• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Bugün de yargılandık çok şükür :)

Sabah sabah da elalem, dış kapının mandalı birinden aile içi ilişkimize enfes yorum geldi..
Aslında direk benim yaşadığım olaya değil isyanım. Ülkede genel bir problem bu. Uzun oldu baya isterseniz hiç okumayın :)
Kv konusu diye geçmesin kayıtlara :) İnsanların had bilmezliği asıl mesele.
Sık konu açan biri değilim malum. Ama evlendiğimden bu yana alttan alta uygulanan pasif baskı yüzünden içimi dökmek istedim..

Kv oğlumuza bakıyor. Aynı sokakta oturuyoruz. Sabah gelip akşam evine gidiyor. Kp yok boşandılar..

Şu detayı da atlamayayım kv çok depresif ruh hali olan biridir. Gerek baba faktörü yüzünden zor geçen çocukluğu, gerek o psikolojinin evliliğine yansımasıyla zorlaşan yıllar falan onu baya yıpratmış. Antidepresansız yaşayamaz öyle söyleyeyim. Oturaklı, saygılı biridir. Zaten aksi olsa bu kadar içiçe olmazdım..

Torun sevgisi, tüm gün kendini dinlemeden bir bebekle ilgilenmek ona çok iyi geldi. Herkes de farketti bunu. Sonra bu yaştan sonra çocuk baktırıyorsunuzcular atlamasın :)
Ben de tahmin etmezdim ama gayet iyi bakıyor. Resmen arkadaş oldu ona. Kv bakmasaydı işten ayrılacaktım..

İlk baktığı kış haftaiçi bizimle kaldı. Eski evine 10 dakikalık vesait vardı gitmek zor geliyordu, evi sobalıydı vs.
İşin kötüsü o dönem cumartesi de çalışıyorduk. Eşimle aynı firmadayız. Cumartesi evine gidip, pazar akşamı eşim getiriyordu. Artık 2 gün dinlenebiliyor. Ayda bir akşam dışarı çıkarsak bakar bir de..

Benim de o dönemler hem hala hafif meltem şeklinde hissedilen lohusa sendromu, hem bebekle çalışma hayatı, hem de kv ile 7/24 aynı ortamda bulunmaya alışma sürecim zor oldu. O detaya pek girmeyeceğim.
Kısaca klasik anne kontrolü ama kendi öz annem olmayınca söylenenlerin batma durumu, biraz mecburen sineye çekme zorunluluğu ve eşimle tek bir akşam başbaşa kalabilme hali..

Ona da zordu tabi. Hem 50 yaşından sonra çocuk bakmak, hem 75m2 evde salonda koltukta yatmak, senelerce istediği saatte yatıp kalkan biri için zor olmuştur.
Nitekim son 2 kıştır yakınımızda oturuyor. O da biz de bu şekilde daha rahat ediyoruz. İki tarafa da iyi oldu oğlu da yakından ilgilenebiliyor sonuçta. Kv de akşam kafa dinlemek istiyor haliyle. Kirasına yardım ediyoruz.

Gelelim kv ile alakası olmayan bugün ki olaya. Geçmiş zamanda savunmak zorunda olduklarıma benzer.
Şirket çalışanı ara ara ayak üstü sohbet ettiğimiz bir abi. Kart basıp giderken öyle iki laf ettik ben giderken "kv sizinle mi kalıyor?" dedi. "Hayır sabah geliyor" dedim.
"Niye sizinle kalsın" dedi.
İç çektim "ne oluyor yalnız kalınca? biz öyle rahat ediyoruz bundan kime ne?" dedim.
Güldü. Ben de "ya sabır" dedim devam ettim.
Hiç susamam. Fazlasını derdim de ortam müsait değildi. Bu ilk diyalog değil ve ara ara olunca insanı sinir ediyor.

