günaydın sevgili günlüğüm..
güzel bir haftasonu olsun tüm yaşayan canlılar için..
cuma menüm
kahvaltı öncesi
1 elma
kahvaltı
ev yapımı yoğurt kaymağı,kaşar peyniri,6 zeytin,mısır ve tam buğday ekmeği,maydanoz nane, yeşilsoğan
ara
1 elma
öğle
yoğuertlu ıspanak,mısır ve tam buğday ekmeği,şalgam turpu
akşam
adana,kuşbaşı,ciğer,yürek karışık,bol salata yeşillik sumaklı soğan,ince ekmek,ayran(dışardaydık)
ara
künefe,pişmaniye(alışkın olmayınca akşam sonrası ara yapmaya rahatsız oldum..yemek sonrası künefe diye ısrar ettiler..biliyordum başıma geleceği o yüzden perşembeden cumaya ertelettim..yoksa cuma sabahı tartıdaki halimi düşünemiyodum yani
kitabım aynı
2 litre su
spor yok ama düzenli mekiğe devam etmek istiyorum..zayıf olsakta mekik olmayınca karnımız çıkıcak maalesef kıyafetlerde..ben dümdüz olsun istiyorum
birkaç cümle:...bahsi geçen şoförler, tepeden böcek gibi görünen küçük araçları görmezden gelerek canileşirler.Büyük çoğunluğu okumamış insanlardan oluştuğu için acımasızlıkları katlanarak artar, çünkü küçük adamın gözleri yüksekten bakmaktadır;küçük ve ezik büyümüş adamın altında güçlü, yüksek araçlar vardır...
Onlara Mevlanayı nasıl anlatalım.O Mevlana, yüksek bilgisi ve hikmetiyle meyve veren ağaçlar gibi dallarını tevazuyla yere eğiyordu."Ben" diyordu:"Ben, okyanusta küçük bir damla bile değilim..."Bizim kültürünyüce şahsiyetlerinin "ben" demekten itinayla kaçındıklarını hepimiz biliyoruz.Benlik duygusu, benlik iddiası bir filozofta da bir peygamberde de ayıp kaçar;günah olur ama görüyorsunuz ki ancak kendilerini aşağılamak istediklerinde "ben" diyorlar.
Evliyalarımız,peygamberlerimiz,sahabeler,mübarek zatlar toz toprak içinde yalınayak yürüdüler.Çok zorda kaldıklarında ise eşek ve katırı tercih ettiler.Büyük adamlar,Allahın sadık dostları eşeğe bile binemiyorlardı ama ahir zamanda para sahibi olmuş köpekler Ferrariye biniyorlar.Rabbimizin sabrını görüyorsunuz değilmi??
Gavurun dölleri,teknoloji sayesinde yükseğe çıkıp uzay fotoğrafları çekince Mevlana olmayı beceremediler.Biz de onlardan böyle bir bilgelik beklemedik zaten..
Aynı teknoloji, Osmanlı ya da Hz.Ömer'de olsaydı her saniye yeryüzünde hangi kedinin bacağı kırık,hangi fukara açlık çekiyor,hangi zavallı bir zalimin kırbacı altında inliyor görürlerdi ve yardıma koşarlardı.Onlar uzay teknolojilerini beş yaşındaki müslüman çocukların kafasına bomba yağdırmak için kullanıyorlar.