Koca kişisi zaten ablasından nefret ediyormuş. Enişte formundaki sırtlan gibiler kimden neyi nasıl isteyeceklerini bilirler. Ayrıca konu sahibinin ergen çocukları varmış. Erkek olan çocuğu saf babasına izah edebilir bu şekil anahtar istemeler falan ne anlama geliyor.
Bir erkek son noktaya kadar, edebileceği kadar inkar eder ve yanındaki yöresindeki karısına sevgilisine ihanet eden erkekleri ölümüne korur. Omerta sessizliğine bürünür. İçgüdü olmuş bu onlarda. Ne zaman ki yaptıkları halt kabak gibi ortaya çıkar, o zaman satış başlar. Benim aklıma bile gelmemişti, ondan hiç beklemezdim, artık onlarla görüşmeyiz, yazık eşine, sildik çıkardık biz onu arkadaş grubundan... Adamı kötüledikçe kötüler ki dikkatler kendi üstüne toplanmasın. Olaya çok kızmış gibi tepki gösterir ama detaylara girmez. Çünkü anın şokuyla hangi yalanı söylediğini hatırlayamaz, olur da detay verecekse önceden çalışır söyleyeceklerini. Yakalanan sırtlan ise ne olursa olsun diğerlerini ele vermez.
Yakalanmanın bir bedeli vardır ve yakalanan tek başına ödeyecektir bedelini. Beni tanıdılar siz kaçın olayı
Ben konu sahibinin kocasının da bu psikolojide olduğunu düşünüyorum. Çünkü evden cenaze çıkmış, konu komşu merakla bekliyor şimdi eve ne olacak. Satılacak mı kiraya mı verilecek, eşyalar atılıp yenisi mi alınacak, gelenler alıcı mı emlakçı mı... Birinin radarına yakalandı bunlar ve saf koca şimdiden rolünü garantiledi. Anahtarı verdi, baldızından nefret ettiği için enişteyi hoş tutup baldızdan intikam aldı, ama enişte anahtarı kopyalayarak davaya ihanet etti. Koca da sonra gelip eşine söyledi ki, olay kızışınca enişten ne şerefsiz bir adammış beni de alet etti pisliğine diyebilsin.