- 18 Mart 2013
- 3.851
- 12.412
- 363
- Konu Sahibi En buyuk kk
-
- #61
Yedirme tabi. Arkadaş konusu da öyle; sen borç iste bi bakalım noluyor, isteyebiliyor musun rahatça? Paran kadar yaşıyorsun, ona göre alıyor ediyorsun değil mi? Ama arkadaşım dediğin insanlar seni sponsor ediyor hayatlarına. Neden etmesinler, hayrat gibi dağıtıp duruyorsun. Biraz yüz eğerler işte "Sen de amma paragözsün iki kuruşun lafını ediyon" derler, hemen "Öyle biri değilim vallağğğ" ispatına gidersin. Öyle arkadaş mı olur be.
Sana çok kızdım çünkü babam biraz seni andırıyor bu vericilik olayında.
Sana kızarken eski bene ve babama da kızıyorum. :)
Babamın kızı olduğumdan 20li yaşlarımın başına kadar ben de yedirdim kendimi, babamın cebime koyduğu harçlığı, kendime harcamak yerine arkadaşlarıma(!) dağıtırdım. Kimseden zerre borç almadım-istemedim-isteyemedim ama herkese sebil gibi dağıttım. Annem derdi "Sana gönderdiğimiz parayı bi köşeye koyacak kadar akıllı olsaydın o zamanlar, altına arabanı çekerek dönerdin üni.den"...
Bi arabam olurdu da binerdim, arkadaş da parayı kesince kalmadı. :)
Çünkü öyle insanları ben topladım etrafıma, senin de böyle insanları kendi davranışlarınla çevrene çağırdığın gibi. Biraz kendine, kazandığına değer ver, bi saygın olsun. Kiraladığın ilişkiler kurma. Böyle görünmese de gözüne, iyilik gibi gelse de öyle değil işte, insanların samimiyetini kiralıyorsun. Kira ödemeyi kesince de gidiyorlar. Önce bi ilişki dinamiklerine çalış, hayır'ın olsun. Hayır dediğinde gidecek olan baştan gitsin elensin zaten.
Ayrıca yaptığın şey, kendi zayıflığını, kendinden daha zayıf gördüğün birilerine yardım(!) ederek gizlemek. Gücünü eline al da böyle şeylere ihtiyaç duyma.
Kesinlikle haklısınız. Bana da babadan genetik miras. Babam patronu ona genel müdür diye zorla çek imzalattığı için "batan gemiyi terk eden fare olamam" diye racon kestiği için batan şirketten senelerce yargılanıp sonunda berat etmiş bir adamdır. Adam maaşla çalışan genel müdürdü, asıl suçlu patron Amerika'ya kaçtı, hacizler bizim eve geldi.
Ben aslında yalnız kalmaktan korkuyorum denemez, inanın biraz asosyal, evde sıkılmadan yalnız saatler geçiren bir insanım ama biri benim hakkımda en ufak bir eleştiri yapsın veya beni sevmesin o baya sarsıyor beni. Suçlu hissediyorum. Bu mesela ertesigün hiç görmeyeceğim bir insan da olabilir. O yüzden insan kiralamak gibideğil de tek seferlik bile olsa onay satın almak gibi bence...
Tespitleriniz yerinde...
kız o şirket T&T mi
Yok ya küçük dandik bir catering şirketiydi ben çok küçüktüm ondan olayın detaylarını çok bilmiyorum ama babamın bir suçu yoktur yani muhtemelen hayır diyememek dışında.
ayyyy aynı benım babamKesinlikle haklısınız. Bana da babadan genetik miras. Babam patronu ona genel müdür diye zorla çek imzalattığı için "batan gemiyi terk eden fare olamam" diye racon kestiği için batan şirketten senelerce yargılanıp sonunda berat etmiş bir adamdır. Adam maaşla çalışan genel müdürdü, asıl suçlu patron Amerika'ya kaçtı, hacizler bizim eve geldi.
Ben aslında yalnız kalmaktan korkuyorum denemez, inanın biraz asosyal, evde sıkılmadan yalnız saatler geçiren bir insanım ama biri benim hakkımda en ufak bir eleştiri yapsın veya beni sevmesin o baya sarsıyor beni. Suçlu hissediyorum. Bu mesela ertesigün hiç görmeyeceğim bir insan da olabilir. O yüzden insan kiralamak gibideğil de tek seferlik bile olsa onay satın almak gibi bence...
Tespitleriniz yerinde...