Benim her zaman savunduğum şey Allah muhtaç etmesin elden ayaktan düşmediysem kimseyle kalmam. Elden ayaktan düşersem o zaman düşünürüz :)

Bir yerde yalnız bir anne varsa illa ki evli çocuğuyla oturması farz mıdır?
Bir kadın yalnız yaşayamaz mı?
Ailesiyle yaşamayan evlat hayırsız evlat mıdır?

İnsanı kendinden şüphe ettiriyorlar. Ki kv ye sorsan bizden çok memnundur da..
Ne zaman anlayacak insanlar üstüne vazife olmayan şeye karışmamayı?
Birine cevap veriyorsun bir başkası başlıyor..
Biz bile ana babamızın evinden kendi evimize dönünce "evim, güzel evim" moduna giriyoruz. Herkes dilediği gibi kullandığı bir evi, ortamı olsun istiyor. Evet yalnızlık zor ama 2 gün yalnız kalmak yalnızlık değil.
 
Süper tespit. Kesinlikle "öteki oğlu istemiyor mu?" diye sorardı.
Meydan verince ayaküstü bir de onun dedikodusunu yapardı benimle :))
Ne yazık ki kendisini ilgilendirmeyen konularda bu tür yorumlar yapan ...durup dururken baskasinin hayati ile ilgili doymayan bir meraka kapılıp sorular soran insanlarla dolu canım memleketim. Bosuna sıkma canını ...bu konuyla mücadele etmek /edebilmek mümkün degil...cunku heryerdeler:KK43:
 
Sabah sabah da elalem, dış kapının mandalı birinden aile içi ilişkimize enfes yorum geldi..
Aslında direk benim yaşadığım olaya değil isyanım. Ülkede genel bir problem bu. Uzun oldu baya isterseniz hiç okumayın :)
Kv konusu diye geçmesin kayıtlara :) İnsanların had bilmezliği asıl mesele.
Sık konu açan biri değilim malum. Ama evlendiğimden bu yana alttan alta uygulanan pasif baskı yüzünden içimi dökmek istedim..

Kv oğlumuza bakıyor. Aynı sokakta oturuyoruz. Sabah gelip akşam evine gidiyor. Kp yok boşandılar..

Şu detayı da atlamayayım kv çok depresif ruh hali olan biridir. Gerek baba faktörü yüzünden zor geçen çocukluğu, gerek o psikolojinin evliliğine yansımasıyla zorlaşan yıllar falan onu baya yıpratmış. Antidepresansız yaşayamaz öyle söyleyeyim. Oturaklı, saygılı biridir. Zaten aksi olsa bu kadar içiçe olmazdım..

Torun sevgisi, tüm gün kendini dinlemeden bir bebekle ilgilenmek ona çok iyi geldi. Herkes de farketti bunu. Sonra bu yaştan sonra çocuk baktırıyorsunuzcular atlamasın :)
Ben de tahmin etmezdim ama gayet iyi bakıyor. Resmen arkadaş oldu ona. Kv bakmasaydı işten ayrılacaktım..

İlk baktığı kış haftaiçi bizimle kaldı. Eski evine 10 dakikalık vesait vardı gitmek zor geliyordu, evi sobalıydı vs.
İşin kötüsü o dönem cumartesi de çalışıyorduk. Eşimle aynı firmadayız. Cumartesi evine gidip, pazar akşamı eşim getiriyordu. Artık 2 gün dinlenebiliyor. Ayda bir akşam dışarı çıkarsak bakar bir de..

Benim de o dönemler hem hala hafif meltem şeklinde hissedilen lohusa sendromu, hem bebekle çalışma hayatı, hem de kv ile 7/24 aynı ortamda bulunmaya alışma sürecim zor oldu. O detaya pek girmeyeceğim.
Kısaca klasik anne kontrolü ama kendi öz annem olmayınca söylenenlerin batma durumu, biraz mecburen sineye çekme zorunluluğu ve eşimle tek bir akşam başbaşa kalabilme hali..

