anneyiz ama önce KADINIZ...

Kürtaj ve yasalar hakkında neler düşünüyorsunuz ?

  • Yasa çıksın, kürtaj yasaklansın.....

    OY: 28 5,8%
  • Kürtaja karşıyım, özel durumlar haricinde kimse kürtaj olmasın, yasalarda bu konuda çıkabilir...

    OY: 173 35,7%
  • Bırakın kadınlar maddi manevi özgürce karar versin

    OY: 276 56,9%
  • diğer, yorum yapacağım .....

    OY: 8 1,6%

  • Ankete Katılan
    485
Yokluğunda her sabah bozuk bir günaydın atıyorum çocukluğumdan kalma eski kumbarama. Geldiğinde sana güzel bir hoşgeldin almayı planlıyorum.

murathan mungan


Herkese günaydin!

Ne güzel bir günaydın bu böyle :)

Günaydın
 

Bir ara demistim ya dedikodudan kaynaklaniyor iste bunlar, o parmak hesabi yapan kadin gidip bunu bütün apartmana yaydi mi arkasi kesilmez...
Benim de en anlayamadigim kavramlardan birisidir bu. KEYFI KÜRTAJ...
Bugün canim cok sikkin bebegi de sevmistim ama hadi bir degisiklik olsun bunu aldirayim sonra yine yaparim rahim benim, karin benim,beden benim:) mi deniyor acaba...
Hayal dünyamizin zenginliginin de göstergesi olabilir tabi bu..
sahsen ben de böyle bir insana hic rastlamadim.
Hayir hadi rastladik diyelim, bu tipleme milyonlarca kadinin hakkinin elinden alinmasina neden yetiyor?

Bir de su var ben artik kendimi tekrar ettigimi düsünüyorum, cünkü bu konuya deginince konu tekrardan demokrasi ve cogulculuk ilkesine gelecek, oradan da tekrar devletin görevinin herkesin haklarini korumaktir diyecegiz...

Neyse ben kursa gidiyorum

Görüsmek üzere!
 
keyfi derken vucudunu bozmamak adina,kariyerim var çalişiyorum,evlenmek istemiyorum bebeği aldiririm olur biter,erkek arkdasimla ilişkiye girdim hamile kaldim babam duyarsa deyip aldiran vs...


arkadaşlar bu kırmızı ile belirttiğim sebeplerden kürtaj olan var mıdır gerçekten? çok şaşardım çünkü benim aklım böyle şeyleri almıyor,biraz safım galiba..evet eğer varsa bunun adı gerçekten keyfidir başka bir açıklaması yoktur bence.ama bizim savunduğumuz şey şu tamam keyfi de olsa zorunlu da olsa kürtaj hakkı olmalı..bu sadece anneyi ilgilendirmeli devlet büyüklerini! değil..kadın o bebeğe bakamayacaksa günahı-sevabı-vicdanı neden biz sorguluyoruz,o zavallı terk edilmiş bebeklere bakacak olan bizler miyiz?çocuk yuvalarını söylemeyin çünkü oraların durumunu yakından bilen biriyim..zaten o yüzden bu kadar çok tedirginim! o yüzden 10 haftaya kadar olan kürtaj yasası değişmesin istiyorum,4 hafta belirleyici bir sınır olamaz.
 

aslında tüm sorun burada başlıyor
siz hiçbir kadının keyfi kürtaj olmayacağını düşündüğünüzden yasak olmamalı diyorsunuz. siz, ben, bu başlıkta yazan çoğu kişi için keyfi kürtajın düşüncesi bile korkunç. Sanıyoruz ki herkes bizim gibi

ama işin aslı öğle değil maalesef bir çok kadın gerçekten keyfi kürtaj oluyor. bize garip gelse de evet bazıları güle oynaya gidiyor ve evet bunu bir korunma yöntemi sanıyor ve evet kürtaj olunca kurtuldum deyip sevinip gülüyor. Bu yaşanıyor canlı canlı defalarca kez gördüm, şahit oldum...

Herkes bizim gibi oto kontrol sistemine sahip değil zaten bu nedenle bir başkasına zarar veren eylemler yasaklanmak zorunda.

