Buyuk konusmamak gerekmis dayak yiyip oturdum

Zaten bi çok bayan çok büyük konuşuyor yaşamadıkları için. beni aldatırsa asla barışmam, bama vurursa terkederim vs... Ama işte başa gelince öyle olmuyo kimseye de yaşatmasın Rabbim ama öyle bi hale Geliyosun ki aileni düşünüyorsun Allah için sabrediyim belki düzelir diyosun çocuk varsa çocuk için duruyum diyosun da diyosun.
Uzaktan davulun sesi kulağa hoş gelir cnm ..
Ve bu dünyada büyük konuşan her kım varsa (bende dahil bilmeden konuştuğumuz da oluyor )başına gelmeden ölmeyecek...
Ben size tek diyeceğim çalışıyorsanız sevginiz tamamen bitmişse birbirinize karşı aileniz size destek çıkıyorsa çocuğunuza hem anne hem baba olabilecekseniz kesinlikle ayrılın
 
Canimmm cok uzuldum buyuk konusmaktan cok herkesin kaderinde koca dayagi var sanirim karakola git darp raporu iste yada sikayetci ol 9 gumpn uzaklastirma verirler uzme kendini bebegn varmis
 
Sizi gayet iyi anlıyorum.. Başka yapacak bişey bırakmazlar korkarsın gidemezsin seversin gidemezsin o anlarda hiçbir şey yapamazsınız polise git demesi kolay ama yaşayan gidemiyor Rabbim sizi korusun
 

Üstüme alınması gerekenlerden biri de benim sanırım. Dün açılan şiddet konularının hepsine sert yazanlardan biriydim zira.
Ve evet dayak konusunda büyük konuşuyorum. Çünkü ben ömrümde ne annemden ne babamdan bir fiske yemedim, kediyi sevmek için kuyruğundan tutup çektim diye ciddi azar yemiş ceza almış bir çocuk olarak yetiştirildim. Anneannemin bitkisinin uzun olduğu için ucunu kırdım diye anneannem senin saçını çeksek canın acır dimi onun da canı var acıtamazsın derdi. Bu kadar empatiyle ve şiddetten uzak yetiştirilmiş bir insan evladı olarak diyorum bunu benim en keskin kırmızı çizgimdir şiddet.
Her lafa "kınadığını yaşamadan ölmezsin" denmesi bana fenalık getiriyor artık. Ben asla şiddet görmem demiyorum ki. Olur belki bir gün bir insanlıktan nasibini almamışla karşılaşır şiddete maruz kalırım. Ama bu insan her kim olursa olsun beni bir daha göremez bırakın aynı evi paylaşmayı. Büyük konuşmaksa dibine kadar konuşurum. Çünkü şiddete rağmen kalırsam bana bebekliğimden itibaren öğretilenlere ihanet etmiş olurum. Ölmüş yada yaşayan aile büyüklerim için kalmam yani.
Her asla diyene de bilip bilmeden yapıştırmayın şu klişe ötesi lafı lütfen.
 
Hayır.
Aldatılırsak veya dayak yersek "ay ben büyük konuştuydum" deyip susacağız.
Devam ederse ancak aksiyon alabiliriz. Çünkü büyük konuşuyoruz, adam benimle evliyken gidip elin kadınıyla sevişirse ayrılırım diyoruz Allahım ne büyük konuşmaktır bu!
 

Tuhaf bir tatmin sağlıyor kullananlara o söz.
Kınadığını yaşamadan ölmiceksiin taam mııı??
Geçenlerde yarı yaşımda bir kız çocuğu kaçıp evlenmiş falan o diyor kınamayın beni yoksa yaşamadan ölmezsiniz. Ben o yaşları da geçtim evlendim de şimdi kınadım diye kocamdan kocaya mı kaçacağım yani?
Gelen eleştirileri hafif bir tehditle önlemek için yapılıyor aslında bu ona sinirleniyorum ben. Gizli beddua için için sevinip diyor bunu.
 
Yok sizin kızınız kocaya kaçacak. Eğer sizin başınıza gelmesi mümkün değilse yakınınızın gelir. Mekanizma böyle işliyor.

Hayır ben de büyük konuşulan şey başımıza geliyor diyorum ama her şey de değil yani. Bu mantıkla hayatta hiçbir şeye karar veremiyoruz yani. O zaman forumdaki her kadın da kocasını aldatır, niye "ben aldatmam" diyorlar e büyük konuşuyorlar?

