• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Boşanmalı mıyım?

Eğer çocuk varsa ortada " mutsuzsan ayril " cümlesi bir süre rafa kaldirilir.


Anne baba olunduysa, buna karar verildiyse " soğudum ayrılalım " demeye hakkı yok çiftlerin.

Sürekli çözüm arayışı içinde olmalı bilinçli ebeveynler.

En son noktaya gelindiğinde yapılabilir bu.

Ben hiç öyle düşünmüyorum. Çocuğun yaşam standartlarını ayriyken Dr devam ettirebiliyosa kişi gayet de bosanabilir. Elbette ki çözüm aranmasindan yanayım ama "ben böyleyim" diyen adamların kahrını senelerce çocuk için çekmekten yana değilim. Evdeki mutsuzluk çocuğa da illa ki yansır
 
Gerçekten milletin ne düşündüğüne aşırı kıymet veriyoruz.
Adam pis kokan çorap giymiyor, parmağı delikten çıkmış selamlamıyor.
Giyime değer vermeyen, özensiz biri olduğu için yargılanıyor.
Belki pek çok iyi özelliğini gören yok.
Yalnız konu sahibi kendi de rahatsız bu özensizlikten esas sıkıntı bu.
Insan yıllar sonra aşktan kör olmayan gözleriyle daha çok kusur görüyor. Eskisi kadar çekici bulmadığı eşinin yeniden gözüne, gönlüne hitap etmesini istiyor aslında.

Dolaptan elbiselerini bile almaz benden ister diyor . Öyleyse her gün kombini yapıp yatağın üstüne bırakabilir.

Çözüm çok yapmayi istemek lazım.
 
Dolaptan elbiselerini bile almaz benden ister diyor . Öyleyse her gün kombini yapıp yatağın üstüne bırakabilir.

Çözüm çok yapmayi istemek lazım.

Ama bu da çok yorucu değil mi? :)
Eşim çok kötü giyinir.
Renk uyumu kombin umru değildir.

Ben ki giyime çok kıymet vermem beni bile rahatsız ediyor seçimleri:)

El atmazsam eğer korkunç görünür artık sinirim bozulur gülerim:)

Çoğu zaman da onu giyme diye verdiklerime direnir.
Hayır bu daha rahat der kendi seçer. Bunlar için tartışmak yorucu oluyor. Bir zaman sonra ne halin varsa gör diyorum. Bu kez de gözüme hoş görünmeyen bir eşe- başka çeşitli gıcık huyları varken üstelik- duygularımı canlı tutmak zor oluyor tabi..
 
Peki ilerde çocuğuna ne diyeceksin?Baban ağzını şapırdatıyor, uyumsuz giyiniyordu bu yüzden mi ayrıldık diyeceksin?İnsanlar sırf çocukları için nelere katlanıyor, ileride mükemmel birini bulabileceğinizden emin misiniz?
 
