- 12 Ağustos 2016
- 349
- 179
- 103
- 27
- Konu Sahibi Zorzamanlarimdayalnizim
-
- #101
Hanımlar,
şiddet gören ve sonrasında kabullenen kadınlara kızıyor, bunları anlattıkları, şiddeti normalleştirdiklerini söyleyip kızıyorsunuz, tamam haklısınız ama burada anlatmazlarsa, nereye başvurabileceklerini, ne yapmaları gerektiğini asla öğrenemezler ki.
Şiddete kızıyoruz ama şiddete maruz kalan kadınlara sözlü şiddetle yanıt veriyoruz, evinde eşinden, burada kızan hemcinslerinden tepki görmekten korkuyorlar.
Şiddet öyle birşey ki bir kadın eşinden şiddet gördüğünü etraftan saklayacak kadar utanıyor, çevremde kimi arkadaşım kimi komşum olan kadınların şiddet gördüklerini ayan beyan anlamama rağmen bana verdikleri, ki ben sormadan cevap verirlerdi hep klasik cevaplardı, kimi havuz kenarında düştüğünü, kimi kapıya çarptığını söylerdi izleri açıklamak için.
Kendine bile itiraf edemedikleri gerçeği bir başkasına söylemek zordur, çevrende de sürekli şiddet görenler varsa ve sana ne yapacaksın işte seviyor ama arada sinirleniyor, bende çok üstüne gittim sinirlendi vurdu sözlerini duyan bir kadın bunu herkesin yaşadığını düşünmesi ve susması normal, çünkü o çevresinden böyle tepkiler alıyor, benzer hayat hikayeleri dinliyor, bir süre sonra da şiddetin suçlusu olarak kendini görüyor, eşinden türlü hakaretler işiten şiddet gören biri bana böyle savunmuştu yaşadıklarını, ki konu sahibesi çocuğunun endişesiyle susuyor, bana eşinin uyguladığı şiddeti itiraf eden kadınınsa ne çocuk bağı var, ne de ekonomik bağımlılığı ama ayrılmıyor işte.
Bizler, şiddete ölesiye karşı çıkıp tepki gösterenler en azından burada yazdıklarımızı okuyan genç kızlara, evli hemcinslerimize şiddetin haklılığı olmadığını, şiddete maruz kalırlarsa ne yapmaları, nerelere başvurmaları gerektiğini anlatsak yazılanlar rehber olsa olmaz mı?
Bir kadın bile yazılanlardan güç alsa, hayatını yeniden kursa güzel olmaz mıydı?
Suçlamak kolay, şiddete sessiz kalanı suçlayalım birlikte ama bir yararı olmuyor, aksine anlatıp yol göstermemizi isteyenlerin cesaretini kırıyoruz gibi geliyor bana.
İyi de mune ablacım. Sapla samanı karıştırmamak gerekmez mi?Hanımlar,
şiddet gören ve sonrasında kabullenen kadınlara kızıyor, bunları anlattıkları, şiddeti normalleştirdiklerini söyleyip kızıyorsunuz, tamam haklısınız ama burada anlatmazlarsa, nereye başvurabileceklerini, ne yapmaları gerektiğini asla öğrenemezler ki.
Şiddete kızıyoruz ama şiddete maruz kalan kadınlara sözlü şiddetle yanıt veriyoruz, evinde eşinden, burada kızan hemcinslerinden tepki görmekten korkuyorlar.
Şiddet öyle birşey ki bir kadın eşinden şiddet gördüğünü etraftan saklayacak kadar utanıyor, çevremde kimi arkadaşım kimi komşum olan kadınların şiddet gördüklerini ayan beyan anlamama rağmen bana verdikleri, ki ben sormadan cevap verirlerdi hep klasik cevaplardı, kimi havuz kenarında düştüğünü, kimi kapıya çarptığını söylerdi izleri açıklamak için.
Kendine bile itiraf edemedikleri gerçeği bir başkasına söylemek zordur, çevrende de sürekli şiddet görenler varsa ve sana ne yapacaksın işte seviyor ama arada sinirleniyor, bende çok üstüne gittim sinirlendi vurdu sözlerini duyan bir kadın bunu herkesin yaşadığını düşünmesi ve susması normal, çünkü o çevresinden böyle tepkiler alıyor, benzer hayat hikayeleri dinliyor, bir süre sonra da şiddetin suçlusu olarak kendini görüyor, eşinden türlü hakaretler işiten şiddet gören biri bana böyle savunmuştu yaşadıklarını, ki konu sahibesi çocuğunun endişesiyle susuyor, bana eşinin uyguladığı şiddeti itiraf eden kadınınsa ne çocuk bağı var, ne de ekonomik bağımlılığı ama ayrılmıyor işte.
