Çok mutsuzum ev alamiyorum..

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Tamam o kadar yaşanıyor işte 12 bine
Ayı geçiriyorsun
Öyle pahalı zevklerin olmadan
 
Katılıyorum. Yaşadığım yerde evler peynir-ekmek gibi gidiyor. Kirada oturduğum evden daha çıkmadan başka kiracı geldi tuttu, geçen sene faizler düşünce evler teker teker gitti. Evinin yakınında yeni yapılan o kadar çok bina var ki. "Demekki satılıyor" diyorum eşime. Sanırım dövizin artması bazı insanlara yaradı. Parasını sürekli döviz ve altında tutanlar iyi kazandı...
 
Ben de evimi sattım ve şu an içine konteyner konacak imarsız arsa bile alamıyorum, durumlar kötü maalesef hakkımızda hayırlısı...
 
Allah hepimizin yardımcısı olsun bu devirde her şey çok zor inşallah gönlünüze göre bulursunuz bi ev
 
bence mümkün mertebe kendinizi belli bir rahatlığa alıştırmadan ev alın derim.

sadece konu sahibine değil tabi, herkese.

ben 2015'te aldım evimi. ankarada. (ankara istanbula göre uygundu hala uygundur sanıyorum)

ara ara pişman da oldum.

neden derseniz. ben finansal okur yazarlığı olan birisiyim. aslında yapmam gereken parayı eve bağlamak olmamalıydı. tr'de yaşayıp envai çeşit ülkede, amerikada bile borsa yatırımı yapan 47756 farklı enstrüman takip eden arkadaşlarım var.

ben tembellik ettim.
parayı dövizde tutardım (zaten döviz kazanıyorum bu arada) böyle değişik opsiyonlarla değerlendirirdim. muhtmelen de çok kar elde edebilirdim. zaten emlak almayın yatırım aracı kullanın diyenler hep bunu savunuyor x-y-z alsanız 5 katına çıkardı diye...evet de alsaydık.. ya almadıysak?

ev ilk 3 sene pek prim de yapmadı. halbuki metro istasyonunun dibi, site içi, karşısında ankaranın o zamanki en lüks projelerinden biri var o proje sebebiyle etrafında güzel yerler açmışlar . herhalde satışında ilk 3 sene yapacağı primi zaten koymuşlardı fiyata :)

ama ben evi aldım ödedim, (3 seneydi kredisi) kiracı var şu anda. ve o evi unuttum.
fiyatı şu anda o fiyatın 2 katından biraz fazla. son zmanlarda bakmadım belki 3 katına yakın olmuştur. yani zamanında prim de yapsa demek 4 katı olacaktı rahat.

evet, tembellik etmesem 40 çeşit yatırım aracını ben de takip etsem belki paramı 3-4-5 katına çıkarırdım. ama. takip ettim mi bu araçları? yoooo. evi bile çok arayıp almadım aslında. metro yakını olsun, site olsun, 0 olsun dedim param oraya yetiyordu.

evi alınca ne oldu peki. ister istemez kendimi ona göre ayarladım. "salmadım" belli standardım vardı, o standardı korudum. ama çok iyi hatırlıyorum ilk ay cebimde sadece 50 lira kalmıştı. 50 lirayla geçindim. sonra işimde iyileşmeler oldu. gelirim arttı. zaten kredim kısaydı. bitti gitti.

lakin şu anda daha fazla kazanmama rağmen,
şu anda ev alacak olsam kendimi sıkmam gerekir...bence sorun burada. belli bir rahatlık-hayat standardı ya da düzey artık ne derseniz olduktan sonra insan sıkıp ev alamıyor.

mesela arabanız var. satamıyorsunuz neden çünkü arabasız olmaz algısı var kafanızda.

mesela ben çok eskiden bir kahve makinesi alacak olsam 2 ay araştırırdım. ama şimdi alıştığım düzeyde olan makineyi alıp geçiyorum ve illa ucuz olsun demiyorum. niye çünkü ben zamanında ucuzunu da kullandım, handikaplarını biliyorum. onu kullansam beni mutlu etmeyecek. zaten 2 ay arayacak lüksüm de yok şu anda o vakit benim için daha değerli..

siz de arabaya alıştınız satsanız rahatınız bozulacak....(yanlış anlaşılmasın aile için araba gerçekten asli ihtiyaç da olabilir, ama olmasa mecbur ona göre bir düzen kurardınız, inşallah meramım anlaşılmıştır). ya da çocuğunuzu özele götürüyorsunuzdur mesela, ama krediniz çocuk doğmadan önce girilmiş olsa ona göre alıştırırdınız kendinizi.

