Doğru tespitleriniz var. Asla yalan konuşmam. Buraya zaten kendimi daha iyi nasıl ederim diye yazıyorum. Cevap vereyim.
1. Evet eski eşime yaptıklarının bir karşılığı olduğunu göstereceğim bu doğru. Ama amaç illa evlenemesin çocuk olmasın değil. Onun isteği anahtar teslim boşanmak. Ortak maldan da pay vermemek. Öyle bir dünya yok. Onun istediği gibi bitmeyecek. Eğer bitmesini istiyorsa da avukatıma gelip talep edecek. Olay adalet arayışı. Bu kadar çirkinleşmese en mantıklısı anlaşmalı boşanma idi.
2. Beni yıldırmak için çirkinleşti tabi ki farkındayım. Bunu anladığımdan beri inanılmaz güçlendim. Eski kişiliğim artık yok. Gerçekten bitti. Kimseye eyvallahım yok. Hatta iş hayatımda bile iyi anlamda değişiklikler oldu. O kadar kırıldım ki altından başka bir kişilik çıktı. Ve ciddi bencilleştim. Önceden önce başkaları idi artık sadece kendim ve benim mutluluğum diyorum. İyileşme süreci oldu ama tam değil. Çünkü tam iyileşme eski kendimi tamamen affetme ile olacak. Daha tam Kendimi affedemedim.
3. Öfkemin bir kısmı eski eşime ise bir kısmı kendime. Eski evliligimdeki ben'e çok kızgınım. Psikolog bir arkadaşım eski kişiliğini, evliliğinde yaptıklarını affedemiyorsun ondan öfken geçmiyor dedi. Yoksa eski eşine öfken çok az. Şu an yansitma yapıyorsun asıl öfken kendine. Ben nasıl böyle davrandım diye kendini yiyorsun dedi. Buna katılıyorum. Burada yazınca çoğu kişi sandı ki eski eşimi geri istiyorum. Alakası yok. Artık olayım kendimle. Kendimi affedemiyorum.
Kendimi affetmeyi başaramıyorum. Aslında onu başarsam bu iş bitecek. Eski kendime çok kızgınım çok öfkeliyim. İnsan başkasını daha kolay belki affedebilir ama kendine kızgınlığın geçmesi çok zor.Öfke örtük bir duygudur. Öfkemin altında kendime nasıl bu kadar acımasız oldum, nasıl bu kadar kendi kul hakkıma girdim bu var bence. Bunu çözemedim. Belki tekrar terapiye başlamam lazım.
Evlilik kararı alma gerekçeleriniz,
Avukatım erkek kuzenim. Övmek için yazmıyorum ama kendi bürosu var, bir şehirde çok bilinen bir avukat. Mesleğinde baya iyi. Ona güvenim tam.
Kuzenim isterse dava yıllar sürsün bu dava bende dedi. Karşı taraf sırtlan bir avukat bulmuş. Adam dilekçelerde full yalanlar, iftiralar döşemiş. Eski eşim bana ortak maldaki hakkımı vermektense yıllarca dünyanın parasını o avukata verecek. Öyle bir akıl tutulması.. halbuki onun da zamanı parası gidecek.
Kanıtlarım sağlam tabi inkar ettiler ama kanıtlayacağım inşallah. Kaybedeceğini biliyor. Ondan çirkinleşti zaten. Yıldırmaya çalışıyor ama tam tersi inanılmaz hırslandım. Anca ölürsem davadan vazgeçerim. Halbuki bir özür dilemeliydi, ona bu aklı kim verdi ise hata yaptı. Kuzenim, eski eşin benim müvekkilim olsaydı eski eşinle anlaş yoksa kaybedeceksin, kanıtları sağlam, bu iş çok uzar derdim dedi. Özür dilemek yerine çirkinleşti ama beni yıldıramadı. Sadece duruşmalarda sinirime nasıl hakim olabilirim onu düşünüyorum.
Eminim avukatınız iyidir , eminim dosyanızı çok güzel hazırlamıştır. Ama dosyayı kazanmaya o kadar çok odaklanmışsınız ki , gerçeği göremiyorsunuz. Kuzeniniz hayatına devam ediyor, tatile gidiyor, hayatını yaşıyor, diğer dosyaları ile ilgileniyor, bu kuzeniniz için sadece akrabasının dosyası , biraz fazla uğraştıran , biraz fazla can sıkan bir dosya o kadar. Kuzeniniz demiş isterse yıllarca sürsün dava ben takip ederim ama işte sadece vekili olduğu bir dosya , onun hayatı , yılları, psikolojisi söz konusu değil. Sizin akıl sağlığınız, sizin geleceğiniz söz konusu, siz duruşma günü yaklaşırken ağlama krizlerine , öfke nöbetlerine giriyorsunuz , ama kuzeniniz için sadece bir duruşma. Kuzeninizin yıllarca bu davayı takip etmesi ile sizin bu evlilik içinde yıllarca sürünmeniz aynı şey değil.
