Ben bir biyoloji mezunu olarak kuzenine bölümü tavsiye etmiyorum kesinlikle.
Birincisi; bize okulda çizilen o pembe tablolar yok gerçek hayatta. Mezun olunca ne kadar
başarılı olursan ol, yeterli maddi desteği sağlayamayacak bir ailen yoksa yüksek lisans
bir külfet oluyor. Çünkü kadroların kime ve neye göre verildiği hiç belli olmuyor. Bir bakıyorsun
senden sonra gelmiş yüksek lisans öğrencisi, kadroya hak kazanmış...
İkincisi; yasalarda yapılan değişiklikler nedeniyle sağlık ile ilgili kurum ve kuruluşların zorunlu
istihdam kadrosunda değiliz artık. O nedenle öncelikli olarak laboratuvar teknisyenliği
mezunları istihdam ediliyor.
Üçüncüsü;iyi bir üniversitenin biyoloji bölümüne girmeyecekse hiç uğraşmasın. Bölüm olarak
zor bir bölümdür ama hocaların stratejisi, öğrencinin zenginliği olarak dönebileceği gibi
bomboş da mezun olunabilir. Hazırlık okumak şart ayrıca.
Bunlar dışında şöyle bir durumu da düşünmesinde fayda var; Türkiye'de hemen her üniversitede
bu bölüm var. Hemen her üniversitede olan bu bölümden mezun olan insanların 1/3 'ü de yüksek
lisans şansını deniyor. Yani sadece bu hayalleri kuran o değil. Sıyrılması gerekli. İnsanüstü bir
çaba lazım.
Ben bölümden mezun olalı 3,5 yıl oldu. Sistemin adaletsizliği ve gelir durumu nedeniyle yüksek
lisans yapmayı es geçtim. Bölümümle ilgili başvurduğum hiçbir yer beni biyolog olarak kabul etmedi.
Şu an biyolog olarak çalışıp para kazanan 2 arkadaşım var ve biz 100 kişi mezun olduk. Bu arkadaşlarımdan
birisinin yakını özel hastane sahibi, diğeri de nasıl buldu bilmiyorum ama ideolojik görüşüne uygun bir
hastanede çalışıyor. Onlar da olmasa hepten karamsar bir tablo olacak yani.
Ama illaki istiyorsa bu bölümü okumayı, şöyle söyleyebilirim; hayata dair katkısı olacak, en ideal bölüm.
Ben aşkla okudum. Mesleğimi yapamasam da mesleğime aşığım. Bölümü okurken her yıl, mutlaka ama
mutlaka bir yerde staj yapmalı arkadaşın. İngilizceyi çeviri yapabilecek düzeyde öğrenmeli. Formasyon
kalktı artık, öyle bir şans şimdilik yok ama politikaya bağlı olarak sürekli değişiyor. Ne yapacağına
bölümdeki ilk yılından sonra karar vermeli ve yol haritasını çizmeli. Ama değişken politikaları göz önüne
alarak bir B, bir C planı da hep köşede durmalı.
Sevdiği bir anadalda yüksek lisans yapabilir. Eğer şanslı biriyse yüksek lisans sonrası kadro alır ama
oldukça zor. Herkesin bildiği üzere, 'iyi bir referans=torpil' sahibi olmak öncelik sağlayıcı etkendir.
Tıp fakültesinde de yüksek lisans yapma şansı var ama 'iyi bir referans=torpil' etkeni orada da hakim.
Bunlar yoksa doktoraya devam etmesi ve yine beklemesi en mutlak son. Tıp fakültesinde yüksek
lisans yapmak doktor olmak değildir, bunu da unutmamak gerek. Sadece tıbbi olarak yüksek lisans
yapmaktır bu.
Ankara Üniversitesi'nde adli olarak da yüksek lisans yapmak mümkün. Buradaki zorluk açılan kontenjanlar
düşük olduğu için alması gereken Ales ve dil puanları ile not ortalamasının çok iyi olması gerekir.
Mesela vakti zamanında TUS'a giriş hakkı olan bir bölümdük. Birilerinin görüşüne göre biyoloji, tıbbi
bir bilim değildi ( kimya ise tıbbi bilim ) ve bu yüzden bu haktan şu anda mahrumuz.
Tüm bunların dışında okuldan mezun olup hemen çalışmak istiyorsa deli gibi KPSS çalışıp atanmak
da ihtimal dahilinde. İlk atamada atanması için 95 almasını ve 90'nın altına düşmemesini öneriyorum
ben.
Özelde çalışmak artık yukarıda bahsettiğim zorunluluk kaldırmadan dolayı zorlaştı. Ama Antalya ve
İstanbul istihdam açısından şanslı bana göre.
Bir yol daha var, perfüzyonistlik yapabilir. Bunun için de yüksek lisans şart ve bunun eğitimini
şimdilik yalnızca Harran Üniversitesi veriyor.
Hiçbiri olmazsa ilaç firmaları bol bol mümessil alıyor.
Şimdiki aklım olsa ziraat mühendisliği okurdum.