Ona da zordu tabi. Hem 50 yaşından sonra çocuk bakmak, hem 75m2 evde salonda koltukta yatmak, senelerce istediği saatte yatıp kalkan biri için zor olmuştur.
Nitekim son 2 kıştır yakınımızda oturuyor. O da biz de bu şekilde daha rahat ediyoruz. İki tarafa da iyi oldu oğlu da yakından ilgilenebiliyor sonuçta. Kv de akşam kafa dinlemek istiyor haliyle. Kirasına yardım ediyoruz.

Gelelim kv ile alakası olmayan bugün ki olaya. Geçmiş zamanda savunmak zorunda olduklarıma benzer.
Şirket çalışanı ara ara ayak üstü sohbet ettiğimiz bir abi. Kart basıp giderken öyle iki laf ettik ben giderken "kv sizinle mi kalıyor?" dedi. "Hayır sabah geliyor" dedim.
"Niye sizinle kalsın" dedi.
İç çektim "ne oluyor yalnız kalınca? biz öyle rahat ediyoruz bundan kime ne?" dedim.
Güldü. Ben de "ya sabır" dedim devam ettim.
Hiç susamam. Fazlasını derdim de ortam müsait değildi. Bu ilk diyalog değil ve ara ara olunca insanı sinir ediyor.

Benim her zaman savunduğum şey Allah muhtaç etmesin elden ayaktan düşmediysem kimseyle kalmam. Elden ayaktan düşersem o zaman düşünürüz :)

Bir yerde yalnız bir anne varsa illa ki evli çocuğuyla oturması farz mıdır?
Bir kadın yalnız yaşayamaz mı?
Ailesiyle yaşamayan evlat hayırsız evlat mıdır?

İnsanı kendinden şüphe ettiriyorlar. Ki kv ye sorsan bizden çok memnundur da..
Ne zaman anlayacak insanlar üstüne vazife olmayan şeye karışmamayı?
Birine cevap veriyorsun bir başkası başlıyor..
Alan razi veren razi ama hiz millet olarak konusmadan yorum yapmadan duramiyoruz. Herkes milletin bu tavrindan sikaytciyken bunlari yapan kim onu merak ediyorum ben artik:))))
Artik kendmden suphe etmeye basladim. Enguzel az ve oz konusmak..
Bence gayt de iyi yapmissinz ayri oturmakla. Ben ev ev ustune olmaz diye dusunenlerdenim iki taraf melek gibi bile olsa
 
Tek bir konuşmayı anlattım. Ama bunu 6 yıldır ara ara eş dost meclislerinde duyup cevap verme zorunluluğu hissediyorum..

Hoca Nasreddin, oğluyla birlikte köyüne gidiyormuş. Oğlunu eşeğe bindirmiş, kendisi yürümüş. Karşıdan gelenler, oğlunu göstererek:
—“ Ak sakallı adam yürürken bacak kadar velet eşekte gidiyor. Zamane çocuğu işte.” , demişler.
Hoca oğlunu indirip kendisi binmiş. Az sonra birkaç kişiyle daha karşılaşmışlar. Bunlar ise:
— “Koca adama bak! Bu sıcakta minnacık çocuğu yaya yürütüyor. Hiç insafı yok.” demişler.
Hoca, eşeğe oğlunu da bindirmiş. Çok geçmeden yine üç beş kişiye rastlamışlar. Adamlar:
— “Zavallı hayvan! Düşüp ölecek! Hiç acımadan iki kişi birden binmişler üstüne!” demişler.
Hoca inmiş, oğlunu da indirmiş. Eşek önde, onlar arkada ilerlemişler. Biraz sonra, yol kıyısında duranlar:
— “Amma aptal adammış bu hoca, Eşek bomboş gidiyor, kendisi oğlu ile kan ter için de arkasından koşuyor!” diye konuşmaya başlamışlar.
Hoca dayanamamış. Oğluna dönüp:
— “Gördün mü, her kafadan bir ses çıkıyor. Şu dünyada kimseyi hoşnut edemiyor, kimsenin dilinden bir türlü kurtulamıyorsun! iyisi mi, kimseye kulak asmayacaksın ve kendi bildiğinden şaşmayacaksın.” demiş


diyeceklerim bu kadar :))
valideye baktırmasanız, kadına güvenmedi, bakıcıya güvendi derler,
bakıcıya vermeseniz bedavaya kadına baktırıyor derler.
evinizde yaşamaya başlasa düzenini bozdular kadının derler,
yaşamasa hayırsızlar tek başına bırakıyor derler.
derler de derler sonu yok ki :)
yaptıklarınızın tam tersini yapsanız bu sefer başkalarından başka şeyler duyacaksınız.
 
