Acemi mutfağı

İşte ilk tarifim geldi hem basit hemde çok pratik şık bir tatlı
5 6 tane gülaç yaprağı
Yarım litre süt
Bir kase ince kıyılmış fındık
1 su bardağı şeker
Süslemek için vişne reçeli ve fıstık

Yapılışı :
Önçe sütle şekeri ocağın üzerine koyalım erineyene dek karıştırarak ısıtıyoruz sıçaklığı elinizi yakmıyaçak şekilde olaçak
Yeniş bir tepsiye. Güllaç yapraklarını ortadan 2 ye kırıp yufkayı sütle ıslatıyoruz

Daha sonra ıslanan yufkanın ortasına fıntıkları koyup sarıyoruz

Ayrı bir yeniş tepsiye diyoruz
Sonrada dilediğiniz gibi süslüyorsunuz ben vişne reçeli fıstığı terçih ettim
Buda servisi afiyet olsun
Eki Görüntüle 770447
 

Ellerine sağlık canım
 
benim sizde bi ricam olacak yaptığınız kolay tarifleri yazarzanız mesala keki yazmışınız malzemleride yazarmısınız acemi gelinden sevgiler
 
hemşom bu topiğe cok sevindim ya tam bana göre bir topik hayırlı uğurlu olsun
Sağol canım benim herzaman beklerim
benim sizde bi ricam olacak yaptığınız kolay tarifleri yazarzanız mesala keki yazmışınız malzemleride yazarmısınız acemi gelinden sevgiler

Tamam canım ramazandan sonraki haftalar etkinliklerimiz olcak bir haftada kek etkinliği yapalım siz yeterki isteyin öğretmeye hazırız
 
Son düzenleme:

Malzemeler
2 adet güllaç yaprağı
Yarım litre süt
1 su bardağından 2 parmak eksik tozşeker
1 su bardağı dövülmüş ceviz

Üzeri için:
Toz antepfıstığı
Kiraz şekerlemesi
Fincanda Güllaç Yapılışı
SÜTÜ bir tencereye alıp ocağa oturtun. Kaynayınca içine tozşeker katın ve karıştırarak erimesini sağlayın. Daha sonra ılınmaya bırakın. Güllaç yapraklarından birini düz bir zemine serin ve üzerine süt serpin. Hafif yumuşaması için bez örtünün üzerine alın. Diğer güllacı da aynı şekilde hazırlayın. Hafif yumuşayan güllaç yapraklarını dörde bölüp, toplam 8 parça elde edin. Her parçayı geniş ağızlı Türk kahvesi fincanlarının canlarının içine yerleştirin. Ortalarına cevizi paylaştırın ve fincanın dışına taşan kısımları üzerine kapatın. Fincanları ters çevirip, servis tabağına çıkarın. Kalan sütü tekrar ılıtıp, üzerlerine gezdirin. Sütünü çektikten sonra toz antepfıstığı ve kiraz şekerlemesi ile süsleyip, servis yapın.
Alıntıdır
 

Ellerine sağlık.Bizde güllaç hiç yenmez.Ben bir kere hazırını almıştım pek hoşuma gitmedi.Ama seninki çok güzel görünüyor.Geçen gün Vedat Milor'ün programında bir otelin ahçısı yaptı güllacı.Aman Allahım süt içinde yüzüyor güllaç.Kase gibi birşeyin içinde o şekilde verdi adama.Ben hiç yapmadığım halde o şekilde olmayacağını biliyorum.Vedat Milör bile hiç güzel olmuş demedi:)Bazen ahçılara çok sinir oluyorum.Nasıl ahçı oldukları konusunda şüphelerim oluyor:)
 

Sağol canım
Bende şerbetli tatlılarla aram yok böyle sütlü tatlıları severim sen galiba bir talihsizlik yaşamısın gel ben sana sevdireyim güllaçı
 
Son düzenleme:
Ön bilği
Güllaç yaprağının üretiminde, mısır nişastası ve buğday unu özel filtrelendirilmiş suyla karıştırılır ve özgün bir kıvamda güllaç hamuru elde edilir.
Bu bileşim 100 – 150 derece sıcaklıkta bulunan özel tavalara dökülür ve bu şekilde suyunu kaybetmesi sağlanır. Piştiği zaman tavadan kendiliğinden ayrılır.
Daha sonra güllaç yaprakları özel ortamlarda kurutulur.
Güllaç yufkası yapımı deneyim,zaman gerektirmektedirHazır güllaç yufkası almak amatör kişiler için daha kolay bir çare olucaktır.
Alıntıdır
 
