Sevgili Cudana, bu sorular hepimizin içinde dönüp duruyor. Sanırım yaş ilerledikçe insan daha çok şey görüyor, algılar değişiyor. Ama en önemlisi yorgunluk ; çok büyük sorunlar olmasa da hayatın koşturması içinde yoruluyoruz, kendime bakıyorum sabah 6, akşam 9 rutin iş günlerim, rutin hafta sonlarım, kendimi bildim bileli çalışıyorum. Son iki yıldır aşırı bir yorgunluk ve bezginlik hissediyorum. Neden varız, ne için debeleniyoruz soruları dönüp duruyor içimde.
Allah inancı ayrı bir konu, elbetteki imtihandayız ama o imtihanın, yaratılmış olmanın sebeplerini bile sorguluyor insan. Bu sorular çok fazla aklına takıldığında, biraz mola zamanı gelmiştir diye düşünüyorum. Belki biraz farklılık, yeni renkler görmek. Çok büyük sorunlar yoksa Elhamdülillah ama insanoğlu yaratılışı gereği değişiklik istiyor. Belki öyle bir zamandasındır.
Bence hayatın amacını sorgulamak iyidir. Çünkü insan hep amaçla
yaşamak istiyor. Ben liseden beri yaşlıyım sanırım, çünkü o dönemden
beri içimizdeki bu boşluk hissini sorguladım. Hem de inançlarımdan
tamamen sıyrılarak.
Ve kendi kendime bulduğum yanıt şu oldu. Biz hep mutlak doğru
peşindeyiz. Mutlak ve her şartta geçerli olan şeyler istiyoruz.
Bunu para, eğitim, kariyer, güzel görünmek sanıyoruz. Ama
bunlar mutlak doğru değil. Mutlak doğru olsa idi, tatmin noktası
olmazdı.
İbadet ve inanç boyutuna girmiyorum olayın. Her insan bu konuları
sorgulayıp belirlemeli yolunu diye düşünüyorum. Dogmatik bir
konudur din ama dogmatik olunca, kendi sorgulamayınca şüphe
hep oluyor kalbinde, zihninde.
Bence insanın mutlak doğrusu 'iyi'dir. İyi olmanın sınırı yoktur çünkü.
İnsan hiç doymaz. Doymayınca da tatmin olmaz. Hep yapmak ister.
Bir de doyum noktası olan şeylerden kendini soyutlayınca çok
rahat ediyor insan. Örneğin para... Ne kadar kazanırsak kazanalım
asla yeter demiyoruz ama alabileceğimiz, elde edebileceğimiz
şeyler sınırlı. En mükemmel uçak, en iyi yat, kat vs...
Çok felsefi oldu söylemim sanırım. Affola :26::26::26::26:
Bu nasıl güzel bir sorudur...
Cudana, bu soruyu ben kendime çok sık sorarım 26 yaşındayım...
Pek çok iyi imkanda yaşıyorum...
Bazen oturup hayatıma bakınca aynı o dediğin düşüncelere kapılıyorum... Hayatımız daima 'ya sonra' cümlesiyle endeksli.
Daima kendimize bir hedef koyuyor o hedefe ulaşınca başka hedefe yönleniyoruz.
Bu zaman içinde hayat bir bir kayıp giderken ellerimizden 'peki ne oldu şimdi, ne yaşadık biz?' diyoruz...
Sahip olduğum, sahip olmaya çalıştığım, bazen günlerce düşünüp kafa patlattığım şeyleri elde ettiğimde 'oh be' derken 'eee şimdi?' soruları da kafamı kurcalıyor aslında.
Aslında, hayatımızı hep 'rahatlama, rahata erme' sorunuyla yaşıyoruz. Anı kaçımız yaşıyor, kaçımız olduğumuz anın tadının % 100 1 yakın yaşayabiliyor?
Yaşadıklarımızdan ne çıkarıp da önümüzdeki hayata bunu işleyebiliyoruz?
Bazen öyle hissediyorum ki, ruhum bedenimden çıkıyor ve 'HayyaL napıyorsun şimdi sen burada, bu gülüp eğlendiğin durum da neyin nesi ya da amacın ne? ' diyor bana adeta...
