cevabı çok basit, tanıyamamak. sadece belirli günlerin, belirli saatlerinde dışarıda ya da herhangi bir yerde geçirilen kısıtlı süreler ile kimse kimseyi yeterince tanıyamaz. en yakın kız arkadaşlarınızı düşünün mesela, onları bile ne kadar tanıyabiliyorsunuz ki?
eskiden üniversitede tanıştığım bir kız arkadaşım vardı, kendisi okumak için başka bir yerden gelmişti. iki sene içerisinde onunla okulda her saatimi beraber geçiriyordum, çok seviyordum, tam bana göre bir arkadaştı, kafalarımız çok uyuşuyordu. sonra yaz tatilinde memleketine gitti, ben de bir bavul hazırladım ve onlara kalmaya gittim. 1-2 haftaya yakın süreyi memleketinde onun evinde geçirdik. inanır mısınız şok oldum. 2 senedir her günümü beraber geçirdiğim insanla ne alakası vardı ne de uzaktan yakından benziyordu. bambaşka bir insan olduğunu fark ettim o 2 haftalık sürede. huyları, alışkanlıkları her şeyiyle tanıdığım insandan çok farklıymış onu gördüm. ve oradan ayrıldıktan sonra arkadaşlığımız hiç eskisi gibi olmadı benim açımdan. onun açısından da öyle.
burada şuna gelmeye çalışıyorum; erkek arkadaşım, sevgilim dediğiniz insanları da ne yazık ki aynen bu şekilde senelerce tanımak mümkün olmuyor. aynı evde bulunmadan, bir süre aynı evde vakit geçirmeden, o insanı ev ortamında, aile ortamında da görmeden onu tanıdım demek ne yazık ki çok boş bir ifade. ama bu tarz paylaşımları da "kendini kullandırmak", "kendini kirletmek" gibi gören çok kişi var.
böyle eksik ilişkilerin sonunda adeta evlilik bir sürpriz yumurta oluyor. ne çıkarsa bahtına. sonra başlıyor söylenmeler "kocam çok değişti", "kocam böyle değildi", "kocam x oldu" e kocanızı ne kadar tanıyordunuz da ne oldu? ya da kimdi ki değişti? bu adamın sinemaya giderken hiç ev işi yapmadığını, parkta yürürken çorabını evin sağına soluna bıraktığını nereden bilebilirdiniz ki? ya da bu adamın ailesinin yanında bambaşka ve korumacı olduğunu onu ailesinin yanında onu gözlemlemeden nereden bilebilirdiniz ki?
bir takım tabular uğruna hiç tanımadan insanlarla evlenmenin sonucu budur, "değişti".