Senin bir yorumuna denk gelmiştim çok güzeldi, terapistinin ekolünden falan bahsediyordun :)) yani kendim de dahil çoğu insan yaşadığı problemin kendisini bile hemen tanımlayamazken sen yaşadığın problemle ilgili aldığın terapinin yöntemine hakimdinBence bu bir tür psikolojik zayıflık, kilitlenme. Verdiğim parayı hayır işlemek için vermedim hayır işlemek insana iyi ve güçlü hissettirir, bir şey başarmış bir işe yaramış hissettirir, zayıflıktan değil güçlülükten ve iradeden kaynaklıdır ama benimki bana güçsüz ve çaresiz hissettiriyor. Bu yüzden "fazla iyiyim" gibi şeylerle kendimi kandırmak istemiyorum, iyi değilim sadece ilişkilerle başa çıkacak gücüm yok, kendi bakış açımı savunacak gücüm yok etki altında kalıyorum.
Bu arkadaşım mesela sevgilisinden ayrıldı ve dünyası yıkıldı, ve her gün bana yazdı. Her gün konuştuk onu teselli ettim.
Benim bir manitam vardı burda, 100 kişinin katıldığı bir konferansta beni terk etti, o kadar kişinin önünde hıçkıra hıçkıra ağladım kendimi tutamayıp, soranlara "ailevi bir durumum var" diye rezil bir yalan attımo derece. Çünkü 2015ten bu yana hayatıma girmiş ilk erkekti. Bunu arkadaşımla paylaştım "sen de zenci y...ı peşindesin, azıcık yalnız kal be!" oldu cevabı.
Sonrasında ama bir mesaj yazıyor "beni işten atacaklar intihar edeceğim" diye işi gücü bırakıp teselli ediyorum. Sonra "sen benim tek arkadaşımsın" diyor işte ne bileyim bütün bunları göz ardı ettirecek şeyler oluyor... Ben terk edilince veya yalnızkalınca intihara kalkışmadığım için mi bu muameleyi yapıyor bana anlamıyorum ki. Ama son laf sokmalarıyla artık benim için durum netlik kazandı defolsun gitsin valla.
Geçmiş olsun babanıza.Kesinlikle haklısınız. Bana da babadan genetik miras. Babam patronu ona genel müdür diye zorla çek imzalattığı için "batan gemiyi terk eden fare olamam" diye racon kestiği için batan şirketten senelerce yargılanıp sonunda berat etmiş bir adamdır. Adam maaşla çalışan genel müdürdü, asıl suçlu patron Amerika'ya kaçtı, hacizler bizim eve geldi.
Ben aslında yalnız kalmaktan korkuyorum denemez, inanın biraz asosyal, evde sıkılmadan yalnız saatler geçiren bir insanım ama biri benim hakkımda en ufak bir eleştiri yapsın veya beni sevmesin o baya sarsıyor beni. Suçlu hissediyorum. Bu mesela ertesigün hiç görmeyeceğim bir insan da olabilir. O yüzden insan kiralamak gibideğil de tek seferlik bile olsa onay satın almak gibi bence...
Tespitleriniz yerinde...
boyle yuzgoz olunacak bir ortaminizin olmasi kotuymus. ben de bircok kisinin dosyasini reddettim.ama kurumsal yapi iyi kotu oldugu icin burada insanlar gelip yalvarip yakaramiyor.zaten temyiz etme hakkiniz var dedigimiz icin direk dava aciyorlar. bi de genelde ben mulakatinizi yapip gonderiyorum degerlendirmeyi buyuk mudurluk yapiyor deyince cok birsey diyemiyorlar.tabi sizin oradaki kurumsal yapinizi bilmedigim icin belki bu soylediklerim birsey ifade etmez size.ama yine de turkiyede cok daha rahat ediceginize eminim.Yani evet mesela suçluluk ve stres devreye girdiği zaman zaten insan efektif çalışamıyor. İşi yapıp bitiricem bu kadar diye düşününce ise güzel çalışıyorum.
Mesela bizim kamptan resettlement yok ama insanlar sürekli temelsiz claimlerle üçüncü ülkeye yerleştirme için zorluyor, ben bunları ilgili kişiye yönlendiriyorum, adam reddediliyor diyelim, yine geceyarısı bir yerden telefonumu bulmuş beni arıyor buradan cevap veremem yasak diyorum kampa gidiyorum işim var ama konuşarak 1 saatimi alıyor, adama yüz kere açıklıyorum, claiminiz reddedildi benim yapabileceğim bir şey yok diyorum son umudum sizsiniz diyor bunun gibi bir sürü şey. İşte hiçbir zorluk yok roket bilimi değil de insanlar zor.
Bence bu bir tür psikolojik zayıflık, kilitlenme.