Bizler, şiddete ölesiye karşı çıkıp tepki gösterenler en azından burada yazdıklarımızı okuyan genç kızlara, evli hemcinslerimize şiddetin haklılığı olmadığını, şiddete maruz kalırlarsa ne yapmaları, nerelere başvurmaları gerektiğini anlatsak yazılanlar rehber olsa olmaz mı?
Bir kadın bile yazılanlardan güç alsa, hayatını yeniden kursa güzel olmaz mıydı?
Suçlamak kolay, şiddete sessiz kalanı suçlayalım birlikte ama bir yararı olmuyor, aksine anlatıp yol göstermemizi isteyenlerin cesaretini kırıyoruz gibi geliyor bana.
+1İyi de Mune, burada eşinden şiddet görüp "ne yapayım" diye yardım isteyen çok kadına yardımcı olundu. Kimseye de tepki verilmedi. Aksine avukat üyeler bile başlığa dahil oldu, yazıp çizdi.
Tepki verilemez de zaten. Şiddet görmek, dayak yemek kadının suçu değil ki kadına tepki verilsin. Aksine gayet güzel yapabilecekleri anlatılıyor. Bunu çekmek zorunda olmadığı, varsa çocuğunun da nasıl etkileneceği vs hepsi sayfalarca yazılıyor. Buna kimsenin itirazı yok.
Ama "yok ben dayak yedim, affettim sustum senelerce de bakın eşim düzeldi çok mutluyuz", "efendim beni caddelerde kovaladı, ağzımı burnumu kırdı ama sonunda mutlu bitti çocuğumuz da var oh ne güzel" başlıkları bunun tam tersi.
Bunların hepsinde verilen mesaj -amaçlanan o olmasa da- "dayak yiyorsanız sabredin bak eninde sonunda düzeliyorlar" oluyor. O zaman daha önce yazılmış her şey de anlamsızlaşıyor çünkü sen de biliyorsun ki dayak yiyen kadınlar genelde "susayım affedeyim belki düzelir" eğiliminde oluyor.
Ben kendi adıma bu başlıkları okuyup "ağzımı burnumu kırsa da eşimdir, ben susayım dayanayım belki beş sene sonra dövmekten vazgeçer" diye düşünebilecek bir kişi bile olması ihtimaline karşın bu tip başlıklarda tepkimi göstermekten kaçınmak istemiyorum.
Kendileri isterlerse susabilirler, affedebilirler, dayakçı kocalarıyla barışıp mutluluk pozları da verebilirler, beni ilgilendirmez. Ama bunu "iyi örnek, mutlu son" olarak lanse ederlerse birçok kadının da günahına girerler.
Ne dünkü iki başlıkta, ne bu başlıkta yol gösterilmek istenen falan yok ki.
+1İyi de Mune, burada eşinden şiddet görüp "ne yapayım" diye yardım isteyen çok kadına yardımcı olundu. Kimseye de tepki verilmedi. Aksine avukat üyeler bile başlığa dahil oldu, yazıp çizdi.
Tepki verilemez de zaten. Şiddet görmek, dayak yemek kadının suçu değil ki kadına tepki verilsin. Aksine gayet güzel yapabilecekleri anlatılıyor. Bunu çekmek zorunda olmadığı, varsa çocuğunun da nasıl etkileneceği vs hepsi sayfalarca yazılıyor. Buna kimsenin itirazı yok.
Ama "yok ben dayak yedim, affettim sustum senelerce de bakın eşim düzeldi çok mutluyuz", "efendim beni caddelerde kovaladı, ağzımı burnumu kırdı ama sonunda mutlu bitti çocuğumuz da var oh ne güzel" başlıkları bunun tam tersi.
Bunların hepsinde verilen mesaj -amaçlanan o olmasa da- "dayak yiyorsanız sabredin bak eninde sonunda düzeliyorlar" oluyor. O zaman daha önce yazılmış her şey de anlamsızlaşıyor çünkü sen de biliyorsun ki dayak yiyen kadınlar genelde "susayım affedeyim belki düzelir" eğiliminde oluyor.
