- 13 Nisan 2007
- 15.555
- 36.069
Alternatif Tıpta Büyük Tehlike!
17-23 Ocak 2008 tarih ve 132 sayılı Yeni Aktüel Dergisinin kapak konusu bir hayli enteresan.. Sözkonusu makaleyi, kaynak belirterek bir forum ortamında paylaşmak istediğimi ilettim. Henüz cevap alamadım.
Konu bir hayli önemli.. Bu nedenle, daha fazla beklemeden en önemli hususları sizler için derlemek istedim.
Eğer olumlu bir cevap alırsam ve makalenin bütünü elektronik ortamda bana ulaşırsa, burada paylaşıma devam ederim.
…Şöyle bir baktım da yine kaptırıp gitmişim. Önemli olan bütün yerleri aktarmışım. Yine de aklınıza takılan bir yer olursa sormaktan çekinmeyin. Belki de gözümden kaçmıştır.
17-23 Ocak 2008 tarih ve 132 sayılı Yeni Aktüel Dergisinin kapak konusu bir hayli enteresan.. Sözkonusu makaleyi, kaynak belirterek bir forum ortamında paylaşmak istediğimi ilettim. Henüz cevap alamadım.
Konu bir hayli önemli.. Bu nedenle, daha fazla beklemeden en önemli hususları sizler için derlemek istedim.
Eğer olumlu bir cevap alırsam ve makalenin bütünü elektronik ortamda bana ulaşırsa, burada paylaşıma devam ederim.
- Keten tohumu ve özellikle yağı mutlaka taze tüketilmeli, dondurucu ya da buzdolabında -7 derecede muhafaza edilmeli, soğuk zincirle dağıtılmalı. Aksi takdirde çabuk bozulur ve içinde, tüketildiğinde kansere yol açabilecek zararlı maddeler üremeye başlar!
- Bu nedenle keten tohumu tane halinde alınarak evde öğütülüp hemen tüketilmeli. Öğütülmüş tohumlarsa az miktarda alınıp buzdolabında ışık görmeyecek kapalı ve koyu renkli kutularda muhafaza edilmeli. Ve kesinlikle ısıtılarak, sıcak yemeklerde vs. kullanılmamalı.
- Dokuz çalışmadan yedisinde keten tohumundaki alfa linolenik asidin prostat kanseri gelişimine yol açtığı belirtilmiş.
- Çeşitli faydaları da olan keten tohumunda tüketilen miktarın altı çiziliyor. Kadınların 2-3 tatlı kaşığı, erkeklerinse 1-2 tatlı kaşığından fazla tüketmemeleri gerekiyor.
- Keten yağı kullanımı ise, üretimde kullanılan teknolojik uygulamaların trans yağ oluşuma neden olması ve bu yağların da kansere yol açması nedeniyle kesinlikle tavsiye edilmiyor.
- Ayrıca tohum halindeyken sahip olduğu lif bakımından zenginliği olan keten tohumu, yağ haline getirildiğinde bu özelliğini de kaybediyor.
- Ülkemizde yaklaşık dört yıldır, omega 3 yönünden zengin sarı keten tohumu yerine, kuş yemi olarak bilinen standart keten tohumu satılıyor.
- Kaplumbağa kanının kansere şifa olduğu yolundaki inanç nedeniyle, geçen sene Karadenizde kaplumbağa kanını içen/kendine enjekte ederek ölen 3 vatandaşımızla dünya literatürüne geçtik.
- Soyanın, Çin ve Japonya gibi yüksek nüfuslu Uzakdoğu ülkelerinin en fazla tercih ettiği gıda olduğu ve onların yaşam süresini uzattığı iddiaları çok eksik ve yanlıştır. Bu bölgelerde, soyanın total kalori içindeki payı %5 i geçmiyor ve bu ürünlerin çoğu da soyanın fermente ürünlerinden (salça, natto, tempeh gibi) oluşuyor. Östrojen açısından zengin bir bitki olan soyanın bu özelliğinin fermente edilince faydalı olabileceğini belirten uzman diğer şekillerde tüketiminin kız çocuklarında erken ergenlikten bağışıklık sisteminin yetersizliğine kadar pek çok zararlı etkisinin bulunduğunu ekliyor.
- Soyanın bir başka tehlikesi de şudur. Salam, sosis, sucuk gibi çeşitli et ürünlerine yasal kılıf içinde gizleyerek ya da hiç belirtmeden et yerine çok daha ucuz olan soya eklenmektedir.
- Tüm Aktarlar… Başkanı da şöyle diyor: Suriye menşeli yılan yağının, içinde ölü yılan bekletilen zeytinyağı olduğunu tespit ettik. Bu saç dökülmesine, mazot kokan sözde “karınca yumurtası yağı”ysa tüylenmeye karşı satılıyor.
…Şöyle bir baktım da yine kaptırıp gitmişim. Önemli olan bütün yerleri aktarmışım. Yine de aklınıza takılan bir yer olursa sormaktan çekinmeyin. Belki de gözümden kaçmıştır.