- 20 Haziran 2024
- 1.738
- 2.161
- 53
- 49
- Konu Sahibi mahmut abi
-
- #1
Merhaba Hanımlar,
Çoğunuz biliyorsunuz bir sürü konu açtım bununla ilgili şu an ise atacağım adımla ilgili sizlerden bir fikir almak istiyorum.
Konuyu bilmeyenler için buraya bir link bırakıyorum. Kedimin ölüm şekli ve kafamdaki sorular yüzünden çok perişanım.
Şimdi kedimin ölüm nedeni ve o süreçte veteriner ile yaşananlar ile ilgili çelişkili durumlar söz konusu.
1 . Kedimin belirtilerinin ortaya çıktığı ve ölümüne kadar olan 7 aylık süreçte altta yatan kalp hastalığının teşhis edilmemesi ve bu konuda bana hiç bilgi verilmemesi.
( veteriner sadece röntgen çekti ve ortopedik bir sorunu olduğunu söyledi. Kalp ile ilgili gereken tetkikleri yapacak imkanı muhtemelen olmadığından yapılmadı, ancak ölümünden sonra veteriner bir pıhtının sebep olmuş olabileceğini söyledi, daha önce (şüphelendiği halde) beni bu konuda bilgilendirmedi)
2. Veteriner beni kedimin nefes borusuna mama kaçırıp ölümüne sebep olmakla suçladı
(kedimde veterinerin teşhis etmediği bir kalp hastalığı ve bunun sonucunda eyer trombozu vardı. Ve bacağında meydana gelen bu durum, kalpte oluşan bir pıhtının dolaşıma karışarak bacağa giden damarı geçici olarak tıkamasına bağlıydı. Çoğunlukla bu durum ölümcül olup, kedimde pıhtının geçici olması nedeniyle hasar bırakmadan geçiyordu. Ancak bu ataklar daha büyük ve ölümcül bir pıhtının öncü sinyalleri. Nihayetinde öldüğü gece büyük bir pıhtının veya birden fazla pıhtının, akciğer veya kalp damarına isabet etmesi sonucunda ölüm gelişti. Kedinin nefes borusuna mama kaçması sonucunda ölmesi ise tam tıkanma durumda 3-4 dakikada, kısmı tıkanmada ise enfeksiyon ve aspirasyon pnömnisine sebebiyet vermesi sonucunda tedavi edilmez veya tedaviye cevap vermezse 3 haftada gerçekleşir) Kedim 6 saatte öldü.
3. Veteriner yanlış bir işlem uyguladı ve kendi hatasını örtbas etmek için beni suçladı.
(bu benim yorumum, çünkü ben kedim, hızlı nefes alırken, mamasını önüne koydum ve kedi kendi yedi. Veteriner ise kedim hızlı hızlı nefes alırken kedimin ağızına şırınga ile ilaç sıktı. Sonra da “bu kedi böyle nefes alırken mi mama yedi? Nefes borusuna kaçmış” dedi. Şimdi kedinin öyle nefes alırken mama yediğinde nefes borusuna kaçırması olasıdır ancak kedi kendi insiyatifi ile ve başını aşağıya doğru eğerek önünde duran mamayı yedi. Oysa o halde nefes alan bir kedinin ağızına zorla şırınga ile sıkılarak verilen sıvı bir ilacın, nefes borusuna kaçma olasılığı kendi yediği yemeğin kaçma olasılığından çok daha yüksektir. Yine güvenilir kaynaklardan edindiğim bilgiye göre bu şekilde nefes alan bir kediye ağızdan zorla bir şey verilmesi çok riskli ve yanlış bir uygulamaymış. Veteriner o sırada kendi yaptığı hatayı anladı ve bunu örtbas etmek için “senin verdiğin mama nefes borusuna kaçmış” dedi diye düşünüyorum.