Bide adammış kadın olsa çenesi düşük diyeceğimde.... :D

kimene onana banane ya....

gerçekten sanane demeyi pat diye lafını ağzına tıkamayı çok istiyorum şu ağzının lafını bilmezlere ama olmuyor işte :KK12::KK51:

:KK47::KK47::KK47: deyip geçmeyi öğrenmeye çalışıyorum...:KK47:
 
Şimdi linç edileceğim ama ben de olsam böyle bir soru sorardım.
Evet elden ayaktan düşmemiş, evet kayınvalideniz kendi akşam ayrı eve gitmek istiyor ve sizde karşılıklı olarak bu konuda anlaşmışsınız ama ben başıma gelen olaydan sonra yaşlıların yalnız kalmasını tasvip etmiyorum.
Kaldı ki zaten ne kayınvalidemi ne de annemi babamı isteseler de yalnız bırakmadım/bırakmadık.
Bu sayede annemi yatalak olmaktan kurtardık.
Annem ikindi vakti biraz kestirmek için uyumuştu ve uykusunda beyin felci geçirdi. Eğer o anda yanında birisi olmasaymış durumu daha vahim olacakmış. Kızkardeşimin yanında olması sayesinde kadıncağız en hafif hasarla bu durumu atlatmıştı.
Vadenin saatini değiştiremesekte o vakte kadar hiç olmazsa birinin rahat yaşamasını sağlayabiliriz.
Bunu yargılamak olarak görmeyin. Ben de çevremdeki arkadaşlarıma "ne var sende kalsa, kadın/adam yalnız kalmasın" cümlesini kurarım.

Çok geçmiş olsun size.
Ama yanımızda kalsa bile bir yerde düşüp kalmayacağı kesin değil ki.
Ben de çalışıyorum. Üstelik çocuk emanet ediyoruz. Sürekli böyle paranoya ile hayat geçmez.
Siz ne güzel denk gelmişsiniz durum olumluya dönmüş.

Eniştem 2 gün kalp sıkışması yaşamış umursamamış. 3. gün arkadaşı "gel hastahane yakında gidip baktıralım" deyince kalp krizi geçirdiği ortaya çıktı. 3 damarı tıkalıymış.
Hep diyorum "ya o arada tuvalete falan girseydi de fenalık geçirseydi" Kim ortada problem görmedikçe tuvaletteki adamı gidip kontrol eder? Önlem tabi ki alınmalı ama kimseyi sonsuza kadar koruyamayız.

Kv bir gün arkadaşındayken merdivende baygınlık geçirmiş. Kronik bir hastalığı var arada nüksediyor.
Biz o zaman eşimle beraber değildik sadece "annesi düşmüş" denmişti şirkette. Tomografi falan çekilmiş beyin kanamasından şüphe edilip ama çıkmadı.
O arada oğlu bekarken evde yalnız da olabilirdi.

Ben epilepsi hastasıydım. Uzun süredir nöbet geçirmiyorum ama geçip geçmediğinden de emin değilim. Ben de keza yalnızken, otobüste, bütün ailede bir aradayken çok defa bayıldım. Şükrediyorum ki doğumdan sonra yalnız başımayken olmadığına.
Sevdiklerimiz için dua etmekten başka çaremiz yok malesef..
 