Ben kendi adıma bu başlıkları okuyup "ağzımı burnumu kırsa da eşimdir, ben susayım dayanayım belki beş sene sonra dövmekten vazgeçer" diye düşünebilecek bir kişi bile olması ihtimaline karşın bu tip başlıklarda tepkimi göstermekten kaçınmak istemiyorum.
Kendileri isterlerse susabilirler, affedebilirler, dayakçı kocalarıyla barışıp mutluluk pozları da verebilirler, beni ilgilendirmez. Ama bunu "iyi örnek, mutlu son" olarak lanse ederlerse birçok kadının da günahına girerler.
Ne dünkü iki başlıkta, ne bu başlıkta yol gösterilmek istenen falan yok ki.
ben mutluyum :)Evli insanlarin bir tanesinden bile ben cok mutluyum sozunu hic duymadim evlenmeye korkuyor insan artik
sizin gibi insanlara çok sinirleniyorum.. bi de attığınız başlığa bakın.. öyle bi adamla evli kalmaya devam ettiğiniz sürece zaten gazete haberi olursunuz yakın zamanda.. Allah bize akıl vermiş fikir vermiş.. eliniz ayağınız tuttuğu sürece de çaresiz falan olduğunuza inanmıyorum.. kendinizi de bizi de kandırmayın.Evet ben çevremde eşinden dayak yiyenleri gördüğümde yada burdan okuduğumda ben asla katlanmam çeker giderim ne olursa olsun diyordum.. ama olmuyormuş bende gidemiyormuşum. Bunu söylemek bana ne kadar koysada ne kadar acı çeksemde evet gidemedim.. yeni değil bir kaç zaman öncesinde bana 2 seneyi aşkın evliliğimde bir kez bile küfür etmeyen eşimden SEBEPSİZ SAÇMA birsey yüzünden haksız yere öyle bir dayak yedim ki. Heryerım kıpkırmızı oldu gidecektim evet ama beni öylr şeylerle tehdit ettiki.. dünyamla (bebegimle) tehdit etti. Alir kacirir ve gostermezdi asla birdaha yapamaz demeyin asla tahmin edemeyeceginiz biri yapar kacirir ve bir daha asla gostermezdi eminim. O yuzden gidemedim.....
Cocugumu alip cikmaya calistigimda ise bicak cekmisti eger ki durmasaydim gercekten belkide televizyona haberim cikacakti..... o dayagin aksami basim zonkluyordu resmen siddetin etkisinden ve hep kustum hic boyle olmamistim.. siddet izinin fotograflarini cekmistim herkese gostercektim ki telefonu kirmaya kalkti ve sildi
O kadar sindiremiyorum ki o kadar bastiramiyorum ki ve hic mi hic kimseye anlatamiyorum....
Siz siz olun siddet karsisinda benim gibi susup pusmayin benim gibi bir sebebiniz olmadigi taktirde...
Sadece icimi dokmek istedim..
Ozur dilerim herkesten kotu bir ornek olduysam.
İyi de Mune, burada eşinden şiddet görüp "ne yapayım" diye yardım isteyen çok kadına yardımcı olundu. Kimseye de tepki verilmedi. Aksine avukat üyeler bile başlığa dahil oldu, yazıp çizdi.
Tepki verilemez de zaten. Şiddet görmek, dayak yemek kadının suçu değil ki kadına tepki verilsin. Aksine gayet güzel yapabilecekleri anlatılıyor. Bunu çekmek zorunda olmadığı, varsa çocuğunun da nasıl etkileneceği vs hepsi sayfalarca yazılıyor. Buna kimsenin itirazı yok.
Ama "yok ben dayak yedim, affettim sustum senelerce de bakın eşim düzeldi çok mutluyuz", "efendim beni caddelerde kovaladı, ağzımı burnumu kırdı ama sonunda mutlu bitti çocuğumuz da var oh ne güzel" başlıkları bunun tam tersi.
Bunların hepsinde verilen mesaj -amaçlanan o olmasa da- "dayak yiyorsanız sabredin bak eninde sonunda düzeliyorlar" oluyor. O zaman daha önce yazılmış her şey de anlamsızlaşıyor çünkü sen de biliyorsun ki dayak yiyen kadınlar genelde "susayım affedeyim belki düzelir" eğiliminde oluyor.
