- 2 Ağustos 2013
- 4.111
- 3.891
- 448
Hayırlı, uğurlu olsun evliliğin :)
Çok doğru; ben kendimi mütevazı, sadelikten hoşlanan bir insan olarak tanımlardım. Ama son zamanlarda tüm mağazalardan bir şeyler alasım geliyor, kıyafet delisi olmak üzereyim, güzel bir ayakkabı gördüğümde içim gidiyor vs vs..
Aslında almak mutlu etmeyecek bizi, çünkü aldıkça alasımız geliyor. İhtiyaç duymamak mutluluğu getirecek ama artık neye maruz kalıyoruz da böyle oluyoruz bilemiyorum. Tüm bunlar birleşince ortaya "param yok" fikri çıkıyor bu da "daha çok olması için daha çok çalışmalıyım"ı getiriyor. Eh, sonra gelsin bunalımlar. Aslında paraya ihtiyacımın olmayacağı bir düzene geçmek isterdim. Kökten çözüm :)
ne işle meşgulsünüz, eşiniz ne iş yapıyor? merak ettim sadece. hangi şehirde yaşıyorsunuz şuan.
istanbul dışında bir şehirde geçim çok zor olmasa diye düşünüyorum. yanılıyorum sanırım.
Birinden duymuştum "Gelirin ne kadar çok olursa giderin de o kadar artıyor" diye. Yani mesela 1000 TL'ye çalışan insanın maaşı yükselip de 1200 TL olursa; uzun zamandır almak isteyip de kesesine güvenemediği bir ürünün taksitine girmek isteyecektir. Ay sonunda maaşından hep 300 TL arttırabiliyorsa yine 300 TL arttırabilecek. Ama giderleri artmış olacak.teşekkür ederim inşallah :)
çok haklısın bu konuda. aslında para var ama tüketim de var. paranın çokluğunu biz belirliyoruz sanki.
standart bir telefon bugün 900 tl iken iphone6s 2.300,00tl. örnekleme yapıyorum. herşey için bu geçerli aslında.
hep marka, hep reklam vs. aslına bakarsan. evde oturan da aç kalmıyor, benden çok maaş alanda. bende.. :)
misal yani çalışarak aslında bşyler mi kanıtlamaya çalışıyoruz kendimize. kendi paramız egomuzu mu tatmin ediyor.
bilemedim
yüzde yüz katılıyorum bu ne kadar gelirin varsa giderin o kadar artıyor ama standartlarını yükseltiyorsun. araban var daha iyi bir araba evin var daha iyi bir ev yada en basitinden para yok çıkmayalım bu akşam diyeceğine dışarıda buluyorsun kendini..Birinden duymuştum "Gelirin ne kadar çok olursa giderin de o kadar artıyor" diye. Yani mesela 1000 TL'ye çalışan insanın maaşı yükselip de 1200 TL olursa; uzun zamandır almak isteyip de kesesine güvenemediği bir ürünün taksitine girmek isteyecektir. Ay sonunda maaşından hep 300 TL arttırabiliyorsa yine 300 TL arttırabilecek. Ama giderleri artmış olacak.
Senin bahsettiğin durum da bunun gibi. Kadınlar çalışmasa, erkeklerin kazandığı tüm para kiraya, mutfak masraflarına ve faturalara gidecekti. Dediğin gibi karınları doyacaktı sadece. Kadınlar işin içine girince masraflar birlikte karşılanıyor, artan para ile lükse giren ihtiyaçlara yöneliyorlar. Ama elde yine para yok aslında
Bence buyuk sehırlerın hepsı bırıncı dereceden sıkıntı dıger ıllerde de ıllakı vardır ama buyuk sehırlerde ev kıraları da yuksek konut fıyatları da .. ulasım ayrı bır kulfet ama kucuk olunca goç fazla almıyor kalabalık yok evler ucuz kıralar dusuk e ev ıs arası genelde yakın oluyor yurunuyor ulasım kulfetıde kalkıyor... yakın olmasa da tek vasıtayla kartsız martsız 1.5 tl ye ulasırsın ıstedıgın yere kucuk sehırlerde.
yüzde yüz katılıyorum bu ne kadar gelirin varsa giderin o kadar artıyor ama standartlarını yükseltiyorsun. araban var daha iyi bir araba evin var daha iyi bir ev yada en basitinden para yok çıkmayalım bu akşam diyeceğine dışarıda buluyorsun kendini..
