aşk iyi günde beraber kötü günde sen sağ ben selamet demek olmuş bazı erkeklere göre..
çok çok nadir gerçekten seven..
canım benim nasıl acıla yaşadığını o kadar iyi anlıyorum ki hatta anlamıyorum bizzat yaşıyorum bende 2.5 ay önce nişanlımdan ayrıldım tabiki ailesi yüzünden. 2 yıl boyunca 2 saat bensiz yapamayan küs kalamadığmızı bir insanı 6 ay içinde benden soğuttular. ben ayrılmak istedim ilerde hergün ağlayacağıma 1 gün ağlarım biter dedim. ama geçmedi geçmiyor. ciğerimi sanki içimden söküp alıyorlar sanki hergün binlerce kez tekrar tekrar ölüyorum. sürekli beraber gezdiğimiz yerlerden geçmek zorundayım o yerlerden her geçtiğimde bizi görüyorum. yollarda sarılarak yürüdüğümüzü yolda durup durup birbirimize sarılmalarımızı görüyorum. sürekli ağlıyorum işe giderken işten gelirken odamdan nadiren çıkıp tv izlerken akşam yatarken sabah kalktığımda sürekli gözümden istemsizce akan yaşlarıma bile engel olamıyorum. 2 sene boyunca o kadar ona ait olmuşumki hala kendimi ona ait hissediyorum yanlışlıkla birine gözüm değse hemen gözümü kaçırıyorum sanki ona ihanet ediyormuşum gibi kendimi suçluyorum. hiç kimseye derdimi anlatamıyorum. herkesin tek dediği şey( belki haklılar ama) amaan unut gitsin salla gitsin sen daha iyisine layıksın gerçekten sevse bitmesine izin vermezdi daha iyisini bulursun. derdimi anlatmaya kalksam 5 dk bu sözlerle beni avutup işin içinden çıkıyorlar. elbette kimse beni dinlemek zorunda değil ama acımı bu kadar hafife almaları beni deli ediyor. unut gitsin demenle bennasıl unutucamki beni içim yanıyor benim ciğerim dağlanıyor ben günden güne bittiğimi tükendiğimi hissediyorum ben nasıl unuttum gitti diyim. 3 ay önce hayaller kurduğum insanla bir hiç yüzünden bitmişken nasıl hiçbirşey olmamış gibi davranıyım. gez dolaş keyfine bak diyorlar benim içim kan ağlarken ben baktığım her yerde bizi görürken anılarımız gözümün önündeyken ben nasıl keyfime bakıyım. insan bilinci o kadar acımasızki onla olan her anım sanki hiç kapanmayan bir sinema perdesi gibi sürekli gözümün önünden akıp gidiyor her an gözümün önünde başka bir hayal canlanıyor. keşke diyorum hep sevgili olarak kalsaydık mutluluklarımızı hüzünlerimizi kavgalarımızı en deli aşkımızı bizbize yaşasaydık ne diye aileleri kattık işin içine hep bizbize kalsaydık. kusura bakma uzun oldu ama anlattıklarım yaşadıklarımın ve hissettiklerimin yanında bir hiç sanki. ne diyim ki Allah'a sığındım Allah yardımcımız olsun bizim durumumuzdaki herkesin canım. üzülme diyemiyorum yaşayan bilir sadece
hiç sevmediğim iclal aydın'ın çok güzel bir yazısını paylaşmak istiyorum.. zamanında bana umut vermişti.. aşk acısına birebir.. buyrun...
Ağrı'ya zaman tanımalı...
Bir ayrıldılar. Sonra barıştılar, evlendiler... Adam kaçak ilişkiler
yaşadığı için sonra bir daha ayrıldılar. O ara büyük bir kaza yaptı
adam. Komaya eski karısının kapısında girmeyi başardı. Yani nasıl
olduğunu kimse çözemedi. Kadının kapısına kadar geldi ve orada
kendinden geçti. Mecburen barıştılar.