Aynen doğru diyorsunuz, gizli beddua.
"Başına gelsin de gör" diyemiyorlar da "kınıyorsun başına gelecek", "büyük konuşuyorsun başına gelecek" oluyor.

Madem öyle forumda şiddet görüp veya aldatılıp ayrılan kadınları hangi kefeye koyalım? Niye bu kadar ütopik geliyor bir insanın kendisini aldatan veya döven insandan ayrılabileceği anlamıyorum.
 

Onun için de konu açıldı bugün. Kocası aldattığında susan oturan refah içinde otururken kocasını affetmeyen sefillik içinde yüzmüş ve hatta kocası aldattığı kadınla evlenmiş. Onda da boşanmak adama ödül otur her şeyi sindirip yutup diyorlar.
Zaten ben onu anlamıyorum ya buradaki bazı kadınlar bilinçli yada bilinçsiz erkeğe çalışıyor resmen. Aldatıldın sus otur sakın boşanma, dayak yedin olsun düzelir kesin düzelir emek ver.
Kadın her tür hakareti işkenceyi çeksin görevleri bu diyorlar. Burada da erkeğe hizmet ediyorlar.
Bir iki boşan diyen olursa da ya bekar ya çocuğu yok ne anlar o diyorlar. Es kaza hem boşan diyor hem evli ve çocukluysa başına gelir bak sus diye gizli bir beddua savruluyor.
Biz yaptık mutsuz olduk komple hepimiz mutsuz olalım mı diyorlar, amaçları ne daha çözemedim.
 

İstismara ugrayan ya da zorla kaçırılan bazı kadınlar bizim gözümüzde celladına aşık olmuş mazoşistler olarak algılansa da çoğunun yaşadıgı şey sistematik bir biçimde psikolojik ve fiziksel şiddete, işkenceye maruz kalma sonucunda psikolojilerinin bozulmasıyla ilgili. Zaten mune hanım'ın belirttigi stockholm sendromu da böyle birşey, bu dönüşüm için illa amerikan filmlerindeki gibi sapıklarla muhatap olunması gerekmiyor.
Bu durum çocuklukta da başlayabilir, dayakçı babayı rol model alan çocuk ergenlik sonrası bunu normalleştirme egiliminde de olabilir mesela. Dış çevreden nasıl etkilendigine göre degişir, işte bu noktada da buradaki yorumlar önemli bence.
Yani demek istedigim onları kendi düşünce yapımızla kıyaslamamamız gerektigi. Aynı geçmişe ya da şu an aynı psikolojiye sahip insanlar degiliz ki sevişmelerini anlayalım. Ama bu anlamadıgımız şeyler üzerinden yargılamak, aşagılamak yerine tedavi olmasını ve bunun normal olmadıgını kendimizden örneklerle anlatabiliriz belki?
Sonuçta özel hayatından bahsettigi kapı komşusu da farklı bir hayat yaşamıyor ki? Bu durumda neden normallestirmesin, onun yaşadıgı topluma göre de bu normal. Dünya büyük falan degil, herkes kendi kısırlaştırdıgı dünyasına göre ilişkiler kuruyor.

Kısmen eski bir üyeyim ve iptal yaptırdıgım için bu benim ikinci üyeligim sayılabilir. Nedenlerimi açıklamak şimdilik istemiyorum, zaten yönetimin de bilgisi var.
Şunu söylemek için bu bilgiyi paylaştım, bir çok konuda dayak yemesine ragmen "napayım ama seviyorum" diyen kadınlara o kadar aşagılayıcı şeyler yazıldıgını gördüm ki... Sinirlenmeyi anlıyorum, kaç kez ekranı kapatıp gittigimi biliyorum ama sırf kendini yeterince savunamıyor diye yol göstermek yerine buradaki kadınların kendi egolarını tatmin edercesine sözlü saldırıda bulunmalarını da ben anlayamıyorum. Hadi o kadın şiddeti normalleştirmişmiş, peki ya buna karşı çıkan bizler ne yapmış oluyoruz?
O kadın başka türlü sevilmeyi görmemiş ki hayatında, babasının annesini 3 ögün döverken sevdigini zannetmiş mesela, bugun de onları taklit ederek bir hayat yaşıyor. Ya da sevgisinden en şüphe duymayacagı kişi olan annesi her saniye hırsını ondan çıkarmış, yatagını düzgün toplamadı diye terligi yemiş. Bugun ülkemizde cogu kişinin belki gülerek cocuklugundan anlattıgı bir hikaye ama bizim düşünce yapımızdaki bu sorun zaten o günlerden başlıyor...

