Boşanmak mı beklemek mi? Beklemekse neyi?

Eşimin bekarken ödeyemediği bir banka borcu yüzünden balayı otelimizden jandarmalar eşimi aldı götürdü. Öylece kalakaldım odada.
Eşimin ailesi memleketten borcu ödedilerde eşimi saldılar
Buna inanmamızı beklemiyorsunuz sanırım ? TC Anayasasında madde var bunla ilgili hiç kimse para borcu yüzünden özgürlüğünden men edilemez
 
Karar 7. sayfada




Arkadaşlar merhaba.
Çok zor bi karar aşamasındayım ve doğru karar verebilmem için objektif yorumlara ihtiyacım var.
Buyüzden herşeyi başından anlattım ki, benim görmediğimi belki siz görürsünüz diye.
Amacım eleştirilmek değil, doğru yolu seçmek. Buyüzden eften püften detaylara takılmadan yardımcı olursanız çok iyi olur benim için.

Eşimle herkesin birbirini tanığı, küçük bi semtte oturuyoruz. İkimizde bekarken burada oturuyorduk, burada tanıştık, aşık olduk ve evlendik. 1,5 yıl içinde.
Hayatım boyunca hem bu semtten uzak biyere gitmeyi istedim, eşiminde hayali buydu bu yüzden ailesine ait olan buradaki evi tercih etmeyip kiraya evlendik.
Ben önlisans mezunuyum, eşim ortaokul mezunu ve esnaf.
Gelecekte kendim için hayal ettiğim hayatı bana sağlayamayacağını nişanlıyken anlamıştım aslında, ama sevgi, güven, sadakat herşeyden önceydi benim için. Bu yüzden maddi sorunları aşarız gözüyle baktım hep. Bende çalışıyordum neticede.
Biçok vaatler verildi nişanlıyken, ''mevcut işi o ikimizinde oturduğu semtteydi'' ama düğünden sonra hemen dükkan açılıyordu, yada 1-2 yıl içinde av alınıyordu. İkimizde çalışıyoruz ya, öderiz neticede. Olmadı!
Nişanlıyken biçok kez annemden borç aldı eşim, ödeyemedi. Bunlar elden alınanlar.
Annemin açık hesabı olan biyerden bana hediye laptop almış nişanlım, onu annem ödeyecekti nişanlımda annemin başka biyere olan taksidini ödeyip fitleşeceklerdi. Velhasılkelam annem laptopu ödedi, ama nişanlımın ödemesi gereken yerden anneme icra geldi. Ödememiş!
Nişanlıyken kendini gösteren talihsizliklerin ilki balayında buldu beni.
Eşimin bekarken ödeyemediği bir banka borcu yüzünden balayı otelimizden jandarmalar eşimi aldı götürdü. Öylece kalakaldım odada.
Eşimin ailesi memleketten borcu ödedilerde eşimi saldılar.
Tatil bitti döndük.
Eşim o iş yapmayan dükkanında çalışmaya devam etti. Eve hiçbizaman düzenli mutfak alışverişi yapmadık, düzenli harcamalarımız olamadı. Ben maaşımla kirayı ödedim, o ayarladı faturaları ödedi vs derken ite kaka bikaç ay idare ettik.
Biara bi dükkan devralmaya kalktı, bileziklerimi bozdurdu adam devretmekten vazgeçince bilezikleri bozdurduğuyla kaldı. Para elde harcanmasın bide kimse anlamasın diye yine bilezik yaptık ama tabiki zararına. Nişanlıyken onun ayakları yere sağlam basamayan, doğru kararlar alamayan ve cahilce işlere kalkışan bi adam olduğuna olan kanaatim bu olayla birlikte iyi kuvvetlendi ve bir iş kurup düzgün bir hayata kavuşma ümidim işte bu olayla sarsıldı.
Ortalama, evliliğimizin 6 yada 7. ayında başladı zorlu mücadelemiz. Kirayı (500 tl) sağdan soldan borç alarak ödemeye başladı.