Sana, bana göre katil olmak, hırsız olmak , tecavüz etmek de korkunç ama emin olun herkese göre korkunç değil. Bunu korkunç bulmayanlara müdahale edilmesi bence zaten gereklilik olmadığında kürtaj yaptırmayacak bizlere müdahale edilmesinden daha önemli.

Emin olun ne yaptığını bilmezler yüzünden binlerce bebek heba oluyor. O zaman ben zaten yapmam ama yasak da olmasın demek neden?

Sen, ben, o zaten böyle davranmayacağız ama her kadın bizim gibi mi?

o minicik atan kalpleri bu tip kadınlara ve erkeklere karşı korumak gerekmez mi?
 

Konu hedonist portleler çizmeye kadar geldi maalesef. Ne kadar moderleşmişiz biz ne kadar çağdaş insanlarmışız.Cinsel özgürlükmüş namus 2 bacak arasında değilmiş vs vss.Toplumun ahlak çöküşü sonra üzülüyoruzki 16 yaşındaki kız sokakta doğurdu.İşte cinsel özgürlüklerin geldiği son nokta.

Benim anladığım özgürlük bir kişiyi arzulamak ve onunla cinselliği yaşamaktır.Tıpkı her gün pasta yiyen bir insanın bir süre sonra, tatlı olarak pastayı yeterli görmemesi ve ondan lezzet alamyıp başka başka lezzetlere yönelmek özgürlük değildir.

Ahlaki değerlerini yitirmek, gezegenin en vasıflı yaratığı olan insanın, insalıktan uzaklaşıp bir hayvandan farksızlaşması özgürlükse eğer, ben öyle özgürlüğü nekadar çağdaş da olunsa mantığım kabul edemiiyor.. Etik değerlerden yoksun, ahlaksız bir durumun bırakın özgürlüğü, açıklaması bile yapılamamalı, yapılamaz!minareye kılıf uydurmaktan başka bir şey değil.

Her ürünün bir kullanma talimatnamesi var, okuyup ona göre uyguluyoruz. Peki bu kadar hassas bir konularda neden bu kadar rahatız.

Kadın kendine saygı duymuyor eşya gibi alınıp satılmasına kullanılmasına gözyumuyorsa burada erkeğin yiyeceği damga en kötüsünde çapkın damgası. Kadının yediği damgayı telafuz bile edemem.Erkek toplumu onur duyuyor peki olan kime oluyor. Kadına ve çocuğa.

Cenab-ı Hak, insanın, bedenen ve ruhen sağlam kalabilmesi için, ölçüler bildirmiş, sınırlar koymuş. Bu sınır aşılırsa, insanın felâketi olur, buyurmuş. Ama dinleyen kim? Tarifnameye uymamakta ısrar edilirse, sınır aşılırsa, daha çoook felaketler gelir insanoğlunun başına!..
 
Son düzenleme:

Evet aslında , benim sizin kadar hayat tecrübem yok , ben kürtaj yaptırmış bir kişi bile tanımadım örneğin.
Ancak yasağa karşıyım , üstelik bu yasağın kürtajı ortadan kaldıracağına hiç inanmıyorum. Bir kadın dünyaya getirmek istemiyorsa , bir şekilde bebeği düşürecektir. Bunu da son derece sağlıksız şekillerde , kontrolsüz ortamlarda yapacaktır ki , bu da kadın sağlığı için önemli bir tehdit. Varsıl kadınlarımızsa kürtaj yaptırmak için İrlanda ' dan İngiltere ' ye giden kadınlar gibi çareyi Kıbrıs ' ta arayabilirler.
Kimi kadınsa bir şekilde terk eder dünyaya getirdiği bebeği. Dün izlediğimiz o acı haberdeki gibi.
Ben yasak yerine , kadınlarımızı kürtajı düşünmek durumunda bırakan nedenleri ortadan kaldırmamız gerektiğine inanıyorum. Etkin doğum kontrol yöntemlerinin yaygınlaştırılması , doğum öncesi ve sonrası için maddi ve manevi destek sağlanması (Yeterli doğum izni , kadının doğumdan sonra özel sektörde de çalışıyor olsa işine geri dönebileceğinden emin olması gibi.)
Tecavüz ve töre cinayetleri ise apayrı bir konu , bunları ortadan kaldırmak için devletin zaten önlemler alması gerekiyor.
 