4. Nöbetçi hekim gece telefonunu açmadı ve ihmal gösterdi.
(Büyükşehire çok uzak küçük bir ilçede oturuyoruz, hal böyle olunca İlçede gece nöbetçi olan tek veteriner kliniği bu klinik. Telefonla aranması halinde acil durumlar için evi yakın olan veteriner, kliniği gelip açıyor. O gece saat 12’de veterinere gittik. Ancak eve döndüğümüzde kedinin kötüleşmesi yüzünden aradığımda “normaldir, yarın getirin” denildi. Sonra defalarca aramama rağmen 1,5 saat süresince telefonlara yanıt vermedi. Başka veterinerler de cevap vermedi ve ben çaresizce kediyi kucaklayıp insan hastanesine gitmek üzere yola koyuldum. Burası küçük bir ilçe, hayvansever çok, Pazar gecesi nöbetçi ve hayvansever bir doktor belki kedinin durumuna kayıtsız kalmaz yardım eder diye çaresizce hastaneye götürmeye kalktım. Yolda aramaya devam ettim nihayet veteriner telefonunu açtı. Kediyi oksijen kabinine aldı, serum taktı ve kediyi öylece klinikte yalnız bırakıp çıkmamızı istedi. Kendi de kliniği kapatıp eve gitti. Orada kedimle kalmama izin vermedi. Eşimin telefonunu kabine yerleştirip. Benim telefondan whatsapp araması yaptık. Böylece dışarıdan kedinin durumunu izledim. Kedimin nefes almadığı anı görünce veterineri aradım. Nöbetçi bir kliniğin acil bir durum olduğu halde 1,5 saat telefonlara bakmaması ve ayrıca öyle kritik durumda olan bir kedinin izlenmeden yalnız bırakılması kabul edilemez diye düşünüyorum)
5. Sonradan kedimin ölüm nedeni, öldüğü gün uygulanan tedaviler ve hastalığı ile ilgili veterinerden açıklayıcı bilgi alamamam ve çelişkili ifadelerin olması.
(Veteriner, muhtemelen pıhtıydı diyor ama benim mamam boğazına kaçtı mı? Kaçtıysa ölümüne mi neden oldu? Diye sorunca “eeee kendini suçlama, kedi trafik kazası da geçirebilirdi, vadesi gelmiş, sen boğazını sıkıp boğmadın ya” gibi saçma ifadeler, uygulanan ilaçlarla ilgili çelişkili ifadeler kullanılıyor. Kan sulandırıcı iğne yaptım diyor ama o gece iki iğne, ödem sökücü ile ağrı kesici yapmıştı, kan sulandırıcı yaptım demedi.)
Tüm bunların sonucunda:
Ben aylarca perişan oldum. Konularımı okuyanlar biliyor. Hep kendimi suçladım. Büyük bir depresyona girdim. 7 kilo aldım. Eşimle ve insanlarla ilişkim koptu. Eve kapandım, günde 2,5 paket sigara içtim. Hiçbir iş yapamaz hale geldim. Hissettiğim suçluluk duygusu nedeniyle sağlıklı bir yas sürecine giremedim.
Kedim nasıl öldü ben mi öldürdüm? diye kendi veterinerimden sağlıklı bilgi alamadığım için, aylarca gerek başka veterinerlere sorarak, gerek chatcpt, gerek yerli yabancı aspirasyon ve eyer trombozu ile ilgili tüm veterinerlik fakültesi yayınlarını inceleyerek nihayet sonuca ulaştım. Şimdi hiçbir şey yapmamak elim kolum bağlı kalmak içimi acıtıyor.
Onun bana yaptığı gibi veterineri kedimi öldürdü diye suçlamıyorum ama 1. Aylarca kendimi suçlu hissetmeme sebep olmasını, ve bana yaşattıklarını 2. Kendi yaptığı hatalı işlemi örtbas etmek için beni suçlamasını 3. Kedimin böyle büyük bir pıhtıdan kurtulabilme şansının %2 olmasına rağmen belki o hatalı işlem nedeniyle o ihtimali de ortadan kaldırmış olmasının yanı sıra belki yine ölecek olan kedimin o hatalı işlem yüzünden acı çekerek ölmesini hazmedemiyorum.
Şimdi ben ne yapayım? Chatgpt bana veteriner hekimler odası ve tarım ilçe müdürlüğüne verilmek üzere dilekçe örnekleri hazırladı. Ayrıca dava için de yol gösterdi.