Tam olarak bu kilitlenme anında ne hissediyorsun?
Hayır demek istemiyorsun ama diyemiyorsun.
Aklından aynı anda bir sürü düşünce geçtiğine eminim.
Fazla empati mi yapıyorsun?
Hayır deyip kötü olmamak, onaylanmak mı istiyorsun?
Korku, kaygı mı hissediyorsun? Korktuğun şey ne?
Onu belirleyip üstüne gitmelisin. Üzerinde düşünmelisin.
Terapistinle konuştun mu bu konuyu?
O ne diyor?
Siz esyaları nıye bırakasınız ev sahıbıne bu 1 .2. Si neden o kişiye yardım efıp gıdedınız?Para kolay mı kazanılıyor .Şaka gıbı yaMerhaba arkadaşlar açılmış konuya sürekli yorum yaptığımı fark edip kendi konumu açayım bari dedim.
Yaklaşık 3 senedir Doğu Afrika'da izole bir köyde mülteci kampında çalışıyorum. Gönüllü statüsündeyim ve maaşım çok fazla değil. Dolar üzerinden kazandığımız için TLye çevirirsek evet iyi bir para ama burası çok pahalı şöyle söyleyeyim. Kurumun güvenlik oturmamıza izin verdiği beş altı tane ev var köyde. Ve paragöz ev sahipleri yüzünden expatlere verilen bu evlerin kirası 700 dolardan başlıyor. Elektrik su masrafları Türkiye'nin kaç katı bilmiyorum. Korona döneminde otobüsler yasaklandı. En zaruri ihtiyaçlar için başkente gitsen özel arabalar 200 dolara götürüyor. Türkiye'ye yılda bir gidiyorum bilet 1000 dolar. Ve hayatım çok zor. İşim de zor.
Neyse ki Türkiye'de aynı mülteci kurumunda Güneydoğu illerimizden birinde işe girdim. Mart başında ülkeyi terk edeceğim. Şu an birkaç gün izin aldım toparlanmak için. Taşınacağım ilde ofise yakın oturmak istiyorumçünkü pandemide toplu taşıma kullanmak istemiyorum. Ofise yakın evler çok pahalı çünkü anladığım kadarıyla şehrin biraz ciks bir yerinde ofis. Eşyaları filan da sıfırdan almam lazım beyaz eşyalar çok pahalı.
Benim sorunum şu ki bu ülkede herkes benden sürekli borç istedi beyaz olduğum için. Ve ben de herkese verdim. Yetmedi Türkiye'deki arkadaşlarım da habire istedi, dolarla kazandığım için. Ve ben mülteci kampında tecavüze uğrayan insanlarla çalışarak eşşek gibi travmatize ola ola kazandığım parayı ona buna yedirdim. Şu an ev taşıyacak param yok.
En son mesela şu oldu. Bu köyde çamaşır makinesi yok ve haftada iki defa yarım gün çamaşır yıkayan ve evi temizleyen bir yardımcı hanım geliyor evime. Bu hanım bana köyde temizlik için normalde verilen fiyatın 3 katını söylemiş. Ve ben bunu fark ettiğimde parayı azaltmadım veya kadına artık gelme diyemedim çünkü emek sömüren pozisyonuna düşmek istemedim. Bu arada arada bana su filan da alıyordu, 3400 frank olan fiyatı bana sürekli 10 bin frank diye söylemiş. Bunu da bana ofisin evde görevlendiği güvenlik görevlisi kadın söyledi, "Seni çok seviyorum ve bu kadının sana yalan söylemesini istemiyorum bunu bilmen lazım" yazmış Whatsapptan. Bunu öğrendiğimde çok kızdım ama sadece öğrendiğimi söyledim, işten çıkaramadım çünkü hamileydi. Bu arada evlendiğinde bir sürü para verdim, evlilik hediyesi aldım. Bebek beklediğini öğrendiğimde bir sürü bebek eşyası getirdim Türkiye'den onun için. Maaşımdan avans istiyorum kocam pandemi sebebiyle işten çıkarıldı dedi bir sürü para verdim avans diye hiçbir garantim olmadığı halde. Pandemide uzun süre hiç gelmedi çamaşırlarımı kendim yıkadım yine de maaşını yatırdım mağdur olmasın diye. Hamile kalınca "emin misin çalışabilir miymişsin doktor ne dedi, bak gelmeyebilirsin hiç sorun değil" diye yüz kere sordum. Ama o karşılık olarak bana yalan söyleyip benden para koparmaya devam etmiş. Bebeği olacak diye göz yumdum.