ben o evi "satar oturacağım evi alırım" diye almıştım. "oturmak zorunda kalırsam da oturacağım semt olsun ama" diye bir kriter koymuştum. satmış değilim. başka yerde yaşıyorum, emlakçıyla uğraşmak istemiyorum. telefon bakacak mecalim yok... başka eve bakacak vakit yaratamıyorum falan. resmen tembellikten ev sahibi oldum (başka yatırım yapamadım) resmen tembellikten de ev elimde kaldı.

ailem de zamanında şimdiye göre daha fazla sıkıyordu mesela kendini, şu anda pek de zorlamıyorlar, neden? e yaşları 60'larda evleri var arabaları var, neyi zorlasınlar daha fazla. (kafaları öyle). ama şimdi ev almaları gerekse sıkmak değil sıkıp suyunu çıkartmaları gerekirdi. inanın bu çok çok çoook daha zor...bir düzene alışınca ondan feragat etmek insana kat kat fazla koyuyor. arabamız yoktu 5er kilo pazar poşetlerinin birini sağ elimize birini sol elimize yüklenir gelirdik, bu koymazdı çünkü daha iyisini bilmiyorduk.... boşuna dememişler "Allah gördüğünden eksik bırakmasın, gördüğünü aratmasın" diye.

rahatlık herkes için değişir birisi için standart olan diğeri için nispeten lüks olabilir. o yüzden burada maaş ya da semt vermek çok mantıklı değil bence ama genel olarak herkes için geçelri olacağını düşündüğüm şey bu: eğer ev alacaksanız rahatınızdan ödün vermek zorundasınız. bunu ne kadar az rahata alışmışken yaparsanız, o kadar iyi edersiniz.
 
aynen öyle hele ki büyük şehir de 12 bin 5000 gibi.benzini depo depo alıyoruz zaten mesafeler çok uzak çünkü.size komik örnek vereyim benim eve yakın kolejler 50 binden aşağı yok o da sadece okul ücreti servisi kitabı yemeği dahil değil.aynı kolejin küçük şehirlerde ki şubesi 22 25 bine eğitim veriyor.büyük şehirde oturmak da lüks olmuş.e biz büyük şehirdeyiz diye fazla maaş mı alıyoruz küçük şehirdekinden?bu ayrım neden?
 
işini başka bir yerde yapma şansı olmayan insanlar için hadi neyse de

kalanların büyükşehir ısrarını ben anlamıyorum
küçük şehirlerde özellikle eğitim konusunda çok başarılı ve istikrarlı olanlar var

öğretmen kadrosu oturmuş, velileri ilgili, öğrencileri iddialı okulları olan bir anadolu ilçesinde yaşamak daha mantıklı. memlekete filan da yakın olursa ya da bir bahçe filan yapılırsa oohh mis.

hele şu pandemi sürecinde bence herkes fark etti ki büyükşehirler işkence artık
çocuğu bir tiyatroya götürmek için ya çalışmıyor evde oturuyor olacaksın ya iş çıkışı 2 saat trafik çilesi çekeceksin ki çocuğu al, bir yerde karnını doyur da yetiştir matineye....

e başka şehir yaşasan da mesela 1 h.sonu toplu plan yapar konser, tiyatro alışveriş, müze ne varsa toplu yapar gelirsin. sanki büyükşehirdekiler Allah'ın günü tiyatroda konserde ! çoğu yerde devlet tiyatrosu filan var artık. konserler zaten 10 sene önceki gibi değil neredeyse hiçbir kaliteli grup zaten artık gelmiyor konser programına almıyor türkiyeyi. alsa senede kaç konser gidecek para kaldı insanlarda?

çocuk okutmak isteyen bence hiç büyükşehirde kasmasın
okulları güzel minik şehirleri düşünsün
özele de yollamasın (tam gün kreşi olduğu için özele vermek gerekebiliyor, biliyorum ama mecbur değilse yani)
takip etsin, dili öğretsin, çocuğa üniversiteyi direkt yurtdışında okutsun. en mantıklısı bu bence.
 
çok katılıyorumm.eşim tayin olamayacak bir görevde olsa da gene büyük şehir oluyor sadece.diğer türlü hemen taşınırdımm denizi olan bir ilçeye .çocuğumu da miss gibi okuturdum kolejde.şimdi yüzde seksen burs kazanabilirse 30 bine yakın ödeyeceğim.oysa küçük şehirde burssuz zaten 25 bin kolej .
 