Ancak elimde tanık beyanı dışında kanıt da yok. Veteriner vergi kaçırmak için bana fatura kesmedi. İbanına para gönderdim (tabi bu da suç, veteriner de ceza yer ben de yerim, önemli değil). Veteriner uygulanan ilaçlar konusunda bana belge vermez ya da belgeden o hatalı işlemi silerse, 2 ay öncesinin kamera kayıtları da muhtemelen silinmiştir. Yine kanıtlayamam.
Ha yine de tüm bunların sonucunda o kliniğe soruşturma açılır ve şikâyet sicillerine işler. Suçlu bulunursa şayet para cezasına tabi tutulur. Aynı kliniğe bu tarz başka şikayetlerin birleşmesi ile meslekten men? Belki. Peki Kedim geri gelir mi ? hayır. Benim amacım ne? Veteriner hatasını anlasın benden samimi bir özür dilesin bir daha da böyle bir şey başkasına yapmasın. Başka türlü içim soğumaz.
Hukuki bir adım atmadan Veterinerle gidip samimi bir şekilde konuşmayı düşündüm. Ne şekilde konuşacağımı ne söyleyeceğimi de tasarladım. Veteriner hala hatasını kabul edip özür dilemezse elimdeki verilerin eksikliğine rağmen veteriner hekimler odasına ve tarım il / ilçe müdürlüğüne şikayet dilekçesi verme yoluna gidebilirim. Tabi sosyal medyadan da suç sayılabilecek karalama ve olumsuz yorum içermeyen dikkatlice oluşturulmuş yazılar da paylaşarak yaptıklarını cümle aleme duyurabilirim. Eşim düşmen ediniriz buna yapma diyor ama birincil hedefim onlarla konuşmak.
Bu konuda zihnimi toparlayabilmek yaşadıklarımı yazıya dökmek ve sizlerden destek ve yorum alabilmek için bu konuyu açtım. Lütfen kırıcı yorum yazmayın, psikoterapi alıyorum, kendimi toparlamaya çalışıyorum.
Çoğunuz biliyorsunuz bir sürü konu açtım bununla ilgili şu an ise atacağım adımla ilgili sizlerden bir fikir almak istiyorum.
Konuyu bilmeyenler için buraya bir link bırakıyorum. Kedimin ölüm şekli ve kafamdaki sorular yüzünden çok perişanım.
Şimdi kedimin ölüm nedeni ve o süreçte veteriner ile yaşananlar ile ilgili çelişkili durumlar söz konusu.
1 . Kedimin belirtilerinin ortaya çıktığı ve ölümüne kadar olan 7 aylık süreçte altta yatan kalp hastalığının teşhis edilmemesi ve bu konuda bana hiç bilgi verilmemesi.
( veteriner sadece röntgen çekti ve ortopedik bir sorunu olduğunu söyledi. Kalp ile ilgili gereken tetkikleri yapacak imkanı muhtemelen olmadığından yapılmadı, ancak ölümünden sonra veteriner bir pıhtının sebep olmuş olabileceğini söyledi, daha önce (şüphelendiği halde) beni bu konuda bilgilendirmedi)
2. Veteriner beni kedimin nefes borusuna mama kaçırıp ölümüne sebep olmakla suçladı
(kedimde veterinerin teşhis etmediği bir kalp hastalığı ve bunun sonucunda eyer trombozu vardı. Ve bacağında meydana gelen bu durum, kalpte oluşan bir pıhtının dolaşıma karışarak bacağa giden damarı geçici olarak tıkamasına bağlıydı. Çoğunlukla bu durum ölümcül olup, kedimde pıhtının geçici olması nedeniyle hasar bırakmadan geçiyordu. Ancak bu ataklar daha büyük ve ölümcül bir pıhtının öncü sinyalleri. Nihayetinde öldüğü gece büyük bir pıhtının veya birden fazla pıhtının, akciğer veya kalp damarına isabet etmesi sonucunda ölüm gelişti. Kedinin nefes borusuna mama kaçması sonucunda ölmesi ise tam tıkanma durumda 3-4 dakikada, kısmı tıkanmada ise enfeksiyon ve aspirasyon pnömnisine sebebiyet vermesi sonucunda tedavi edilmez veya tedaviye cevap vermezse 3 haftada gerçekleşir) Kedim 6 saatte öldü.