bunun da bu başlaktıkta bulunmasını faydalı görüyorum

İRLANDA, Polonya ve Fransa’dan yapılan çok sayıda kürtaj başvurusunda AİHM, keyfi kürtajın belli koşullar dışında sınırlandırılabileceğine hükmetti

AİHM,( Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) kürtaja ilişkin verdiği kararlarda sınırlamayı “meşru amaç” kriterine bağladı. AİHM, annenin veya cenin sağlık sorunları, annenin hamileliğinde hayati tehlikenin bulunması ve sağlıklı yaşam şartlarıyla kürtaj yapılabileceğini kaydetti. AİHM kararlarındaki en önemli değerlendirmeyi ise ceninin “kişi” olup olmadığı konusunda yapıldı. Mahkeme devletlerin doğacak bir çocuğu “kişi” olarak kabul edip gerekli tedbirleri alabileceğine veya kabul etmeyip yaptırımlarını ona göre düzenleyebileceğine hükmetti. AİHM, kürtajla ilgili verdiği çok sayıda kararda konunun İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Özel hayatın ve ailenin korunması”nı düzenleyen hükmü kapsamında değerlendirilemeyeceğine hükmetti. AİHM, kürtaj yasağının toplumda bir karşılığının olabileceğini belirterek, “keyfi gerekçelerle çocuğun ve annenin hayatının tehlikeye sokacak bir durum olmaksızın yapılacak kürtaja sınırlama getirilebileceğine” ilişkin kararlar verdi. AİHM, kürtajın yasaklanması konusunda toplumun büyük çoğunluğunun mutabakatının yeterli olacağını da verdiği kararlarda ifade etti.
 

Güzel bir paylaşım olmuş , bunu düşüneceğim.
 

tabi söylediklerinize katılıyorum doğurmamayı kafasına koyan elbet bir yol bulacaktır ama bunun dışında nasıl olsa kürtaj var deyip korunma yöntemi kullanmayanlar da var maalesef
bizim için düşüncesi bile korkunçken hamile olduğunu anladığında saniye duraksamadan kürtaj olanlar da var.
diğer konu ise nimet külfet dengesi dünyada kadın olmak kadar güzel bir şey yok ama daha zor bir şey de yok.
 
evet bu topikte seviyenin düşmemesi galiba benim gibi sabırlı insanlar sayesinde oluyor.Biri mesaj yazar değiştirir,diğeri mesajdan alıntılarken farklı cümleleri arka arkaya getirerek her zamanki gibi çarpıtmaya ve ithamlara gider.Ama kusura bakmayın ben bu zihniyeti çok iyi tanıyorum.

En sonunda ortaya çıktı, aslında olay bebek, kürtaj falan değil en başından beri böyle.Kürtaj yasağının evlenmeden önceki cinsel ilişkilerin azalacağına neden olacağı gibi son derece gülünç bir fikirleri var.Burada olay başkasının hayatına karışmak ,baskı kurmak.Herkes benim değer yargılarıma göre yaşamalı ,benim inancıma sahip olmalı ,eğer öyle olmazsa hertürlü itham ,hakaret için hakkım var demek. Burada bunlar var ama dış dünyada fiziksel saldırıya kadar gider bu.

Bugün kürtaj cinayettir diyenler evlilik dışı bir çocuk gördüklerinde onu p.ç diye yargılamaktan ,dışlamaktan da çekinmeyeceklerdir.Ne de olsa kendi değer yargılarına aykırı bir durum.Bugün o embriyonunda yaşamaya hakkı var diyorlar ya ,yarın o çocuğa yaşama hakkı bile tanımayacaklar.Kendi inancını paylaşmayan diğerlerine yaptıkları gibi.
 
