilmiştik. Beyefendinin keyfi gelecek, benim yumurtlama günüme denk gelecek vs. Ama ben işi biraktigimdan beri daha bir mutsuz ve keyfi yok. Dolaysıyla vasat altı cinselliğimiz sürünür hale geldi. Tabii bu durumda bebegi denk getiremedim. Ben eşim gerilmesin diye bebeğin olmasını çok istediğimi kendisine hiç söylemedim. Artık dayanamadım geçen gün "böyle söylemek istemezdim ama bebek olabilmesi için düzenli bir ilişkimizin olması gerekiyor" dedim. Bende bebek düşünüyorum ama şimdi zamanı değil. İş durumları nasıl olur, o belli değil daha(terfi beklentisi var) gibi bir sürü şey geveledi. Ben de bir süredir iş arıyorum ama bulamıyorum. Bu arada tam anlamıyla boş kalmadım. Açıköğretimden ikinci üniversiteme başladım. Ikinci sınıfa geçtim. Bir aydır falan da ikinci bir yabancı dil öğrenmeye çalışıyorum. Madem iş yok bu arada eğitimime yön vereyim. En azından hamilelik sürecini bu arada çıksın diye düşünmüştüm. Her hamile ve bebek gördüğümde gözlerimin dolmasını falan geçtim artık durumu mantık çerçevesinde idare etmeye çalışıyorum.
Eşimin bu tepkisinden sonra deli gibi iş aramaya başladım. Artık internetten değil elden cv vermeye başladım. Sürekli başka nereye cv verebilirim diye düşünüyorum. İş bulursam belki artık bebek düşünecek duruma geliriz diye umut ediyorum ama sanki o bu kadar kayitsizken ben de bu kadar çabalarken sanki bu bebek sadece benim bebeğim olacak gibi hissediyorum.
Biraz önce bu konuda konuştuk. Söylediği tek şey: "ben ne desem boş. Sen her şeyi kafanda kuruyorsun zaten."
Gerçekten ben mi kuruyorum?
Söylediklerinize saygı duyuyorum. Bakış açımız farklı sanırım.Ya ne kadar kolay söylemesi 120.000 kişi her sene boşaniyor ve bunların 30.000 bin küsuru tekrar evleniyor son çözüm o olmalı dile kolay. Tabi ki kadın ezilmesin tabi ki dik dursun ama psikolojik ve fiziksel şiddet yoksa saygısızlık yoksa arada sevgi varsa hemen boşanmak doğru değil.
Ben de hayatı romantik komedi tarzında yaşamayı çok isterdim ama evleninceye kadar saçma sapan insanlar arasından nispeten doğru insanı bulmaya çalışmakla yaşım 28 oldu. 3 yıldır evliyiz ve artık 31 yaşındayım. Bu zamanlarda bebek sahibi olmazsak sonra çok daha zor olacak. Artık ne bir şey yapabiliyorum ne de bir şeye yetebiliyorum. Saçma bir haldeyimBen böyle konuları okurken Türk kadını için çok üzülüyorum. Evlilik kaygısıyla aşkın sevgililiğin tadını çıkaramıyorlar sonra çocuk diye cinsellik bir tür tıbbi gerekliliğe dönüşüyor. Biraz akışına bıraksanız anın tadını çıkarsanız. Bunu yapıcaz çocuk olacak diye düşünmeden cinselliği yaşamaya çalışsanız belki cinsel hayatınız yoluna girer. Yani erkek için de zevk alacak değil yumurtlama gününe denk getirilen bir tıbbi gereklilik olarak sevimsiz geliyordur böyle cinsellik. Ayrıca her şakanın altında bi gerçek yatar eşiniz hakikaten artık çalışmayacağınız elektriği almış olabilir sizden. Tamam siz de depresyon halinde işe sürüklenecek değilsiniz ama sakin bir şekilde durumum bu olmadığını anlatsanız
Söylediklerinize saygı duyuyorum. Bakış açımız farklı sanırım.
Bana göre eşin kendini iyi hissetmediği bir dönemde işten çıkmak hakkı. Çalış diye baskı yapmak psikolojik şiddet.
Bu adamdan cocuk yapmak istediginize emin misinizKızlar merhaba,
Bir yıl önce yaşadığım düşüklerden dolayı biraz kafamı dinlemek ve toparlanmak için işimden istifa ettim. Etmeden önce eşime sorduğumda yarım ağız sen bilirsin demişti. Ama ben o zamanlar o kadar kötüydüm ki konforlu yaşamı düşünecek halim yoktu.
