Yorumları okuyamadım direk yorum yapıyorum. Boşanma kararı alırken (davayı açalı birkaç ay oldu ama kendime geldikçe bu adama nasıl katlanmışım dedim -muhtemelen siz de aynısını diyeceksiniz) insanın korkularının endişelerinin olması çok normal. Ne kadar katlanılmaz olursa olsun insan güvenli limanını (aslında güvensiz olduğunu acı bir şekilde sonradan anlıyorsun) bırakmak istemiyor. Yani bildiğimiz unsurlar bilmediklerimize göre güvenli geldiği için hep boşanma konusu kaygı oluşturuyor. Halbuki dışarıdan bir göz sizin basit bir akşamınızdan bir film keyfinizden bile aslında bu evlilikte tek taraflı mücadelenizi görebiliyor. Bu şekilde saygısızlıkların içinde debelenirken en kötüsü de yaşadıklarınızı kanıksayıp almanız gereken kararı ertelemek oluyor. Nasreddin Hoca misali eşekten düşenin halini en iyi eşekten düşen anlarmış. Bu şekilde hissetmeniz kararsız olmanız çok normal. Aslında ben de kararsızdım dava açarken ama böyle bir evlilik olmayacağını ve bu şekilde götüremeyeceğimi anladığım an ne olursa olsun gidip dava açacağım diyerek terk ettim eşimi. Zamanla ne kadar doğru bir karar verdiğimi daha da iyi anladım. Sizin eşiniz de eşime benziyor emin olun siz de geç bile kalmışım derken bulacaksınız kendinizi. Sadece kendi halinize kalıp akıllıca davranın. Boşanma davası çekişmeli olursa işiniz çok zor oluyor. Benim evden gideceğimi anladığında eşim whatsapp yazışmalarımızı silmişti elimde delil kalmaması için. Size tavsiyem karar aldığınızda önce yedekleyin tüm verilerinizi, eşinizin hakaretlerini küfürlerini kaydedin hatta bir arkadaşınıza falan yollayın telefon kırılırsa veriler güvenle saklansın sonra yolunuza bakın.