Besle büyüt danayı, tanımasın hanımı..


evet , beklentılerıme uymayan kalıplar benı üzdü.. ne ummuşum, ne bulmuşum.. Mutlulugumuzu kişilere değil kendimize odaklamalıymışız.. Olayı içime sındırmeye calısıyorum sadece.. Kucuk bir düşüncesizlik aslında ama sonucu bana çok büyük kapılar açtı..


Eve girdiği anda sofra niye hazır değil çıkışı geç kaldıgını değil unuttuğunu gösterir.Çok merkezi bir yerde oturdugumuz için istediklerimi alabilmek te gerçekten 5 dakika.. Bunun ıcın bahanesi de yok ki..İnsan ramazan vakti iftar saati oldugunu ve bunun ondan beklendiğini nasıl unutur ki_?
 
Ama olmazki sen bu odunlardan çok şey bekliyorsun
Sen de yapmıcan bacım. Yapmadan olmaz da az yapcan özene bezene kurmayacaksın mesela sofrayı

birde beyimiz ne yer diye düşünüp en cok sevdiği yemeklerden baslayıp mutlaka onları pişirmeye özen gösteriyorum bide..


İnşallah oğlunuz kurtulur.Sizde kendinize yardımcı birini bulmasını isteyin. Onun görevini yerine getirsin en azından..
 
Nerde kaldın?

O arkadaşınla konuşma! Onu hiç gözüm tutmadı.

Neden bunu aldın? Para harcamayı bilmiyorsun…

Çok ayıp oldu, orada onu söylemen, ben utandım!

O bardağı oraya koymayacaktık.

Üşütürsün üzerini kalın giy.

Hani o çorabı oraya atmayacaktın, kaç kez konuştuk.

Bunu mutlaka yemelisin, çok faydalı.

Yemeğin tuzu az; çünkü sana dokunuyor, biliyorsun, sakın tuz atma.

Faturaları yatırdın mı?

Erken uyu, ne oturuyorsun ki, sabah işe gideceksin…

Yukarıdaki cümleleri sizce kim kime söylemiş olabilir? Anne çocuğuna- kadın kocasına- koca karısana? İlk akla gelen anne çocuğuna söylemiş olabilir. Fakat bu cümleleri kadınlar sadece çocuklarına değil; kocalarına da sürekli kullanıyorlar. Bu cümlelerin erkek üzerinde etkisi nedir? Karı koca ilişkisini nasıl etkiler?

Anneler günü münasebeti ile geçen haftadan beri anneliğin kıymeti üzerine konuşuluyor, yazılıp, çiziliyor. Annelik kadında kuvvetli bir yaratılış kodlamasıdır. Annelik; sevmek, beslemek, büyütmek, korumak, terbiye etmek…gibi pek çok güzel hasletleri barındırır. Kadının anne olması için illa çocuk doğurması gerekmez; kız çocuklarında bile görürsünüz annelik hallerini. Oyunları hep evcilik üzerine kurulur, oyuncak bebeklere annelik ederler.

Annelik güzeldir çocuğunuza yaptığınızda. Fakat biz kadınlar kendimizi anneliğe öyle bir kaptırıyoruz ki sevdiklerimize annelik yapmaya çalışıyoruz. En çok da eşlerimize.

Kadın erkeğe hem eş, hem anne olamaz. Hiçbir erkek kendine annelik eden bir eşi, sevgili gibi göremez.

Kadın bu annelik rolünü genellikle iki şekilde yapıyor.Ya fazlaca anaç bir tavırla yapıyor: Erkeği üzüntülerden ve hastalıklardan korumak için sürekli ilgilenerek, “aman bir emri olursa” diye etrafında pervane olarak ya da onun alması gereken sorumlulukları alarak. Fakat bu üçü de evliliği olumsuz etkiliyor. Bir kadının kocasına hizmet etmesi güzeldir, sevaptır fakat dozunda ve ayarında. Kadın kendine de naz payı bırakmalı.

Kadın eşinin nelerden memnun olup nelerden memnun olmadığını gözlemlemeli onu memnun etmek istiyorsa. Yoksa annesinden gördüğünden ya da kendi kafasında oturttuğu doğrulardan yola çıkarak davranırsa hayal kırıklığına uğrayabilir. Mesela erkek kendi sağlığına dikkat etmiyorsa, kadının erkeği zorlaması tatsızlığa yol açar. Hiç bir yiyecek stres kadar insana zarar vermez. Kocayı koruyayım derken, sinirlerini bozup sağlığının bozulmasına sebep olunuyorsa yanlış yolda olma ihtimali yüksektir, yolu değiştirmek gerekir.