Ben kendi adıma bu başlıkları okuyup "ağzımı burnumu kırsa da eşimdir, ben susayım dayanayım belki beş sene sonra dövmekten vazgeçer" diye düşünebilecek bir kişi bile olması ihtimaline karşın bu tip başlıklarda tepkimi göstermekten kaçınmak istemiyorum.
Kendileri isterlerse susabilirler, affedebilirler, dayakçı kocalarıyla barışıp mutluluk pozları da verebilirler, beni ilgilendirmez. Ama bunu "iyi örnek, mutlu son" olarak lanse ederlerse birçok kadının da günahına girerler.
Ne dünkü iki başlıkta, ne bu başlıkta yol gösterilmek istenen falan yok ki.
İyi de mune ablacım. Sapla samanı karıştırmamak gerekmez mi?
Bu kadın "şiddet gördüm napmam gerek" dese eminim herkes yardımxı olurdu. Avukat arkadaşlar bile süreci anlatırdı. Nitekim böyle konular da oldu.
Ama bu kadın resmen ben dayak yedim ama şimdi mutluyum dayak yerseniz susun oturun nasılsa düzelir diyor. Bunun aynısı iki konu daha açıldı. Şiddete ses çıkarın susmayın demiyorlar. Onlarca kamu sporu yapılırken aradan üç kişinin çıkıp ama ben dayak yedim şimdi mutluyum ehehe demesine sinir oluyor insanlar.
Kaldı ki kadın yardım istememiş ki bizden. Eşinin şimdi nasıl melake olduğunu anlatmış diğer iki konuda da olduğu gibi. İnsanların tepkisi buna
Şiddete kızıyoruz ama şiddete maruz kalan kadınlara sözlü şiddetle yanıt veriyoruz
Ben çoğu kadının bizim tepkilerimizden korktuğu için hayatını anlatmadığını düşünüyorum gülüm, özelden bana yazan dertleşen kadınlar oluyor, bu çıkarımı onlara dayanarak yaptım aslında.Bunu hiç düşünmemiştim. Arada çocuk yoksa ben genelde sert yazmamaya çalışıyorum ama çocuk olunca sanki onun hakkını savunmam gerekiyor gibi geliyor.
güçlü gibi görünüyor bazısı ama yazdıklarıyla yaptıkları birbirine uymayan hayatlar olduğunu düşünüyorum.
Ben çoğu kadının bizim tepkilerimizden korktuğu için hayatını anlatmadığını düşünüyorum gülüm, özelden bana yazan dertleşen kadınlar oluyor, bu çıkarımı onlara dayanarak yaptım aslında.
Zaten kötü giden hayatlarını çevrelerini anlatamayınca siteye geliyorlar anlatabilmek, seslerini duyurmak için tepki görünce susmayı tercih ediyorlar, güçlü gibi görünüyor bazısı ama yazdıklarıyla yaptıkları birbirine uymayan hayatlar olduğunu düşünüyorum.
Ki böyle birine de şahit oldum burada, kadın dışardan çok güçlüydü, dünyayı sallar diyordum ama konu eşinin yaptıkları olunca çocuğunun endişesiyle susup kaldı.
Yazdıklarım yanlış anlaşılsın istemem, ben hiçbirinize neden bu kadınlara böyle diyorsunuz demiyorum, eleştireceğiz, soracağız, hayatı hakkında fikir edinmeye çalışacağız ama kadınların korktuklarını, cesaretleri olmadığını da hesaba katmamız lazım.Ben elimden geldiğince genel durumunu öğrenmeye çalışıyorum. Mesleği var mı? Ailesi destek mi? gibi. Eğer bu gibi durumlar yoksa çok yüklenmemeye çalışıyorum. Herkes kadın sığınma evine gidemeyebilir çünkü. O baya cesaret isteyen bir şey.
Ama neredeyse eşinden fazla kazanıyor bazen konu sahibi, hatta eşi evde takılıyor. Her türlü kahrı da çekiyor. Orda neden diyorum. Bunu kendine neden yapıyorsun. Sert yazanlara da saygısızlık yapmıyorlarsa bir şey diyemiyorum belki kendine getirir diye.
