Konu çok güzelmiş, hortalatacağım o yüzden. Arkadaşlar tabi ki dağınık/pasaklı olup da değişmek için yol arayanlara değil de, halinden memnun olanlara bir sorum olacak? Şimdiye kadar dağınık olmanın ya da pasaklı olmanın ne faydasını gördünüz? Yani işleri ertelemenin ya da hiç yapmamanın ya da yarım yamalak yapmanın ne faydasını gördünüz, ben bunu gerçekten çok merak ediyorum. İnsanın evi pis olunca, sofrasını özensiz yarım yamalak kurunca, yemeğini pis koşullarda yapınca, banyosu pis olunca ne kazancı oluyor? Buralardan artırdığınız zamanı nerede değerlendiriyorsunuz?
Ben bununla ilgili önceden bir konu açmıştım, çok yakın olmak durumunda olduğum birinin pasaklılığından rahatsızlığımla ilgili. Şimdi bebekten dolayı daha da yakın olmam gerekecek ve bu yine kafama takıldı, nette araştırırken her zamanki gibi konuyu KKde buldum, oradan geldim bu konuya. Yukarıda sorduğum soruyu o konudaki kişiye de sürekli soruyorum ama tabi ki içimden
Ben temizliği bir bütün olarak görüyorum, elinde her Allah'ın günü toz beziyle gezmek bana uymuyor ama tüketim çılgınlığı tavan yapmış Türk kadınının her birinin evine gittiğimde dikkatimi çekiyor, o 1 TL'lik mutfak süngerleri süngerlikten çıkmış, ben artık başka bir yaşam formuyum diyor. Yani kıyafet üstüne kıyafet süs eşyası üstüne süs eşyası alacak parayı her zaman bir şekilde bulan bu kadın türü nedense boru değil yeyip içtiklerinin bulaşığını yıkadığı o bir liralık süngere para bulamıyor herhalde. KKde herkes titiz, titiz olmayanlar da kişisel bakımına çok önem veriyor! ama benim gittiğim her evde bu süngerlikten çıkmış sünger ve bezlikten çıkmış, iğrenç sarı mutfak bezlerinden oluyor, anlayamıyorum.
Sorsanız herkes temiz, her gün yer siliyor, süpürüyor, çamaşır yıkarken, temizlik yaparken kullandığı (yine KKde okuduklarımın yalancısıyım) on beş çeşit deterjanı var ama dediğim gibi bence temizlik bir bütündür. Mesela yemek yaptığın kaşıkla yemeğin tadına bakıp gerisin geri içine daldırıyorsan, 1 sn içinde çekmeceden maşa almak yerine her şeyi elinle koyuyorsan, kullandığın o on beş ayrı çeşit deterjanın lavabo/tuvalet giderinden kanalizasyona oradan da temiz su kaynaklarına ulaşıp başka canlıların (ve tabi ki insanların, kendimizin yani) suyunu kirlettiğini, yavaş yavaş zehirlendiğimizi düşünmüyorsan kusura bakma temiz değilsin benim gözümde. Ben her zaman dinimizin de tavsiye ettiği orta yolun yolcusu oldum çok da memnunum bundan. Evim hep düzenlidir çünkü bir şeyi aldığım yere koymak dağıtmaktan çok daha kolay, zekice ve zaman almayıcı bir faaliyet, ben de öyle yaparım, düzeni bu şekilde sağlıyorum. Silip, süpürme, toz alma vs. işlerine gelince her gün yapınca size temizleyecek bir şey kalmadığını farkında olun diyorum, haftada iki gayet yeterli bu işler için. Çalışan bir kadınım bu arada.
Uzun lafın kısası pasaklılık, pislik de çok çok kötü bana göre ve anlamsız, temizlik imandan gelir ama öte yandan bir sürü deterjanın esiri olup kendini, çocuğunu, çevreni zehirlemek de çok kötü. Çocuklarda astım, alerj, neden bu kadar arttı bir araştırın bence. Herrr gün tuvalete döktüğünüz o domestos ile rahim kanserindeki artış arasındaki ilişkiyi bir araştırın bence. Deterjanlar çamaşırlardan ne kadar temizleniyor, temiz sandığınız çamaşırlardan cildimize geçiyor mu geçmiyor mu araştırın, internet derya deniz nasıl olsa.
Sen ne yapıyorsunuz diyen olursa araştırıyorum ve deniyorum, internette doğal temizlik tariflerinin yarısı doğru yarısı balon, denedim gördüm. Sirke ve karbonat lavabo tıkanıklıklarını açmıyor mesela ama bulaşık makinesine de koku askısı asmaya gerek yok limon kabuğu varken, mesela. Elde yıkamada sıvı arap sabunu bulaşık yıkarken çok çok çabuk tükeniyor, ama bulaşıkları iyice durulayıp makineye koyarsanız çok az deterjanla bulaşık yıkanıyor, mesela. Ersağın bulaşık makinesi deterjanını kullandım, hayatımda bu kadar boş bir şeye para verdiğimi hatırlamıyorum (futbol takımı fanatikleri gibi markaların da fanatikleri oluyor, fanatikleri bana hiç bulaşmasın hiçbiri benim babamın oğlu değil, deneyimimi söylüyorum). Çamaşır makinesinde domestos, yumuşatıcı, şu deterjanı, bu bilmemnesi olmadan çamaşır yıkayamayanlar çok çok üzgünüm ama o aldığınız koku temizlik değil kanser kokusu (fanatiklere iyi haber, ERsağın çamaşır makinesi deterjanından gayet memnun kaldım). Toz alma, yer silme için Amwayin locunu kullanıyorum, el sabununu katı kullanıyorum, misafirler için sıvı sabun var tabi ki, katı sabun sayesinde egzamam geçti. Banyoda mis kokulu! envai çeşit duş jelleri yerine hacı şakirin beyaz kalıp sabununu kullanıyorum, suyu akıtınca duş jelleri gibi yapışıp kalmıyor insanın tenine, durulanıyor, gayet memnunum, ama doğal aşkı için gidip de Lush'tan sabun alıp bir sabuna 20 TL vermem. Anlatabildim mi? Pislik zaten iğrenç bir şey, başak burcuyum, temizliğin de imandan geldiğine inanan biri olarak benim için pislik, dağınıklık bir seçenek bile değil. Ama temizlik yapayım derken de çevremi, çocuğumu, eşimi, kendimi, hücrelerimizi vs. daha beter kirletmeyecek bilince de sahibim, Allah'a şükür.
Siz sadece kendiniz değil çocuk ve eşinizin sağlığından da sorumlusunuz, hakka girmemek lazım. KKden çok güzel püfler alıyorum ama bazen okurken içimden diyorum ki "çocuğunu da güldalla yıkasaydın hanım". Yani biraz bilinçlenmek lazım artık. Çok uzun farkındayım (kalp temizliğine hiiiç girmiyorum).