Boşanıyorum.

dayağı haketmek diye birşey yoktur. önce bu zihniyetinizi değiştirin.
herkes kocasını sever, önemli olan insanın kendisini de sevebilmesi
kendisini seven insan bu muameleye razı olmaz.

ana baba evlat hariç, hayatta herkesin yeri dolar.

ben de sivri dilliyim, karşımdakine diklenirim, tartışırken bağırır çağırırım, bazen sinirden gözüm döner. bugüne kadar ne eski eşim (4 sene evli kaldık), ne erkek arkadaşlarım (her biri en az 1 sene süren ilişkilerden bahsediyorum) bana elini kaldırmadı. çünkü bunu sadece ve sadece bir kez yapabileceklerini, bir daha asla yüzümü göremeyeceklerini çok iyi biliyorlardı.

pısıp kalacağınıza, ezik kadın rolünü benimseyeceğinize ayağa kalkın. dizleri üstünde yaşamaktansa ayakta ölmeyi yeğlerim.
 
bir daha dayak yediğinde kocana hiç kızma. çünkü artık yediğin dayaklardan sen sorumlusun. kendine saygın bu kadarsa, kendini layık gördüğün muamele buysa kim ne diyebilir ki.
kaydirigubbakcemile5alkisalkisalkisalkisalkisalkis
 

ben bu düşünceyi hiç sağlıklı bulmadım, kusura bakmayın.

önceki mesajlarımdan birinde gloryaya da sormuştum. hayatta eşinizi sinir eden bir tek siz misiniz? iş yerinde, trafikte, şurda burda başka kimseye sinirlenmiyor mu? onları da dövmeye kalkıyor mu, yoksa olacaklardan çekinip kendisini kontrol mü ediyor?
 

Kocisime sen ne yapmaya çalışıyorsun? önce din konusunda dayaktan ve aldatan kadının yeri hakkında fetvalar vermeye kalktın, sonr tepki alınca ben kendi yaşantımdan bahsettim diye kıvırdın sonra yine din üzerinden konuşmaya devam ettin ve ediyorsun da sana bende dahil çok kişi dinimizde böyledir dediğin için tepki verdi, sen hala din üzerinden kendi yaşantının doğru olduğunu empoze etmeye devam ediyorsun, benim inancıma yaşantıma göre desen neyse...

Ayrıca niye sürekli "kadının aldatmaya hakkı yoktur" "aldatan kadın dövülür" diye aldatma fiilini kadın üzerinden konuşuyorsun, farkında mısın bu ülkede en çok erkekler aldatıyor, çok merak ettim senin dinin inancın aldatan erkek konusunda ne diyor? dur tahmin edeyim bilmiyorumkismile
Kadının dokuz nefsi vardır, erkeğin bir nefsi vardır, erkekler zayıftır, kocanızı affedin yuvanızı yıkmayın falan filan....
 

Bu dediklerin tartışma sırasında kavgaya dönüşmemesi kalplerin kırılmaması için geçerli, evet erkek veya kadından biri saha sinirli asabi olabilir, o zaman karşısındaki alttan alır o an için susar sinirler yatışınca konu yine ele alınır, tabi buda bir yere kadar geçerli, asabi sinirli olan bu öfkesini törpülemeyi zamanla öğrenmeli, her zaman tek taraf alttan almaya zorlanmamalı, sürekli bir taraf alttan alırsa karşısındakinin öfkesini törpülenmez aksine tahammül derecesi azalır kavgalar sırasında daha baskın çıkmaya, alltan alanı zorlamaya başlar

Şiddete meyilli bir adamı siz ne kadar zorlamasanız da gün gelir o zemini bulup size vurmaktan hiç çekinmez, madem sinirli asabi biri başa çıkamıyor, şiddete yelteniyor bu durumu kabul edecek, gidecek bir psikiyatriste "ben öfkemi kontrol etmekte zorlanıyorum" diyecek bununla baş etme yollarını öğrenecek, her seferinde karısının alltan almasını beklemeyecek, hakkı da yok buna zaten...
 