Öncelikle eşinizle yeni tanışmışsınız, kendisine merhaba diyin💩
Anladığım kadarıyla duygusal bir dönemdesiniz çünkü Boşanma sebebi olarak saydığınız nedenler incir çekirdeğini doldurmaz ve tölere edilebilir. Tartışma, kavga, küsme nedeni olabilir ama boşanma nedeni asla. Ki siz artık kendinizi tanımladığınız gibi şanssız bir çocuk, kız ve kadından öte artık bir annesiniz. Kendinizi ilk bu kimlikle tanımlamalısınız. Verdiğiniz kararları ilk bu vasifla yapmalısınız. Çocuğunuz babasının bencil olduğunu düşündüğünüz için onu farklı bir hayata sürüklediğinizi duyduğunda sizin bencil davrandığınızı düşünmez mi? Siz artık çocuk, kız ya da kadından daha fazlasınız bu yüzden bakış açınızı da bu hizaya getirmelisiniz.
Realist olun. Eğer duygusal olarak yıpranmış durumdaysanız sadece aklınızı kullanın. Zihninizde boşanmanın-evliliğin kazandırdığı avantaj ve dezavantajları hayali bir kağıda yazın. (Ailevi, mesleki, kariyer, sosyal statü, ebeveynlik gibi birçok açıdan)
Bulunduğunuz durumda aslında boşanmanın ne kadar zararlı bir durum olduğunu fark edeceksiniz. Eşinizin sahip olduğunu saydığınız özellikleri emin olun bulunması çok zor. Sizde zaten ailesine bakan, çocukları ile ilgilenen ve eşine psikolojik destek sağlayan bir baba istememiş miydiniz? Duanız gerçek olmuş, şimdi gidip eşinizi öpmelisiniz.
Ayrıca eşinizin ilk yıllarda size göre hareket ettiğini söylemişsiniz. İnanın bu cümle çok dehşet verici.. siz gerçekten eşinizin kendi olmasına müsaade ettiğinize emin misiniz? Kendi olmaya başladığında eğer ondan soğuduysanız bu konuda kendiniz ile istişare yapmalısınız. Onu olduğu gibi kabul etmezseniz ve sürekli değişime iterseniz eşinizin varlığını yok sayarsınız. Sadece modifiye etmeye çalıştığınız adamı seversiniz.
evliliğin dönüm noktasındasınız, geldiğiniz yerden yeri dönmeyin. Bu zamana kadar ki emeklerinizi zayi etmeyin...
 
Kesinlikle öyle sürekli dır dır etme durumu yok. Herşeyi güzellikle anlatır, rica ederim. Sadece sürekli böyle hiçbirşey umursamayan halleri beni bıktırdı. Örneğin, apartman aidatını vermeyi unuttuğu(defalarca hatırlattım) için, komşunun biri birşey bahane edip kavgaya geldi, bağırıp çağırdı ve oğlum korkudan ağladı. Bu benim için kocaman birşey. Kendim çekerken okyanusları aşmak zor değildi ama şuan evladım var.

Oğlunuzun korkmasının nedeni komşunuzun hadsizliği. Bence olabilir insanlik hali unutulabilir, komşunuzun bunun için bagirip cağirmaya hakki yok. Aidat banka hesabina internet üzerinden 2 dkda gönderilebilir. Esinizin size fiziksel, psikolojik siddeti olsa tabiki bir sey diyemem fakat ben anlattiklarinizla kusurlariyla, hatalariyla bir insan görüyorum ve üstesinden gelinebilecek seyler. Bebeğiniz büyüdükçe maalesef dısarida hadsiz bircok insanla karsilasak, yolda, iste, okulda, markette... dedigim gibi komsunuzun insan gibi iletisim kuramamasi esinizin sucu değil. Bebeginiz siddet, hakaret, eziyet, ses yukseltme yokken bosanmis anne babayla buyurse daha fazla üzüntü yasayabilir.
 
Son zamanlarda ben de bunu düşünüyorum.
Eşimin her şeyi batmaya başladı.
Meyveleri tabağa, tepsiye koymak yerine damlata damlata tüm odaları gezerek yemesi, senelerdir düzeltmediği ağız şapırdatma huyu, kötü giyim zevki, her şeye ama her şeye "ne gerek var, saçma, boş işler" demesi artık gına getirdi. Sanırsın paşam atom parçalıyor her gün.
Evlilik sevgi ve saygıyla yürüyor. Rehavete kapılınca hepsi bitiyor zamanla. Saygı önemli de eşin kendi saygınlığını koruması daha önemli. Bu iteklemeyle olmuyor, kişinin içinden gelmeli.

Ben de ikilemlerdeyim bu ara.

Allah hem sizin, hem benim yardımcımız olsun.
Bana damdan düşeni getir demişler ya. Aynı inanın, ceviz kırar ve asla çöpe atmaz kabukları tezgaha dizer. Örneğin kendisi evin bir odasına tam 214 tane sukulent aldı ve hergün toz toprak onunla uğraşıyor. Ben ona hiç "Ne gerek var" bile demedim hobisi diye. Ama nedense kadınlar olarak dayak ve aldatma yoksa ağzımızı açmaya hakkımız yok.
 
