Lorena, benim sözlüm de araştırma görevlisi. Benden başka bir üniversitede. Ben de henüz lisans öğrencisiyim. Senin durumuna en yakın kişiyim belki de.
Tüm samimiyetimle söylüyorum, gerçekten anlayamıyorum seni. Ben de şu an üniversitede hocamın asistanlığını yapıyorum, beraber çalıştığım yüksek lisans öğrencilerinden biri erkek ve sevgilisi var ama çalışma şartlarını az çok bilirsin benimle daha çok vakit geçiriyor, o zaman sevgilisi paralasın beni

Şöyle örnek vereyim geçen sözlümün üniversitesine gittim, çok da severler sözlümü öğrencileri, bi grup öğrenci etrafımızı sardı. 'Hocam çok yakışıyorsunuz, hocam sözlünüz mü?' diyenler mi istersin, bana merhaba deyip gülümseyenler mi :) Arada bir tane öğrenci geldi koşa koşa 'Hocam çıkacaksınız diye çok korktum, ödevle alakalı bir şey soracaktım' dedi. Odada bakalım dediler ikisi gitti ben gitmek istemedim, kalanlarla sohbet ettim. İşlerini bitirip geldiler yanımıza. Ne yapayım şimdi ben kendi ellerimle odaya yollayarak hata mı etmiş oldum.
Ne bileyim ben işin içinde olduğum için mi bilmiyorum bana hiç anormal gelmiyor bu anlattıkların. Benim bölümümde mesela ortak çalışma, grup çalışması, yardımlaşma olmadan bir adım zor ilerlersin. Düşünemiyorum bile çalıştığım-danıştığım insanların sevgilileri böyle olsun. Şükür ki asistanı olduğum hoca bayan diye bile düşünüyorum senin konularını gördükçe.
O yüzden sevgili Lorena, kendine yaparsın, düşünce tarzını değiştir. Akademik hayatın kuralı bu, nişanlın da hoca. Var olduğu müddetçe öğrenciler olacak etrafında. Her öğrencisinden aynı elektriği almayabilirsin, tek tek eleyemezsin öğrencileri. Ve inan bana bunlarla uğraşırken yıpranmaya değmeyecek kadar güzel bir şey insanın hayatı...