Fakat başka yorumlara denk geldikçe farkettigim şey daha da tuhaf gelmişti. Burada sinirlerine hakim olamayan üyelerin o kadının kocasına olan öfkelerini sırf ayrılmıyor diye yine o kadından çıkarmalarının yanı sıra o kadınla benzer hayatı yaşamalarına ragmen psikolojik şiddetin bir parçası olarak yazan nefret dolu mesajlara sahip kadınlar var ve biraz dikkatle okudugumuzda aslında öfkelerinin üyeye degil, benzerlikten ötürü ses çıkaramayan kendilerine oldugu da ortaya çıkıyor; aynadaki yansımasına ne kadar tipsizsin diye kızmak gibi birşey düşünebiliriz.
İlk başta bu durum her ne kadar sıkıntılı gelse de bir yandan o okudukları yorumlardan etkilenerek -henüz gerçeklige yansıtamamış da olsalar- düşüncelerindeki degişimin acaba somut bir örnegi olabilir mi diye düşünüp tam inancımı kaybetmişken umutlanıyorum.

Yani degişim her zaman var, bunun iyi ya da kötü mü olacagını bilemeyiz ama bunun olumlu yönde olmasını saglamak için katkı sunmak da bizim elimizde.
 
Dediklerinizin büyük kısmına katılıyorum.
Ancak bu kadar normalleştirmelerinin nedeninin, bu durumlarının tepki almaması olduğunu düşünüyorum. Bu normal değil, bu kimsenin kabul etmesi gereken bir durum değil. Bunu ne kadar çok insandan duyarlarsa, o kadar iyi olacağını düşünüyorum.

Çok açık söylüyorum, bunun normal olmadığını bildiği halde "ama seviyorum"a sığınan kadınları hoş görmüyorum. Daha önce de söyledim, imkanı olmadığı için katlanan kadınlar işin hazin ve ayrı bir boyutu ve onlara asla lafım olmaz. Ama imkanı olduğu halde, ya da kendini kurtarabileceği halde dayak yemeyi seçiyorsa, orada bu kendi seçimidir ve herkes kendi seçimini yaşar. Dayak yemeyi kendi seçen bir kadın için üzülmem.

Bu konu özelinde konuşuyorum, konu sahibi dayak yemesinin normal olmadığını, olmaması gerektiğinin farkında. "Kocamdır döver"cilerden değil. Buna rağmen yaklaşımı "şiddetli kavga sonrası mükemmel seks" ise, ben konu sahibi için de üzülmem.

Sert veya yanlış bulabilirsiniz, anlarım, ancak benim fikrim bu.
 
+1
İki gündür dayak konularında eleştiri-sözlü şiddet kavram kargaşası hakkında yazmayı nedense görev edindim kendime. İkisi çokça karıştırılıyor çünkü burada.

Mesela yukarıda ben de sert yazdım üzerime alınmalıyım diyen elvanelvan88'in yorumları var (bu arada, kınadığını yaşamadan ölmeyeceksin lafı boş bir safsatadır üstünde durmaya bile değmez). Her üyenin her yorumunu takip etme imkanım yok tabi ama şimdiye kadar elvanelvan88'in aşağılayarak rencide ederek ego tatmin eden bir yorumuna denk gelmedim. Bafelix vardı mesela uzun zamandır uğramıyor o da eleştirel yorumlar yapardı ama sözlü şiddet uygulamadan. Böyle yorumlar başka pencereleri de gösteren birer eleştiridir, canımlı cicimli yazılar değildir fakat dikkate alınması faydalı olur.

Gelgelelim başka bir güruh daha var hiç eğip bükmeyeceğim bildiğin terbiyesizler. Nasılsa ekran başında çekindiği bişey yok, kendi eksikliğini başkasını aşağılayarak hakaret ederek kapatmaya çalışıyor kimisi, egosunu öyle tatmin ediyor, karşısındaki insanı zedelemesi pek önemli değil. Sorsan iyiliği için öyle diyordur, iyilik de yaramıyordur canım aaa. Yesin dayağını otursundur o zaman. Görünüşe göre hak ediyordur zaten.
 