malesef ülkemizde kadın olmak demek dert demek. hep ona karsı bi beklenti vardır kendi kararlarımızı kendimiz veremeyiz cogu zaman. evlenene kadar baba evlendikten sonra koca biziim kararlarımızı vermekte kendilerini yetkili kılar.bazı babalar okutmaz kızları, baba karar verir senin yerine. evlenirsin, ilk gece cok önemlidir. o gece sen hariç herseyi simgeler. onurunu gururunu ve en önemlisi senin ve ailenin namusunu simgesidir o iki damla kan. aksi bi durum olursa ya hastaneye ya da babaevine yollanabilirsin, kararı koca verir. ekonomik özgürlüğü olması istenmez kadının. eger öyle bir özgürlük varsa kazanılan para zaten kocaya gider çoğu kadının hayatında. hep paylaşımcı olmak zorundadırkadın. kocayı pohpohlamak, kayınvalideye hürmet etmek, cocukları büyütmek, alttan almalı, tertipli olmalı bir asker gibi adeta hazır olda beklemelidir. baba koca toplum onun yerine karar verdiğinin göstergesidir kürtaj yasaklanma olayı. benim bedenim kamu malı değildir. bırakın bu kararı ben vereyim. bi kerede biz kadınlar karar verelim. kürtaj zaten belli bir haftaya kadar gecerli olan bir sey, anne adayı kafasına göre istediği zaman kürtaj olamaz ve kimse keyfi için kürtaj olmaz abartmayalım. unutmayalım ki günahsa bu onun günahı. bu kendi tercihi kendi kararı. kürtaj yasaklanması demek merdivan altı işletmelerin cogalması bir çok annenin ve bebeğin sağlıgıyla oynanması ve işin içinden cıkılamayacak ailevi ve toplumsal sorunlar demek. daha bu yazı uzar gider cok olumsuz sonucu var. kadınların bu kadar ezilmesine anlam veremiyorum
 
AİHM eski yargıcı Rıza Türmen ' in AİHM Kararları ve Kürtaj adlı yazısından alıntıdır:

'Hukukta kabul edilen temel ilke ancak doğan çocuğun hak öznesi olması. Hiçbir uluslararası metinde fetüs hak öznesi olarak kabul edilmiyor.

BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin hazırlık çalışmaları sırasında çocuğun tanımının doğumdan öncesini de kapsaması yolunda bazı öneriler yapılmışsa da bunlar reddedilmişti.

Ulusal hukukta da bu böyle. Miras hukuku açısından ilginç bir durum mevcut. Çocuk sağ olarak doğması koşuluyla geçmişe etkili olarak mirasçı olabilir. Ancak sağ doğmazsa hak sahibi olamaz.

Uluslararası insan hakları belgeleri ve uluslararası organların kararları bu alandaki genel bir evrensel mutabakatın çerçevesini çiziyor.

Örneğin 2008 yılında, Türkiye’nin de katıldığı, Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi’nin kabul ettiği kararda (1607/2008), güvenilir ve ucuz kürtaja sınırlamalar getirilmesinden kaygı duyulduğu belirtildikten sonra, güvenilir ve emniyetli kürtajın sınırlandırılmaması gerektiği ileri sürülüyor. Karar ayrıca bütün insanların ve özellikle kadınların kendi gövdeleri üzerinde kontrol hakkına sahip olma özgürlüğüne saygı gösterilmesini, kürtajın suç olmaktan çıkarılmasını öngörüyor.


Avrupa İnsan Hakları Komisyonu, H/Norveç davasında (1992), kadının yaşamında güçlükler doğurması nedeniyle 14 haftalık bir gebeliğin sona erdirilmesinin sözleşmeyi ihlal etmediğine karar verdi. Bu kararın ilginç yanı kürtajın sağlık nedeniyle değil, kadının toplumsal konumuyla ilgili olması.

RR/Polonya (2011) davası, ilgililerin ihmali nedeniyle başvurucunun zamanında gebeliği sona erdirememesi ve istemediği, daha önceden sakat olduğu bilinen bir çocuk dünyaya getirmek zorunda kalmasına ilişkin. Bu davada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, hem annenin maruz kaldığı acı dolayısıyla işkence ve kötü muameleyi yasaklayan maddenin hem de özel yaşama ilişkin maddenin ihlal edildiğine karar verdi. Kararda AİHM, devletin bireylerin fiziksel bütünlüklerine ilişkin olarak zamanında bigilendirilmeleri için gereken önlemleri almak yükümlülüğüne ve bunun bireylerin serbestçe karar verebilmeleri için gerekli olduğuna işaret ediyor. Polonya yasalarındaki kürtajı sınırlayan hükümlerin doktorlar üzerinde caydırıcı bir etki yarattığı belirtiliyor.