Dün ülkeye döneceğimi haber verdim ağlamaya başladı. Biz ev yaptırıyoruz sen gidince ikimiz de işsiz kalıcaz ne olur gitmeden bana yardım et dedi. Bende öyle bir para zaten yok arkadaşlar yani evet biraz biriktirdim ama dediğim gibi ancak taşınmaya yeter o da zar zor. Evet bebek arefesinde işsiz kalması kötü ama ne yapabilirim. Benim de durumum kötü. Ama her gün arıyor duygu sömürüsü yapıyor. Kendimi kötü hissediyorum.
Ev sahibim de kendi paramla aldığım eşyaları bana bırakabilir misiniz bana yardım edebilir misiniz diye darlıyor bir yandan.
Türkiye'den 20 yıllık sözde en iyi arkadaşım artık borç vermedim ve ona bu konuda birkaç laf soktum diye ortak arkadaşlarımızın olduğu Whatsapp grubunda bana "sen beni anca güreşte yenersin" "siz ailecek delisiniz" gibi mesajlar yazdı. Artık içim soğudu ona karşı da. Ha sen beni ancak güreşte yenersin dediği de şu, bir halay videosu paylaşmış birinin düğününden, manyak manyak oynuyor ben de "kanka benim koordinasyonumu da bozmuşsun" yazdım. Bu bana "sanki normalde maddi manevi çok dengedesin de" dedi. Ben de "ama damat halayında seni yenerim kabul et" yazdım, o da "sen beni anca güreşte yenersin" yazmış kötü kalpli insan. Burada kiloma atıf yapıyor. Bu kiloları yaşadığımçok büyük bir travma sonrasında aldığımı, majör depresyon hastası olduğumu, 25 kilo verdiğimi, hepsini biliyor, yine de süreklikiloma laf sokuyor. Sonra da sürekli "seni çok seviyorum, en yakın arkadaşım, ruh eşimsin" yazıyor. Böyle yazınca kendimisuçlu hissediyorum, çok zor zamanlar geçirdi o da, sabırlı ol diyorum. Ama artık kalbimde o muhabbeti hissedemiyorum malesef.
Hepsine engeli basmak istiyorum.
Aslında durum çok açık ve net ama yine de suçlu hissediyorum. Bu insanlarda mı suç yoksa bende mi? Haklıyım değil mi ya? Cevap vermek zorunda bile değilim değil mi bu insanlara?
Ciddi bir terapi alın Türkiye’ye dönünce bence. Çünkü oluşturduğunuz şemalarınız çok yanlış. Sizi altta motive eden duygu her neyse yanlış aşılanmış bu yüzden sürekli kullanılıyorsunuz aptal yerine konuyorsunuz ve iyi niyetiniz suistimal ediliyor. Büyük ihtimalle kendinize değer vermiyorsunuzMerhaba arkadaşlar açılmış konuya sürekli yorum yaptığımı fark edip kendi konumu açayım bari dedim.
Yaklaşık 3 senedir Doğu Afrika'da izole bir köyde mülteci kampında çalışıyorum. Gönüllü statüsündeyim ve maaşım çok fazla değil. Dolar üzerinden kazandığımız için TLye çevirirsek evet iyi bir para ama burası çok pahalı şöyle söyleyeyim. Kurumun güvenlik oturmamıza izin verdiği beş altı tane ev var köyde. Ve paragöz ev sahipleri yüzünden expatlere verilen bu evlerin kirası 700 dolardan başlıyor. Elektrik su masrafları Türkiye'nin kaç katı bilmiyorum. Korona döneminde otobüsler yasaklandı. En zaruri ihtiyaçlar için başkente gitsen özel arabalar 200 dolara götürüyor. Türkiye'ye yılda bir gidiyorum bilet 1000 dolar. Ve hayatım çok zor. İşim de zor.
Neyse ki Türkiye'de aynı mülteci kurumunda Güneydoğu illerimizden birinde işe girdim. Mart başında ülkeyi terk edeceğim. Şu an birkaç gün izin aldım toparlanmak için. Taşınacağım ilde ofise yakın oturmak istiyorumçünkü pandemide toplu taşıma kullanmak istemiyorum. Ofise yakın evler çok pahalı çünkü anladığım kadarıyla şehrin biraz ciks bir yerinde ofis. Eşyaları filan da sıfırdan almam lazım beyaz eşyalar çok pahalı.
