- 8 Haziran 2009
- 14.782
- 11.184
- 823
- Konu Sahibi gelinciksurubu
-
- #481
kadınların hakları elinden alınmasa demişken aslında bir canlıya kıymak hak değildir.. burda görüyoruz hamilelik cetvelinde daha bi kaç ayda bebeğin herşeyi nasıl da belli oluyor herşeyi oluşuyor.. gerçekten bu bebeğe kıymaktır.
bi buçuk yıldır çocuk istememe rağmen çocuğum olmuyor ortada ciddi bi sorun da yok, ve çoğu arkadaşım da pat diye hamile kalmadı 3-5-7 ay ya da daha sonra hamile kaldılar.. inanın çok merak ediyorum nokta atışı tecavüzle kaç insanın hamile kaldığını.(tabiki Allah kimsenin başına vermesin).
kürtaja gidenlerin % 90 ı gayri meşru düzenli ilişkiden, en fazla % 10 u da evli ama bebek istemeyen çiftlerin vakasıdır.iki grup da korunur ama evli olanlar bi şekilde hamile kaldıktan sonra bebeğinin canına da kıymaz.
ne kadar korunursanız korunun %100 korunma henüz yok bende bunu anlatıyorum, cahil değilim üni okuyorum
Tebrik ederim ,ezberletildiği kadar hak,hukuk vicdan öğrenmişsiniz.
Daha öncede defalarca yazdım,gene yazıyorum,
Türkiyede 90000 çocuk işçi sokakalarda para kazanmaya çalışırken,
Çocuk yuvalarındaki binlerce yavru anne özlemi ve sevgi açlığı içindeyken,
Siz üzülmek ve haklarını savunmak için doğmamış olanları seçiyor ve sokaklardaki çocuklara onbinlercesinin daha katılmasını savunuyorsanız kendi vicdanınızı bir sorgulayın derim ben size.
Devletin o kimsesiz çocuklara nasıl baktıgını da çok iyi biliyoruz!!!
iyice zıvanadan çıktı bu adamlar zaten"anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün, günahı ne? anası ölsün öyleyse" demiş İ.Melih Gökçek.
Verilen değer bu işte.
Bu yasayla yapılan yasakçılıktır ve savunulamaz.
Ne olursa olsun, ister keyfi, ister tecavüz sonucu... Kürtaj yaptırmak isteyen kadın o bebeği istemiyor demektir.
Bu kimseyi ilgilendirmez.
Günahı vebali neyse kişinin sorunudur.
Kimse kimseyi kendi yaşadığı gibi yaşamaya zorlayamaz.
Kimse kimse gibi giyinmek, görünmek, yaşamak,inanmak, düşünmek zorunda değildir.
Konu aslında kürtajı savunmak değil, daha önce de söylemiştim başka konularda.
Konu kadının değersizleştirilmesi, devletin had bilmezliğidir.
Kürtaj bir doğum kontrol yöntemi değildir.
Burada savunduğum şey kürtaj değil, kürtaj yaptırma hakkıdır.
Yok ya istersen bin kere yaz ses çıkmıyor. Yine aynı söylemlere devam.
Doğursun kadın devlet bakar dendi diyorum. Bu ülkede bakıma muhtaç binlerce çocuk var diyorum, devlet nerde o zaman? diyorum...
Ses yok...
Ses gelemez de zaten.
Çünkü herkes bu ülkede özellikle doğu'daki çocukların zor şartlar altında yaşadığını biliyor, bu ülkede herkes dilendirilmek zorunda kalan çocukları görüyor, bu ülkede kadın pazarlamacılarının eline düşen gençleri görüyor, bu ülkede yiyecek ekmeği olmayan komşularını herkes görüyor....Bu ülkede elektrik su parasını ödeyemeyip cinnet geçiren çocuklarına bir gelecek sağlayamadığı için kendini öldüren babayı görüyor...
ooo say da bitmez...