Yazınızın akıcılığı gerek imla gerek noktalama işaretleri ....sanki roman okuyorum gibi hissettim:) tebrik ederim.konunuza gelecek olursak çok güzel bir düzen tutturmuşsunuz.en mantıklısı sizin yaptığınız zaten takmayın derim

Teşekkür ederim. Okurken keyif almak, rahat anlamak istediğim için kendim de dikkat ederim :)
Cevabını verebildiğim halde önüne geçememek beni sinir ediyor.
 
Bide adammış kadın olsa çenesi düşük diyeceğimde.... :KK70:

kimene onana banane ya....

gerçekten sanane demeyi pat diye lafını ağzına tıkamayı çok istiyorum şu ağzının lafını bilmezlere ama olmuyor işte :KK12::KK51:

:KK47::KK47::KK47: deyip geçmeyi öğrenmeye çalışıyorum...:KK47:

Ohoo asıl çene erkeklerde zaten. Bir başladılar mı cadı kazanı gibiler :))
 
Ohoo asıl çene erkeklerde zaten. Bir başladılar mı cadı kazanı gibiler :))

hiç yakışmıyor. aslında fırat olarak daha az konuşurlar ama Size denk gelenler geveze tiplermiş. .Kafanıza takmayın. duynamamzlıktan gelseniz. veya duyup kaale almadım der gibi cevapsız kalsa o kişi. anlar hoşlanamdığını belki tekrar etmez.
 
Ben artık büyük küçük bozuyorum böylelerini.
Herkes kendi hayatına baksın.
Anamız, babamız, kocamız bilmem kimimiz bitti.
Hiç sorunumuz yok.
Bir de hiç bir şeyimiz olan elle uğraşıyoruz.
Afkursunlar ayy!
Bizim orda öyle derler anlayan anladı. :işsiz:
 
Ben kaynanamla ayni evde yasamak istemiyorum diye beni kapiya attı diye yaydi heryerde.
O beni sevmez ben onu anlasamiyoruz niye kendime eziyet edim?
Niye huzursuz olayim?
Ama bunu elalemden ziyada kendi k.v dedi yaydi.
Hep de böyle soylendi.
Kimse umrumda degil.
Benim yasadigimi ben bilirim.
Allah'a hesap verecek olanda benim.
Esimden baska 5 cocugu daha var.
Ve kimse istemiyor zorla baktiriyor kendine yalniz yasayabilir eli ayagi cenesi masallah herbisi yerinde.
Ama isi e gelmiyor.
Ona gore ona bakmak zorunda herkes.
Bakmayan tü kaka (bakmamakda demicem ayni evde yasamayan dicem)

Şu "elalem" denen sacmaligi ne cok takiyorsunuz.
Ben hatta hic aciklama yapma geregi duymuyordum bile okadar komikti.

Kim ne anlatiyosa dogru demis evet diyip geciyordum.
 
Biz bayılıyoruz milletçe başkasının işine burnumuzu sokmaya.
Sanki fikrimiz sorulmuşta bizde o işin kompetanıymışçasına yorumlar yapmaya.
Değişme ihtimali sıfır sıfır sıfır.
Bende yıldım artık bu durumdan,konu acmıştım zaten bende bu minvalde çocuklarla ilgili insanların sürekli birşeyler söyleyip, kendi engin! tecrübelerini paylaşmalarından bıkıp.
Hatta takmayın bu kadar yahu demiştiniz sanırım bana konumda,ama insan sinir oluyormuş degil mi,ne kadar takmam,etmem desede zira fikrini sormadan söylenen ima edilen en ufak birşey bile sinir ediyor insanı.
Bazen aman boşver deyip geçiyoruz ama bazen sinir olunuyor bu bir gerçek.