Benim sorunum şu ki bu ülkede herkes benden sürekli borç istedi beyaz olduğum için. Ve ben de herkese verdim. Yetmedi Türkiye'deki arkadaşlarım da habire istedi, dolarla kazandığım için. Ve ben mülteci kampında tecavüze uğrayan insanlarla çalışarak eşşek gibi travmatize ola ola kazandığım parayı ona buna yedirdim. Şu an ev taşıyacak param yok.
En son mesela şu oldu. Bu köyde çamaşır makinesi yok ve haftada iki defa yarım gün çamaşır yıkayan ve evi temizleyen bir yardımcı hanım geliyor evime. Bu hanım bana köyde temizlik için normalde verilen fiyatın 3 katını söylemiş. Ve ben bunu fark ettiğimde parayı azaltmadım veya kadına artık gelme diyemedim çünkü emek sömüren pozisyonuna düşmek istemedim. Bu arada arada bana su filan da alıyordu, 3400 frank olan fiyatı bana sürekli 10 bin frank diye söylemiş. Bunu da bana ofisin evde görevlendiği güvenlik görevlisi kadın söyledi, "Seni çok seviyorum ve bu kadının sana yalan söylemesini istemiyorum bunu bilmen lazım" yazmış Whatsapptan. Bunu öğrendiğimde çok kızdım ama sadece öğrendiğimi söyledim, işten çıkaramadım çünkü hamileydi. Bu arada evlendiğinde bir sürü para verdim, evlilik hediyesi aldım. Bebek beklediğini öğrendiğimde bir sürü bebek eşyası getirdim Türkiye'den onun için. Maaşımdan avans istiyorum kocam pandemi sebebiyle işten çıkarıldı dedi bir sürü para verdim avans diye hiçbir garantim olmadığı halde. Pandemide uzun süre hiç gelmedi çamaşırlarımı kendim yıkadım yine de maaşını yatırdım mağdur olmasın diye. Hamile kalınca "emin misin çalışabilir miymişsin doktor ne dedi, bak gelmeyebilirsin hiç sorun değil" diye yüz kere sordum. Ama o karşılık olarak bana yalan söyleyip benden para koparmaya devam etmiş. Bebeği olacak diye göz yumdum.
Dün ülkeye döneceğimi haber verdim ağlamaya başladı. Biz ev yaptırıyoruz sen gidince ikimiz de işsiz kalıcaz ne olur gitmeden bana yardım et dedi. Bende öyle bir para zaten yok arkadaşlar yani evet biraz biriktirdim ama dediğim gibi ancak taşınmaya yeter o da zar zor. Evet bebek arefesinde işsiz kalması kötü ama ne yapabilirim. Benim de durumum kötü. Ama her gün arıyor duygu sömürüsü yapıyor. Kendimi kötü hissediyorum.
Ev sahibim de kendi paramla aldığım eşyaları bana bırakabilir misiniz bana yardım edebilir misiniz diye darlıyor bir yandan.
Türkiye'den 20 yıllık sözde en iyi arkadaşım artık borç vermedim ve ona bu konuda birkaç laf soktum diye ortak arkadaşlarımızın olduğu Whatsapp grubunda bana "sen beni anca güreşte yenersin" "siz ailecek delisiniz" gibi mesajlar yazdı. Artık içim soğudu ona karşı da. Ha sen beni ancak güreşte yenersin dediği de şu, bir halay videosu paylaşmış birinin düğününden, manyak manyak oynuyor ben de "kanka benim koordinasyonumu da bozmuşsun" yazdım. Bu bana "sanki normalde maddi manevi çok dengedesin de" dedi. Ben de "ama damat halayında seni yenerim kabul et" yazdım, o da "sen beni anca güreşte yenersin" yazmış kötü kalpli insan. Burada kiloma atıf yapıyor. Bu kiloları yaşadığımçok büyük bir travma sonrasında aldığımı, majör depresyon hastası olduğumu, 25 kilo verdiğimi, hepsini biliyor, yine de süreklikiloma laf sokuyor. Sonra da sürekli "seni çok seviyorum, en yakın arkadaşım, ruh eşimsin" yazıyor. Böyle yazınca kendimisuçlu hissediyorum, çok zor zamanlar geçirdi o da, sabırlı ol diyorum. Ama artık kalbimde o muhabbeti hissedemiyorum malesef.
Hepsine engeli basmak istiyorum.
Aslında durum çok açık ve net ama yine de suçlu hissediyorum. Bu insanlarda mı suç yoksa bende mi? Haklıyım değil mi ya? Cevap vermek zorunda bile değilim değil mi bu insanlara?
Başkalarına acirken acınacak duruma dusmussunuz. Su saatten sonra kimseye borc vermeyin, bence Türkiye ye dönünce de bir psikologdan yardım alin.Merhaba arkadaşlar açılmış konuya sürekli yorum yaptığımı fark edip kendi konumu açayım bari dedim.