Çok tuhaf bir duygu bu... Açıklanamaz... :26:
Küçükken bütün hayallerim zengin bir adamla evlenip 3 çocuk yapmaktı. Tabi deli gibi alışveriş yapıp dünyayı da gezecektim. Üniversiteye başlayana kadarda bu düşüncem benimle birlikte yaşadı. Sonra çok aşık oldum ben üstelik cebinde 5 kuruş parası olmayan,aile desteği olmayan günlük işlerde çalışıp okumaya çalışan birine. Azmini sevdim , bakışlarını, saçlarını ve dahası... Sonra tüm ailemi karşıma alarak evlendim bu adamla birde çocuk yaptım. Şuan eşşek gibi sabahtan akşama kadar çalışıp kazandığım tüm parayı oğlum ve kocam için harcıyorum. Tüm hayallerim suya düştü ama en azından kendim bir baltaya sap oldum.
Sizinde deiğiniz gibi size evrilen görevleri belki otomatik olarak yaşıyorsunuz ama buna da şükretmek lazım. Sıradan mı geliyor yaşadıklarınız bilmiyorum ama küçük çaplı da olsa yeni maceralara ihtiyacınzı olabilir. Ayrıca birşeyi çok sorgulamayın yararı olduğu hiç görülmemiştir
bu dünyaya gelme amacımız, tamamen bi imtihan...
Allah bizi, bize verdikleriyle veya vermedikleriyle sınıyor..
Kimisi mal mülk içinde, yaratılış gayesini unutmuş, bu dünyanın güzeliğine aldanmış, hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarken,
Kimi insan da, harabe denilecek kadar kötü bi evde, peynir ekmek yeyip, bugün de karnımız doydu diye şükredebiliyo...
Önemli olan asıl amacımızı unutmamamız...
Dediğin gibi hepimiz bir gün toprak olacağız, o zaman yanımızda neyimizi götürebileceğiz, arabamızı mı, evimizi mi, malımızı mı?
götüreceğimiz tek şey, imanımız...
Hayat bu yaşıyosun, elbette ayak uydurmak zorundasın, gezeceksin, çocuklarının geleceğini kendi geleceğini düşüneceksin, çalışacaksın...
önemli olan tüm bunları yaparken, sana bu imkanları vereni de unutmamak...
Hiç ölmeyecek gibi bu dünya için,yarın ölecekmiş gibi de ahiret için çalışmak..
Ben bu dünya geliş amacımı sorgulamayı uzun zaman önce rafa kaldırdım.
Onu kaldırıp ferrarisini satan bilge timsali icraata mı geçtim ?
Hayır.
Ben kendimi tanıdım .Düzen seviyorum .Rutin seviyorum . Ani ve değişik şeyler ancak ben istediğim zaman hayatımda yer alsın istiyorum . Her sabah aynı kahvaltıyı etmekten hiççç sıkılmıyorum mesela..oysa eşim değişiklik arar ,2 gün sonra iştahı azalır.
İşte hayatta bu küçük örnekte ki gibi ; kimimiz azla yetinip , huzurla yoğrulmuş bir hayatının ötesine geçmeye gerek görmez ,kimimiz ise hep '' daha '' nın peşindedir.Hangisi iyi hangisi kötü diye de bir tercih yoktur aslında.
Maddiyat mı hedefiniz ,maneviyat mı ; her ikisi de mi ? Bu seçimin sonunda aldığınız cevaba ulaşabilmek sizi mutlu edecektir.
Kısır döngü demişsiniz ,içinden çıkılmayan düşündükçe . Düzeni fazlaca irdelemek , neden,niçin,nasıl sorularının manevi boyutunu deşmek ; çokta insan tabiatına yarar sağlamaz.Ruh dengesi o cevap ritmini kaldırmaz.O sebeble ben o soruları da rafa kaldırdım.