Ben artık o kadar üzülmüyorum gerçekten. Herkes seçimlerini yaşıyor hayatta. Öğrencilerime resmen yalvarıyorum bir kelime öğretebilmek için ama umurlarında bile değil. Ben onların onda biri imkanla okumuş, çabalamış, para kazanmışım. Yarın bir gün bu çocuklar asgari ücretle çalışıp 3,5 çocuk yapıp geçinemiyorlar diye niye üzüleyim ki. Hem kendilerini geliştiremedikleri için her gün daha geriye gidiyoruz. üniversite mezunu olup daha cümle kuramayan bir sürü kişi var maalesef.
 
haklılık payın var piraye.çok umursamaz çocuklar ve aileleri var.sanki sabancının çocukları gibi anca ders kaynatsınar öğretmenle dalga geçsinler.üniversite de bile pandemi de yerine sınava adam sokup dersleri öyle verip mezun olanlar tonla oldu.dil öğrenmek iş öğrenmek için birinin yanında ücretsiz ya da cüzi ücretle çalışmak yerine sevgili peşinde sosyal medya peşinde koştular haksız mıyım?covidmiş kızım dün din dersi sınavı oldu rahatsızlanmış bugün eokulda gördüm 89 almış covid olmasına rağmen üzüldümm niye 100 değil diye.alırdı çünkü.diğer sınavları bu hafta ve gelecek hafta başı giremeyecek bana dert oldu.nasıl çalıştırabilirim diye kara kara düşünüyorum.asgari ücretli değilim ama 1 günlük ders kaybına bile üzülüyorum okula gitmeyince.biz mi tuhafız onlar mı bilemedim.Ama tabii elinden geleni yapıp asgari ücret kazananı ya da işsiz olanları konu dışı bırakıyorumm.onlar ayrı konu
 
Para kazanma işinin okulla eğitimle kendini kültürel ve bilgi birikimi olarak geliştirmekle çok alakası yok aslında. Benim okulda bir arkadaşım vardı dersler falan umrunda değildi, sınav zamanı gece eğlenmeye gidecek diye sınava gelmezdi ( liseden bahsediyorum üniversite değil zaten üniversite de okumadı) . Ben karnemde bir tane 4 var diye ağladığımı bilirim bu arkadaşımız şuan baya refah içinde yaşıyor . Yine onun gibi örnekler var etrafımda. Çalışarak, okuyarak falan aileden gelen bir destek , zenginlik vs olmadıkça gelebilinecek maksimum seviye az çok belli kendimizi kandırmayalım . He bunun istisnası elbet var ama adı üstünde istisnai bir durum.
Ülkenin şartları aşağı gitmeden önce evet okuyan , kendini geliştiren çalışan insanlar için bir yaşam standardı vardı doğru ama ülke şartlarının kötüleşmesinden dolayı bu kötüleşme hızını çoğu kişinin yaşam standartları yakalayamadı maalesef .
 
ben üniversite okuyarak asgari ücret alan ya da alamayan gençleri kastettim yoksa elbette okumayarak da hayatta başarılı olan iyi kazanan insanlar var.ülke şartlarını baz almazsak en dip fakirlikten iyi okuyarak dil öğrenerek sertifikalar alarak yurtdışında bile tercih edilecek vasıflarla donanarak kurtulmak mümkün.zenginlik demiyorum ama tatmin edici kazanca ulaşan çok var tanıdığımm.Ama adı okumak olsun diye bir üniversite okuyan sadece kamuda çalışmayı baz alan yıllar yıllar boyu kpss ye girerek zaman harcayan kendini hiç geliştirmeyen emir altına girmeyi asla kabullenmeyen gençlerimiz de var.yani hem haklılar hem de haksızlar aslında iş bulamayanlar ve asgari ücrete çalışanlar
 
Biraz da haklılar ya . Kendini geliştirmek ekstra şeyler öğrenmek hep zaman ve hep maddiyat . Aileden desteğin yoksa çok zor . Onlar da haklı. Yol gösteren yoksa insan gençken çok cahil oluyor bir kere. Ya bir aile büyüğü ya ana baba abi abla bir şey olacak illaki insana yol gösteren , en azından fikir veren . Maddiyatı da geçtim.

He sizin dediğiniz şeyleri yapabilmiş insanların da yaşam standardı düştü onu demek istemiştim. Konudan zaten aşikar normal şartlarda iyi gelirler alan insanlar da kötü şartlarda yaşıyor. Enflasyon . Herşeye enflasyon. Bu insanlar orta sınıftı . Ama enflasyon yok ediyor onları. Zengin ise çok daha zengin şimdi. Zengin olmak kolaylaştı esasında ülkemizde
 
Haklısınız ne denir ki
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…