Kadın hastanede adamın başında günlerce bekledi. Bu arada adamın
sevgilileri gelip gitti. Adam onların yanında "Kardeşim gibi severim
kendisini" dedi. Onlar gittikten sonra ise "sevgilim"...
Ayrıldılar...
Adam "değiştim" dedi, bir daha barıştılar...
Her ayrılıkta uğradığı haksızlığa rağmen göz yaşlarına boğulan hep
kadın oldu.
Buraya kadar okuduklarınız olayın sadece giriş bölümüydü.
Dün telefon açtım ona. "N'aber?" de dim. Sesi cıvıl cıvıldı. "Biz
ayrıldık" dedi. "Haaa..." dedim. Hiç şaşırmadım. Uzun zaman
görüşmedik mi ya ayrılırlardı ya da barışırlardı. Bu sefer şahit
olduğum diğer ayrılıklanndan farklı, sesi çok iyi geliyordu.
Akşama doğru çıkageldi arkadaşım. Elinde nefis kurabiyeler, çilekli
pasta... (Aslanlar gibi durdum, yemedim. Bakınız bugün yemediğim bir
şeyi yazdım.) Oturduk, anlattı...
"Birden oldu" dedi. "Bir gün beni feci sinirlendirdi. Yine biriyle
beraber olmuş. İnkâr ediyor tabii her zamanki gibi. Mutfakta durup
bir baktım. Bu kim yaa dedim kendi kendime. O anda artık onu hiç
sevmediğimi anladım."
"Anahtar soruyu sormuşsun kendine" dedim. "Bu gerçekten önemli bir
sorudur: Bu kim?"
Kim bu adam? Kim bu kadın? Başlangıçta âşık olduğum kişi mi? Yoksa
çok mu değişti? Yoksa çok mu değiştim?
Arkadaşımı en çok canının hiç yanmadığını hissettiği o an
şaşırtıyordu. Nasıl oldu da böyle bıçak gibi kesiliverdi bu acı diye
soruyordu sürekli.
Hep söylerim, hep söyledim...
Bazen sonuna kadar beklemek gerekiyor. Bütün kredileri tüketmek bütün
uzatmaları oynamak gerekiyor. Ancak o zaman ayrılık haklılık
kazanıyor.
Bana da yıllar önce birlikte çalıştığım bir yöneticim anlatmıştı. O
günlerde kalbim kırık, gözüm yaşlı gezip duruyordum. Odasına çağırdı
beni, "biliyor musun, ben evleneceğim gün ayrıldım sevgilimden" dedi.
"Kuaförden çıkarken kavga ettik. Yüzüğü attı, ben de attım. Ve
bitti... Bir hafta birlikte hazırladığımız evden dışarı çıkmadım ve
kimseyle görüşmedim. Sadece sigara içtim bir de su... Dokuzuncu gün
mü ne, buzdolabına eğildim bir şey almak için. O anda birden
üzülmediğimi fark ettim. Banyo yaptım ve sokağa çıktım. Kendiliğinden
gitmişti...."
İşte böyle....
İclal Aydın
Canimm bende ayni durumdayim burda yazilanlari okudukca en azindan bitek ben boyle degilmisim dedim... Insanlar ne kadar degisti herkes birileriyle beraber 2 ay sonra soruyosun olup bittikleri insanin adlarini hatirlamiyorlar.. Bazen bende oyle olmak istiyorum bende herkes gibi aci cekmeden yasamak istiyorum...
okuyunca çok üzüldüm canım allah yardımcin olsun iyilierle karışaştırsın.erkekler erkekler hep ayı değişmediler değişmeyecekler.kımyaları bozuk.ben gönlümün erkeğini buldum evlendım umarım sizde bulursunuz.
okuyunca çok üzüldüm canım allah yardımcin olsun iyilierle karışaştırsın.erkekler erkekler hep ayı değişmediler değişmeyecekler.kımyaları bozuk.ben gönlümün erkeğini buldum evlendım umarım sizde bulursunuz.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?