Canım öyle görünüyor ama emin ol ki değil. Bana da "İstanbul gibi yer bırakılıp buraya gelinir mi?" diyenler oldu. Sanıyorlar ki ben orada paraya para demiyordum..tabikii katılıyorum.
yalnız küçük şehirler de -memur haricinde- genel olarak ücretler düşüktür. kurumsal bir şube veya firma olmadığı sürece.
Offff, İngilizce öğrenmemek büyük pişmanlığım :)he bu arada bayanlar tasarımcılar yazılımcılar varsa aranızda benim eşin bi süre freelance takıldı. gayaet de iyi paralar kazandı freelancer diye bir site var. ama ingilizce bilmeniz lazım anlaşabilecek kadar. işler oluyor orada dünya çapında siz teklif gönderiyosnz adam seçiyor.
Canım öyle görünüyor ama emin ol ki değil. Bana da "İstanbul gibi yer bırakılıp buraya gelinir mi?" diyenler oldu. Sanıyorlar ki ben orada paraya para demiyordum..
Kendimden gerçek örnekler vereyim.
Sektörünün dev firmalarından biri olan kurumsal bir şirkette çalıştım. Asgari ücrete 3 kişilik iş yaptırdılar. (Bekardım tabii onun da etkisi olabilir.) İstanbul'un yaşam için gerektirdiği maliyeti biliyorsun zaten.
....
kesinlikle ingilizce öğrenmek şart.. eşimin şansı da bendim ingilizce öğretmeniyim:) senin iş başa düşmüş ama:) ihmal etme ingilizce kolay bir dil.:)Offff, İngilizce öğrenmemek büyük pişmanlığım :)
Yani biliyorum tabii de geliştirmem lazım
Çok kapı açıyor gerçekten
Yurt dışında takip ettiğim bir marka var. Hayalim onun Türkiye distribütörü olmak
Tabii o halde daha çok çalışmam gerekecek ama kim bilir belki o zaman şikayet etmem
Şanslıymış eşiniz cidden. Ne demişler, kadın insanı rezil de eder, vezir dekesinlikle ingilizce öğrenmek şart.. eşimin şansı da bendim ingilizce öğretmeniyim:) senin iş başa düşmüş ama:) ihmal etme ingilizce kolay bir dil.:)
Günaydın canım :)Kızlar günaydınsöylediklerinize katılıyorum ben de. biz ilk evlendiğimizde 1200 tl idi gelirimz sadece geçinmeye çalışıyorduk şimdi bende çalışıyorum 3200 tl oldu ama evin beklettiğim ihtiyaçlarını alıcam mesela salona orta sehpa, ufak demonte bi vestiyer, kanepelerin de kumaşı değişecek ha şunuda söyleyim hepsi gerçekten ihtiyaç lüks değil şu an benim için ayrıca ödenmesi gereken borçlar var onlar önceliğimiz bakın yine aynı kapıya çıktı nryse para yine ama en azından ihtiyaçlarımı gidermiş olacağım
çok şükür hayatın kendisi bir mücadeleden ibaret aslında canımGünaydın canım :)
Aynen öyle oluyor en azından ihtiyaçları gidermiş oluyoruz buna da şükür
Merhaba hanımlar,
Ben 24 yaşındayım, 6 aylık evliyim. Şimdiye kadar birkaç iş yerinde çalıştım ama işi sevsem de sevmesem de hep aynı hislere kapıldım.
Sabahın kör vaktinde kalkıp işyerinde soluğu almak, akşam yorgun argın eve gidip ancak yemek yemeye derman bulabilmek, patronumu eşimden daha çok görmek gibi şeylerin arasında hep "aslında yaşamadığımı" hissettim.
Geçim sıkıntım olmasaydı zevk için yine çalışırdım ama kendi işimde. Hobilerimden iş meydana getirirdim.
Canım sıkıldıkça kapatır çıkar, gezer dolaşır, denizin kokusunu içime çeker, evime gidip bir tatlı yapardım. Sonra da afiyetle yerdim mesela..