3. Veteriner yanlış bir işlem uyguladı ve kendi hatasını örtbas etmek için beni suçladı.
(bu benim yorumum, çünkü ben kedim, hızlı nefes alırken, mamasını önüne koydum ve kedi kendi yedi. Veteriner ise kedim hızlı hızlı nefes alırken kedimin ağızına şırınga ile ilaç sıktı. Sonra da “bu kedi böyle nefes alırken mi mama yedi? Nefes borusuna kaçmış” dedi. Şimdi kedinin öyle nefes alırken mama yediğinde nefes borusuna kaçırması olasıdır ancak kedi kendi insiyatifi ile ve başını aşağıya doğru eğerek önünde duran mamayı yedi. Oysa o halde nefes alan bir kedinin ağızına zorla şırınga ile sıkılarak verilen sıvı bir ilacın, nefes borusuna kaçma olasılığı kendi yediği yemeğin kaçma olasılığından çok daha yüksektir. Yine güvenilir kaynaklardan edindiğim bilgiye göre bu şekilde nefes alan bir kediye ağızdan zorla bir şey verilmesi çok riskli ve yanlış bir uygulamaymış. Veteriner o sırada kendi yaptığı hatayı anladı ve bunu örtbas etmek için “senin verdiğin mama nefes borusuna kaçmış” dedi diye düşünüyorum.
4. Nöbetçi hekim gece telefonunu açmadı ve ihmal gösterdi.
(Büyükşehire çok uzak küçük bir ilçede oturuyoruz, hal böyle olunca İlçede gece nöbetçi olan tek veteriner kliniği bu klinik. Telefonla aranması halinde acil durumlar için evi yakın olan veteriner, kliniği gelip açıyor. O gece saat 12’de veterinere gittik. Ancak eve döndüğümüzde kedinin kötüleşmesi yüzünden aradığımda “normaldir, yarın getirin” denildi. Sonra defalarca aramama rağmen 1,5 saat süresince telefonlara yanıt vermedi. Başka veterinerler de cevap vermedi ve ben çaresizce kediyi kucaklayıp insan hastanesine gitmek üzere yola koyuldum. Burası küçük bir ilçe, hayvansever çok, Pazar gecesi nöbetçi ve hayvansever bir doktor belki kedinin durumuna kayıtsız kalmaz yardım eder diye çaresizce hastaneye götürmeye kalktım. Yolda aramaya devam ettim nihayet veteriner telefonunu açtı. Kediyi oksijen kabinine aldı, serum taktı ve kediyi öylece klinikte yalnız bırakıp çıkmamızı istedi. Kendi de kliniği kapatıp eve gitti. Orada kedimle kalmama izin vermedi. Eşimin telefonunu kabine yerleştirip. Benim telefondan whatsapp araması yaptık. Böylece dışarıdan kedinin durumunu izledim. Kedimin nefes almadığı anı görünce veterineri aradım. Nöbetçi bir kliniğin acil bir durum olduğu halde 1,5 saat telefonlara bakmaması ve ayrıca öyle kritik durumda olan bir kedinin izlenmeden yalnız bırakılması kabul edilemez diye düşünüyorum)
5. Sonradan kedimin ölüm nedeni, öldüğü gün uygulanan tedaviler ve hastalığı ile ilgili veterinerden açıklayıcı bilgi alamamam ve çelişkili ifadelerin olması.
(Veteriner, muhtemelen pıhtıydı diyor ama benim mamam boğazına kaçtı mı? Kaçtıysa ölümüne mi neden oldu? Diye sorunca “eeee kendini suçlama, kedi trafik kazası da geçirebilirdi, vadesi gelmiş, sen boğazını sıkıp boğmadın ya” gibi saçma ifadeler, uygulanan ilaçlarla ilgili çelişkili ifadeler kullanılıyor. Kan sulandırıcı iğne yaptım diyor ama o gece iki iğne, ödem sökücü ile ağrı kesici yapmıştı, kan sulandırıcı yaptım demedi.)