Ama iş kürtaja gelince, sanki hiç SOSYAL YARALARIMIZ yokmuş gibi DEVLET BAKAR, hele bir doğsun da hayırlısıyla..
kürtaj cinayettir diyen arkadaşlar.Bunu tam olarak neye dayanarak söylüyorsunuz.
Dinimize göre yumurta döllendikten 40 gün sonra ruh veriliyor,bazı hadislerde ise bu süre 120 güne kadar çıkıyor.(bana kaynak göster demeyin internette arayın bulun)
Bilimsel olarak ise anneden ayrı yaşayabilecek ise canlı kabul edilir tam emin değilim ama bu süre 6 ay falandır.Bazı ülkelerde bu baz alınarak 6 aya kadar kürtaj yapılabilir.
ben düşüncelerimi paylaştım kürtaj demek bebek öldürmek demektir. allah ın verdiği canı kimse alma hakkına sahip değildir. benim annemde bebek aldırdı ama karnında ölmek üzereydi bebek alınması gerekiyordu. maddi imkanım yok bakamam yada benim zaten 2 çocuğum var 3. yü istemem gibi söylemlerle bebek aldırılmaz günah. bir evladın başında anası babası durursa o bebek zaten açlıktan ölmez.
evet kadınların , insanların hakları elinden alınmasa güzel olur ama hakları ellerine verilince herşey serbest edilince cılkını çıkarıyolar sevgilisyle birlikteyeken gebe kalmaktan korkmuyor kız neden? '' aldırırız '' düşüncesi rahatlıkla yanlışlar gayri- meşru lara sevk ediyor. yasaklanması biraz olsun gayri meşru ilişkleri azaltacaktır..
bakın bir bayan arkadaş örnek vermişti başörtülü kızlar ünv. kapısından sürüklenerek çıkarılırken ankaradaki o kadınlar yine eylem yaptılar mı??? açmıyosa başını evinde otursun istikrar senin neyine deniliyordu. o da onun geleceği kurtarma eğitim hakkıydı. lütfen kadın olarak ya hep ya hiç sadece işimize gelen kısımları savunmayalım lütfen
Size cahilmi diyen oldu Ne güzel Üniversite okumanızada sevindim ancak bilginizi konuşturarak yorum yapmayı başarırsanız hem nezaket kurallarını geçmemiş olursunuz hemde üniveriiteli olduğunuzu belirtmeye gerek kalmaz.Biz toplum olarak hala onur ve namus etik kavramlara değer veren Allahtan korkan vatandaşlarız elbetteki yüzde yüz korunmuş evli bir çift hamile kalmışsa kürtaj yaptırsın.En doğal hakkı.Bu konudaki kadınların haklılıklarını önceki yazılarımdada belirttim zaten. Ama siz sevgilinizle egonuz için hamile kalacaksınız sonrada burada üniversite edebiyatı yapacaksınız. İnsanlık tarihinin belli başlı bilgelerinden olan Sokrates, "Bir şey biliyorum, o da hiç bir şey bilmediğimdir" demiştir.Sevgiyle kalın
ses gelmez tabi ,nasıl gelecek.
Çünkü savundukları şey oldukça dogmatik ve temelsiz bir düşünce.Daha önceki kendi mesajımdan bir alınt yapmak istiyorum.Tekrar tekrar yazıyoruz ama arada kaynayıp gidiyor diğer türlü:
yani canlılığı bile her türlü dini,bilimsel olarak tartışmalı bir ceninin peşine düşüldü.Çünkü bugün o rant getiriyor.Dilendirilen çocuklar,tecavüz edilen çocuklar,kadınlar,töre kurbanları ,intihar eden babalar,açlıktan ölen komşuların bugün için bir getirisi yok.Bugün malum zihniyeti savunmak için tecavüz edilen doğursun,tecavüz edilen doğurduktan sonra eğer yaşayamazsa gitsin kendini öldürsün gibi laflar kadınlar tarafından bile yutulabiliyor.