Ama maalesef bunlar yalnızca hayal. Ben feci halde sıkılıyorum ve hayatın boşa akıp geçtiğini hissediyorum. Yaşamanın "çalışmak"tan çok daha fazlası olduğunu düşünüyorum ama düşüncelerim yalnızca düşünce olarak kalıyor ve mutsuz hissediyorum.
Benim gibi düşünenler varsa fikir alışverişinde bulunalım.
Bu arada benim gibi düşünmeyenlerden akıl isteseydim konuyu Bir Derdim Var bölümüne açardım. Amacım sohbet. Umarım anlaşılmışımdır. Teşekkür ederim.
SÜPERSİN DOSTUMMMM :)))) ÇOK DOĞRU SÖYLEMİŞİN İLERDE YAŞAYINCA YAZDIKLARINA PİŞMAN OLUCAK EMİNİMMMM...biz koca parasına meraklıysak sen de işkoliksin o zaman? bana göre sen hayatı yaşamayı bilmiyorsun. "kariyer" adı altında bir parmak bal çalmışlar ağzına, köle etmişler farkında bile değilsin. harıl harıl çalışmak mesele değildir, kaliteli zaman geçirip yaşadığının farkına varmaktır hayat...
seni okadar çok iyi anlıyorum ki bende evlendikten sonra 2 sene içerisinde 20 kilo aldım hareket yok sinir stres bende maddi imkansızlıklar yüzünden kaynımlarla oturuyorum. ctesi 6 da ancak evde oluyorum hafta içi 8:30 dan önce eve gelemiyorum eve gelincede yemek yap falan derken saat geçiyor gidiyor haftasonu temizlik vs.hep hayatı kaçırıyoruz.inşallah 1-2 ay içerisinde kendi evime taşınıcam en azından okadar saat yemekle falan uğraşmam.aynı şeyleri bende düşünüyorum sabah ev akşam iş hareket yok pc başındayım ewlendgimde 53 kiloydum 1.5 yıl oldu şuan 67 kiloyum neden ? stresten eve gidiyorum gözlerim gidiyor beyin yorgunlugu kadar kötü birşey yok bekarken böyle degildim eve yürüyerek gidiyordum geliyordum evimiz merkezdeydi şimdi maddi skntı yüzünden halen eşim borç ödüyor merkeze uzakta oturuyoruz kayınvaldeme yakın ...arabaya bin arabadan in sürekli eve gel halim kalmıyor dünya kilo aldım iş yapsamda hareketten sayılmıyor yürüyüş olmadıgı için.... eşimden pazar işim bitince beni çıkarsın dolaşalım istiyorum akşam 6 oluyor çok eringeç hiçbirşeye yardım etmiyor tv başında sürekli ,,,,,daha çocuk yok stres yüzünden sürekli hastalanıyorum eve 3.gün geliorsam geri kalan günler sürekli biyerdeyiz annemdi kayınvaldemdi 3 görümce var hepsi gel git istiyor bazen en azından yemek yapmıyorum deyip gidiyorum ama evde işlerim kalıyor bi pazarım var ev temizliği cumartesi bile 6.30 da çıkıyorum neden evlendim diyorum kendime,,,, dışardan bakıyorum görümcelerime kocaları çalışıyor durumları çok iyi altlarında araba geziyolar ama kendime baktıgımda sanki köleyim stresten herşey yaşadım kafayı yemek üzereyim 3hafta önce düştüm dikişlerim iyileşti enfeksiyon kaptım iğne ilaç onlarla uğraşıyorum şimdide miğde fıtıgı çıktı acil ameliyat diyorlar ben daha çocuk olmadan nasıl riske atarım kendimi bilmiyorum 3.narkozdan snra vucut napsın stresten kendime yapıyorum eşim artk kendi halinde sewerekte evlensek evlenince herşey değişiyor bir laf ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar ....seni senden başka kimse anlamıyor..okula devam etmediğime okdar pişmanımki anlatamam keşke devlet dairesine aadım atsaydım saatlerin belli fazlası yok laf söz yok en azndan cumartesi günün var 1gün ev işini yap diger gün dinlenirdim yada dışarı çıkardım hayat boş şuan gözümde
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?