Dolaptan elbiselerini bile almaz benden ister diyor . Öyleyse her gün kombini yapıp yatağın üstüne bırakabilir.

Çözüm çok yapmayi istemek lazım.
Çok haklısınız. 2 yaşındaki oğlumu ve 32 yaşındaki kocamı önce banyo da yıkayıp yanyana dizip güzelce giydirmeli sonrada mamalarını yedirmeliyim. Çözüm aramayan, rahatını bırakıp giden bir kadınım işte.
 
Ama bu da çok yorucu değil mi? :)
Eşim çok kötü giyinir.
Renk uyumu kombin umru değildir.

Ben ki giyime çok kıymet vermem beni bile rahatsız ediyor seçimleri:)

El atmazsam eğer korkunç görünür artık sinirim bozulur gülerim:)

Çoğu zaman da onu giyme diye verdiklerime direnir.
Hayır bu daha rahat der kendi seçer. Bunlar için tartışmak yorucu oluyor. Bir zaman sonra ne halin varsa gör diyorum. Bu kez de gözüme hoş görünmeyen bir eşe- başka çeşitli gıcık huyları varken üstelik- duygularımı canlı tutmak zor oluyor tabi..

Tabiki yorucu. :)

Ben esimin ne kombiniyle ugrasirim , ne dolabiyla , kendi düzenler, giyinir, kirlileri ayırır.

Arada sorar nasıl olmuş diye , nasıl hissediyorsan öyle olmuş derim :)

Konu sahibi kendi demiş dolaptan hiçbir şeyi kendi almaz , ben veiririm v.s bu yüzden dedim bunu. Bu şekilde çözülebilir .
 
Çok haklısınız. 2 yaşındaki oğlumu ve 32 yaşındaki kocamı önce banyo da yıkayıp yanyana dizip güzelce giydirmeli sonrada mamalarını yedirmeliyim. Çözüm aramayan, rahatını bırakıp giden bir kadınım işte.

Yanlış mı okudum, size ait değil miydi bu yorum ; hiçbir şeyi dolabından almaz , hep benden ister v.s
 
Siz soğuduysanız, bu sebepler gözünüze batar,o ayrı ona kimse bişey diyemez. Fakat sanki eşiniz bunları inat için yağıyor gibi geldi. Belki o da önceden söylenen bişeye takıldı ve bilerek yapıyor olabilir. Kardeşinizin eşinizi uyarması onun haddine değil ayrıca,onada gıcıklığına öyle cevap vermiş olabilir.
 
Ben hiç öyle düşünmüyorum. Çocuğun yaşam standartlarını ayriyken Dr devam ettirebiliyosa kişi gayet de bosanabilir. Elbette ki çözüm aranmasindan yanayım ama "ben böyleyim" diyen adamların kahrını senelerce çocuk için çekmekten yana değilim. Evdeki mutsuzluk çocuğa da illa ki yansır

Tamam ama ben böyleyim dediği konu , çorabı ve kiyafeti.

Soğudum denir, bitti denir , olmaz denilebilir ancak ortada bir bebek varken iki kere düşünülmesi gerekir.

Birden bire evrim gecirmediyse bilemem. Sonuçta çocuk kararı aldığında da bu adam böyleydi . Umursamaz kişi umursamazdir.

Ya da artık eleştirilerden, begenilmemekten bilmiş umursamaz olmaya başlamış.

Evliliklerde bir taraf fazla vericiyse , o vericiyi biraz kapatsa karşı taraf "aa ne oluyor , bak soğuyorum " demeye başlıyor.
 