Kiramızı hiç geciktirmedik ama ev sahibiyle ilgili bi sebepten evi boşaltmamız gerekti.
o paraya o civarda ev bulmak mümkün değildi, zaten son aylarda kirayı bile sağdan soldan borç alarak öder olmuştuk ki ne yapacaktık yani..
İkimizinde ailelerinin bulunduğu, dedikodusundan, insanlarından nefret ettiğim o semte, eşimin ailesinin üst katındaki daireye dönmeyi ben teklif ettim eşime. Velhasıl kelam taşındık evliliğimizin 8. ayında.
Artık rahatlayacaktık(!), kira derdimiz yokya kenara para bile atabilirdik, güya!
Taşınmadan önce başlayan şiddetli kavgalarımız buradad devam etti.
Eften püften. Neden güldün, neden baktın, niye kalk dedin, topuklu ayakkabı giyemeyeceksin vs...
Bu arada eşim yeni bi dükkan açtı, şuan 6 ay falan oluyor sanırım. Dükkanda bigün işler iyise bigün kötü, evde hala bi düzen yok.
Bu arada ki en önemli mevzuda bu aslında ''bu arada'' dediğime bakmayın evliliğimi bitirme noktasına getiren mevzu bu.
Kredi kartlarına taksitlerimiz var, ben bu taksitleri ödüyorum ben ödüyorum tam düze çıktık sanıyorum bi bakıyorum bi sonraki ekstreye tek çekim para çekilmiş karttan. Kartı cüzdanımdan alıyo, parayı çekiyo ne borcu varsa onu ödüyo, yeri geliyo dükkan kirasını ödüyo.Son ben sil baştan para denkleyip kartları kapatmaya çalışıyorum.
En son yine kartlardan para çekmiş çok yüklü meblağlar değil 1000 tl 800 tl falan ama ben zaten 900 lira maaşla çalışıyorum bir seferde onları ödemem mümkün değil, oda ekstre günü gelene kadar onu denkleyemiyor ay sonu yine sıkışıyoruz.
Gittim bi tanığımdan borç aldım(altın), kartları kapattım. Tabi ben kapattım diye sevinirken yanılmıyorsam yine eşim kartlardan para çekti hem borçlandığımızla kaldık hem kartlarda kapanmamış oldu. O borç aldığım altınlarıda ödeyemeyince eşim bi başkasından borç aldı tekrar kartı kapattık, kartlarla altın borcumuzu yaptık sahibine verdik. Bende kartları taksite böldürdüm ilk ayını ödedim bu ay 2. taksidini ödeyecektim ki bi baktım maaş hesabımda para yok.
Nasıl olur kart çantamda! Ama pazar günü x atmden para çekilmiş görünüyor. Eşimi aradım. Meğer pazar günü gizlice çantamdan kartımı almış, parayı çekmiş, dükkanın borcu varmış onu ödemiş. (Bu arada annemdende borç istemiş ama annemin bikere ondan ağzı yandığı için dikkate almamış) Eksiğim vardı yarın vericem paranı dediğinin üzerinden 1 hafta geçti. Bankalar beni arayıp duruyor.
Bu arada ben onun dükkan klimasının taksidini, ve 2 kredi kartını ödemeye çalışıyorum. Oda diğer başka bir kartın asgarisini ödeyecekti 2. ay oldu iki taksidinide ödemedi.
Bu arada altınlarım duruyor ya(!) 1 bilezik bozup o kendisinin ödeyemediği kartı kapatmayı planlıyorum, bana ben para ayarladım halledicem dedi. Ok dedim.
Bu arada evimizde bir düzen hala yok. Düzenli bi market alışverişi, pazar alışverişi vs. yok.
Eline bi liste versem 50 kere söylemeden alınmaz. Günlük şeyler alınır öyle ara sıra.
Ama öğreniyorum ki dükkanına mutfak dolabı siparişi vermiş 200 tlde kapora vermiş. Çok mu lazımdı! Oysa o 200 tl ye ne çok ihitiyacımız var o ara.