icse kari kiza gitse kumara gitmesimi gerekir illa. kendinize gelin ya kadinlar hayvan degil insan insan!
ay iyice sinirlerim tepeme geldi son gunlerde.
nedir yahu kocalarinizdan dayak yiyorsunuz konu aciyorsunuz dert yaniyorsunuz 2 gun gecmiyor zirt biz baristik 3 kisilere bilmem ne yemek duser ! ayip ayip bu mu yani.
birini kocasi aldatir erkek aldatir der.
digeri dayak yer hak ettim der.
birisinin kocasi iftira atar affeder sucu baskalarina yukler.
bu nasil bir ruh halidir anlamiyorum ya.
kadinlar bu kadarmi acizlesti.
hic mi gururunuz onurunuz yok ya.
valla herseyi hak ediyorsunuz siz.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
LÜTFEN SONUNA KADAR OKUYUN

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı kaynaklarından alınan bilgilere göre, evli, ortalama 30 yaşlarında, iki çocuklu, bir bölümü evlenmek uğruna eğitimi ve mesleki kariyerini bırakmış, çalıştığı işten ayrılmış, eğitim düzeyi üniversite ile okur-yazarlık arasında olan, büyük bölümünün mesleklerini “ev kadını” olarak tanımladığı ve sosyal güvencesi olmayan kadınlar, fiziksel şiddete uğrayan kadınların özellikleri arasında yer alıyor.

Evliliğin ilk günlerinde şiddet hissettiriliyor

Şiddet içeren ilk davranış genellikle evliliğin ilk günlerinde başlıyor. Ancak evlilik öncesinde, sevgililik ya da nişanlılık döneminde şiddete uğrayanlar da bulunuyor. Eşin her şiddet davranışından sonra “değişme” sözü vermesi, şiddet ilişkisinin sürmesinin nedenleri arasında yer alıyor. Mor Çatı’ya başvuran kadınların büyük bir çoğunluğu fiziksel şiddete maruz kalırken, fiziksel şiddete sözel, duygusal ve cinsel şiddet de eşlik ediyor.


Fiziksel şiddetin uygulanış şekli

Kadınlara yönelik şiddet, yaygın olarak sanıldığı gibi, yalnızca tokat, itme ve el kol bükme hareketleriyle uygulanmıyor. Erkekler, şiddet uygularken, kendi bedenleriyle aletler de kullanıyor. Erkeklerin kendi bedenleriyle uyguladığı şiddet yöntemleri arasında “yumruk, tekme, tokat, iterek yere düşürdükten sonra tekmelemek, kafa atma, boğazını sıkarak nefessiz bırakma, el kol bükme, yere ya da duvara fırlatma, kadınların kafasının duvara çarptırılması, bedeninde sigara söndürmek, saç çekme, yolma ya da saçından tutup yerlerde sürükleme, ısırma ve tükürme” yer alıyor.

Erkekler, sopa, demir, değnek, odun, oklava, çubuk, zincir, soba maşası, çekiç, kemer, hortum, elektrik kablosu, ip, urgan, kırbaç, kızdırılmış aletler(soba maşası, demir parçası, ütü), kaynar su, eline ne geçirirse(ağır olan her türlü meyve, sebze, ev eşyası gibi), kadınları bağlayarak dövme, dayaktan sonra kadınları bir yere kilitleyip günlerce aç, susuz bırakma, bıçak, silah, keser, balta, makas, jilet, kırık şişe ve çatal kullanarak da kadına yönelik şiddetini devam ettiriyor.

Şiddetle karşı karşıya kalan kadınlar, şişmiş yüz, kapanmış gözler, bedenlerinde ameliyat gerektirecek derinlikte yaralar, çok sayıda kesik ve çürük, söndürülmüş sigara, kızgın ütü ve maşa izleri, ısırıklar ve kafa travması ile Mor Çatı’ya başvuruyor.

Cinsel şiddet de görüyor

Fiziksel şiddete uğrayan kadınların büyük bölümü cinsel şiddete de uğruyor. Kadınların çoğu dayaktan sonra zorla cinsel ilişki ve ters ilişki kurmaya zorlanıyor, itiraz ettiklerinde tecavüzle karşı karşıya kalabilen kadınlar, bu şiddeti, süpürge sapı, mısır, salatalık, şişe vb. cisimlerin vajinaya sokulması şeklinde görüyorlar. Yapılan çalışmalara göre, dayaktan sonra her üç kadından ikisine koca tarafından tecavüz ediliyor, her altı kadından biriyle zorla ters ilişkide bulunuluyor. Kadınlar, kocanın ters ilişki teklifini kabul etmediklerinde, çok yoğun bir biçimde şiddete uğruyor.

