Aşağıdaki videoyu izleyerek sitemizi ana ekranınıza web uygulaması olarak nasıl kuracağınızı öğrenebilirsiniz.
Not: Bu özellik bazı tarayıcılarda mevcut olmayabilir.
22 yıl...Baba evinde geçen koskoca 22 yıl...
Oysa dün gibi hatırlıyor annem hastaneden eve geldiğimiz günü...
"Nasıl bir heyecandı, nasıl bir mutluktu, yaşamayan bilmez" diyor...
Söze giriyor babam "küçücük ellerin vardı, çakmak çakmaktı gözlerin..."
İlk adım, ilk emekleme... ağzımdan çıkan ilk kelime... hepsinin ayrı bir yeri var annemle babamın gözünde...
Büyük bir heyecanla kutlanan ilk doğum günümün fotoğrafları evin en güzel köşesinde şimdi...
Bebeklik günlerinden kalma emziklerimi, anneannemin el örgüsü patiklerimi, ilk okul önlüğümü, küçük bir kadığa çizdiğim anne-baba-çocuk resimlerini kutsal emanet gibi saklar annem...
Hasta olduğumda hala başımda bekler annem... "İç bakayım şu çorbayı, mırın-kırın etme içte çabuk iyileş..."
Bir anda açılır gözlerim...
Odayı alır anne usulü şehriye çorbasının kokusu
Her saat başı arar, benden haber alır babam... Ve hep aynı cümle,aynı sitem...
"Nasıl oldun prenses", "Ah be kızım niye dikkat etmiyorsun"
Akşam eve geldiğinde hızla girer odama, küçücük elleriyle bakar "düştü mü ateşin?, nasılsın..."
Çeyrek asırı geride bırakmış olsam da ömrümde hala büyütemezler beni gözlerinde...
Sevgisini çok belli etmez babam hep içinde yaşar... Bazen tutamaz kendimi isyan ederim "yeter be baba insan bi sarılır, bi öper"
Hemen savunur kendini "babalar içten sever, belli etmez!"
Uzakmış gibi dursa da düşmeme asla izin vermeyen tek insandır babam...
O evdeyse korkmam karanlıktan...
O yanımdaysa hiç kimse kılıma dokunamaz...
O hayattaysa bana karada ölüm yok demektir...
Annem ise çok sever, sevgisini belli de eder... Arada gözünü kısıp bir bakış atar...
Anlarım ki Sultan kızdı birşeylere...
Küser, tavır atar... Haklıda olsam 'haklıyım' diyemem... Kayıtsız şartsız Sultan haklıdır...
Öfkesi tavan yaptığında "anlayacaksın kızım, anlayacaksın... hele bir evlen ozaman beni anlayacaksın!"...
He anne... he... der geçiştiririm...
Şimdi annemi anlama zamanım geldi galiba...
"Bir çocuk var, evlenmek istiyor benimle" deyip babamın karşısına çıktığımda 18 yaşındaydım...
"Sen o kadar büyüdün mü" dedi bana... Taviz vermeden kendinden "iyi bakalım gelsin, tanışalım" dedi sonra...
serkan evimize ilk geldiğinde derin bir sessizlik oldu hergün fırtınalara ev sahipliği yapan salonumuzda...
"Müsade ederseniz ailemle gelmek isterim" dedi serkan...
Büyük gün gelip, serkan elinde bir çiçek ve bir çift yüzükle kapıyı çaldığında anladım ki artık misafirim...
"Allah'ın emriyle..." sözünü duyduğunda annem duramadı, arkasına bile bakmadan çıktı salondan...
22 yıldır bir kez bile ağladığını görmediğim babamın "Kızım emanetinizdir" demesiyle gözünden aktı yaşlar...
serkanı aldı karşısına "Ben onun bir dediğini iki etmedim, yeri geldi cebimden verdim, yeri geldi canımdan verdim... Ne aç bıraktım, ne susuz... Bir fiske tokadım yoktur yüzünde... Şimdi sana emanet ediyorum... Senin de babanım bundan sonra... Eğer emanetime iyi bakmazsan bil ki düşmanın olurum..."
Önce kızdım babama "böyle bir günde ne bu şiddet, bu celal..."
Zaman geçtikçe anlamaya başladım ne demek istediğini...
Düğün yaklaştıkça evde acayip bir heyecan oluşmaya başladı...
Tüm ev halkı, eş-dost-komşu... çeyiz hazırlığına giriştiler...
Eşyalar birer birer kolilere koyduldu... Ve üzerlerine not yazıldı kalın keçeli kalemlerle "Dikkat kırılır!"...
Her bir ayrıntıyı düşündü annem "bunu da al elinin altında bulunsun, lazım olur..."
"Sıcak su torbası da alalım sana, üşütürsün yine ağırır böbreklerin..."
Ve bitmek tükenmek bilmeyen nasihatlar...
"İlaçlarını baş ucundan ayırma sakın!"
"Evden çıkarken dikkat et, ocağı kapat, kapıyı kilitle..."
"Gece lambaları sabaha kadar yansın, sen karanlıktan korkarsın..."