PRATİK ÖLÇÜLER


Bir su bardağı (250 gramlık)

Su
250gr
Süt
250gr
Toz şeker
200gr
Pirinç
250gr
Bulgur
200gr
Fasulye
200gr
Mercimek
180gr
İrmik
180gr
Pudra şekeri
160gr
Un
100gr
Peynir(rendelenmiş)
100gr
Badem(çekilmiş)
100gr
Ceviz(çekilmiş)
100gr
Kakao
220gr
Zeytinyağı
220gr
Ayçiçek yağı
220gr
Eritilmiş yağ
220gr
Bir Çay Bardağı(100gramlık)

Su
100gr
Süt
100gr
Toz şeker
80gr
Pirinç
100gr
Bulgur
75gr
Fasulye
75gr
Mercimek
75gr
İrmik
70gr
Pudra şekeri
70gr
Un
70gr
Peynir(rendelenmiş)
40gr
Badem(çekilmiş)
40gr
Ceviz(çekilmiş)
40gr
Zeytinyağı
90gr
Ayçiçek yağı
90gr
Eritilmiş yağ
90gr
Bir Kahve Fincanı(75 gramlık)

Su
75gr
Süt
75gr
Toz şeker
70gr
Pirinç
70gr
Nohut
70gr
Bulgur
60gr
Fasulye
60gr
Mercimek
60gr
İrmik
55gr
Pudra şekeri
55gr
Un
55gr
Peynir(rendelenmiş)
25gr
Badem(çekilmiş)
25gr
Ceviz(çekilmiş)
25gr
Kakao
40gr
Zeytinyağı
65gr
Ayçiçek yağı
65gr
Eritilmiş yağ
65gr
Bir Yemek Kaşığı

Yağ(silme)
20gr
Toz şeker
20gr
Salça
30gr
Tuz
20gr


Mutfakta yemek, pasta yapımında bazı tariflerin gram usulü verilmesi nedeniyle bazen tariflerimizi tutturamayabiliyoruz. Yardımı olur diye mutfakta kullanabileceğimiz pratik ölçüleri vermek istedim umarım işinize yarar.
Alıntıdır
 
BESİNLERİ SAKLAMA TEKNİKLERİ

1 - Besinlerin konserve edilerek saklanması: Besinleri bozan biyolojik faktörleri teşkil eden küfler, mayalar ve bakteriler ve bunların meydana getirdikleri enzimler sıcağın etkisiyle öldüklerine göre besinleri gereken sıcaklığa göre ısıtmakla bu mikros* kobik canlıları ve onların meydana getirdikleri mikro organizma enzimlerini ve besinin kendi hücrelerinde bulunan ham madde enzimlerini öldürerek besini bir süre bozulmaktan korumak mümkündür. Ancak bu işlemi ağzı açık kaplarla yapmak doğru değildir. Çünkü besinler soğuyunca havadaki biyolojik faktörlerle bulaşır ve gereken ortamı bulunca hemen bozulurlar. Besinlerin bozulmalarını önleyebilmek için onları hava almayacak biçimde ağızları kapanabilen kaplar içinde (kavanoz, şişe, teneke kutu) ısıtmak gerektir. Besin maddelerinin cam kavanoz, teneke kutu cam şişe gibi kapların içinde konup bu kapların ağızları hava alamayacak biçimde kapatıldıktan sonra yüksek sıcaklık derecelerinde ısıtılması (sterilizasyon veya pastörizasyon ısılarında) ve uzun süre bozulmadan saklanması usulüne «konserve etmek» adını veriyoruz. Domates, domates suyu, meyveler ve meyve sularında bulunması muhtemel maya, küf ve bunların enzimleri 100 santigrat derecesinin altındaki bir ısıda öldüklerine göre yukarıda saydığımız besin maddeleri ağzı kapalı kaplarda 100 derece ısıtılırsa bunları uzun bir süre bozulmadan saklamak mümkündür. Ve bu usule «pastörizasyon» denmektedir. Sebzelerle etlerin bozulmasında rol oynayan bakterilerse daha yüksek ısıda öldüklerinden sebzelerle etler 100 santigrat derecesinin üzerinde ısıtılarak konserve edilirler ve bu usule «sterilizasyon» denmektedir.