Özel yaşamın ihlal edildiği Tysiac/Polonya kararında (2007) ise AİHM kürtaj konusunda gebe kadının görüşlerinin alınması gerektiğini işaret ediyor.

BM İnsan Hakları Komisyonu’nun ya da BM Kadına Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi’nin kürtaj yasağı ya da sınırlandırmalarının kadınların yaşama hakkı açısından doğurduğu riskleri belirten ve ülkelerin yasalarını değiştirmelerini isteyen sayısız karar var. Zaten Avrupa’da, yasalarında kürtaja çok sınırlayıcı yer veren ülkelerin sayısı dört: Malta, İrlanda, San Marino ve Andorra. Türkiye ’nin katılmak üzere olduğu grup bu ülkelerden oluşuyor. '


Bir de şöyle bir şey var:
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, kürtajı yasaklayan İrlanda’yı 2 yıl önce, Polonya’yı da geçen yıl suçlu bulmuş ve kürtaj yasağının kadın haklarının ihlali olduğu hükmüne varmıştı.
AHM: Krtaj yasa, kadn haklar ihlali - Hrriyet PLANET


Bir de ferege arkadaşımızın paylaştığı daha yeni bir karar var :

İrlanda, Polonya ve Fransa’dan yapılan çok sayıda kürtaj başvurusunda AİHM, keyfi kürtajın belli koşullar dışında sınırlandırılabileceğine hükmetti.
AİHM, kürtaja ilişkin verdiği kararlarda sınırlamayı "meşru amaç" kriterine bağladı.

AİHM, annenin veya cenin sağlık sorunları, annenin hamileliğinde hayati tehlikenin bulunması ve daha iyi yaşam (sağlıklı yaşam) şartlarıyla kürtaj yapılabileceğini kaydetti. AİHM kararlarındaki en önemli değerlendirmeyi ise ceninin "kişi" olup olmadığı konusunda yapıldı. Mahkeme devletlerin doğacak bir çocuğu "kişi" olarak kabul edip gerekli tedbirleri alabileceğine veya kabul etmeyip yaptırımlarını ona göre düzenleyebileceğine hükmetti. AİHM, kürtajla ilgili verdiği çok sayıda kararda konunun İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "Özel hayatın ve ailenin korunması"nı düzenleyen hükmü kapsamında değerlendirilemeyeceğine hükmetti. AİHM, kürtaj yasağının toplumda bir karşılığının olabileceğini belirterek, "keyfi gerekçelerle çocuğun ve annenin hayatının tehlikeye sokacak bir durum olmaksızın yapılacak kürtaja sınırlama getirilebileceğine" ilişkin kararlar verdi. AİHM, kürtajın yasaklanması konusunda toplumun büyük çoğunluğunun mutabakatının yeterli olacağını da verdiği kararlarda ifade etti.


Açıkçası AİHM kararları ilgimi çekti , bunları araştırıp değerlendiriyor olacağım.
ECHR Portal Result List

Bu konuya dikkat çektiğin için teşekkür ederim ferege.
 
Son düzenleme:
evet türk hukukuna göre şu anda tam ve sağ doğmak şartı aranıyor hak ehliyetine sahip olabilmek için.
tam doğmak tabi ki sakat olmamak anlamında değil, bebeğin mevcut olan bir parçasının annenin içinde kalmaması yani bebeğin tamamıyla doğması anlamında.
Şu ana kadar dünyadaki genel kanıda bu yönde. ama bilimsel veriler ışığında henüz fetusken hak ehliyetinin başlayıp başlamaması gerektiği tartışılıyor tabi başlamalıdır denebilecek kadar çok deney ve veri yok. bilincin başlangıcı hala muamma

bilimsel olarak değil de hayatın içinden hoş bir örnek vermek istiyorum, yapılan araşltırmalarda ( deney değil anket tarzı araştırmalar ) insanın suya girmekten hoşlanmasının ve duşun altında, küvette olmaktan hoşlanmasının sebebi anne karnındakine benzer bir alan oluşması sebebiyleymiş. Bu durum rahatlamaya sebebiyet veriyormuş
bir de çevreye güvensiz kişiler genelde istemsiz olarak cenin pozisyonunda uyurmuş bu da güvende olma duygusunu tatmin edermiş.
Tabi bunlar çok kanıtlanmış şeyler değil ama yine de belki de bilincin sandığımızdan çok önce başladığına dair işaretler olabilir.
 

