Evet ama devamı gelmemiş, yine de aradıkları zaman yaptirimsiz kalmış. Bir süre sonra kopunca işte o yüz otuzuncu cevapsız arama dediğime geliyor.
Madem sınırları yok, eşiniz kendi ailesinin size verdiği rahatsızlığı bertaraf etmek için size yardım etmiyor, sınırları siz çizeceksin, keskin çizgiler, cart kırmızı kalemlerle, ve tutarlı olacaksınız. Çarşamba günü şu saatte müsaitim dediyseniz Perşembe mi aradılar? Cevap yok. Eşinizi mi aradılar? Eşiniz teli size vermesin zaten, anne/baba, spring ders çalışıyor, müsait olmadığını söylemişti desin. Hadi demedi verdi size, aynı şeyi siz tekrarlayın. Müsait olduğum günü biliyorsunuz, o zaman görüşürüz deyip verin teli eşinize, ya da kapatın teli.
Küstü mü diyorlarsa desinler. İnsanlar üzülmesin, kırılmasın diye kendi ruh sağlığınız etkileniyor, farkında mısınız? Yaşadığınız da bir çeşit taciz çünkü. İstenmeyen davranışlara sürekli maruz kalıyorsunuz, bu da çok zor, ama çözüm gene sizin elinizde. Tacize taviz vermeyin.
Ben asıl amacınızı da anlıyorum, buna gerek kalmadan kendileri anlasınlar, düşünceli olsunlar istiyorsunuz ama böyle huyları değiştirmek çok zor. Herkes sizin, bizim gibi değil maalesef. Yaptırım/cinnet olmadan hele daha da zor. Ha ama istediğiniz gibi düşünceli olmazlar belki, ama gene de sonuç aynı olur, aramayı bırakırlar. Yeter ki güçlü durun, tutarlı olun.