Her geçen gün biraz daha yaklaşıyor ayrılık...Artık baba evindeki son günlerim... Yazlık kıyafetlerim de koyuldu bavullara...
"Yaza kendi evinde olacaksın zaten, boş yere ayak altında olmasınlar..."
Gelinlik provaları derinden sarsıldığım sayılı anlardan biridir...
"Prenses gibi oldun" dedi annem beni ilk gördüğünde... Prenses gibi oldum yaa annem, senin prensesin...
Çok yakında beyazlar içinde çıkıcam evimden... Annesinin bana emanet ettiği küçük yürekli kocaman bir adama bakmaya gideceğim...
Kendi evimin sultan'ı olacağım...
Boş kalacak sofradaki yerim, akşam babamın işten çıkışını beklemeyeceğim heyecanla...
Annemin mis kokan yemekler karşılamayacak beni...
Belki bir gün kendi prensesimi getireceğim dünyaya...
Annem kadar iyi bir anne olacağım...
Belimde kırmızı kurdalamla, gururumla, onurumla, özlemimle, sitemlerimle, hırslarımla, kavgalarımla, sevinçlerimle, kıskançlıklarımla son kez el sallayarak gideceğim...
Yaşanılan hiç bi anı, hiç bir saniyeyi unutmadan ve bir gün başım sıkışırsa bu kapının bana açık olacağını bilerek yaşayacağım hayatımı...
22 yılın ardından bu gece ilk kez siz olmadan uyuyacağım...
HOŞÇAKAL AİLEM...
HOŞÇAKAL BABAEVİM...
evet canım 6 saat var aramızda...6 saat.... annem koş yetiş derse yetişemiycem....
keske benımde oyle olsaydı..
annem dugunumde agladıgında
git ya ne aglıyorsun yarın kahvaltıya gelıcem dıyebılseydım
kıskandım seni az biliyor musun? benim böyle bi ailem olmadı o kadar kötü bi babam vardı ki çok pislik yaptı bana anneme abime işkence gibi geçti 18 yılım onun evinde en son kafayı yemek üzereydim bi şekilde kurtuldum şimdi annem abim beraber yaşıyoruz ama yine o sıcak aile yok malesef annem bi değişik abim bi değişik anlatamam ki benim sırtımı yaslıyacağım bi ailem yok malesef yanlışlarımla beni kabul edip doğrularımı takdir edicek bi ailem yok dua ediyorum Allah bana bi prens yollasa onunla güzel bi yuva kursam diye ama o da yok inşallah benim de prensim gelir tez vakitte benim gibi olanların da. sana mutluluklar diliyorum bence üzülme sen de bir aile kuracaksın mutlu olacaksın inşallah![]()
Öncelikle tebrik ederim, hep mutlu ol inşallah.
Bir şey sorabilir miyim, baba evinden ilk kez mi çıkıyosun üni.yi kendi bulunduğunuz şehirde mi okumuştun:26:
yok unıyıde dısarıda okudum ama unıversıteyle evlılık aynı olmuyor malesef.. unıversıteyle kendını kandırmayı sakın dusunme.. unıversıtede her zaman canın ıstedıgınde cıkıp gıdecegın bır evın var... annen yemek yapar dort gozle senı bekler.. ama evlenınce ne zaman gıdecegın bellı degıl malesef..........
nazar degmesın tatlım hep boyle devam etsın ınsallah....
amin canım inşallah seninde sıcacık bi yuvan olur hep mutlu ol inşallah![]()
22 yıl...Baba evinde geçen koskoca 22 yıl...
Oysa dün gibi hatırlıyor annem hastaneden eve geldiğimiz günü...
"Nasıl bir heyecandı, nasıl bir mutluktu, yaşamayan bilmez" diyor...
Söze giriyor babam "küçücük ellerin vardı, çakmak çakmaktı gözlerin..."
İlk adım, ilk emekleme... ağzımdan çıkan ilk kelime... hepsinin ayrı bir yeri var annemle babamın gözünde...
Büyük bir heyecanla kutlanan ilk doğum günümün fotoğrafları evin en güzel köşesinde şimdi...
Bebeklik günlerinden kalma emziklerimi, anneannemin el örgüsü patiklerimi, ilk okul önlüğümü, küçük bir kadığa çizdiğim anne-baba-çocuk resimlerini kutsal emanet gibi saklar annem...
Hasta olduğumda hala başımda bekler annem... "İç bakayım şu çorbayı, mırın-kırın etme içte çabuk iyileş..."
Bir anda açılır gözlerim...
Odayı alır anne usulü şehriye çorbasının kokusu
Her saat başı arar, benden haber alır babam... Ve hep aynı cümle,aynı sitem...
"Nasıl oldun prenses", "Ah be kızım niye dikkat etmiyorsun"
Akşam eve geldiğinde hızla girer odama, küçücük elleriyle bakar "düştü mü ateşin?, nasılsın..."
Çeyrek asırı geride bırakmış olsam da ömrümde hala büyütemezler beni gözlerinde...