Herkes işine baksa sorun olmayacak ama maalesef olmuyor,illaki biri birşey söylüyor
 
Son düzenleme:
Yaşlı bakım merkezlerinin ülke insanına sevdirilmesi lazım. Huzurevine giden kişi sokağa atılmış olarak algılanmamalı.
Bunun için de her mahallede nasıl anaokulu varsa yaşlı bakım merkezleri de olmalı. Ana-baba konusunda hassas olan toplumumuzun bakış açısının değiştirilmesi lazım.
Çoğu yaşlı evlatlarının evinde türlü hakarete ve hatta şiddete maruz kaldığı halde huzurevine gitmeyi reddediyor.
İnsanlar ebeveynlerini sırf millet ne der korkusuyla yalnız bırakamıyor. Ama rezilce de davranıyor evde.
Konuyla pek alakası yok ama içimden geçenleri belirtmek istedim.
2 yıldan fazladır annemin yolunu gözlüyorum evime gelebilmesi için.
Fakat gelemiyor,çünkü 90 küsur yaşındaki anneanneme bakıyor. 1 saat dışarı çıksa anneannem ortalığı yıkıyor.
Anneme bakıcı tut yarim gün de olsa dinlen diyorum.
Ama millet ne der diye çekiniyor.
Anneanneme 6 aylık ek gıdaya yeni başlayan bir bebek gibi bakıyor. Kişisel bakımı da dahil çok çok zor.
Milletin ne dediğine bakmayın,boşverin.
 
Sabah sabah da elalem, dış kapının mandalı birinden aile içi ilişkimize enfes yorum geldi..
Aslında direk benim yaşadığım olaya değil isyanım. Ülkede genel bir problem bu. Uzun oldu baya isterseniz hiç okumayın :)
Kv konusu diye geçmesin kayıtlara :) İnsanların had bilmezliği asıl mesele.
Sık konu açan biri değilim malum. Ama evlendiğimden bu yana alttan alta uygulanan pasif baskı yüzünden içimi dökmek istedim..

Kv oğlumuza bakıyor. Aynı sokakta oturuyoruz. Sabah gelip akşam evine gidiyor. Kp yok boşandılar..

Şu detayı da atlamayayım kv çok depresif ruh hali olan biridir. Gerek baba faktörü yüzünden zor geçen çocukluğu, gerek o psikolojinin evliliğine yansımasıyla zorlaşan yıllar falan onu baya yıpratmış. Antidepresansız yaşayamaz öyle söyleyeyim. Oturaklı, saygılı biridir. Zaten aksi olsa bu kadar içiçe olmazdım..

Torun sevgisi, tüm gün kendini dinlemeden bir bebekle ilgilenmek ona çok iyi geldi. Herkes de farketti bunu. Sonra bu yaştan sonra çocuk baktırıyorsunuzcular atlamasın :)
Ben de tahmin etmezdim ama gayet iyi bakıyor. Resmen arkadaş oldu ona. Kv bakmasaydı işten ayrılacaktım..

İlk baktığı kış haftaiçi bizimle kaldı. Eski evine 10 dakikalık vesait vardı gitmek zor geliyordu, evi sobalıydı vs.
İşin kötüsü o dönem cumartesi de çalışıyorduk. Eşimle aynı firmadayız. Cumartesi evine gidip, pazar akşamı eşim getiriyordu. Artık 2 gün dinlenebiliyor. Ayda bir akşam dışarı çıkarsak bakar bir de..

Benim de o dönemler hem hala hafif meltem şeklinde hissedilen lohusa sendromu, hem bebekle çalışma hayatı, hem de kv ile 7/24 aynı ortamda bulunmaya alışma sürecim zor oldu. O detaya pek girmeyeceğim.
Kısaca klasik anne kontrolü ama kendi öz annem olmayınca söylenenlerin batma durumu, biraz mecburen sineye çekme zorunluluğu ve eşimle tek bir akşam başbaşa kalabilme hali..

Ona da zordu tabi. Hem 50 yaşından sonra çocuk bakmak, hem 75m2 evde salonda koltukta yatmak, senelerce istediği saatte yatıp kalkan biri için zor olmuştur.
Nitekim son 2 kıştır yakınımızda oturuyor. O da biz de bu şekilde daha rahat ediyoruz. İki tarafa da iyi oldu oğlu da yakından ilgilenebiliyor sonuçta. Kv de akşam kafa dinlemek istiyor haliyle. Kirasına yardım ediyoruz.