Yaklaşık 3 senedir Doğu Afrika'da izole bir köyde mülteci kampında çalışıyorum. Gönüllü statüsündeyim ve maaşım çok fazla değil. Dolar üzerinden kazandığımız için TLye çevirirsek evet iyi bir para ama burası çok pahalı şöyle söyleyeyim. Kurumun güvenlik oturmamıza izin verdiği beş altı tane ev var köyde. Ve paragöz ev sahipleri yüzünden expatlere verilen bu evlerin kirası 700 dolardan başlıyor. Elektrik su masrafları Türkiye'nin kaç katı bilmiyorum. Korona döneminde otobüsler yasaklandı. En zaruri ihtiyaçlar için başkente gitsen özel arabalar 200 dolara götürüyor. Türkiye'ye yılda bir gidiyorum bilet 1000 dolar. Ve hayatım çok zor. İşim de zor.
Neyse ki Türkiye'de aynı mülteci kurumunda Güneydoğu illerimizden birinde işe girdim. Mart başında ülkeyi terk edeceğim. Şu an birkaç gün izin aldım toparlanmak için. Taşınacağım ilde ofise yakın oturmak istiyorumçünkü pandemide toplu taşıma kullanmak istemiyorum. Ofise yakın evler çok pahalı çünkü anladığım kadarıyla şehrin biraz ciks bir yerinde ofis. Eşyaları filan da sıfırdan almam lazım beyaz eşyalar çok pahalı.
Benim sorunum şu ki bu ülkede herkes benden sürekli borç istedi beyaz olduğum için. Ve ben de herkese verdim. Yetmedi Türkiye'deki arkadaşlarım da habire istedi, dolarla kazandığım için. Ve ben mülteci kampında tecavüze uğrayan insanlarla çalışarak eşşek gibi travmatize ola ola kazandığım parayı ona buna yedirdim. Şu an ev taşıyacak param yok.
En son mesela şu oldu. Bu köyde çamaşır makinesi yok ve haftada iki defa yarım gün çamaşır yıkayan ve evi temizleyen bir yardımcı hanım geliyor evime. Bu hanım bana köyde temizlik için normalde verilen fiyatın 3 katını söylemiş. Ve ben bunu fark ettiğimde parayı azaltmadım veya kadına artık gelme diyemedim çünkü emek sömüren pozisyonuna düşmek istemedim. Bu arada arada bana su filan da alıyordu, 3400 frank olan fiyatı bana sürekli 10 bin frank diye söylemiş. Bunu da bana ofisin evde görevlendiği güvenlik görevlisi kadın söyledi, "Seni çok seviyorum ve bu kadının sana yalan söylemesini istemiyorum bunu bilmen lazım" yazmış Whatsapptan. Bunu öğrendiğimde çok kızdım ama sadece öğrendiğimi söyledim, işten çıkaramadım çünkü hamileydi. Bu arada evlendiğinde bir sürü para verdim, evlilik hediyesi aldım. Bebek beklediğini öğrendiğimde bir sürü bebek eşyası getirdim Türkiye'den onun için. Maaşımdan avans istiyorum kocam pandemi sebebiyle işten çıkarıldı dedi bir sürü para verdim avans diye hiçbir garantim olmadığı halde. Pandemide uzun süre hiç gelmedi çamaşırlarımı kendim yıkadım yine de maaşını yatırdım mağdur olmasın diye. Hamile kalınca "emin misin çalışabilir miymişsin doktor ne dedi, bak gelmeyebilirsin hiç sorun değil" diye yüz kere sordum. Ama o karşılık olarak bana yalan söyleyip benden para koparmaya devam etmiş. Bebeği olacak diye göz yumdum.
Dün ülkeye döneceğimi haber verdim ağlamaya başladı. Biz ev yaptırıyoruz sen gidince ikimiz de işsiz kalıcaz ne olur gitmeden bana yardım et dedi. Bende öyle bir para zaten yok arkadaşlar yani evet biraz biriktirdim ama dediğim gibi ancak taşınmaya yeter o da zar zor. Evet bebek arefesinde işsiz kalması kötü ama ne yapabilirim. Benim de durumum kötü. Ama her gün arıyor duygu sömürüsü yapıyor. Kendimi kötü hissediyorum.
Ev sahibim de kendi paramla aldığım eşyaları bana bırakabilir misiniz bana yardım edebilir misiniz diye darlıyor bir yandan.