en zor şartlarda yaşayanından en iyi durumda olanına kadar ...

herkes konuyu sadece gördüğü yerden ele alıyor ... yasaklansın diyen kısım sadece anne olmak istemediği için ya da şartları (toplumsal baskı yaş durum vsvs...) kürtaj yaptıranlardan yasaklanmasın diyen kısım ise sadece tecavüzler, iyi bir gelecek sağlama kaygısı ile kürtaj yaptıranlar açosondan ele alıyor olayı...çok normal çünkü desteklediğiniz fikrin mutlaka bir dayanağı olmalı...oysa içinde insan olan durumlarda tek bir yönden bakmak her zaman yanılgıya götürür (hukula ilgilendiğinizi varsayarak ne söylemek istediğimi çok daha iyi anlayacağınızı düşünüyorum) aklınıza hayalinize gelmeyecek bir çok farklı durum yaşanabilir...

yani herkes uç neredeyse oraya bakıyor...düşünmek gerek...kürtaj ( tamamen serbest değil yıllar önce makul olduğu düşünülen bir döneme kadar kadına karar verme zamanı tanınmış -bunun süresi (10 hafta) hakkında bir hükümde bulunamam uzundur ya da değildir-...kadına kendi irade, düşünce, vicdan muhasebesi yapma imkanı verilmiş...) tamamen yasaklansa bunun topluma, kadına vereceği zararlar ve kurtaracağı - sizin deyiminizle - heba olmuş çocukların muhasebesi yapılmalı...hamilelikteki ilaç kullanımı gibi kar-zarar oranı hesaplanarak karar verilmeli...ben bu durumda yasağın bebekleri kurtarmaktan çok kadın sağlığına zarar vereceğine ve sağlıksız koşullarda yapılan kürtaj sonucu ölüm vsvs lerin artacağına inanıyorum...bunu kolaylıkla söyleyebiliyorum en azında şu içinde bulunduğumuz platformu takip ettiğim kadarıyla kadınlar nasıl garip şeylere inanıp uyguluyorlar bilemezsiniz...

AHİM kararı sizin söylediğiniz gibi toplumların ya da devletlerin insiyatifine bırakmış yani net bişey söyleyememiş...yapılması insan hakların aykırıdır yapılmamalıdır ya da yapılabilir gibi bir hüküm verememiş..

kaldı ki bu yasak bir kandırmacadır...emin olun öyledir...kafa karıştırıp insanların hassas olduğu bir noktada güç gösterisi yapıp çıkar sağlama çabasıdır...samimi olsa yani dünyaya gelme ihtimali olan bir insanı engellememek olsa tamamen yasaklamaktan bahsedilirdi..bu düşünceye göre 10 haftalıkta olası bir insandır 6 haftalıkta...

Bebeği besleyip büyütme ve içinde insan haline getirme sorumluluğu sadece kadına verildiyse dünyaya getirme ya da hertürlü sorumluluğunu (dini-ahlaki-vicdani) alarak dünyaya getirmeme kararı da kadına verilmiştir diye düşünüyorum...çıkıp orda burda fütursuzca doğursunlar biz bakarız gibi abuk subuk ne dediğini bilmeyen kişilere değil...siz hukuk açısından bakıyorsunuz arkadaşım ama maalesef hukuk burda olması gerektiği gibi işlemiyor birilerinin keyfine göre 1 gecede tüm hukuk kuralları altüst edilebiliyor...en sinir bozucu kısmı bu aslında...

bu konuda ahkam kesip uzun uzun konuşamam çünkü az bilgim var ama hukuken (miras hukuku vs) o hakkı alabilmesi için ilk şart "canlı doğmak" şartıdır. yani ana rahmine düştüğünde al bu senin hakkın demiyor önce doğ sonra hakkını al. neyse bu konuyu daha sonra başka bir ayrıntılı konuşup öğrenmek isterim
 

bilincin doğmadan önce kazanıldığı bugün kanıtlanmış bir gerçektir ... bebeğin yeme alışkanlıklarını anne karnında kazandığı, annenin sesine tepki verdiği, annenin sıkıntılarından ve stresinden etkilendiği biliniyor zaten...bebek anne karnında bie nevi yaşıyor zaten doğmadan önce yaşıyor...