Aman bende tembellik olsun da işte , ne çok şeyi rafa kaldırmışım
Dua güzel bir huzur durağıdır , aklınız karıştığında uğrayın sık sık...Hep sizi bekleyen bir araç vardır orada
doğuyoruz büyüyoruz evleniyoruz çocuğumuz oluyo yaşlanıyoruz ölüyoruz
kimileri bu döngüyü bile tamamlayamadan ölüyo,yaşlanamadan, çoluk çocuk torun torba görmeden, dedem 80 yaşında kanser ama hala ayakta kendi işini kendi yapıyo, babam nasıl üzülüyo anlatamam, artık yürümesi yavaşladı diye hayıflanıyo baba diyorum hasta olmasada 80 yaşında adam zaten maraton koşacak değil, ne yaparsan yap bi bu kadar daha yaşamıcak, ki babam çok gerçekçi bi insandır ama insan babası ölünce büyürmüş derlerya cidden doğru, canım babam inşallah o da 80'li yaşlarına kadar yaşar ve birlikte daha çoook anımız olur
Cudanam ;Tasavvuf Edebiyatı'nda Devriye vardır , belki bilirsin.
Senin yazdıkların tam da bunun karşılığı.
Bu düzeni biz değil tabi ki Allah sağlıyor.
Vakti gelen ruhlar maddi aleme (dünyaya) geliyor ,
ve misyonunu tamamlayıp yine vakti gelince yaradanına geri dönüyor.
Allah'tan geldik , yine Allah'a döneceğiz felsefesi.
İnsanoğlu her şeyi sorgular, düşünür, ama her şeyin derinine haddinden fazla dalmak
bana göre de insana yarar yerine zarar getirir.
Ben üzerime düşeni elimden geldiğince yapamaya çalışırım , gerisine de tevekkül ederim.
Bu düşüncelerden kurtulmak isteyen herkes ( Cudanam sen de) bence alsın eline kitaplar okusun , hem de her türden.
O kitap şöyle bu kitap böyle , onun yazarı şu görüşte , bunun yazarı bu kulvarda demeden.
İşte o zaman insanlara , doğaya, yaşama,
mutluluğa bakış açınız nasıl günden güne değişecek şaşacaksınız.
Cudanacim,
32 yolun yarisi degil bir kere :) Daha basi
Ben gülenyelkenin dedigi gibi liseden beri sorguluyorum bunu. Belki daha öncesinde de daha basit düzlemde sorgulamisimdir. O yüzden yasla alakali olmadigina %100 eminim. :) Gerci tabi bu insandan insana da degisebilir.
Dedigimiz gibi insanoglunun düzen arayisindan kaynakli bu, güvenlik arayisi, huzur arayisi, üreme istegi vs.
Kesinlikle hayat bir süre sonra bizi o hizaya getiriyor, getirmedigi insanlar da zaten nadirdir. Ben bunu kendimde gördüm basta da verdigim örnekteki gibi, hayat beni hizaya getiriyor :) Düzen ve kücücük yuvadaki mutluluk yeterli gelmeye basladi:)
Düzene karsi olmak kolay bir is degil nihayetinde :)
Sorgulamak cok güzel bir sey. Ancak bir yerden sonra agir geliyor. Iste agir geldigi yerlerde ben onu kapatiyorum. Sonra yine aciliyor kendiliginden. Seninki gibi saniyorum
Kesinlikle bu aralar yogunlastiysa, yeni bir seylerle ilgilenmeye calis. Hem aklini dagitsin, hem de renk katsin :)
doğuyoruz büyüyoruz evleniyoruz çocuğumuz oluyo yaşlanıyoruz ölüyoruz
kimileri bu döngüyü bile tamamlayamadan ölüyo,yaşlanamadan, çoluk çocuk torun torba görmeden, dedem 80 yaşında kanser ama hala ayakta kendi işini kendi yapıyo, babam nasıl üzülüyo anlatamam, artık yürümesi yavaşladı diye hayıflanıyo baba diyorum hasta olmasada 80 yaşında adam zaten maraton koşacak değil, ne yaparsan yap bi bu kadar daha yaşamıcak, ki babam çok gerçekçi bi insandır ama insan babası ölünce büyürmüş derlerya cidden doğru, canım babam inşallah o da 80'li yaşlarına kadar yaşar ve birlikte daha çoook anımız olur
Sanırım ben o amaçlarına ulaşamadan ölen kişiler grubunda olucam
Şükret bence. Her şeyde bir neden aranmaz.
Demek ki mutlusun ne güzel.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?