Çocuk benim kırılma noktam sanırım. Eğer hatun kaçarak evlendiyse çok sıkıntıdaysa genellikle o konuları es geçiyorum ya da sadece lütfen korun yazıyorum. Onun dışında hayatı kendi aldığı bazı kararların sonucu ama çocuk öyle değil. Eğer şiddet varsa, çocuk da varsa çok üzülüyorum. Çocuğa çok yazık. O yetişkin değil çünkü.
Sürekli isteyen istediği yaşta/zamanda evlenir istediği zaman çocuk yapar siz karışamazsınız diye yazıp duruyorlar. Zaten benim de burdan yorum yapmaktan başka karışma durumum olamaz ama ben kendimde o hakkı görüyorum. Çünkü ben burdaki insanlar için cidden üzülüyorum. Eşim çocuğumu kaçırır diyince içim daralıyor. Sanki o çaresizlikteki benmişim gibi. Kaçtım kv kp ile yaşıyoruz bana böyle böyle yapıyorlar diye anlatınca küçük besleme dizileri geliyor aklıma ki en onları bile izleyemem gerilmekten. Hele çocukları da varsa, sevgisiz, saygısız tuhaf bir ortamda büyüyen çocuklar geliyor gözümün önüne. Babasının zoru ile 20 yaşında evlendirilen arkadaşın konusunda ben dertlendim. Tamam o eşarp falan takılmış o noktalara ama yaşayacağı daha neler var neler. Ben üzülüyorum.
Kaç kere bırakmaya çalıştım kkyı sırf bu yüzden. Çünkü o günkü ruh halimi etkiliyor resmen. Ben insanların hikayesini okuyup geçemiyorum ki. Belki de sorun bendedir. Ne yazacaktım, neler yazdım. Gereksiz destan olmuş ama demek ki içimi dökmeye ihtiyacım varmış.
Konu sahibi aynı zamanda en mükemmel sevişmelerini en şiddetli kavgalarından sonra yaşadığını da söylüyor Mune. Ben bunu anlayamam işte.Yalnız farkındaysanız bu konu sahibesi ben mutluyum demiyor, korkuyor.
Her erkek için geçerli değildir öyle arkanı dönüp gitmek, burada kaç kadının konusunu okuduk değil mi? Aslında kadın elinde olsa gidecek ama ailesini kendisini ölümle tehdit ettiği için adamla yaşamak zorunda kalan kadınların konularını yalnızca ben okumadım sanırım, hepimiz okuduk.
Hepimiz okuduk korunma talep ettim ama ortada bir eylem olmadığı için korunma verilmedi denilen yazıları.
Bazıları müstesna, dövüyor ama seviyor da bende seviyorum diyenleri ayrı tutuyorum fakat çoğu şiddet gören, tehdit edilen kadın arkasında dayanak bulamadığından gidemiyor, sürekli şiddet gören, hakaretlerle aşağılanan biri özgüvenini yitirdiği, yaşadıklarının kendi suçu olduğunu düşündüğünden öyle bizler gibi birden cesaret edip gidemiyor işte.
Ya bu kadınlar kocasının karşısına geçip bana niye vurdun, hatalısın demeye bile korkuyor, biliyorum çünkü var benim burada biri, adam kendi ana babasının lafını bile dinlemiyor, kocasını sevmiyor ama ölesiye korkuyor, anne babası olmadığı kardeşleri sırt çevirdiği için çekip gidecek cesareti bile kalmamış, o kadar sindirilmiş, bize tuhaf geliyor ama bu kadınlar kapıyı vurup cesareti bulsa gece nereye kalırım bana kim sahip çıkar endişesi yaşıyor, ya beni bulursa ya beni döverse ya zarar verirse endişeleri yüzünden en iyisi susayım, susar dediklerini yapmazsam belki düzelir deyip oturuyorlar.
Ben benim için dua et kocam düzelsin diyen kadınlar biliyorum.
Şurada kapıyı vur git diyoruz ya, hepimizin katılacağı bir test yapsak vur kapıyı git diyen 100 kadından ancak 20'si belki kapıyı vurup gider, bu bu kadar net.
O yüzden şiddet gören kadınların önce psikolojilerini düzeltmeleri, özgüvenlerini yeniden kazanmaları için uğraşmak lazım, ekonomik özgürlüklerini ellerine almaları için desteklemek, önlerini görebilmelerini sağlamak gerekiyor, yoksa biz çık git deyince gidemeyecek hiçbiri.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?