2 - Besinlerin kurutularak saklanması: Bu usulün esası, besinlerde bulunan fazla suyun uçurularak besinleri bozan küçük canlıların faaliyet gosteremiyecekleri bir ortam yaratmak yani bu besinleri kurutmaktır. Kuruyan besinlerde şeker gibi maddeler varsa bu şeker oranı kurumayla çoğalır ve bu da o besinin bozulmadan uzun bir süre saklanmasını temin eder. Kurutulan besinlerdeki su oranı % 15'i aşınca bu besinlerin saklanması güçleşir. Bundan ötürü kuru fasulye, bakla, nohut, fındık, ceviz ve benzeri kuru sebze, bakliyat ve yemişleri rutubetsiz yerlerde saklamak gerekir.

3 - Besinlerin soğukta saklanması: Besinlerdeki küçük canlıların düşük ısılarda normal faaliyetlerini gösteremediklerini, uyuşup kaldıklarını evvelce görmüştük. İşte bu durumdan yararlanılmakta ve meyvelerle sebzeler düşük ısılarda yani buzdolabı gibi yerlerde uzun bir süre bozulmadan saklanılmaktadır. Böyle düşük ısılarda saklanılan meyvelerin donacakları düşünülürse de bu besinlerde bulunan şeker, onların donma derecelerini düşürdüğünden cetvelde gösterilen derecelerde donma olmadan bu besinlerin saklanması mümkündür.

4 - Besinlere şeker katarak mikropların yaşayamayacakları bir ortam meydana getirerek bunların saklanması: Takdir edileceği gibi et, sebze, balık gibi şeylere şeker katmak mümkün değildir. Şeker, daha çok meyvelere katılır ki bunlara da yapılışlarına göre reçel, marmelat veya meyve şıralarından jöle adı verilir. Bu şekerli besinlerin bozulmaması için katılan şeker oranının yüksek olması gerekmektedir. Bunun için reçellerde % 68, marmelatta % 65, jölede % 65 oranından az şeker olmaması gerekmektedir. Hem pişirilmiş, hem de şekerlenmiş olan bu besinlerin havayla temas etmemeleri için de uzun süre kullanılmayacak marmelat ve jölelerin ağızlarını 2 - 3 milimetre kalınlığında balmumu veya parafinle Örtmek gerekir (parafin veya balmumu kaynar bir durumda dökülür ve kabın ağzında soğutulursa her tarafına iyice yapışır ve hava girmesini önler). Reçel kavanozlarını ise parşömen kağıdıyla örttükten sonra ağzını kapatmak daha doğru olur. Ancak parşömen kâğıdı bulamayanlar jölede olduğu gibi parafinle de kapatabilirler.

5 - Besinlerin ihtimar ettirilerek saklanması: Üzüm ve elma gibi besinlerin suyundan elde edilen şıra, ihtimardan yararlanıldığı için meydana gelmektedir. Bilindiği gibi şıradaki şeker, mayaların etkisiyle alkole döner. Alkol ise bozulmayı önler.

6 - Besinlerin tuzlanarak ve ekşiliğini artırarak saklanması: Besinlerimizden meyvelerle sebzelerin ekşiliklerini artırarak uzun süre bozulmadan saklanmaları mümkündür. İşte turşular bu yolla elde edilirler. Turşuların bazıları (biber, patlıcan gibi) sirkeyle yapılırlar. Bazıları ise (hıyar, domates, lahana gibi) tuzlu su yani salamurayla yapılırlar. Ayrıca lahana kuru tuzlamayla da turşulaştırılır. Turşunun olgunlaşması sırasında süt asidi meydana gelir ki bu da o besinin bozulmasını bir süre önler. Salamurayla yapılacak turşularda süt asidi oranı % 1'in altına pek düşmemeli. Sirkeyle yapılacak turşularda ise kullanılacak sirkedeki asidin % 4'den aşağı olmaması gerekir.

7 - Besinlerin içine alkol katarak saklanması: Bilindiği gibi saf alkol mikropları öldürmede birebirdir. Nitekim bir yerimiz kanasa mikrop kapmaması için o yeri hemen alkolle sileriz. İşte bu nedenle alkolden meyve şıralarının saklanmasında yararlanılır.