O yarım ağız sen bilirsin cümlesinin tam açıklaması 1 ay sonra geldi. Ben şakayla karışık "oh böyle iyiymiş. Galiba bir daha hiç çalışmayacağım" dedim. Vay efendim benim çalışanlardan ne farkım varmış. Çalışanlar aptal mıymış. Arkadaşlarının çalışan eşlerinden örnek verdi. Sen onlardan daha mı üstünsün dedi. Hepsi sadece bu cümlenin üstüne söylendi. O kadar çok konuştu ki kendimi asalak gibi hissettirdi. O an dünya başıma yıkıldı. Bu adam benimle sadece maaşım var diye mı evlendi diye sorguladım. Vicdan azabı çektirmek için değil; gerçekten bu hale düştüğüm için sabaha kadar ağladım. Eşim çok üzüldü. Tipik ben öyle demek istemedim yalanını söyledi. Onun bitmeyen özürleri sonucu zamanla barıştım. Ama o cümleler ciğerime kazındı. Ölsem dahi unutmam.
Birkaç ay sonra bebek için tekrardan hem bedenen hem ruhen kendimi hazır hissettim. Düzenli bir cinsel hayatımız yok. Hiç olmadı. Zaten kaybettiğim iki bebeği de zor yapabilmiştik. Beyefendinin keyfi gelecek, benim yumurtlama günüme denk gelecek vs. Ama ben işi biraktigimdan beri daha bir mutsuz ve keyfi yok. Dolaysıyla vasat altı cinselliğimiz sürünür hale geldi. Tabii bu durumda bebegi denk getiremedim. Ben eşim gerilmesin diye bebeğin olmasını çok istediğimi kendisine hiç söylemedim. Artık dayanamadım geçen gün "böyle söylemek istemezdim ama bebek olabilmesi için düzenli bir ilişkimizin olması gerekiyor" dedim. Bende bebek düşünüyorum ama şimdi zamanı değil. İş durumları nasıl olur, o belli değil daha(terfi beklentisi var) gibi bir sürü şey geveledi. Ben de bir süredir iş arıyorum ama bulamıyorum. Bu arada tam anlamıyla boş kalmadım. Açıköğretimden ikinci üniversiteme başladım. Ikinci sınıfa geçtim. Bir aydır falan da ikinci bir yabancı dil öğrenmeye çalışıyorum. Madem iş yok bu arada eğitimime yön vereyim. En azından hamilelik sürecini bu arada çıksın diye düşünmüştüm. Her hamile ve bebek gördüğümde gözlerimin dolmasını falan geçtim artık durumu mantık çerçevesinde idare etmeye çalışıyorum.
Eşimin bu tepkisinden sonra deli gibi iş aramaya başladım. Artık internetten değil elden cv vermeye başladım. Sürekli başka nereye cv verebilirim diye düşünüyorum. İş bulursam belki artık bebek düşünecek duruma geliriz diye umut ediyorum ama sanki o bu kadar kayitsizken ben de bu kadar çabalarken sanki bu bebek sadece benim bebeğim olacak gibi hissediyorum.
Biraz önce bu konuda konuştuk. Söylediği tek şey: "ben ne desem boş. Sen her şeyi kafanda kuruyorsun zaten."
Gerçekten ben mi kuruyorum?
2 çocuğu düşürüp fiziksel olarak yıpranan kadın. Ama erkeğinde varsa geçerli bir nedeni tabiki işi bırakabilir. Kadınında destek olması gerekir.Bunu erkekte yapabilir mi ?
Evet bu doğru ben de bu konuda hak verdim ama bence bebek baskısı gelecek kaygısı vs. Bunun için çiftler yüz yüze diyemedigini terapide dökülüyor böylece asıl durum ortaya çıkabilir. Yani eğer eşim iyi biri ama neden böyle anlamıyorum diyorsa terapi bir seçenekSöylediklerinize saygı duyuyorum. Bakış açımız farklı sanırım.
Bana göre eşin kendini iyi hissetmediği bir dönemde işten çıkmak hakkı. Çalış diye baskı yapmak psikolojik şiddet.
Evlilik danışmanlarına giden çiftlerin büyül bir kısmı boşanıyormuş maalesef.Evet bu doğru ben de bu konuda hak verdim ama bence bebek baskısı gelecek kaygısı vs. Bunun için çiftler yüz yüze diyemedigini terapide dökülüyor böylece asıl durum ortaya çıkabilir. Yani eğer eşim iyi biri ama neden böyle anlamıyorum diyorsa terapi bir seçenek
Boşanmak en kolayı. Hatta yalnız bir hayat düşünüyorsan en mantiklisi. Bazen ben de düşünmüyor değilim ama kaç kaç nereye kadar diyorum. Genel olarak bakınca bir çok eşten daha iyi ama o benim çok detay düşündüğümü söylüyor.Boşanmak diyede bir yol var.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?