Her şeyin fazlası zarardır. Erkeğe hizmet edeceğim diye bunu erkeğin başında pişerek yapmamak gerek. Nefes almasına izin vererek ve onun isteklerini de dikkate alarak davranmak gerek. Erkek kendisi için saçını süpürge edecek bir kadın değil, kendisi için süslenip saçını savuracak bir kadın görmek ister. Bu yüzden kadın; yemek ve ev işlerini abartmamalı, dinlenmeye ve kendine bakmaya zaman ayırmalı. Erkeklerin çoğu akşam çok iş yapmış yorgun ve asık yüzlü bir kadın görmektense; az iş yapmış fakat güler yüzlü bir kadın görmeyi tercih eder.

Bazı kadınlar da kocasına annelik etmeyi onu terbiye etmeye çalışarak ya da hükmederek yapmaya çalışır.O zaman kadın kocasına annelik ederken sözü dinlenmediğinde aynen çocuklarına yaptığı gibi; asık yüz, emredici ya da küçümseyici bir ses tonu kullanmaya başlar, sözü daha etkili olsun diye.

Oysa kim olursa olsun, karşımızdakine küçümseyici ses tonuyla sürekli olarak neyi yapıp neyi yapmaması gerektiğini söylüyorsak, aramıza buz duvarları örüyoruz demektir.

Kadının kocasına “ne kalın kafalısın, hâlâ öğrenmedin mi, elli kez söyledim?” anlamına gelecek şekilde sürekli bir şeyler hatırlatması, yanlış yaptığında küçümseyici bakış fırlatması, erkek üzerinde pek iyi etki bırakmaz.

Bir dergide okumuştum, bir araştırma sonucu: “Kadının yüzü asıldığında erkeğin aklına ilk annesi geliyormuş.” Çünkü bütün çocukluğu ve gençliği boyunca ona kızan, yüzünü asan, terbiye etmeye çalışan kadın “annesidir.” Asık yüz ve hesap soran kadın doğruca anneyi çağrıştırıyor. Kadın böyle bir annelik rolüne girdiğinde erkeğin gözünde bütün çekiciliğini kaybediyor, karısı isterse dünyanın en güzel kadını olsun.

Kadın kocasına annelik yapmaya çalıştığında, erkek de ergenlik dönemlerine dönebiliyor. Ya küsüyor ya da asi bir genç gibi davranarak bağırıp çağırıp, kırıp döküyor. Kadının annelik yapması ne kadar yanlışsa erkeğin de kadının yanlışı karşısında ergenlik tavırlarına girmesi de bir o kadar yanlış. Kadının hatalı davranışları karşısında erkeğin evin kavvamı, idarecisi olarak daha olgun ve yapıcı davranması gerekir. Nasıl davranırsam karıma işin doğrusu güzellikle anlatabilirim diye düşünüp, çözüm üretmesi lazım.

Kadının hatası olduğunda erkeğin “Kötüsün işte, kötüsün; kötü kız, kötü kız, kötü olduğunu kabul et” tavırları içinde oğlan çocuğu gibi davranması evin idarecisine yakışmaz. İyi bir idareci şefkati ve otoriteyi birlikte kullanabilendir.

Kadınların en büyük şikayeti: “Ben iyiysem, güler yüzlü isem, eşim iyi oluyor; ben kötüyse canım sıkkınsa eşim benden daha kötü oluyor.” Kadına güler yüz yakışır, neşe yakışır; fakat sonuçta insan her daim aynı hal üzere olamaz. Canının sıkıldığı, keyifsiz olduğu günler olur. O zaman da erkeğin eşi ile ilgilenmesi, nazını çekmesi, idare etmesi gerekir. Evlilikte güzel bir iletişim çok önemli ve kadına da büyük bir pay düşüyor. Fakat erkek de pasif konumda değil elbette. O da iletişimde etkin olmaya çalışmalı.

Kadın kocasında hoşuna gitmeyen bir davranış gördüğünde, bunu annelik tavırlarına girmeden söylemeli; erkek de karısında hoşuna gitmeyen bir davranış olduğunda bunu hakaret ederek ya da küçümseyerek değil, sebep ve sonuçlarını izah ederek anlatmalı ve nasıl davranırsa daha çok hoşuna gideceğini söylemeli.

İki taraf için de olumsuz bir şey olduğunda “sen böyle söylediğinde ben kendimi şöyle hissediyorum ve rahatsız oluyorum.” şeklinde söylenirse ve güzel bir davranış olduğunda mutlaka takdir edilip “böyle yapman çok hoşuma gidiyor, teşekkür ederim” şeklinde olursa iyi bir iletişimin kapısı açılır. Takdir ve teşekkür gönül kapılarının anahtarıdır; kilitleri açar, sevgiyi besler büyütür.

Ödev:

Kadınlara: Eşinizle konuşurken bütün annelik cümlelerini dilinizden temizleyin. Emreden, yargılayan, hesap soran tavırlara asla girmeyin. Asık yüz, söylemeye gerek yok herhalde; zaten olmaması gerek. Allah rızası için güler yüzlü olun. Her daim sadaka sevabı alın.