Sözel şiddet

Sözel şiddet, her şeyden önce kadınların, özgüvenlerini yok etmeyi amaçlayan çok etkin bir saldırı yöntemi olarak kullanılıyor. Sözel şiddet, aşağılama, küfür ve hakaretin yanı sıra, bazen kadına takılan aşağılayıcı bir isimle, bazen de kadının önem verdiği şeylerle, kadının bedeniyle, dış görünüşüyle alay edilerek sürdürülüyor.

Duygusal şiddet

Duygusal şiddet ise, tüm kadınların farklı derecelerde maruz kaldığı bir şiddet türü olarak ortaya çıkıyor. Küçümseme, korkutma, isim takma, hayati bir önem taşıdığını sezdikleri nesne veya kişiyi uzaklaştırma/zarar vermekle kadını tehdit etme, duygusal şiddetin alanına giren yöntemler arasında sayılıyor.

Ekonomik şiddet

Şiddete uğrayan her üç kadından ikisine, aynı zamanda ekonomik şiddet de uygulanıyor. Kadının çalışmasına izin vermeyip veya maddi imkanı daha geniş olduğu halde, kadına çok kısıtlı para vermek, çalışan kadının kazandığı paranın tümünü elinden almak, evle ilgili tüm maddi bilgileri eşinden saklamak, mal ve mülklerin sadece kendi üzerinde olmasını sağlamak ekonomik şiddetin yöntemleri arasında sayılıyor.

Şiddet ruh sağlığını olumsuz etkiliyor

Eşleri veya karşı cinsten her hangi biri tarafından şiddete uğrayan kadınlar, ruhsal açıdan da sorunlar yaşıyor. Mor Çatı, şiddete uğrayan kadınlarda, had safhada korku, ürkeklik, sessizlik ve çekingenlik, uykusuzluk, bitkinlik, seslere karşı aşırı tepki, baş dönmesi, ayakta duramama, unutkanlık, irkilme, çarpıntı, öfke patlamaları, aşırı yorgunluk, umutsuzluk, sık sık çarpıntı hissi, kendini suçlama, perdeleri açma korkusu, yalnız sokağa çıkamama, geleceğe yönelik plan yapamama, güvensizlik, düzgün cümleler kurmakta zorlanma, yalnızlık hissine kapılma, konuşurken gözle iletişim kuramama, solgunluk, bezginlik, sık sık ağlama krizleri, hayata karşı ümitsizlik görüldüğünü kaydediyor.

Şiddet uygulayan erkek profili

Mor Çatı kaynakları, şiddet uygulayan erkeklerin hepsini “normal, bildik, tanıdık biçimde davranan erkekler” olarak tanımlıyor. Çoğunlukla kadınlar şiddet uygulayan kocalarını “dışarıda melek” olarak tanımlıyorlar.
Hatta bazıları, bu nedenle ailesine ve dostlarına, şiddete uğradığını söyleyemediğini, kendisine inanmayacaklarından emin olduğunu ifade ediyor. Alkol kullanımı şiddeti iki yönlü etkiliyor.

Alkollü olduklarında erkekler, daha “rahat ve fütursuzca” şiddet uygulayabiliyorlar ve şiddeti alkolün arkasına sığınarak açıklayabiliyorlar. Ancak, alkol şiddetin kaynağı değil, erkeklerin kullandığı bir araç olarak ortaya çıkıyor. Bu tarz erkeklerin büyük bölümünün gelir getiren bir işi oluyor ve gelir getiren faaliyetleri olanların büyük bir grup oluşturması, toplumun şiddet uygulayanların “işsiz, bir baltaya sap olamamış” erkekler olduğuna dair ön yargısını ise geçersiz kılıyor.

Şiddet uygulayanlar, mühendis, doktor, mali müşavir ve sanatçılar; döviz bürosundan lokantaya, pazarcılıktan market işletmeciliğine, tesisatçılıktan marangozluğa, küçük imalatçıya kadar çok değişik işte çalışan, esnaflar, polis, bekçi, zabıta gibi kamu kesiminde çalışanlar, büro elemanları, inşaatçılar, muhasebeciler; her meslek grubundan ve her kesimden erkekler, olabiliyor.
 
