Biyolojik babam öldü ve üzülmedim. Ailem bu yüzden psikolojimin bozuk olduğunu düşünüyor

adettendir diye başın sağolsun diyeyim umutlu, eski konundan biliyorum ve haklısın bence, hislerin de yanlış değil ayrıca. zaten hissin doğrusu yanlışı mı olur, ne hissediyorsan odur. babalık yapsaydı sana, paylaşımınız olsaydı üzülürdün, fakat bir yabancıdan farksızmış.
 
annenizin yasadiklari coook uzucu...
üzülmemekte o kadar haklisiniz ki...neye üzüleceksiniz ki.....neye?
 
Şu anda babam ölse ki birlikte büyüdüm ben bile üzülürmüyüm emin değilim etrafindakiler normal değil bunun affetmekle alakası yok birsey hissetmiyorsun ki affedesin
aynen benim mesela hiç anım yok hiç bir emeği yok üstümde 26 yaşında bir kaç saat konuştum hiç sevmedim konuştuğum kişiyi.kişi diyorum babam bile diyemem değil çünkü.nüfus cüzdanında formalite adı var hepsi bu.benden de boşanmış uzunnn yıllar önce ölse umrum olmazzzz ne üzülmesi.herşeyi duygusallığa bağlayanlara da sinir oluyorum.
 
Anlayamıyorlar, en yakınından darbe üstüne darbe yiyip hissizleşmek nasıl birşey bilmedikleri için. Anlaşılmayı bekleme, kendinden şüpheye de düşme. Seni senden iyi mi bilecekler?
 

Evet büyüten, emek veren , sıkıntılarında, hastalığında, sevincinde yanında olan.

Kan bağı olmayan kişiyi gerçekten sevemezsin, kan bağı varsa her şey olur gözüyle bakılıyor.
 
Yüzünü görmediğiniz biri için neden üzülesiniz ki? En fazla potansiyel bir ilişki için üzülebilir bir insan, ortak anınız yok ki?

Kanı çeker diyen kişi sağlam saçmalamış kusura bakmasın. Anne baba forumlarına bakın millet yavrum iyi büyüsün diye çırpınıyor, bir çocuk kolay yetişmiyor.

Zaten üvey babanıza duyduğunuz sevgi de bunun kanıtı, bir çocuğun sevgisini haketmek kolay değil, bir zahmet emek verilecek.
 
43 yaşına girdim kan man çekmedi bu yaşa kadar.beni sevmeyeni değer vermeyeni ben niye seveyim ?ölse kılım kıpırdamaz.Emek vermeden evlat sahibi mi olacak bir de ?ben işe girince kendimi kurtarınca çıktı ortaya yermiyimmmm.benim gibi hissedenleri ondan iyi anlıyorum.onlar da beni anlıyorlar
 
Evet büyüten, emek veren , sıkıntılarında, hastalığında, sevincinde yanında olan.

Kan bağı olmayan kişiyi gerçekten sevemezsin, kan bağı varsa her şey olur gözüyle bakılıyor.
Kan bağının dünyaya getirdiğiniz çocuğu seviyorsanız, emek veriyorsanız bir değeri olur.
Ne anneler var çocuklarını diri diri çöpe atıyor, ne babalar var çocuklarını taciz ediyor ya da öldürüyor.
Ne kadın ve erkekler de var ki baktıkları çocukla kan bağı yokken çocuğun tırnağı kırılsa kahroluyor.

Sevmek emek vermek için illa kan bağına gerek yok, TRT belgesel'de muhteşem bir yabancı belgesel var, Meleklerin Koruyucusu, herkesin izlemesini tavsiye ederim, annesi babası ölmüş veya aileleri tarafından terk edilmiş zihinsel veya fiziksel engelli çocuklara bakan koruyucu babalar, anneleri anlatıyor, bir adam ki Allah onu cennetiyle mükafatlandırsın, biyolojik babası olmadığı çocuklara bakmış, doktorların 10 gün yaşamaz dediği çocukları yaşatmak için kendi hayatından vazgeçmiş, şimdi bu adam mı gerçek baba yoksa çocuğuna bir gün dahi babalık yapmamış biyolojik baba mı?
Biz kültürümüz gereği anne babalığı çok fazla kutsallaştırılıyoruz, doğmamış çocuğunu terk eden anne baba kutsal mutsal değil, ne evladı tarafından sevilmeyi ne affedilmeyi hak etmiyorlar.
 