Eğer biri kalkıp da canlılığı nasıl tartışmalı olsun benim vicdanım aldırmaya el vermez falan derse o zaman ankette 3. şıkkı işaretlesin.Benim de vicdanım normalde kürtaj karşısında rahat etmez o yüzden bu kadının kendi vicdanına kalmıştır diyebiliyorum.
Bu arada kürtaj yasası tartışılırken hava çalışanlarının grev hakları kaldırıldı (köşk onayladı),aselsanın hisseleri İsrail e satıldı.Bunu da araya sıkıştırıvereyim.
Bu arada nelerin onaylanıp geçtiğini aslında bu konu ile oyalandığımıza bir arkadaş daha değinmişti. Senin de açık açık yazman iyi oldu.
İyi oldu diyorum ama sonuçta bunu okumayanlar ya da okuyup es geçenler, yine es geçecekler.
Çünkü görüldüğü gibi herkesin baktığı nokta farklı. Aslında 100 kere de yazdıklarımızı tekrar kopyalasak, sonuç yine aynı olacak. Ben cidden yoruldum.
Bu arada:
Grev hakkı da neymiş?:) İnsanlar niye haklarını arasınlar ki? Ekmeğini kazandığın yeri...diye başlar cümleler...
ses gelmez tabi ,nasıl gelecek.
Çünkü savundukları şey oldukça dogmatik ve temelsiz bir düşünce.Daha önceki kendi mesajımdan bir alınt yapmak istiyorum.Tekrar tekrar yazıyoruz ama arada kaynayıp gidiyor diğer türlü:
yani canlılığı bile her türlü dini,bilimsel olarak tartışmalı bir ceninin peşine düşüldü.Çünkü bugün o rant getiriyor.Dilendirilen çocuklar,tecavüz edilen çocuklar,kadınlar,töre kurbanları ,intihar eden babalar,açlıktan ölen komşuların bugün için bir getirisi yok.Bugün malum zihniyeti savunmak için tecavüz edilen doğursun,tecavüz edilen doğurduktan sonra eğer yaşayamazsa gitsin kendini öldürsün gibi laflar kadınlar tarafından bile yutulabiliyor.
Eğer biri kalkıp da canlılığı nasıl tartışmalı olsun benim vicdanım aldırmaya el vermez falan derse o zaman ankette 3. şıkkı işaretlesin.Benim de vicdanım normalde kürtaj karşısında rahat etmez o yüzden bu kadının kendi vicdanına kalmıştır diyebiliyorum.
Bu arada kürtaj yasası tartışılırken hava çalışanlarının grev hakları kaldırıldı (köşk onayladı),aselsanın hisseleri İsrail e satıldı.Bunu da araya sıkıştırıvereyim.
''TECAVÜZ GEBELİĞİNİ ÖNLEMEK MÜMKÜN
Adli Bilimler Uzmanı Prof. Dr. Sevil Atasoy tecavüz gebeliğinin nasıl önleneceğine dair şunları söyledi.
"Tecavüzün yol açtığı gebeliği önlemek mümkün. Nitekim bir çok ülke, mağdurun olaydan hemen sonra başvurduğu sağlık biriminde önce gebelik testi yaparak, saldırı sırasında zaten gebe olup olmadığını saptıyor. Ardından gerek mülakat gerekse farklı testlerle ovülasyon döngüsünün neresinde olduğunu, böylelikle tecavüzden gebe kalma riskini hesaplıyor. Eğer bu ihtimal söz konusuysa acil doğum kontrol ilaçları vererek gebe kalmasını önlüyor.
Bu ilaçlar embriyo ya da fetüsü etkilemez. Bu ilaçlar yumurtlamayı geciktirir. Döllenmeyi engeller. Gebelik, döllenmiş bir yumurtanın rahim çeperine tutunmasıyla başlar. Bu ilaçlar, rahim çeperine tutunmuş döllenmiş yumurtaya zarar vermez. Dolayısıyla acil doğum kontrol ilaçları kesinlikle kürtaj ilaçları değildir. Kürtaj ilaçlarının içinde başka kimyasallar bulunur. Ayrıca acil doğum kontrol ilaçları tecavüz öncesi var olan gebelik sonunda kusurlu bebeklerin doğmasına yol açmaz.