Son düzenleme:
jesabel arkadaşım çok akıllı ve mantılı düşünüyorsun yazılarını dikkatlice okuyorum teşekkür ederim paylaşımların için
 
ben anlayamıyorum gerçekten, bu forumda bilmem kaçbin insan var, herkes bu kadar eşitse Türkiyedeki bu eşitsizlik nerden kaynaklanıyor acep CADIARZU
eğer yanlış okumadıysam (ki maşallah konular iç içe yazılmış) arkadaş "şiddet yok" demiş, barışmış,olay çıkmış. bir diğeri "eşim benden üstündür, ben böyle mutluyum" demiş, olay çıkmış. bir diğeri "ben eşimi konuşmalarımla tahrik ediyorum o da vuruyor" demiş vay efendim nasıl vurulur demişler,olay çıkmış...

hah hemen yazayım. bayanım, 6 yıllık evliyim, 2.üniversitemi bitirmek üzereyim. bir kişi (hadi erkek olmasın kadın olsun) karşıma geçecek, dik dik tahrik edecek. valla allah yarattı demem sinek gibi yapıştırırım. şiddete karşıyım, hemde çok. ama bazı sözlü şiddetin fiziksel şiddetten ağır olduğunu savunuyorum. ve bu sözlü şiddette de bayanların üstüne yok bana kalırsa...
evlilikte eşitlik, "ben ne halt yersem yiyim eşim alttan alacak" değildir. yeri gelir siz alttan alırsınız, yeri gelir o. ha ister bunu "Allah emrediyor, öbür dünya da alırım hakkımı" der yaparsınız, ister "mutluluğun formülü" adı altında yaparsınız.

ne kadar tahammülsüz olmuşuz inanamıyorum...
 

kendi cevabınızı kendiniz vermişsiniz hanımefendi. eşitlikten bahsedeceksek kadının bazı durumlarda dayağı hakedebileceğini savunmayacağız. burada kaç kişi kocasının dik dik konuşması üzerine eşine vurma hakkını kendinde görmüştür sorarım size? bu durumda kalan kaç erkek "evet ben hakettim" der? dayağı sadece kadın mı hakediyor? kadın diklenince dayağı hakeder, erkek istediği kadar diklenir. ohh ne güzel düzen yahu

peki bu haketme sınırını kim belirleyecek? birine göre hakaret dayak sebebidir, birine göre aldatma, öbürüne göre yemeğin tuzsuz olması bile dayak sebebidir. bunun için genel geçer kurallar hayata koyamayacağımıza göre dayağı "haketmek" adı altında meşrulaştırmayacağız. yoksa herkes karşısındakinin hakettiğini öne sürebilir.

benim aklım da kadınların kendi cinslerine yapılan bu muamele karşısında takındıkları tavır. ben sanıyordum ki bizden sonraki nesil böyle olmayacak, biz çocuklarımızı kendi ebeveynlerimizin bakış açısıyla yetiştirmeyeceğiz çünkü. ama çok yanılıyormuşum ne yazık ki. bu zihniyetteki insanların yetiştirdiği nesil bizimkinden farklı olmayacak. ve biz daha uzuuuun süre eşitlikten falan bahsedemeyeceğiz. kadın dövülecek "haketmiştir" diyeceğiz, erkek aldatacak "erkektir yapar" diyeceğiz, tecavüze uğrayacak "dişi köpek kuyruk sallamasa..."diyeceğiz, hatta karokalda ifadesini alırken "üzerinde ne vardı, eteğinin boyu kısa mıydı" diye soracağız ... elinizi vicdanınıza koyn da söyleyin, dayağı yiyen sizin kızınız olsa haketmiştir diye düşünür müydünüz? (hoş bunu diyen anne baba da gördüm ne yazık ki)

kadınla erkeğin eşit olması demek, kadın ve erkeğin toplum ve kanun önünde eşit haklara sahip olması ve aynı şekilde muamele edilmeye hakkı olması demektir. böyle erkek yaparsa normal kadın yaparsa anormal tarzı yaklaşımlarla eşitlik falan sağlanamaz.
 
Son düzenleme:
Her şey bir yana bu nasıl bir cümle?