Hiç bir bağ kurmadığınız bir insan için neden üzülecekmişsiniz? Gayet normal bir şey hissetmemeniz. İnsanlar gereksiz dramayı ne kadar seviyorlar
 

Evet , ağlayarak izledim o belgeseli.

Çoğu kişi anlamakta güçlük çekiyor , yaşamayan bilemez.

Emek verdiğini çok seversin, emek vereni çok seversin.

Bize gerçekten emeği geçen , gerçek sevgiyi veren her kimse , akrabamız o kişilerdir.
 

Şu evladını terkedenlerin evlat parasını kazanınca ortaya çıkması tam bir klasik.

Tabi hemen paralar istenir, borç değil tabi, hiç baba(???)dan para istenir mi? Borç diye verilse bile ödenmez.

Siz reddedince kıymet bilmeyen(??) evlat denir ve gecenin karanlığında ortadan kaybolur.

Oturup bir de bu numaranın işe yaramasını beklemeleri... ne diyelim artık. Banlanmayayım, susuyorum.
 
Siz ekstra hassassınız tabii, aynen öyle.
Ben anne babalı büyüdüm, babam rahmetli oldu çok ağladım çok üzüldüm ama anne babasına öfke duyan insanları anlıyorum, toplumun o senin annen o senin baban dayatmalarına da kızıyorum, bu konu vesilesiyle kaç arkadaşımız neler yaşadığını anlattı, onlara nasıl denir ki ama o senin babandır sen evlatlık vazifeni yap diye, o babalar babalık vazifesini yapmış mı? Yapmamış, bu vazife dediğimiz şey nasıl bir şey ki sadece evlatlara işliyor, babalar oturduğu yerden kutsal baba olup çıkıveriyorlar.

Siz de ben de çocuk büyütüyoruz, bir çocuğa ne kadar emek verilmesi gerektiğini biliyoruz, ki siz sizin olmayan çocuklara da annelik yaptınız, evlatlarınızdan ayıramadınız çünkü emek verensiniz.

Göbeğini kaşı ben babayım de helallik iste yaşlanınca bakılmak iste, evlat yapmayınca da kötü evlat, para pul değil mevzu, manevi duygulardan bahsediyorum, zira çocuğun maddi şeylerden daha fazla ihtiyacı olan sevgi, merhamet, anne babasının varlığıyla duyacağı huzur.
 
bu varolmayan yaşar ne yaşar ne yaşamaz tarzı babaları deneyimleyince eş seçerken ilk kriterimiz iyi baba olurmu oldu en azından benim için öyle oldu.Ben hiç yaşamadım o duyguyu ama çok şükür kızım doyasıya yaşıyor o mutlu olunca ben de 5 kat mutlu oluyorum.
 
Anne veya babasından yana sorun yaşayanlar ya da ebeveynlik görmeyenler galiba çoğunlukla evleneceği kişinin nasıl bir ebeveyn olacağını sorguluyor önce, anneden yana problem yaşayan kadınlar da kendi anneliklerini sorguluyor, annesi gibi olmaktan korkuyor.

Gerçek anne babalık yapamayacak kişiler çocuk sahibi olmamalı aslında ama işte bunu engelleyecek bir mekanizma yok, bir çocuğun hayatındaki en önemli kişiler annesi babası, bir tanesi ebeveynliğini hakkıyla yapamayınca o çocuk ömür boyu bunun izini taşıyor bir şekilde, kimi insanlara güvensiz büyüyor, kimi sürekli kendini sorguluyor, kimi anne babasından o sevgiyi tatmasa bile kendi evladında sevgi ne demekmiş öğrenince içinde mutlaka bir yerler acıyor.

Aslında buradan yeni nesile tavsiye de vermek lazım, eşinizle huzurunuz yoksa, sevgi bir yana saygı yoksa bir çocuk dünyaya getirip onu bu mutsuzluğa ortak etmeyin, eskiler bilmiyormuş çocuk olursa düzelir sanıyormuş çocuk doğuruyormuş ama şimdiki nesil bunu tekrarlamasın, herkes hayatını bir şekilde yoluna koymaya çalışıyor toparlanıyor, yıllar yaraları sarıyor ama çocuklar ömür boyu sürekli annelerini, babalarını, kendilerini sorgulamaya devam ediyor.
 