Erkeklere: Eşinizle sorunlar olduğunda çözüm odaklı düşünün. Kızgınlığa kapılmayın. Kadın kırılganlığını düşünerek konuşun. Eşinize hayırlı eş olmaya çalışın ki ümmetin hayırlıları olun. Tebessüm kadar otoriteye yakışan bir şey yoktur. Yüzünüz gülsün.

Sema Marasli alintidir.
 


boyle boyle ogreteceksin anneleri evde ogretmediyse adam ne yapsin, sonra analari evlendiriyor kendi elini gelin devraliyor anasi nasil baktiysa karisida oyle bakmaya devam ederse adam hem sorumluluk kazanmaz hemde eli yatkinlasmaz, ogreteceksin sen kendin hazirlarken mutfaga cagirip gorev vereceksin, sofrayi kurduracaksin, sen ogreteceksin ki oda ogrenecek.
 
Boyle birseyi unitmasi garip zaten guzel bir sofra hazirlamasi gerekirdi erkeklerden devamli boyle seyler beklemiyor kadinlar zaten ama bazende dur ben yapayim sen kalkma ben hazirliyim dediklerinde onemsendigini goruyor insan ben evdeyim calismiyorum esim sabah kalkip kahvaltisini kendi hazirliyor ama bana sen neden kalkmiyorsun demez okadarinida yapalim ne var diyor baska kadinlara gore nasil kalkmiyorum olurmu oyle sey ama bai seyleri kendileri yapmali 5 yasinda cocuk degiller ki
 
Evet söz verdiği için hele birde oruçlusunuz daha özenli davranmalıydı ama nerdee keşke bizleri biraz anlayabilseler.yukarı da söylemişler erkek annesi çok önemli aynen katılıyorum benim kayınvalidem nerdeyse ağzına yemek vericek eşimin
 
Kendini paralamayacaksın gerektiğinde yemekte temizlikte yapmayacaksın o nazik popolarını kaldırıp yapacaklar şımartmamak gerek.geçte olsa ben bunu anladım
 
Calisiyormusunuz bilmiyorum
Sahsen calısmayan bir bayanim
Yemegimide yapip soframida kuruyorum,sahurumuda.
Meyvemizide hazirliyorum.
Hasta olursam yada esimden istersemde getirir.
Ama calismadigimdan ve esim yogun calistigindan ben evde de onu bunaltmak istemiyorum.
Bende calisiyo olsydim yardimini isterdim.

Konumunuz nedir bilmedigimden bisi diyemicem.
 
Ben erkeklerden birşeyler beklemeyi çoktan bıraktım kardeş, anlamazlar, anlayıp yapsalar da bizimki gibi olmuyor. Eşim bazen kahvaltı hazırlar. Peynir kalıp halinde masanın ortasında. Kocaman yemek çatalı, biri başka biri başka 2 kupa. Al sana sofra Utanmasa gazete kağıdı serecek

Hee diğer yandan ben de artık özenmiyorum. Sadece normal bir sofra. Yemek onu yer mi bunu yer mi diye düşünmem. Sadece asla yemediği şeyleri yapmam, hepsi bu. Sen de boşver...
 
Erkekten cokta beklemeyin, erkektir yapamaz demeyin hanimlar yahu. Erkek ya da kadin birbirinden daha ustun daha asagi değildir. Erkeginde beyni var dusunebilir, yemekte yapar, sofrada kurar. Sarma yapanida, utu yapanida gördü bu gozler.

Evet hanımlar sizde benım gibi kocalarınızı şımartmayın! Daha bı kac gun oncesınde kendı utusunu kendı yapan ''adam''a bizzat şahitlik ettik eşimle birlikte..


Bilmemek başka şey, umursamamak başka.. Sofra kurmakta bişey yok oysaki.. Bizimki umursamayan tarafta.. İlk zamanlar çağırıp duruyordum oysaki..

umarim okursunuz ben cok begendim 5 dakikanizi alir..

Okudum hepsını tesekkur ederım.. Ben analık görevimden istifa ettim gitti..


Yani insan nasıl unutur.. Cevabı yok işte..


Alıştırmalarından ötürü.. Benden ötürü.. senden ötürü .. İşte hep bunlardan..

Kendini paralamayacaksın gerektiğinde yemekte temizlikte yapmayacaksın o nazik popolarını kaldırıp yapacaklar şımartmamak gerek.geçte olsa ben bunu anladım

benımde kafama dun dank etti işte..


Çalışıyorum tabi de.. Çalışmıyor da olsam bir kere de oturup eşinizden bunu bekleme hakkınız vardır dımı?! Bunaltmak başka da bu haksızlık..
 

Ortaya koca kalıp peynırı oyle koysa bu kadar uzulmem gercekten.. Konusur hallederiz.. En azından cabalıyormuş..
 
Ev işi yapmazsak, kim yapacak?
 
Demekki neymis ? Herkese hakkettigi degeri vermek gerekiyormus. Demekki hakketmiyormus senin okadar ilgini.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…