Annelik çok zor. Ömür boyu sürecek bir vicdan azabı, hep bir yetersizlik duygusu hep bir kendini suçlama. Acabalar silsilesi benim için. Dışarda daha çok mu gezdirseydim, sussun diye tablet izlemesine izin verdim, çok yorgundum makarna ile geçiştirdim,üstüne su dökmüş nasıl farketmedim, odasını dağıtmış yine kızdım bak tutamadım dilimi gibi gibi saniyelik düşüncelerden bahsediyorum. Dünyanın en iyi annesi olsa da, sanırım her annenin içinden geçer bu duygular arada. Ama bunun yanında çok çok sevdiğim bütün ilgimi sevgimi verdiğim iki melek karşımda. Karşılıksız sevginin ne demek olduğunu onlarla anladım. Biri 8 diğeri 2 yaşında. Her yaşın zorluğu ayrı. Büyüsünler diyoruz rahat ederiz diyoruz ama böyle derken zaman geçiyor. Bu zamanları bir daha gelmiyor. O yüzden zorluğun da küçüklüklerinin de tadını çıkarmak lazım. Dünyanın en iyi annesi olmasak da onlar için en en iyisi biziz. Bizden başka kimseleri yok. Ev dağılıyor toplanıyor, saat 10.00 a kadar uyudukları günler geliyor (ben çok görmedim gerçi öyle diyolla... henüz iki numaram 6 da uyanıyor.) her şry gelip geçiyor. Geriye hisler ve sevgi kalıyor. Çocukken annesini kaybetmiş üvey anneyle büuümüş biri olarak söylüyorum.