SOSYAL DEVLET BÖYLE OLUR
Özetle, saldırı sırasında gebe olmadığı değişik testlerle saptanan ve adet döneminde bulunmayan, böylelikle tecavüz sırasında gebe kalamayacağı anlaşılan kadınlara "acil doğum kontrol ilaçları" verilerek yumurtlaması önlenebilir, spermin yumurtaya ulaşması durdurulur, böylelikle tecavüzle gebeliği önlenir. İşte sosyal devlet budur.''prof.dr.Sevil Atasoy(alıntı)
bu yazının sahibi adli tıp uzmanı.bir kadın tecavüze uğradıysa yukarıdaki yazıdan da anlaşılacağı gibi gebelik engellenir.yani tecavüze uğrayanlar vakit kaybetmeden zamanında uzmanlara başvurduklarrında olası bir gebelik henüz oluşmadan engellenebiliyor.
kürtaj bir hak değildir.bunu kadının hakkı olarak görenler,henüz dünyaya gelmemiş bir canın yaşam hakkını nasıl görmezden geliyor anlamak mümkün değil.5 haftalık bir bebeğin görüntüsü yetişkin bir bireye benzemese de kalbi bir yetişkininkiyle nerdeyse aynı ritmde atıyor.o henüz gelişimi tamamlamamış bir insan,bir can.12 haftalık bir bebeğin ultrason görüntüsü dünyaya gelmişş bir bebeğinkinden farksız.
özel durumlar belirlenerek annenin ve bebeğin sağlığını tehdit eden bir durum olamdığı sürece kürtaj sınırlandırılmalı.çünkü bazen kürtaj anne sağlığı açısından zorunlu bir müdahale olabiliyor.mesela bebeğin anne karnında kalbi durabiliyor.bu durumda zorunlu kürtaj gerekiyor.bu ve benzeri özel durumlarda kürtaj bir haktır.bunun dışında doğum kontrol yöntemi olarak görülmemeli.
özel durumlar hariç kürtaj cinayettir.
Fetusun ( bu aşamada teknik olarak bebek diyemeyiz) kalp kasları 4. haftada gelişiyor. Ama kalp kaslarının kasılmaya başlaması, bir hücre topluluğuna 'birey' tanımı kazandırmaya yetmiyor. Beyin ölümü gerçekleşmiş hastaların da kalpleri atıyor, bu nedenle organ naklinde bu vakaları kullanabiliyoruz, beyin aktivitesi durduğu, ancak kalp hücrelere kan yollamaya devam ettiği için.
Kürtaj, aspirasyon yöntemi ile yapılır ve öyle parça parça bebek filan da çıkmaz rahimden. Kanlı ve koyu bir sıvı ve kan pıhtıları çıkar sadece. Kaldı ki fetüsün bazı organlarının şekil almış olması onun sinir sisteminin olgunlaştığının bir göstergesi değil.
Beyine ağrı duygusunu taşıyan sinir hücreleri üzerindeki kılıf yaklaşık 24. haftada olgunlaşıyor. 21. haftada bebekte düzensiz beyin aktivitesi gözlenmeye başlar, düzenli beyin dalgaları ise 28. haftada ortaya çıkar. Yani teknik olarak bebekte 24. haftada ağrı hissi algılayan sinirler olgunlaşır, ancak 28. haftada bu veri beyin tarafından anlamlandırılmaya başlar.
Elbette bunlara rağmen kürtaj hiç bir kadının severek ve isteyerek yaptırdığı bir girişim değil. Ancak, bu konudaki karar hakkı kadının ve erkeğindir. Devletlere, politikacılara bu kadar bireysel bir karara karışmak, hele de bunun için yasa çıkarmak düşmez.
Alıntıdır.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?