Tüm bunların sonucunda:
Ben aylarca perişan oldum. Konularımı okuyanlar biliyor. Hep kendimi suçladım. Büyük bir depresyona girdim. 7 kilo aldım. Eşimle ve insanlarla ilişkim koptu. Eve kapandım, günde 2,5 paket sigara içtim. Hiçbir iş yapamaz hale geldim. Hissettiğim suçluluk duygusu nedeniyle sağlıklı bir yas sürecine giremedim.
Kedim nasıl öldü ben mi öldürdüm? diye kendi veterinerimden sağlıklı bilgi alamadığım için, aylarca gerek başka veterinerlere sorarak, gerek chatcpt, gerek yerli yabancı aspirasyon ve eyer trombozu ile ilgili tüm veterinerlik fakültesi yayınlarını inceleyerek nihayet sonuca ulaştım. Şimdi hiçbir şey yapmamak elim kolum bağlı kalmak içimi acıtıyor.
Onun bana yaptığı gibi veterineri kedimi öldürdü diye suçlamıyorum ama 1. Aylarca kendimi suçlu hissetmeme sebep olmasını, ve bana yaşattıklarını 2. Kendi yaptığı hatalı işlemi örtbas etmek için beni suçlamasını 3. Kedimin böyle büyük bir pıhtıdan kurtulabilme şansının %2 olmasına rağmen belki o hatalı işlem nedeniyle o ihtimali de ortadan kaldırmış olmasının yanı sıra belki yine ölecek olan kedimin o hatalı işlem yüzünden acı çekerek ölmesini hazmedemiyorum.
Şimdi ben ne yapayım? Chatgpt bana veteriner hekimler odası ve tarım ilçe müdürlüğüne verilmek üzere dilekçe örnekleri hazırladı. Ayrıca dava için de yol gösterdi.
Ancak elimde tanık beyanı dışında kanıt da yok. Veteriner vergi kaçırmak için bana fatura kesmedi. İbanına para gönderdim (tabi bu da suç, veteriner de ceza yer ben de yerim, önemli değil). Veteriner uygulanan ilaçlar konusunda bana belge vermez ya da belgeden o hatalı işlemi silerse, 2 ay öncesinin kamera kayıtları da muhtemelen silinmiştir. Yine kanıtlayamam.
Ha yine de tüm bunların sonucunda o kliniğe soruşturma açılır ve şikâyet sicillerine işler. Suçlu bulunursa şayet para cezasına tabi tutulur. Aynı kliniğe bu tarz başka şikayetlerin birleşmesi ile meslekten men? Belki. Peki Kedim geri gelir mi ? hayır. Benim amacım ne? Veteriner hatasını anlasın benden samimi bir özür dilesin bir daha da böyle bir şey başkasına yapmasın. Başka türlü içim soğumaz.
Hukuki bir adım atmadan Veterinerle gidip samimi bir şekilde konuşmayı düşündüm. Ne şekilde konuşacağımı ne söyleyeceğimi de tasarladım. Veteriner hala hatasını kabul edip özür dilemezse elimdeki verilerin eksikliğine rağmen veteriner hekimler odasına ve tarım il / ilçe müdürlüğüne şikayet dilekçesi verme yoluna gidebilirim. Tabi sosyal medyadan da suç sayılabilecek karalama ve olumsuz yorum içermeyen dikkatlice oluşturulmuş yazılar da paylaşarak yaptıklarını cümle aleme duyurabilirim. Eşim düşmen ediniriz buna yapma diyor ama birincil hedefim onlarla konuşmak.
Bu konuda zihnimi toparlayabilmek yaşadıklarımı yazıya dökmek ve sizlerden destek ve yorum alabilmek için bu konuyu açtım. Lütfen kırıcı yorum yazmayın, psikoterapi alıyorum, kendimi toparlamaya çalışıyorum.
Son düzenleme: