Çeyiz hazırlığı ve fikir paylaşımlarımız (Sohbet bölümü)


Kültürü fazlasiyla koruyorlar cnm ama, mesela almancalari da bozuk oluyor bu nedenle. O zamanda okulda problem cekenler, temizlik, insaatta calisan, hep bizim insanimiz. Ama aslinda onlariin hic sucu yok, biliyormusun? Anneanneleri dedeleri köyden gelmis, okul nedir bilmiyorlardi. Bu okul ve dil ilgisizligi birazda ondan kaynaklaniyor.

Burada Camilerimiz var cnm. Bide mesela basörtülü kizlar okula gidebiliyorlar. Ama buna karsi cok siyasetciler var su an.
Bide 11.eylül meselerden dolayi, müslümanlardan pek haz etmiyorlar artik. Hatta korkuyorlar.

bıde hadı anlıyorum yukselenlerı ıstemıyolarda
normal saf temız turklerı neden sevmıyolarkı

Bütün milletler, bütün milletleri ayni keseye koymuyorlar mi? Mesela cingene nasil birsey? nasil yasarlar? Hepimizin aklinda bir portre var. Ama öyle olmayanda var.
Almanyada farkli degil. Bütün türkler ayni, esit onlar icin.

tamam canım
hadı hayırlı aksamlar umarıum senı uzmemısımdır tekrar tesekkurler

Üzmedin cnm olumunekankayizsmile
 


Dolma = dolmalik biberi doldur
Sarma = Yapraklari doldur sar bilmiyorumkismile
Bizde öyle derler.

Bence Kisir ve patates salatasi güzel olur bir kerem

Ha bide börek sart bence, hazir yufkayla yaparsin artik
he işte bende böle biliom
ama genelde herkes sarmaya dolma dio ya
burdada genelde öle denio die öle dedim
yoksa bizde biberleri doldurunca dolma dioz
sarmaları sarınca sarma dioz
hehe onu demek istemedim ben
bu kızcazda benim dediklerimi hep açıklıo
 

evet canım üzerinde şiir yazıyor a.s serhatınkini ben yazdım benimkini o yazdı:asigim:

gelınler boyle aglarken acab damatlar ne hısseder??

ben aşkıma sordum senin bu sorunu okuyunca. Dedimki mesela ben kınada ağlarken sen ne düşünüyordun. Şöyle düşünüyordum dedi. Ben bu kızı alıcam burdaki tüm sevdiklerinden , doğduğu büyüdüğü şehirden,alışkanlıklarından koparıp götürücem peki yüzünü güldürebilecek miyim? Mutlu edebilecek miyim? böyle düşünmüş :1rolleyes:

burcu bunun içine mum koyup evin neresine koydu acep
resimlerde göremedim yada hatırlamıyorum
nerden aklına geldi bu canım yaakaydirigubbakcemile3 salonda duruyor konsolun üstündea.s


süpersin kızım sen yaaaakaydirigubbakcemile5 gidip resim bulup gelmiş vallahiŞeniz
haaaa asum test yaptırdık serhatla sağlık ocağında :kedi:
teyze oluyorsunuz:kedi:
dersem yalan olurkaydirigubbakcemile3

aaa burcu geçsede masanın yanından görsek a.s :roflol:
ahhahahha ama bütün gün evde yoktum
hayatim sahi nerde burcu???

KUzucuk aşkım evdeydiii:1hug:


evet ordada gördüm hatta serhatada okudum :roflol::roflol:
çok cücel bir gün geçirdik hava çok sıcaktı kısa kollluları giydik gittik açık havada güneşte oturup hamburger yediikkopuyorumnanaktan sağlık ocağına gittikkaydirigubbakcemile3

ayy bazen kendı yazdıkalrımı zor okuyom
ehh burcu buldun kocayı hıcc gelme buralara

he vallahii:kedi:


ah bu nostaljiler içime işliyor vallahii:sinifsinif:
işte yüzük tepsisin fotosu yok bende demiştim ya bulmuşsun vallahi.:1hug:ellerine gözlerine sağlık....Şeniz

Kızlar hepinizi çok özledim bu gün... opuyorumnanaktan
 
gunaydın canlar
JULICIM çok teskkur ederım üşenmemıssın yazmıssın Allah sıze bol sabır vedayanma gucu versın
dılerımkı o bahsettıgın ıs olurda gelırsınzı ist.

PITIRRRR
evr duzeltmeye calsııyorum ama olmuyo ben karısmıycam sana hıh

BURCUUUU HANIMMM
bızde senı özledık
esındende baska cvp beklemezdımmm
dılerım hep bole dusuncelı olur hep mutlu olursunuzzzz:1hug:
 
burcu senınkının oyle dusunmesıı normall
ve mutlu edıyorda gordugum kadarıyla sıze cok ımrenıyorum ve kocaman masallah dıorum allahım hep boyle mutlu etsın ıkınızı

bnm askım boyle durumlarda benle bır aglar yanı hungur hungur olmasada gözleri dolar
bigün kavga ettik ben seni severken nie bana böyle yapıyosun haketmiyorum dedım agladım gözleri doldu ama baya içerlemiştim
ama şöyle bişey var en ufak atısmamızda sakasına takılır ben ona kızıp aglayınca kızarrrr aglama bnm yanımda der
 
Son düzenleme:
sevgıı bak yurttaa ıkımız kaldıkk ben varım canın sıkılmasın
 
gunaydın ecee

sevgı ben burdayım sıkılmazsın dedım o benı bırakıp gıttı:umursamaz:
 
naber nihal

ben burdayım cnaım bugün 2 ye kadar
 
Radikal Gazetesi yazarı Kaan Sezyum 3 Mart'ta beyin kanaması geçiren eşini kaybetti. Genç yazar 13 Mart'ta eşinin ardından yaşadığı acıyı anlatan bir yazı kaleme aldı. Öyle etkileyici yazdı ki, yazı internette hızla yayılmaya başladı. İşte herkesin içini acıtan hayat ve ölüm üzerine bir kez daha düşünmemizi sağlayan o yazı...

Hayat ve anlamı

Geçen haftadan beri hayatımın pek bir anlamı yok gibi geliyor. Ne yazılarımı okutacağım birisi, ne sabah güldüğümüz birisi, ne de balkonda kuşları yemlediğimiz birisi var yanımda. Yok yani. İşin en fenası da bu yok oluşun, tam anlamıyla bi yok oluş halinde gerçekleşmesi oldu. Gayet güzel kahvaltı ederken, birlikte Türk kahvesi için tek bir sigarayı ortaklaşa tüttürürken birden akşam oluyor, evde kimseler yok. Çat! Şimdi evde iki kişi kaldık. Kedimiz Tortor da bu vesileyle üzerime kaldı. Yokluk kendisini zamanla hissettiren bir şey. Varken olanı hissetmiyorsunuz, yokken de olmayanı hissediyorsunuz, garip. Kısa sürede çok üzüldüm.



Üzülmemin sebeplerini düşündüm biraz. İnsan çok sevdiği birisini kaybedince (bence) birkaç şeyden dolayı üzülüyor. Ben artık onunla bi şeyler paylaşamayacak olmama üzüldüm. Kumda kendisini temizleyen bir serçe, suyun dibinden giden bi balık sürüsü gördüğümde artık gösterecek kimsem yok. Çok yalnızım. Ama arkadaşlar iyidir, beni yalnız bırakmıyorlar. Yalnız kaldığınız her an bi takım anılar çıt çıt ya da güm güm şeklinde kafanızın içinde patlayıveriyor. Geceleri uyumak çok zor. İçki de içmediğimden, uyumak için alternatif tıbbın tüm bileşenlerini devreye sokuyorum.



Gözlerimi bilinçli olarak kapatmak istemediğimden yapılabilecek en sıradan şeyi yapıp TV’ye bakarken ekran karşısında sızıyorum. Sabah kalkış kısmı daha fena. Uyandıktan sonra yatak keyfi diye bir şey yok. Zaten yatakta keyif yapacak bi şey de yok. Sabahın köründe kargalarla birlikte oturup mok yemeye başlıyorum ben de. Ne yapalım, hiçbir şeyi değiştiremiyoruz ne de olsa. ‘Hayat devam ediyor’ filan diyorlar ama benim için aslında hayat pek devam etmiyor şu sıralar. Neyi devam etsin? Benim için hayat yeniden başlıyor şu anda sanırım. Hem de sıfırdan.



Sevindiğim şeyler de var. Son bir yılı reklam ajansındaki işimden ayrılıp evde Nursel’le birlikte geçirmiş olmamız beni en çok rahatlatan şeylerden biri. Ortalama insanlardan çok daha fazla birlikte ve mutluyduk son bir yıl içinde. Evde sabahtan akşama oturup, ağaçlara bulutlara, Tortor’a bakıp gülüyorduk. Çok mutluyduk gerçekten. Çoğu insanın yaşayamayacağı kadar mutluluk yaşadım son bir senede. Ne yazık ki mutluluk da elektrik gibi bir yere istiflenmesi zor bi duygu. Şimdi o mutluluk anları anı olarak suratıma kapanıyor. Yalnızlığın bir başka karanlık tarafı da ortaya çıkıyor böylece; karşılaşmalar.



Sabahtan akşama çevremdeki birçok şeyde birlikte yaşadığım, eğlendiğim ve mutlu olduğum insanı görüyorum ister istemez. Neyse ki şimdi kendisini Heybeli’ye bıraktık. Bir süre sonra o da adanın bir parçası olacak, Heybeli’ye her gittiğimde belki de enseme konan bir sinek, topraktan çıkan bir çiçek, ağacın tekinde ekşi bi erik ya da peşimden gelen yavru bi kedi olacak. Şimdilik beklemekte yarar var. Hiçbir şey kaybolmuyor, bu da bir gerçek.



Hep çok şanslı olduğumu düşünürdüm. Hâlâ da düşünüyorum galiba. Hep istediğim işi yaptım, beni sıkan protokollere, ıvıra zıvıra bulaşmadım, zora gelmedim, her işim iyi gitti... Ama geçen haftaki bomba biraz fena patladı bende. Şu anda evrensel şans skalasında eksilere düştüm sanırım. Bundan sonrası yukarı çıkış olabilir sadece.



‘Küçük şeylerle mutlu olmayı bilmek lazım’ gibi zırvalar vardır ya, işte biz aynen o laflardaki gibiydik. Küçük ama mutlu bi hayatımız vardı. Dolaptan kestiğim bi parça kaşar peynirine sevinirdi. Susadığı zaman götürdüğüm bi bardak suyun yüzünde yarattığı mutluluğu görmeniz gerekirdi beni anlamanız için. Sabahları sağlıklı olalım diye tek bi aspirini içip “Şimdi mükemmel olduk” diye salak salak sevinirdik. Bahar geldiğinde balkonu çevreleyen ağaçların yaprakları yeşerip her yer yemyeşil olduğunda dünyanın en mutlu ikilisi olurduk. İnsan burnuna Çin yağı sürüp uyuyacak diye sevinir mi? Bazısı seviniyormuş, o da bana denk gelmiş. Şans işi işte.



Bir yandan da birbirimize hiç benzemezdik. Zevklerimiz çok farklıydı ama bana her zaman yeni bir şeyler gösterirdi. İnsan olmayı, çevremi sevmeyi Nursel’den öğreniyordum, daha da alacak çok dersim vardı. Krediler tamamlanmadan kaçtı gitti, bizim krediler de yandı badem oldu. Daha öğrenecek çok şeyim vardı.

Beni hayata bağlayan şeydi kendisi. O gidince iyice saçma sapan bir insan olacağım gibi hissediyorum. Bana kızacak, yaptıklarıma laf edecek ya da beni çekip çevirecek birisi yok şimdi. Dımdızlak kaldım evde, bir de kucağımda Tortor var, mal gibi salonda kanepede oturuyoruz, ağaçların gölgelerine bakıyoruz işte.

Durum böyle olunca hayatın da anlamını görmeye başlıyorum ağırdan. Hayatımızın anlamı anılarımızmış, onu fark ediyorum bi kez daha. Güneş doğuyor, güneş batıyor, haberlerde saçma sapan şeyler, iş yerindeki sıkıntılar, kişisel çekişmeler filan acayip fasa fisoymuş,



Bi kere daha ayılıyorsunuz. Ama narkozdan hızlı çıkmak da bi kafa yapıyor. Anlamsızlık içinde buluyorum kendimi sık sık. Evinde oturan ve yaşadığı hayatın bomboş olduğunu gören bir emekli gibiyim. Tek farkım çok güzel yaşadım, geçen haftaya kadar da kazasız belasız geldiydik. Naapalım, piyango bu sefer bana çıktı, yarın başkasına çıkacak, sonraki gün de bir başkasına. Çekiliş hep devam edecek.



Bi fotoğraf filan koymak istiyordum ama hiçbir şeye bakamıyorum. Zaten tüm fotoğraflar benim aklımda. Zamanla çıt çıt açılıyorlar. Şimdi onlara bakmak için çok erken.



Karşılaşmalar, eşyalar ve yerler en fenası. Ama her şey ilk seferinde çok acıtıyor insanın içini. Aynı yerden ikinci geçişinizde sadece içinizde bi sıcaklık kalıyor. Bakalım ne olacak? Hayatımın en büyük darbesinden sonra ne kadar sıcak beni kurtaracak bilemiyorum. Yalnızlık sıcak bi şey değil, onu çok iyi biliyorum.



Geçen hafta tam da şu satırları yazdığım sırada yanımdan gitti, artık yok. Yani var ama, yok. Üzücü ama gerçek, ne yapalım?



Şimdi arkadaşlarla daha fazla zaman geçirilecek, onlarla da güzel anlar paylaşılacak, mutlu yaşamaya devam edilecek. Mutlu olmaktan başka yapacak bir şey yok. Yani var ama, yok.
 
Son düzenleme:
çok uzun ama paylasmak ıstedımm
cok ıyı anladımm o esı olabılır ama hasret alıskanlıklarr herkeste var
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…