bebeği çok ağlayan annelere bazı tavsiyele bile veriliyor ve uygulayanlar gerçekliğini hep söylüyorlar (anne karnındaki seslere yakın olduğu için elektrik süpürgesi ve radyo cızırtısı sesi)

ama o bilincin başladığı düşünülen dönemlerde kürtaj zaten yasal değil ...12 haftalık hamileyim sorunlu olduğu için her hafta bebeğimi görmeye gittim ve ilk defa geçen hafta (11. hafta) bebek şeklinde gördüm ve hareketlerini gördüm...bebeğim insan formunu kazandığında kürtaj yaptırma zamanım geçmişti...
 

aslında çok fazla hukuksal açıdan bakmıyorum. yapmakta olduğum iş hukukla ilgili değil, eğitimini aldığım başka bir alanda çalıyorum fakat hukuk lisansım da var evet hukuk fakültesi mezunuyum ama bilgilerim biraz eskimiş olabilir

tabi ki herkes bir açıdan olaya bakmalı siz kadının kararı daha önceliklidir dersiniz ben bebeğin yaşam hakkı derim. bu şekilde tartışmak farklı fikirlerden faydalanmak güzeldir. elbette siyasilerin bu yasağı şimdi gündeme getirmekte bir oyunları bir düzenleri vardır. ne kanunlar değişiyor ama gündeme pek gelmiyor. mesela arabuluculuk yani kararları mafyaya cemaate devretmek(banlanmıyayım diye uzatamıyorum ) fakat işin siyasi kısımları beni ilgilendirmiyor

taaa aylar önce erkek çocuk sahibi olmak için kıbrısa gidenlerle bir tartışma yaşamıştım bu forumda.
yumurta ve spremler dölleniyor erkek olanlar rahme kız olanlar çöpe
bir insanın bence bilinçli olarak bir canlı oluşturup sonra yok etmeye hakkı yok ve bu sebeple baya tartışmıştık. Bu tartışma bu kürtaj gündeminden aylar önceydi yani bu benim şahsi görüşüm döllenmiş hiçbir embriyoya kıyamıyorum.
 
merhaba herkese tekrardan. geçen gün dünyada başka ülkelerdeki kürtaj meselesini araştırırken Küba' da uygulanan bir yöntem ile ilgili bir yazıya rastladım. Küba'da da belirli bir süreye kadar kürtaj yasak değilmiş ama kürtaj yaptırmak isteyen kadınlar -tabii bunlar tecavüz veya ensest mağduru olmayan kadınlar- bir kliniğe gittiklerinde belirli bir süre seminerlere katılıyorlarmış ve doktorlar kürtajdan vazgeçirmek için ikna semineri gibi birşey veriyorlarmış. fakat kadınlar kararlarını değiştirmezlerse ve sınırlı süreyi geçmeyen bir gebeliği sonlandırmak istiyorlarsa kürtaj olabiliyorlarmış.bizde de bir yöntem uygulanabilir diye düşünüyorum.
 


O konuda hiç endişeniz olmasın. Söylediklerimin sonuna kadar arkasındayım. Yani ağzımdan çıkanların...
Tepki gösterme hakkınız elinizde tabi ki.. Ama bunu yaparken karşıdakine mantıksız, akılsın, fetva vermeye meraklı, kraldan çok kralcı' gibi laflar kesinlikle edemezsiniz. En azından bana edemezsiniz ben bu hakkı size vermiyorum. Ben nasıl karşı görüşteki insanlara hakaret etmiyorsam size bana etmeyin.. Beni suçluyorsunuz demiyorum, ama bana 'hangi akıl hangi mantık bunu söyler' diyemezsiniz.
Saygı sınırları içerisinde istediğiniz kadar savunun size savunma yapmayın diyen de yok zaten.
Söylemek istediğim buydu...
İyi günler...
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…