26 yaşındayım. Doğunun ücra bir ilçesinde acil doktoruyum. Aslında konuya nasıl gireceğimi bile bilmiyorum. Burda öyle yalnızdım ki başta alışmaya çalışarak geçti günler...Mutsuzdum zaman geçirecek hiç bir şey yoktu. Bambaşka bi şehir bambaşka bi kültür alışık olmadığım bir dil alışık olmadığım insanlar...2 hekim beraber başlamıştık..O eş durumu yapabilmek için resmi nikahını kıymıştı. Aslında hep kız arkadaşım kadar erkek arkadaşım da oldu..Herşey arkadaşca geliyordu..Önceleri arada bir akşam hastaneden 4 -5 kişi dışarı çıkmaya başladık sonra her akşam çıkmaya başladık , eve dönünce mesaj telefonla konuşmalar bitmiyordu. Eşiyle ilgili ( eşi başka bir şehirde) hayatla ilgili uzun uzun konuşuyorduk. Eskiden çok sevdiğini artık sevginin kalmadığını mutsuz olduğunu, kendisi ile ilgili psikolojik rahatsızlıklarını uzun uzun konuşuyorduk. Zamanla hasta arası çay sigara, hastası olmadığı zaman odama geliyordu benim hastam olmayınca onun odasına gidiyordum. Eşiyle de tanıştırdı beni . Eşi bizim olduğumuz yere gelince beraber zaman geçiriyorduk. Zamanla diğerlerini atlatip yalniz her gün çıkmaya başladık. Herşey yalnızlıktan kaynaklanan arkdaşlık gibi geliyordu başlarda..Ama geçirdiğimiz vaktin fazlalığı hep yalnız kalmaya çalışıyor oluşumuz rahatsız etmeye başladı. Bana göre arkadaştık iyi vakit geçiriyorduk. Hep arkadaşız desemde bazen kendimi biz arkadaş mıyız diye düşünürken bulur oldum. Arkadaşlarıma herhangi bir şey anlatırken bile onun adı çok geçer olmuştu, hatta bazen arkadaşlarım o evli değil mi eşi kıskanmıyor mu sorun olmuyor mu gibi sorular gelir oldu. Bir gün oturup bu durumu konuşmak istediğini söyledi.'Sence ben eşimi aldatıyor muyum?' diye sordu.. Aslında durum çok karışıktı verebilceğim bir cevapta yoktu. Ben bişey hissetmiyorum ama dışardan bakınca durumun kötü olduğunu anlatmaya çalıştım. O gün artık yalnız kalmama başbaşa dışarı çıkmama kararı aldık. Zaten artık o da eşiyle ilgili hep iyi şeyler anlatmaya başladı. Düğün hazırlıklarını anlatıyordu aldıkları eşyaları gösteriyordu, fikrimi bile aldığı oluyordu. Herşey kapandı gitti neyse ki hala arkadaştık zannediyordum. Zamanla yine bir şeyler değişmeye başladı tekrar yalnız birşeyler yapmaya başladık. Günün nerdeyse tamamına yakınını beraber geçiriyorduk. Artık arkadaş mıyız sorusuna hayır cevabını verir olmuştum kendi içimde. Uzak kalmaya mesafe koymaya çalışsamda en fazla 1 gün sürüyordu kararlı duruşum. Ben odasına gitmesem bile o geliyordu hiç görmesem öğle yemeğinde, doktor odasında, kantinde, hastane çıkışında karşılaşıyorduk. 1 ay kadar önce yine konuştuk ikimizde artık arkadaş olmadığımızı kabul ettik. Yine konuşmayalım görüşmeyelim dedik. Ama yine olmadı.. Yine konuşmaya görüşmeye devam ediyoruz. Eşi dünya iyisi biri bu olanların hiç birini hak etmiyor. Neyi nasıl yapacağımı nasıl bu duurma son vereceğimi bilemez oldum. Burda nerdeyse anlaşabildiğim tek kişi o ve yalnız kalmakta zor geliyor. Çok çaresizim duygularım vicdanım kalbim ve beynim birbiriyle öyle çelişiyor ki.. Ne yapacağımı bir türlü bilemiyorum. Düşünmekten çaresizlikten hiç bir şeye odaklanamıyorum. Tabiri caizse hayat işkenceye döndü.