Türkiye'den 20 yıllık sözde en iyi arkadaşım artık borç vermedim ve ona bu konuda birkaç laf soktum diye ortak arkadaşlarımızın olduğu Whatsapp grubunda bana "sen beni anca güreşte yenersin" "siz ailecek delisiniz" gibi mesajlar yazdı. Artık içim soğudu ona karşı da. Ha sen beni ancak güreşte yenersin dediği de şu, bir halay videosu paylaşmış birinin düğününden, manyak manyak oynuyor ben de "kanka benim koordinasyonumu da bozmuşsun" yazdım. Bu bana "sanki normalde maddi manevi çok dengedesin de" dedi. Ben de "ama damat halayında seni yenerim kabul et" yazdım, o da "sen beni anca güreşte yenersin" yazmış kötü kalpli insan. Burada kiloma atıf yapıyor. Bu kiloları yaşadığımçok büyük bir travma sonrasında aldığımı, majör depresyon hastası olduğumu, 25 kilo verdiğimi, hepsini biliyor, yine de süreklikiloma laf sokuyor. Sonra da sürekli "seni çok seviyorum, en yakın arkadaşım, ruh eşimsin" yazıyor. Böyle yazınca kendimisuçlu hissediyorum, çok zor zamanlar geçirdi o da, sabırlı ol diyorum. Ama artık kalbimde o muhabbeti hissedemiyorum malesef.
Hepsine engeli basmak istiyorum.
Aslında durum çok açık ve net ama yine de suçlu hissediyorum. Bu insanlarda mı suç yoksa bende mi? Haklıyım değil mi ya? Cevap vermek zorunda bile değilim değil mi bu insanlara?
Son zamanlarda istenen şeyde pazarlık yapmaya başladım "şu kadarını yapabilirim kalanına malesef zamanım/ param yok" gibi. Bazen de o an "bakarız" diyip sonra mesajla "olmaz malesef" yazıyorum. Ama bunlara yeni başladım.
Offf izim skldi sizi okurken gercekten artik sizinki iyiligin disinda enayilik. Yani banlanacagim belki ama boyle acik acik yazayimki anlayin. Cevremde olsaniz bayginlik geciririm.ev sahibi ne hakla esyalari bana birak yardim et diyor ya sizin akliniz ytmiyormu ona soyle cevap veremeidnzmi benden zenginsiznki senin evinde kirada oturuyorum .evine gelen hamile kadina bie yarim edersin iki edersin ucte dersinki cocuk yaparken banami sordun. En yakin arkadasinizla muhabbetinizde cok sacmala geldi paranizi vermeyin. Bakin evet arkadaslaik insan iliskilerimiz cok onemli bir 20 yil once olsaydi evet insan insana lazim derdim ama bu devirde ailenizden baska kimseye guvenmeyin kimaeye para yedirmeyin vermeyin kolaymi kazaniyorsunuz ya. Ben bir dilenci gorserm cebimde 2 lira olsa bir lirasini veriyorum.. onida dusunuyorum kendimide. Ama siz fazla abartmissinizMerhaba arkadaşlar açılmış konuya sürekli yorum yaptığımı fark edip kendi konumu açayım bari dedim.
Yaklaşık 3 senedir Doğu Afrika'da izole bir köyde mülteci kampında çalışıyorum. Gönüllü statüsündeyim ve maaşım çok fazla değil. Dolar üzerinden kazandığımız için TLye çevirirsek evet iyi bir para ama burası çok pahalı şöyle söyleyeyim. Kurumun güvenlik oturmamıza izin verdiği beş altı tane ev var köyde. Ve paragöz ev sahipleri yüzünden expatlere verilen bu evlerin kirası 700 dolardan başlıyor. Elektrik su masrafları Türkiye'nin kaç katı bilmiyorum. Korona döneminde otobüsler yasaklandı. En zaruri ihtiyaçlar için başkente gitsen özel arabalar 200 dolara götürüyor. Türkiye'ye yılda bir gidiyorum bilet 1000 dolar. Ve hayatım çok zor. İşim de zor.
Neyse ki Türkiye'de aynı mülteci kurumunda Güneydoğu illerimizden birinde işe girdim. Mart başında ülkeyi terk edeceğim. Şu an birkaç gün izin aldım toparlanmak için. Taşınacağım ilde ofise yakın oturmak istiyorumçünkü pandemide toplu taşıma kullanmak istemiyorum. Ofise yakın evler çok pahalı çünkü anladığım kadarıyla şehrin biraz ciks bir yerinde ofis. Eşyaları filan da sıfırdan almam lazım beyaz eşyalar çok pahalı.