Ben hiç öyle düşünmüyorum. Çocuğun yaşam standartlarını ayriyken Dr devam ettirebiliyosa kişi gayet de bosanabilir. Elbette ki çözüm aranmasindan yanayım ama "ben böyleyim" diyen adamların kahrını senelerce çocuk için çekmekten yana değilim. Evdeki mutsuzluk çocuğa da illa ki yansır
Gerçekten kimse adamın söylediği "biliyorum ama umrumda değil" cümlesine takılmamış. Peki bunu söyleyen ben olsaydım burada bana ne derlerdi? Çalışmıyorum ama ev işi de yapmak istemiyorum, eskiden yemek yapıyordum ama şimdi hergün dışarıdan söylüyoruz, çünkü "Amaaan nolacak" dediğimi hayal edin. Burada kadınlar beni nasıl taşları.
 
Bana damdan düşeni getir demişler ya. Aynı inanın, ceviz kırar ve asla çöpe atmaz kabukları tezgaha dizer. Örneğin kendisi evin bir odasına tam 214 tane sukulent aldı ve hergün toz toprak onunla uğraşıyor. Ben ona hiç "Ne gerek var" bile demedim hobisi diye. Ama nedense kadınlar olarak dayak ve aldatma yoksa ağzımızı açmaya hakkımız yok.
Canlandıramadım kafamda 214 tane sukulenti 😱
 
Gerçekten kimse adamın söylediği "biliyorum ama umrumda değil" cümlesine takılmamış. Peki bunu söyleyen ben olsaydım burada bana ne derlerdi? Çalışmıyorum ama ev işi de yapmak istemiyorum, eskiden yemek yapıyordum ama şimdi hergün dışarıdan söylüyoruz, çünkü "Amaaan nolacak" dediğimi hayal edin. Burada kadınlar beni nasıl taşları.

Umrunda olmayan kısım başkalarının düşüncesi ise eşiniz haklı böyle düşündüğü için helal olsun diyorum. Ama sizin beğeninizi umursamalı.
Bu konuda tamamen haksız.
 
Canlandıramadım kafamda 214 tane sukulenti 😱
Bazıları insan boyutunda kaktüs, çark meyvesimiydi tam hatırlamıyorum, bazıları minicik. Odaya günlerce uğraşıp ışıklandırma sistemi kurdu mesela, sıcak ve ışık seven bitkilermiş diye. Mesela buradan enerjisi ve vakti olduğunu çıkarabiliriz.
 
Bazıları insan boyutunda kaktüs, çark meyvesimiydi tam hatırlamıyorum, bazıları minicik. Odaya günlerce uğraşıp ışıklandırma sistemi kurdu mesela, sıcak ve ışık seven bitkilermiş diye. Mesela buradan enerjisi ve vakti olduğunu çıkarabiliriz.
Bazen bana da oluyor. Saçım başım, giysilerimle hiçbir erkek adamın hoşuna gitmeyecek bir görüntüyle dolaşıyorum. Sonra geçiyor. Eşim de bazen öyle oluyor. Gülüp geçiyorum. Robot değiliz insanız ve eşimiz bile bir yerde başka biri. Size uzak bir fikir belki ama bana göre herkesin kendini salmaya hakkı var. ( eve büyük kaktüs almak istiyorum ben de. İnternetten mi aldı acaba?)
 
Umrunda olmayan kısım başkalarının düşüncesi ise eşiniz haklı böyle düşündüğü için helal olsun diyorum. Ama sizin beğeninizi umursamalı.
Bu konuda tamamen haksız.
Benimde rahatsız olduğumu iyi bilir ama biz sosyal varlıklarız. Örneğin misafirliğe gittiğimizde benim tülden bir bluz giydiğimi düşünün içim öylece görünen. Yada lokantada herkesi rahatsız ederek bağırdığımı. Ben böyleyim kimse için değişemem. Nasıl geliyor kulağa? Bir insanın hakkı diğerinin hakkının başladığı yerde biter. Sadece beni değil etrafındakileri de düşünmek zorunda.
 
Back
X