Normalleştirme ya da yaşadıkları şeyleri kanıksamış olmalarına kimse tepki vermesin vb birşey demiyorum ki. Aksine üstüne basa basa normal olmadıgını soylemek gerekiyor ki bahsettigim gibi dış çevreden olumlu bir geri dönüş saglanmış olsun.
Fakat bunu yaparken şiddetin bir parçası olma noktasında özen gösterilmesi gerektigini düşünüyorum, buna sadece o kadınlar icin degil kendi benligimiz için de dikkat edilmesi gerektigini söylüyorum.
Çünkü başkalarını dönüştürecegiz derken ve onlar kendi hayatlarına kaldıkları yerden devam ederken anlayamadıgımız ve o sinirle yazdıgımız her saniye bu değişimi biz kendimiz yaşamış oluyoruz, üstelik onların eşleri ile benzeşerek.

Herkesin görüsü farklıdır tabii ki ama hepsine saygı duyulmalıdır gibi bir düşüncem hicbir zaman olmadı ve insanlar eleştirilerinde pozitif bilimden yana oldukları sürece her türlü tartışmanın geliştirici olduguna inanıyorum. Dolayısıyla buradaki üyelerin birbirini yanlışlaması onların, benim ya da sizin haksız olduguna dair bir yargı oluşturmaz bence, karşılıklı 1'lerin birbirini götürmek yerine hepsinin toplanarak daha büyük sayılara ulaşmanın da bir seçim oldugunu söylüyorum sadece.

"stockholm sendromu" ndan bahsedilirken tam da onunla ilgili olarak yaşanılan zevk alma durumunu anlamadıgınız için kızdıgınızı yazdıgınız dolayı alıntılamıştım, neyi nasıl yazmanız gerektigini söylemek için değil.
Yoksa neye üzülüp üzülmeyeceginiz ya da nasıl bir yorum yapacagınız tamamen size kalmış, kimsenin müdahale etme hakkına sahip oldugunu da düşünmüyorum.
 

Yorumunuza katılıyorum ama o rahatsız oldugumuz yorumların ardını biraz kurcaladıgımızda bir cogunun aynada kendi yansımasına kızan kadınları olusturdugunu da görüyoruz.
Kimisi de hayatlarını olumsuz etkileyen kadınları, komşuyu, anneyi, kayınvalideyi, büyükanneyi ya da patronu görüp geçmişe dönük öfkesini burada çıkarıyor bence.

Bu arada yeri gelmişken belirteyim sert algılanan yorumlara olan eleştiriler altında birleşip "işte bunlar kınadıgını yaşamadan ölmeyecekler cınım" diyenlerin artmasına ilişkin bir temenni degil benimki de.
 

Hayatımın hiç bir döneminde şiddetle karşılaşmayan şanslı azınlıktayım. Ne aileden ne öğretmenden ne de herhangi bir eski sevgiliden şiddet görmedim. Aynı şekilde ailemde de şiddet hiç görmedim. Yani babam annemi falan dönmedi.
Bana fazla dramatik bir tespit geldi yansıttığımızı düşünmeniz.
Kendi adıma şiddet kime uygulansa ciddi anlamda deliriyorum. Sokakta kedi tekmeleyenle de tartışıyorum, orantısız güç uygulanmasıyla böbürlenen polis arkadaşımla da tartıştığım ve görüşmeyi kestiğim oldu. Çocuğum nasılsa bana muhtaç karşı da gelemez diye terbiye adı altında pataklanmasına da tahammül edemem. Ama herhangi bir yansıtma yok dediğim gibi şanslı bir insanmışım hiç ama hiç görmedim bir yansıtma söz konusu olamaz.
Ben sadece herhangi bir canlıya sinirle yada başka kötü duygularla kasıtlı olarak zarar verilmesine tahammül edemiyorum. Yavru yada yetişkin dişi yada erkek şiddet yüzünden onuru kırılan bir insanla empati kuruyorum yaşamadığım halde yaşasam çok üzülür çok utanır ve çok hırslanırdım diyorum ve kimse bunu ona yaşatamaz diye onun adına sinirleniyorum.
İlla biriyle empati kurmak için yaşamak gerekmiyor. Yada bir konuda hassas olmak için illa travmamızın olmasına gerek yok bence. Sadece canlılara değer verdiğimiz için de bu kadar hassas olabiliriz bence.
Ekleme: Nasıl ki anne değilim ama çocuğu ölen annelerin korkunç acı çektiğini hissedip onlarla beraber ağlayabiliyorsam şiddet mağdurunun da hislerini tahmin edebiliyorum. Bu yansıtma teoriniz fazla romantik geldi bana
 