Kadının değil, kimsenin kimseyi aldatmaya hakkı yoktur!
Ne bir erkeğin, ne bir eşin, ne de dostun, kimsenin hakkı yoktur!
Müslümanlığı böyle küçük düşüren insanlara çok kızıyorum, bu sınırlı düşüncenizi de kınıyorum. Yazık insanlık anlayışınıza, çok yazık. Allah dilerim ki sizin gibi insanlara daha çok mantık, gurur ve vicdan verir. lmaz:
 
ayrıca arkadaş şiddet yok nerede demiş acaba? başından beri çok kez dayak yediğini, bu dayakların onurunu zedelediğini, dayanamayacağını vs vs söylemiş. dönüp bir daha okuyun isterseniz.
 

kesinlikle, anlayış konusunda da öyle. yani satırlar dolusu yazı yazmanız sizi haklı çıkaramıyor benim gözümde maalesef.

olaylar çarpıtarak "demagoji" yapıyorsunuz. yazımın hiçbir yerinden kırmızıyla alıntıladığım şekilde bir anlam çıkmaz. ne yapmaya çalıştığınızı gerçekten anlayamadım...

düşüncemin sonuna kadar arkasındayım. karşımdaki ister kadın olsun ister erkek, hakkımı sonuna kadar savunurum. ben "sözlü şiddet" ten bahsediyorum, niçin oraya hiç değinmiyorsunuz, işinize gelmedi sanırım... şiddetin sözlüsü, fizikseli olmaz. erkekler fiziksel şiddet uygularken kadınlar da sözlü şiddet uyguluyor. benim için biri ne kadar yanlışsa, diğeri de o kadar yanlış

evet biri benim kızıma(gerçi kızım yok ama) hakaret etse, asla alttan al demem, . gerekirse fırlatır kafasına birşey. benim için budur. kendimi asla ezdirmem evlatlarımın ezdirmesine de izin vermem."erkek haketmez mi?" demişsiniz. işte bu da cevabım...

"medeniyet" konusuna değinmiyorum bile... yerimseniben
 
ayrıca arkadaş şiddet yok nerede demiş acaba? başından beri çok kez dayak yediğini, bu dayakların onurunu zedelediğini, dayanamayacağını vs vs söylemiş. dönüp bir daha okuyun isterseniz.

valla o kadar sayfayı sizin ricanız üzere tekrar okuyamam. sadece bir yerde "şiddet nerden çıktı, el bile kaldırmadı" türünden birşeyler yazmış. arzu ederseniz siz bakın
 
islamda kesinkes kadınların aldatması günahtır diye birşey yazmıyor.. kadın-erkek ayırt etmeksizin zina günahtır der nokta. kitabın her yerinde zina eden kadınlar ve zina eden erkekler,iman eden kadınlar ve iman eden erkekler diye görürsünüz ayırt etmeden...sadece kadınlar derseniz inkar edersiniz vebalide büyüktür...erkek yapar kadın katlanır lafı erkeğin fiziksel gücü dolayısıyla toplumun düşünce yapısına malesef yerleşmiş olan erkek tahakkümünün yanılsamasıdır..ne yazıktır ki kitapta aksi yazıldığı yerde kadınlarda susuyor..resmen istismar..
 

Aynen ya. Müslümanız deyip din adı altında kendi görüşlerini mutlak doğru imiş gibi ortaya atıyorlar. Bizler de "ben müslümanım" deyip ortada gezmediğimiz halde din'i daha yüceltiyoruz aslında doğrusunun öyle olmadığını belirterek. Din'i en çok çarpıtanlar da "ben şöyle müslümanım, böyle müslümanım" diyenlerden çıkıyor.

İslâmda asla "ben erkeğim yaparım, sen kadınsın kafanı kırarım" gibi bir zihniyet yoktur. Genelde erkekler -işlerine öyle geldiği için- öyle olduğunu iddia eder. Ama arada böyle kadınlar da çıkıyormuş demek ki. Cidden yazık.
 

ben de sizi anlamıyorumç hem dayağı savunmuyorum diyorsunuz, hem sinek gibi yapıştırırım diyorsunuz. bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?

alttan almamak illa ki yapıştırmak mıdır?

evet kadınlar da sözlü şiddet uyguluyor. bu bile fiziksel şiddetin bahanesi olamaz bana göre. buna maruz kalan erkek hakkını illa ki dayak ile aramamalı.
 

gerçi dini konu yasak diye değinmek istemedim. ama yazdıklarına sonuna kadar katılıyorum.
 
valla şiddetin ,dereceleri vardır. sözlü şiddette kötüdür ama ama fizi,ksel şiddetle ben kıyaslamam. kafa göz dağılmış,çene kırılmış,,vs vs.
bunu sözlü şidddetle aynı kefeye koymam mümkün olamaz... kimse kusura bakmasın
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…