Benim eşim boşanmış bir ailenin çocuğu. Anne-babası eşim 3 yaşındayken boşanmış. Babası aslında ilk başlarda ilgilenmeye çalışmış. Hafta sonları almış, nafaka vermiş. Daha sonra eşim yetişme çağındayken evde bir baba olmayınca annesi bir erkek çocukla baş etmekte yetersiz kalmış. 18 yaşında kendinden yaşça büyük (15 yaş) bir kadınla ilişki yaşayınca babası kıyameti koparmış. Küfürler filan etmiş. Eşimde yetişme çağında ağır gelmiş. Birbirlerinden kopmuşlar.
kayınvalidem zaten tam bir arızaydı. Boşandıktan sonra bir erkek hayatına girmemiş. İnanılmaz despot, sevgisiz bir kadındı. Biz evlendikten sonra oğlunu paylaşamadı(!). Eşimde ikimizin arasında kalmayı beceremedi ve annesiyle de iletişimi kesti. Annesi akciger kanserinden geçenlerde vefat etti. Küs gitti.
Geçenlerde eşimin kuzeninden kayınpederimin korona olduğunu duyduk. Eşime dedim “Ara, geçmiş olsun” Asla istemiyor. Yani bana da tuhaf geliyor. Sonuçta hastalık bu. Eşimde öyle gaddar bir insan değildir. Yani bana karşı değil. Şu an hamileyim. Etrafımda 4 dönüyor. Ama işte bunlar zorla olacak şeyler değil. Zamanında bir parça gitmiş. Biz bayramda ailecek sofraya oturduğumuzda yadırgamıştı. Kendisinin hiç böyle anısı olmamış.
insanlar evlenir anlaşamaz boşanır. Boşanmakta evlenmek kadar doğal. Ama ne olursa olsun evlatlarından boşanmamalılar. Sonra ortaya böyle kalbi kırık çocuklar çıkıyor.
 

Bende 29 yaşına kadar hiç evlenmek istemedim. Sonra eşim evlenme teklif etti. 6 ay ne evet ne hayır dedim. Sonra bir gün annesi davet etti bizi/ailemizi tanısın diye. Evde 2 tanede küçük yeğenleri vardi 5 ve 8 yaşlarinda. Kızlar esimi görünce koşup oyuncak kahve takımlarini getirdiler eşimde oturdu komşuculuk oynadı onlarla. Ogünün akşamında evlilik teklifini kabul ettim. Simdi bakıyorum oğluyla ilişkisinide görüyorumda iyiki evlenmişim diyorum. Resmen ruhumu doyuruyor onların ilişkileri. Ama istemsiz sürekli takip ediyorum. Yolda yürürken ,yemek yerken vs. Bakıyorumda eşim yürürken oğlumu araçların geçmedigi tarafina aliyor ,yemek yerken oğlumun sevdiklerini ona veriyor , oglum hasta olsa iğne yapılırken bakamiyor . Haftada 1 gün kurabiye günleri. Her kurabiye tepsisini tırtıklıyorlar gizli gizli. Ve suratlarinda bir sırıtma oluyor istemsiz ve bu benim çok hoşuma gidiyor. tırtıklayacaklarini bile bile hep ayni yere koyuyorum kurabiyeleri. Bazen düşünüyorumda bunlar oğlumu çok mutlu ediyor ama aynı zamanda içimde hala büyüyememis çocuğunda ruhunu doyuruyor,yaralarını sarıyor.
 
Çok sevindim senin adına da oğlun adına da. Ben de izledim bugün kek yapmalarını beraber konuşmalarını şakalaşmalarını kızımın içten babiş deyişini . Kendi adıma hiç üzülmedim zira öyle duygularım hiç olmadı. İnsan bilmediği bir şeyi neden özlesin ki. Tek ebeveynli ailelerde mutlu çok gördüm ebeveynleri ayrılmamış ama evleri cehennemden farksız çocuklarda gördüm . Önemli olan mutluluk huzur güven. Nasıl olduğunun şekilciliğin bir önemi yok
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…