Alıntı yaptıgım üye sert yorum ile psikolojik şiddet arasında bir ayrım koyuyordu ki zaten siz de begenmişsiniz o yorumu. Ben de katıldıgımı söyledim ve ekleme yaptım.
Sizin yorumlarınızı okumuştum ve yine alıntıladıgım mesajda belirtildigi gibi onlar arasında yer almadıgınıza da katılıyorum.
Dolayısıyla neden üzerinize alındıgınızı anlamadım ama karışıklık olduysa da şimdi açıkladıgımı düşünüyorum.

Hassas olmak icin bir travmanın gerekmedigine ve diger yazdıklarınıza da kabul ediyorum. Aksi taktirde önce özeleştiri yapmam gerekirdi zaten.
 

Genel bir yorumdu yazdığınız yansıtma mesajı ,ben de başından beri şiddete sert yorumlar yazıyorum üstüme alındım açıkçası.
 
Valla kim kime ne diyor karıştı iyice ortalık :)

Psikolojik şiddet uyguladığını düşündüğünüz üyelerden biri isem, en azından şahsım bazında, yansıtma teorinizin doğru olmadığını söylemem gerek.
Hayatım boyunca bırakın ailemi, öğretmenlerimden bile fiske yemedim. Ne ailemin evliliklerinde, ne arkadaşlarımın evliliklerinde şiddete şahit oldum. Dolayısıyla bu anlamda başka üyelerin üzerinden gidermeye çalıştığım bir travmam yok. Bilakis ailem tarafından birisinin bana vuramayacağı öğretilerek büyütüldüm, ki annem televizyonda bile izlerken "kocan sana el kaldıracak ha, o adamı paralarım ben" der.
Bu nedenle kendi şiddet travmamı yansıtmıyorum. Aksine, bir insanın kendi rızasıyla buna maruz kalmasına itiraz ediyorum.
 
Genel bir yorumdu yazdığınız yansıtma mesajı ,ben de başından beri şiddete sert yorumlar yazıyorum üstüme alındım açıkçası.

Bir önceki yorumumda da aslında belirtmiştim, yorumcuları da mevcut duruma sinirlenerek yazanlar ile özünde kendisine kızanlar olarak ayırmıştım, onun devamı niteligindeydi biraz.

Bu arada çok teorik kalacak belki ama şiddetin öyle agırbaslılık ve nezaketle önlenecek birşey oldugunu düşünen biri degilim zaten. Dolayısıyla sert yorum yapılmasını da eleştirmem.
Yoksa sabırlı veya naif kadınların eşlerinin şiddetten ve kendilerinden tiksinen insanlara dönüşmesi beklenirdi ama bir çok örnekte gördügümüz üzere birşey elde edemiyorlar.
İstisna sayılanlara ise ne güveniyorum ne de eşleri sayesinde degistigini zannediyorum. Olsa olsa korkularının yön degistirmesi ile ilgilidir bence.
Fakat bu noktada da kızdıgımız durumlar ile öfkemizin asıl sahibinin birbirinden ayrılması gerektigini düşünüyorum. Bu sadece karşımızdaki kişi degil kendimizi korumak için de gerekli bence.
 

Zaten genelde herkes şiddeti savunmuyorsa kocaya kızıyor ve kurtul ondan diyor.
Ekstrem tipler artık kocam bir melek sabrettim kazandım falan diyorsa ancak o zaman yorumlar kadına dönüyor gördüğüm kadarıyla.
Yalan söyleyemem bu tip dayakçı kocaları koruyan aslında harika baba muhteşem koca düzeldi denmesine ben de inanmıyorum pek ondan sanırım sertleşiyor yorumlarım. Ama sertleşirken de aslında ya yine yaparsa ya bu sefer çocuklara da bulaşırsa şiddet nasıl güvenip devam edilir endişesi.
 

Aslında tek tek belirtmeme gerek olmamalı ama madem birşey dedim açıklamayı farazi bir örnek üzerinden yapayım.
Sizin gizli gizli dayak yiyip sonra da buradaki kadınlara "ne kadar aşagılık bir kadınsın, bunu yapan da kabul eden de hayvandır" vb cümleler kuracak ya da bunun üzerinde populizm arayışında olacak bir üye olmadıgınızı düşünüyorum.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…