Sevgisini çok belli etmez babam hep içinde yaşar... Bazen tutamaz kendimi isyan ederim "yeter be baba insan bi sarılır, bi öper"
Hemen savunur kendini "babalar içten sever, belli etmez!"
Uzakmış gibi dursa da düşmeme asla izin vermeyen tek insandır babam...
O evdeyse korkmam karanlıktan...
O yanımdaysa hiç kimse kılıma dokunamaz...
O hayattaysa bana karada ölüm yok demektir...
Annem ise çok sever, sevgisini belli de eder... Arada gözünü kısıp bir bakış atar...
Anlarım ki Sultan kızdı birşeylere...
Küser, tavır atar... Haklıda olsam 'haklıyım' diyemem... Kayıtsız şartsız Sultan haklıdır...
Öfkesi tavan yaptığında "anlayacaksın kızım, anlayacaksın... hele bir evlen ozaman beni anlayacaksın!"...
He anne... he... der geçiştiririm...
Şimdi annemi anlama zamanım geldi galiba...
"Bir çocuk var, evlenmek istiyor benimle" deyip babamın karşısına çıktığımda 18 yaşındaydım...
"Sen o kadar büyüdün mü" dedi bana... Taviz vermeden kendinden "iyi bakalım gelsin, tanışalım" dedi sonra...
serkan evimize ilk geldiğinde derin bir sessizlik oldu hergün fırtınalara ev sahipliği yapan salonumuzda...
"Müsade ederseniz ailemle gelmek isterim" dedi serkan...
Büyük gün gelip, serkan elinde bir çiçek ve bir çift yüzükle kapıyı çaldığında anladım ki artık misafirim...
"Allah'ın emriyle..." sözünü duyduğunda annem duramadı, arkasına bile bakmadan çıktı salondan...
22 yıldır bir kez bile ağladığını görmediğim babamın "Kızım emanetinizdir" demesiyle gözünden aktı yaşlar...
serkanı aldı karşısına "Ben onun bir dediğini iki etmedim, yeri geldi cebimden verdim, yeri geldi canımdan verdim... Ne aç bıraktım, ne susuz... Bir fiske tokadım yoktur yüzünde... Şimdi sana emanet ediyorum... Senin de babanım bundan sonra... Eğer emanetime iyi bakmazsan bil ki düşmanın olurum..."
Önce kızdım babama "böyle bir günde ne bu şiddet, bu celal..."
Zaman geçtikçe anlamaya başladım ne demek istediğini...
Düğün yaklaştıkça evde acayip bir heyecan oluşmaya başladı...
Tüm ev halkı, eş-dost-komşu... çeyiz hazırlığına giriştiler...
Eşyalar birer birer kolilere koyduldu... Ve üzerlerine not yazıldı kalın keçeli kalemlerle "Dikkat kırılır!"...
Her bir ayrıntıyı düşündü annem "bunu da al elinin altında bulunsun, lazım olur..."
"Sıcak su torbası da alalım sana, üşütürsün yine ağırır böbreklerin..."
Ve bitmek tükenmek bilmeyen nasihatlar...
"İlaçlarını baş ucundan ayırma sakın!"
"Evden çıkarken dikkat et, ocağı kapat, kapıyı kilitle..."
"Gece lambaları sabaha kadar yansın, sen karanlıktan korkarsın..."
Her geçen gün biraz daha yaklaşıyor ayrılık...Artık baba evindeki son günlerim... Yazlık kıyafetlerim de koyuldu bavullara...
"Yaza kendi evinde olacaksın zaten, boş yere ayak altında olmasınlar..."
Gelinlik provaları derinden sarsıldığım sayılı anlardan biridir...
"Prenses gibi oldun" dedi annem beni ilk gördüğünde... Prenses gibi oldum yaa annem, senin prensesin...
Çok yakında beyazlar içinde çıkıcam evimden... Annesinin bana emanet ettiği küçük yürekli kocaman bir adama bakmaya gideceğim...
Kendi evimin sultan'ı olacağım...
Boş kalacak sofradaki yerim, akşam babamın işten çıkışını beklemeyeceğim heyecanla...
Annemin mis kokan yemekler karşılamayacak beni...
Belki bir gün kendi prensesimi getireceğim dünyaya...
Annem kadar iyi bir anne olacağım...
Belimde kırmızı kurdalamla, gururumla, onurumla, özlemimle, sitemlerimle, hırslarımla, kavgalarımla, sevinçlerimle, kıskançlıklarımla son kez el sallayarak gideceğim...
Yaşanılan hiç bi anı, hiç bir saniyeyi unutmadan ve bir gün başım sıkışırsa bu kapının bana açık olacağını bilerek yaşayacağım hayatımı...
22 yılın ardından bu gece ilk kez siz olmadan uyuyacağım...
HOŞÇAKAL AİLEM...
HOŞÇAKAL BABAEVİM...
bende yaklaşık 1 aydır evliyim, 22 yaşındayım ve yazını okurken bir şey düğümlendi boğazıma.. ne zaman annemle telde konuşsam eve gitsem ağlıyorum.. kalemine sağlık yazın harika olmuş..