Gerçekten 1 adım ilerlemeden kilometrelerce uzaksınız, hatta geri geri gidiyorsunuz. Siz sevmeyen, size saygı duymayan , sizi başka kadınlarla aldatan, sizi aşağılayan bir adamın özrüne neden ihtiyacınız var ki? Hala mı bu kadar önemli bu adamın ne düşündüğü , hala mı önemli bu adama haklılığınızı kanıtlamak, hala mı hayatınızın merkezi bu adam?
Hani nasıl düzelirim diyorsunuz ya işte böyle davranarak düzelemezsiniz. Bu evlilik sizin hayatınızın merkezi olmuşki , bitirilen bile inatla, öfkeyle, hırsla hareket ediyorsunuz. Şu an sizin soyadını taşıdığınız adam başka bir kadına sevgisini , aşkını , parasını veriyor, size sunmadığı şevkati ona sunuyor, size bakmadığı hayranlıkla ona bakıyor . Siz ise işte ona haklılığımı kanıtlayacağım da, mahkemede görecek de, pişman olacak da. Ölme eşeğim ölme.
Siz ancak ve ancak gerçekleri görmeye başladığınızda düzelmek için bir adım atmış olursunuz. Hala seviyorumlar, çok fedakarlık yaptımlar, benden iyisini bulamazlar. O sizden iyisini değil , sizden çok sevdiği kadın buldu . Şimdi o kadınla beraber , tabiki sizinle evli olmak can sıkıcı ama olsun, aynı evde yaşarken de sevmiyordu , şimdi hiç olmazsa sizinle aynı evde yaşamak zorunda değil.
Sizin iyileşmek hayatınıza devam etmek gibi bir niyetiniz yok, asla olmadı. Siz acıya , öfkeye tutunmuş halde yaşıyorsunuz. Eğer gerçekten iyileşmeye niyetiniz olsaydı, 1 yıldır görmediğiniz , sizi köpek gibi davranan bir adamla yaptığınız evlilik için bu kadar hırslanmazdınız.
Kendinize öz saygınız, öz değeriniz neden bu kadar düşük, kendinize neden bu kadar az değer veriyorsunuz, neden hayatınızı biten bir evliliğe endekslediniz?
Sizin gerçekleri görmeniz lazım, kendinizi suçsuz ve haklı çıkarıp , kendinizi mağduriyet tahtına oturmanız bir işe yaramıyor ve yaramayacak. Kendi davranışlarınızın nedenlerini , gerçeğini görmeniz lazım. Kocanızı suçluyorsunuz aldattığı için ama sizi hiç sevmeyen , aşalayan , insan yerine koymayan sevmeyen adamla inatla evlilik sürdürmek istemenizin nedeni neydi.?
Lütfen ay çok fedakarlık yaptım , ay çok sevdim yalanlarına tutunmayın, eğer bir kez daha ben çok fedakarım derseniz, sizin akıl sağlığınızdan ciddi şüphe etmeye başlayacağım. Sizinki fedakarlık değildi, fedakarlık karşılığı beklenmeden yapılır. Siz sizi sevmeyen istemeyen bir kocanın gitmesini istemediğiniz için bile bile yaptınız, siz kendi söylediğiniz yalanlara inanmayı tercih ettiniz, eğer adama para verirsem , ihtiyaçlarını karşılarsam beni sevmediği halde boşanmasın diye yaptınız. Şimdi de geçmiş haksızlığa uğradım, hakkım yendi, ay erkekler çok kötü diyorsunuz. Size köpek gibi davranıp , aşalayan kocanızı elinizde tutmak için para verip , ezilmeyi kabul etmeniz iyi insan özelliğimi, ben şaşırmadım kocanızın size saygı duymamasına, sizin kendinize saygınız yok ki , kocanızın size saygısı olsun. Siz kendinize insan olarak değer vermiyorsunuz ki , bir erkek size değer versin. Siz kendinizi sevmiyorsunuz ki , bir erkek sizi sevsin.
Şimdi kocanız kendine değer veren, kişiliği olan , kendini ezdirmeyen bir kadınla beraber , çünkü o kadın kendini seviyor ve değer veriyor.
Siz hala gerçeklerden çok uzak olduğunuz için , birine nasıl güveneceğim, bir erkekle nasıl ilişkisi yaşayacağım diye ağlıyorsunuz. Asıl derdiniz gerçekten bu mu? Sizin bir erkeğe değil kendinize güvenmeye ihtiyacınız, kendi sınır ve değerlerinizi korumaya ihtiyacınız var. Sizin önce kendinizle olan ilşkinizi düzeltmeye ihtiyacınız var.
Şu annelik meselesine gelirsek, siz bu eziklikle , bu değersizlikle , bu güvensizlikle , bu kocam gitti diye kendinizi yerden yere attığınız halinizle zaten anne olmayın.