8 - Besinlerin kimyasal maddelerin katılmasıyla saklanması: Benzoik asit, sodyum benzoat, karınca asidi, salisilik asit, kükürt dioksidi veya tuzları gibi kimyasal maddelerin azı insan vücudu için hemen hemen zararsızdır. Ama bunlar besinlerimizi bozan mikroplar için birer kuvvetli zehirdirler. İşte bu kimyasal maddeler domates salçalarına, domates sularına, meyve şıralarına katıldığından bunların bozulmadan uzun süre saklanmasına imkân verirler.

9 - Besinlerin isleme ve tütsülemeyle saklanması: Et, dil ve balık gibi besinler bir süre özel salamurada tutulduktan sonra haşlanır. Sonra da çam, mazı, ardıç, defne gibi kokulu ağaçların canlarına tutularak işlenir yani tütsülenirse bu besinler serin ve kuru yerlerde uzun süre bozulmadan saklanabilirler. Bazı çam, ardıç ve defne ağaçlarının dumanı içinde bulunan kreozot, asidi, formal gibi gazlar besinlerdeki bakteriler için kuvvetli birer zehirdirler.

10 - Besinlerin mikropların yaşayamayacağı koyuluğa getirilerek saklanması: Üzüm, dut, karpuz ve öbür meyvelerin şıraları ısıtılarak karışımındaki su azaltılır ve bu şıralar pekmez durumuna getirilir. Böylece hem bu besin maddelerindeki şeker oranı çoğalır ve dolayısıyla kolay bozulmaları önlenir, hem de içindeki besleyici maddelerin değeri çoğalır. Üstelik pekmezde su da yeteri kadar olmadığından mikropların kolaylıkla üremesi de önlenmiş olur.

11 - Besinlerin dondurularak saklanması: Bu usulün mazisi pek eski değildir. 1'nci Dünya Savaşı'ndan sonra besileri bu usulle saklamaya başlanışlardır. Besinleri evlerde de buzdolaplarının buzluklarında dondurmak mümkündür.
ALINTIDIR
 
HAKİMİYET
Bıçak kullanımının en yaygın şekillerinden biri, işaret parmak ve baş parmak yanlarda ve diğer üç parmak altta olacak şekilde tutuştur. Bu tutuş bıçağa yüksek hakimiyet sağlar.
REHBER EL

Rehber El Tekniği bir elinizle bıçağınızı tutarken diğer elinizle kestiğiniz malzemeyi kontrol etmenizi sağlar. Bir çok şef bu tekniği kullanarak kesim gerçekleştirir. Kesilecek malzemeyi parmak uçlarınızla tutarken parmaklarınızı geriye doğru kıvırarak elinizin kesilmesine fırsat vermezsiniz. Aynı zamanda bıçağınızın yüzeyini parmağınıza dayayıp kesmek istediğiniz malzemenin kalınlığını ayarlayabilirsiniz.
 
Son düzenleme:
ACEMİ MUTFAK SÖZLÜGÜ

Alaca soymak : Kabuklu meyve veya sebzelerde kabuğun birer parmak arayla uzunlamasına soyulmasına denir.
Aperatif : Yemekten önce iştah açıcı olarak alınan içki veya yiyeceklerdir.
Aroma : Meyvelerdeki hoş kokuya denir. Tatlı ve pastalarda güzel koku vermek amacıyla portakal, limon kabuğu rendesi veya vanilya kullanılır.
Bağlamak : Çorba ve yahni gibi sulu yiyecekleri koyulaştırmaya denir. Günümüzde daha çok nişasta ve krema en iyi iki bağlayıcı olarak kabul edilir.
Barsama : Güzel kokulu, yaprakları yemeklere konan nane ve yaban kekiğinin ortak adı.
 
ACEMİ MUTFAK SÖZLÜGÜ

Benmari : Bir tencere yarıya kadar sıcak su ile doldurularak ağır ateş üzerine oturtulur. Bu tencerenin içine daha küçük bir kap tabanı ve kenarları sıcak su ile temas edecek şekilde yerleştirilir. Yiyecekler bu ikinci kabın içine konularak pişirilir.
Boca Etmek : Bir kerede hepsini dökmek.
Buket Garni : Birbirine bağlanmış defne yaprağı, maydonoz, kekik.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…