Anlaşmazlıklarda cabası... Sabahları uyanmaz, hersabah uyanma sebebiyle bi kavga ben işe geç kalırım.
Onu bırakıp gitsem uyanamaz 11 e kadar uyur dükkan açılmaz, oturup iki muhabbet edemeyiz hemen kavgaya döner.
Sürekli beni bi sindirme çabası.
Ehliyet alıcam derim(onun yok) ''olmaz ben almadan alamazsın''
Hatırlarsınız iş değiştirmeyle ilgili bi konu açmıştım, sıfır destek neden çocuk olayını ertelemişim diye binbir tantana...

Zaten, evlilik için yanlış adamı seçtiğimin farkındaydım. Benim istediğim yaşamsal (maddi değil) standart bu değildi, zaten bunun bocalamasını yaşıyorken sindiremeyeceğim olayların patlama noktasını dün yaşadım.

Altınlarım bankada kasada duruyor ya, hiç özencimi alamadım kelepçemi alıcam dedim gezmeye gidiyordum.
Ve öğrendimki meğer eşim dediğim, habersiz adım atmadığım adam altınları benden habersiz bi başkasına borç vermiş.
Ve yaklaşık 4-5 aydır beni kekliyormuş!

Kendimi nasıl enayi hissettiğimi anlatamam.
Ben 900 lira maaşla tırmalarken, adam kartlardan gizli paramı çekmedi, maaşımı gizli gizli çekmedi daha bi dünya şey...

Normalde aileme hiçbişeyi anlatmam, bunu söyledim.
Annem cümle ağzımda biter bitmez ''neyi bekliyosun Lola, çık gel. Tamam bitti o evlilik''dedi. Tabiki gitmedim.
Çünkü benim kanaatim baba evine bikere döndünmü geri dönüşü olmaz bu işin.
Annem, babam ve en yakın arkadaşım beklemem için hiçbi gerekçem olmadığı taraftarı.
Evlilik takvimindede görüldüğü üzre 1,5 yıllık evliyim ve bizim çizgimiz ne aynı seyirde devam etti nede yukarı doğru...
Hep aşağıya indi... Hiçbişey düzelmedi... Hep daha kötüye gitti.

Şuan kendimi enayi gibi hissediyorum.
Hani vardırya, kadın çalışır didinir taş taş üstüne koymak için, adamın umrunda değildir.
Kadın eve bakan, çekip çeviren konumundadır da adamda sırtını kadına yaslamıştır. En sevmediğim aile tipidir, hayatım boyunca böyle bi aile olmaktan korktum. Ama hernekadar ben kabullenemesemde bizimde gidişatımız ne yazıkki bunu gösteriyor.
Ona sorarsanız oda çabalıyor, ama hep yanlış adımlar, yanlış kararlar.

Ha bir umut dükkan açtık, işler oturunca düzene gireceğiz derken yeni öğreniyoruz ki bu dükkan sığınak olarak göründüğü için ruhsat çıkımıyormuş.
Yani bide dükkanın kapatılma ihtimalide var.
Be adam bu dükkanı açarken aklın nerdeydi senin, daha kaç kere dükkan açıp kapatabiliriz ki!

Aldığı saçma sapan kararlar, attığı tutarsız ve yanlIş adımlar, sözünde durmayan bi adam oluşu, üstüne bana verdiği huzursuzlukta eklenince ''bu adam evde bakamaz çocukta bakamaz, yol yakınken boşan'' diyor şuan ailem.

Maddi konularda çevirdiği dolaplaraysa hala inanamıyorum...

Annemin ve arkadaşımın sorduğu soruyu bende soruyorum kendime. ''Beni tutan ne?''

Herşey değişir mi? Erken mi pes ediyorum?
Kesinlikle birak iki sn bile dusunme
 
X