Benim sorunum şu ki bu ülkede herkes benden sürekli borç istedi beyaz olduğum için. Ve ben de herkese verdim. Yetmedi Türkiye'deki arkadaşlarım da habire istedi, dolarla kazandığım için. Ve ben mülteci kampında tecavüze uğrayan insanlarla çalışarak eşşek gibi travmatize ola ola kazandığım parayı ona buna yedirdim. Şu an ev taşıyacak param yok.
En son mesela şu oldu. Bu köyde çamaşır makinesi yok ve haftada iki defa yarım gün çamaşır yıkayan ve evi temizleyen bir yardımcı hanım geliyor evime. Bu hanım bana köyde temizlik için normalde verilen fiyatın 3 katını söylemiş. Ve ben bunu fark ettiğimde parayı azaltmadım veya kadına artık gelme diyemedim çünkü emek sömüren pozisyonuna düşmek istemedim. Bu arada arada bana su filan da alıyordu, 3400 frank olan fiyatı bana sürekli 10 bin frank diye söylemiş. Bunu da bana ofisin evde görevlendiği güvenlik görevlisi kadın söyledi, "Seni çok seviyorum ve bu kadının sana yalan söylemesini istemiyorum bunu bilmen lazım" yazmış Whatsapptan. Bunu öğrendiğimde çok kızdım ama sadece öğrendiğimi söyledim, işten çıkaramadım çünkü hamileydi. Bu arada evlendiğinde bir sürü para verdim, evlilik hediyesi aldım. Bebek beklediğini öğrendiğimde bir sürü bebek eşyası getirdim Türkiye'den onun için. Maaşımdan avans istiyorum kocam pandemi sebebiyle işten çıkarıldı dedi bir sürü para verdim avans diye hiçbir garantim olmadığı halde. Pandemide uzun süre hiç gelmedi çamaşırlarımı kendim yıkadım yine de maaşını yatırdım mağdur olmasın diye. Hamile kalınca "emin misin çalışabilir miymişsin doktor ne dedi, bak gelmeyebilirsin hiç sorun değil" diye yüz kere sordum. Ama o karşılık olarak bana yalan söyleyip benden para koparmaya devam etmiş. Bebeği olacak diye göz yumdum.
Dün ülkeye döneceğimi haber verdim ağlamaya başladı. Biz ev yaptırıyoruz sen gidince ikimiz de işsiz kalıcaz ne olur gitmeden bana yardım et dedi. Bende öyle bir para zaten yok arkadaşlar yani evet biraz biriktirdim ama dediğim gibi ancak taşınmaya yeter o da zar zor. Evet bebek arefesinde işsiz kalması kötü ama ne yapabilirim. Benim de durumum kötü. Ama her gün arıyor duygu sömürüsü yapıyor. Kendimi kötü hissediyorum.
Ev sahibim de kendi paramla aldığım eşyaları bana bırakabilir misiniz bana yardım edebilir misiniz diye darlıyor bir yandan.
Türkiye'den 20 yıllık sözde en iyi arkadaşım artık borç vermedim ve ona bu konuda birkaç laf soktum diye ortak arkadaşlarımızın olduğu Whatsapp grubunda bana "sen beni anca güreşte yenersin" "siz ailecek delisiniz" gibi mesajlar yazdı. Artık içim soğudu ona karşı da. Ha sen beni ancak güreşte yenersin dediği de şu, bir halay videosu paylaşmış birinin düğününden, manyak manyak oynuyor ben de "kanka benim koordinasyonumu da bozmuşsun" yazdım. Bu bana "sanki normalde maddi manevi çok dengedesin de" dedi. Ben de "ama damat halayında seni yenerim kabul et" yazdım, o da "sen beni anca güreşte yenersin" yazmış kötü kalpli insan. Burada kiloma atıf yapıyor. Bu kiloları yaşadığımçok büyük bir travma sonrasında aldığımı, majör depresyon hastası olduğumu, 25 kilo verdiğimi, hepsini biliyor, yine de süreklikiloma laf sokuyor. Sonra da sürekli "seni çok seviyorum, en yakın arkadaşım, ruh eşimsin" yazıyor. Böyle yazınca kendimisuçlu hissediyorum, çok zor zamanlar geçirdi o da, sabırlı ol diyorum. Ama artık kalbimde o muhabbeti hissedemiyorum malesef.
Hepsine engeli basmak istiyorum.
Aslında durum çok açık ve net ama yine de suçlu hissediyorum. Bu insanlarda mı suç yoksa bende mi? Haklıyım değil mi ya? Cevap vermek zorunda bile değilim değil mi bu insanlara?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?