Gelelim kv ile alakası olmayan bugün ki olaya. Geçmiş zamanda savunmak zorunda olduklarıma benzer.
Şirket çalışanı ara ara ayak üstü sohbet ettiğimiz bir abi. Kart basıp giderken öyle iki laf ettik ben giderken "kv sizinle mi kalıyor?" dedi. "Hayır sabah geliyor" dedim.
"Niye sizinle kalsın" dedi.
İç çektim "ne oluyor yalnız kalınca? biz öyle rahat ediyoruz bundan kime ne?" dedim.
Güldü. Ben de "ya sabır" dedim devam ettim.
Hiç susamam. Fazlasını derdim de ortam müsait değildi. Bu ilk diyalog değil ve ara ara olunca insanı sinir ediyor.

Benim her zaman savunduğum şey Allah muhtaç etmesin elden ayaktan düşmediysem kimseyle kalmam. Elden ayaktan düşersem o zaman düşünürüz :)

Bir yerde yalnız bir anne varsa illa ki evli çocuğuyla oturması farz mıdır?
Bir kadın yalnız yaşayamaz mı?
Ailesiyle yaşamayan evlat hayırsız evlat mıdır?

İnsanı kendinden şüphe ettiriyorlar. Ki kv ye sorsan bizden çok memnundur da..
Ne zaman anlayacak insanlar üstüne vazife olmayan şeye karışmamayı?
Birine cevap veriyorsun bir başkası başlıyor..
Herkesin bir düzeni var kalması gerekmedikce neden kalsın o kadınında sizinde evinizde yalnız kalmaya ihtiyacı var neticede ve eminim oda öyle mutludur annem bir gün yatmak zorunda kalsa ertesi gün hemen gitmek ister rahat edemiyorum diye milleti takmayin insanlar nereden buluyorsa bu haddi kendilerinde!
 
Çok geçmiş olsun size.
Ama yanımızda kalsa bile bir yerde düşüp kalmayacağı kesin değil ki.
Ben de çalışıyorum. Üstelik çocuk emanet ediyoruz. Sürekli böyle paranoya ile hayat geçmez.
Siz ne güzel denk gelmişsiniz durum olumluya dönmüş.

Eniştem 2 gün kalp sıkışması yaşamış umursamamış. 3. gün arkadaşı "gel hastahane yakında gidip baktıralım" deyince kalp krizi geçirdiği ortaya çıktı. 3 damarı tıkalıymış.
Hep diyorum "ya o arada tuvalete falan girseydi de fenalık geçirseydi" Kim ortada problem görmedikçe tuvaletteki adamı gidip kontrol eder? Önlem tabi ki alınmalı ama kimseyi sonsuza kadar koruyamayız.

Kv bir gün arkadaşındayken merdivende baygınlık geçirmiş. Kronik bir hastalığı var arada nüksediyor.
Biz o zaman eşimle beraber değildik sadece "annesi düşmüş" denmişti şirkette. Tomografi falan çekilmiş beyin kanamasından şüphe edilip ama çıkmadı.
O arada oğlu bekarken evde yalnız da olabilirdi.

Ben epilepsi hastasıydım. Uzun süredir nöbet geçirmiyorum ama geçip geçmediğinden de emin değilim. Ben de keza yalnızken, otobüste, bütün ailede bir aradayken çok defa bayıldım. Şükrediyorum ki doğumdan sonra yalnız başımayken olmadığına.
Sevdiklerimiz için dua etmekten başka çaremiz yok malesef..

Tabi ki söylediklerinize sonuma kadar katılıyorum.
Ama genede ben sormaktan kendimi alamıyorum. Yani kötü niyetli olmayabilir o kişi de.
 
Sorsan boyleleri de melektir zaten ailesine karşı. Kendi sorunlarını tamamen cozmusler de bir de çevrelerine tavsiye verirler.
 
Back
X